Ynt: Kaderimin Ve Ruhumun Efendisi Benim Canım farkındalık önce çevreden başlıyor.Öncelikle çevrendeki insanların farkına varmaya başlıyorsun,sonra kendini yakalıyorsun arada bir,eğer üzerine düşersen farkındalık bir oyun gibi sarıp sarmalıyor seni.
Genelde yaptığımız,konuştuğumuz,yediğimiz,içtiğimiz şeylerin farkında olduğumuzu zannederiz.Ama değilizdir.Kaç kez 'evet şu an bu nefesi alıyorum ve ciğerlerim tazeleniyor' diyerek bir nefes aldık.Kaç kez suyu bize kattıklarının farkında olarak yudumladık.Kaç kez kendimizi yakaladık sinirliyken,öfkeliyken ve bu duyguyu o anda değiştirdik.Neşemizi büyütmek için kaç kez o duyguyu yoğunlaştırdık ve doya doya yaşadık.Belki de hiç.
İşte farkındalık böyle bir noktada başlar,çok ufak bir ayrıntıda yatar ve nazlı bir kızdır farkındalık.Sen onu yakalamak için uğraştıkça onu sevdikçe seninle daha çok beraber olmak ister ve bir gün bakmışsın bir parçan olmuş farkındalığın.
Yüzleşmelerin acı vermesin sana,önce kendine güven,kendini sev.Ben bunları yaşadım ama kendimi sevdiğim için çabuk atlatıyorum diyerek sağlam adımlarla git üzerlerine,unutma onlar seni sen acıttıklarına inandığın için acıtıyorlar.
Yüzleşmek istemediklerine dışarıdan bak,o olayı bilinç düzeyinde yaşarken olayın içinde sen olma,sanki bir film izliyormuş gibi ya da bir resme bakıyormuş gibi kendini dışarıdan izle,olaya drama katma,o anda sen o olayda değilsin,sen sadece bir seyircisin.Olayın içindeki sen olayı çözsün ve oradan çıksın,perdeler kapansın,alkış başlasın.
Acıya hüzüne kendimizi ne kadar kapatmak istersek o kadar yoğun yaşarız.Kaçtıklarımız hep peşimizdedir biliyorsun.Acıdan ve hüzünden alacaklarımızda vardır,onların bize kattıkları...Şimdiye kadar sorunsuz güllük gülistanlık bir hayat yaşadığını düşün şimdiki sen olabilir miydin,şimdiki düşünce yapına sahip olabilir miydin?Peki şöyle söyliyim sana harika sorunsuz bir hayatın var,herşey mükemmel sorunun yok bu sebeple kendini tanıman için,kendi içine dönmen için bir sebebin de yok,kendini tanımadan geçen koca bir ömür.(kulağa hiç hoş gelmiyor bence.)
Bağışlamadıklarımız sadece bizi yorar,evet ben bunu yaşamış biri olarak söylüyorum ki çok yoruldum.Benim bağışlayamadığım tek bir insan vardı hayatımda ama bin kişiye bedeldi ve aileden olunca baskıyla affetmem istendi.Affetmedim,asla konuşmadım ve konuşmuyorum.Ama sırtımda taşıyamadığım bir yüküm yok,çünkü onu kendi içimde affettim,bağışlamak demek tekrar hayatına sokmak demek değil canım benim.Bağışlayarak sadece zincirlerinden,seni engelleyenlerden kurtuluyorsun,o istediği yere sen ait olduğun yere gidiyorsun.
Kalbini al eline ve sev.O kişiler sen değer verdiğiniçin senin canını yakabiliyorlar,kalbine de ki--Ben seni seviyorum,sen benim en değerli yanımsın,ben bu yolda kendime güvenmek ve mutlu olmak istiyorum,senin de bana yardımcı olmanı istiyorum,teşekkür ederim-- de yerine koy.Bunu meditatif halde imgeleyerek yapabilirsin,faydalıdır (tecrübeyle sabit :) )
Çok uzun yazdım farkındayım (bak farkındalık böyle bir şey :) ) Ama kendimi tutamadım.Umarım bu güzel yolda sağlam ve dingin adımlarla yürürsün.Herşey kendini gerçekten sevmekten ve koşulsuz kabul etmekten başlar.
Sevgiler.
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |