Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-06-2007, 05:57 PM   #1 (permalink)
hayatimdegisti
Administrators
Atakan Sönmez
 
Üyelik tarihi: May 2006
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
hayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond reputehayatimdegisti has a reputation beyond repute
Standart Sır Hakkında Objektif Bir Yazı

Sır filmi konusunda aşagida ki yazi akşam gazetesinden alintidir.Diğer yazilara göre daha objektif bir bakiş açisi sergilemiş...
Konu hakkinda görüş bildirmek isteyenler bu başlık altında paylaşımlarını yapabilirler....





Her şey, fısıltı gazetesiyle başladı aslında. İnsanlar birbirlerine “The Secret” isminde bir filmin ne kadar muhteşem olduğunu ve mutlaka izlenmesi gerektiğini söyleyip duruyorlardı. Ülkemizde hiçbir firma bu filmi getirmediği için de yurtdışından getirilmiş filme, Türkçe altyazı yapılarak hazırlanmış kopyalar elden ele yayılıyordu. Bu arada da Kasım ayında Kuraldışı Yayınları’ndan Nil Gün’ün “Çekim Yasası” kitabı çıkmış ve hızla satılıyordu. Derken Owo Mia Yayınları, ortalığı birbirine katan bu filmin, kitap versiyonunun haklarını aldı ve kitabı Türkiye’de yayınladı. Artık “The Secret”ın, Türkiye’de patlama yapma zamanı gelmişti ve beklenen patlamayı yaptı da… Ama ben bu yazıda sizlere oturup Rhonda Byrne kimdir, “The Secret” nasıl uygulanıyor vs. gibi tipik kitaptan alıntı yap, haberi yaz tarzında bir çalışma yapmak istemiyorum. Aralık ayından beridir “The Secret”ın film versiyonunu satır satır bilen ve hayatında uygulamış birisi olarak bir “son kullanıcı” yazısı yazmak ve bu film-kitap hakkındaki yorumlarımı sizlere aktarmak istiyorum.

“The Secret”la ilgili e-posta gruplarında ilk görüşlerimi yazdığım esnada kullandığım bir cümleyi aynen tekrar etmek istiyorum: Bu filmi izleyen her on kişiden yedisi filme burun kıvıracak; Kimisi “Zaten bildiğimiz şeyler.” diyecek, kimisi “Güzel, ama…” ile başlayan cümleler kuracak, kimisi de “Saçmalık bunlar!” itirazlarını getirecek demiştim. Geçen bu süre zarfında bunlara “Gizli güçlerin oyunu bunlar.” diyen komplocular ve kitap-filmin popülerliği nedeniyle, ona yaklaşmayan popüler-alerjenleri de eklendi. Esas önemli bir grubu ise spiritüel camiada sıklıkla bulunan “her şeyin üstüne nimetmiş gibi atlayıp da, anlatılmak istenenleri başlarıyla değil başka taraflarıyla algıladıkları için gerçek nimetlerden bir türlü yararlanamayıp ortada şaşkın şaşkın dolaşanlar” grubu oluşturdu. Kısacası “The Secret” bir şekilde insanlarımızın hayatına girdi, peki nedir bu işin aslı? “The Secret” melek mi, şeytan mı; saçmalık mı, yoksa denildiği gibi gerçekten büyük bir sır mı; yoksa bir pazarlama harikası mı?

Ben yanıtımı gayet net vereyim: Pazarlama açısından muhteşem bir başarı kazanmış, ama pazarlaması çok iyi yapılıyor diye de içinin boş olduğu asla düşünülmemesi gereken, amma velakin mutlak ve mutlak özü çok iyi anlaşılmadan büyük faydalar getirmeyeceğine inandığım bir yapıt. Ben hiç burun kıvıran tayfadan değilim. Evet, işin suyunun çıkmaya başlamış olması benim de hoşuma gitmiyor, ama sapla samanı da karıştıracak değilim. “The Secret” benim hayatımı tepeden tırnağa değiştirdi ve “En iyi spiritüel filmler” listemde de bir numarada alnının akıyla duruyor.

Peki kısaca ne diyor bu “The Secret”? Konu hakkında hiçbir bilgisi olmayanlar için hemen özetleyeyim: “The Secret”, evrende yerçekimi yasası gibi bir netlikle varolan “Çekim Yasası”nı açıklıyor. İnsanın düşünceleriyle hayatına neyi isterse onu çekebileceğini, neyi düşünürse o olabileceğini anlatıyor ve anlatımlarını çeşitli ünlü kişilerin sözleri ve öğretmenlerin anlatılarıyla destekliyor. Para, iş, sağlık vs. gibi konularda insanın hayatında değişiklikler yaratması için neler yapabileceği veriliyor film boyunca. Bu noktada diyebilirsiniz ki daha önce birçok kitapta yazıyordu bu, “The Secret”ın farkı ne ki böyle kitleleri peşinden sürüklüyor? “The Secret”ın başarısının sırrı, mevcut bilgileri son derece sade, basit ve anlaşılır hale getirip, güçlü örneklerle desteklemesinde yatıyor. Bugüne kadar yüzlerce kitapta okuduğumuz, ama bir türlü hayatımızda nasıl uygulamaya geçireceğiniz bilmediğimiz bilgilerin, direk uygulanışı konusunda yol gösteriyor ki, benim gibi hiç öyle havada kalmış, felsefi sözcük öbekleriyle işi olmayanlar için çok faydalı bir kaynak haline geliyor. Yine tekrarlıyorum: “The Secret” da daha önceden bilinmeyen hiçbir bilgi yok, ama mevcut bilgilerin harika bir özetlemesi var ve hemen hayatınıza uygulamaya başlayabiliyorsunuz. (Ben ayrıca Nil Gün’ün “Çekim Yasası” kitabını da öneririm ki, bu bilgiyi bir Türk’ün kalemi ve bakış açısından okumanın da çok önemli olduğuna inanıyorum.)

Hayata uygulamaya başlayabiliyorsunuz derken biraz açıklama yapmam gerekiyor. Filmi ilk izlediğinizde, aldığınız heyecanın da etkisiyle sürekli “The Secret” da anlatıldığı gibi yaşamaya, düşüncelerinizi kontrol etmeye çalışıyorsunuz, fakat bir süre sonra bunun yorucu olduğunu fark edeceksiniz. Çünkü kendini olumluya da olsa, sürekli bir biçimde düşünmeye zorlamak da insan bünyesi için kasıcı bir etkinlik, hele ki bizler gibi olumsuz düşüncelere çok daha yatkın bünyeler için. Aradan biraz zaman geçip, filmin üzerinizdeki etkisi geçtiğinde ortaya çıkıyor aslında filmi anladığınız veya anlamadığınız durumu. İşin özünü kavrayıp, çekim yasasının hayatımızda aslında her daim varolduğunu ve biz onu bilsek de bilmesek de, yönlendirmeyi düşünsek de düşünmesek de çatır çatır işlediğini ve hayatımızı aslında tamamen kendi düşüncelerimizin belirlediğini kavramışsanız, zaten artık kendinizi kasmadan hayat geminizin rotasını olumsuzdan olumluya doğru döndürdüğünüzü fark ediyorsunuz. Fakat filmi sadece “Nasıl kısa zamanda para kazanabilirim, evim arabam olabilir, sorunlarımızı çözerim.” şeklinde algıladıysanız –ki evet, bu sorunların çözümü de çekim yasasında bitiyor-, filmin etkisi geçtiğinde siz yine eski yaşantınıza mutlu mesut geri dönüyorsunuz ve soranlara da “Evet, izledim ‘The Secret’ muhteşem filmdi.” yanıtını verip, filmin sadece sizin “muhteşemliği sadece anılarda” rafınızda, diğer kitap veya filmlerle yer almasına neden oluyorsunuz.

Yalnız bu noktada şunu da belirtmek lazım, dünya tarihinde binlerce kitabın veya bilgi bütününün başına geldiği gibi, “The Secret”ı da –neredeyse- kutsal kitaplaştıran bir kitle de yavaş yavaş oluşmaya başladı ve “The Secret”ı –hadi abartalım- hayatı pahasına savunmaya hazır fanatikler de (mecazi anlamda) ortaya çıkıyor. Bir kitabın böyle körü körüne savunucusu olmak da doğru bir durum değil, siz alacağınızı alırsınız içinden ve hayatınıza işlersiniz ve sonrasında da yolunuza devam edersiniz ve karşınızda daha birçok bilgi çıkar. Benim için “The Secret” böyle mesela. Hayatımı değiştiren bilgilerin içime işlemesine katkısı çok büyük olan ve bazı bilgilerimi tazelemek istediğimde de başucumda duracak bir bilgi kaynağı. Ama “The Secret” eleştirilmiş, yerden yere vurulmuş veya göklere çıkartılmış beni çok ırgalamıyor. Ben o kitaptan neleri aldığım ve hayatımda ne kadarını uygulayabildiğimle ilgiliyim, o kadar. Sadece “The Secret” değil, tüm kitaplar için de geçerli bu. Ayrıca da eser olarak bakıldığında “The Secret”ın eleştirilebilecek yönleri de yok değil hani. Bir kere onca güzel bilgi sanki sadece ev, araba, para… elde etmek içinmiş gibi algılanıyor ki filmin Amerikan halkı, değerleri ve isteklerine yönelik yapıldığı çok belli. Evet, para, ev, araba, başarı vs. herkesin derdi ve isteği, ama dünya sadece bundan ibaret; çekim yasası da sadece bunları elde etmek için kullanılan bir durum değil. Hayatınızda attığınız her adımda var ki, kuantum fizikçilerin de sık sık altını çizdikleri bir bilgi bu. (“What The Bleep Do We Know?” serisinde anlatılanlar da çekim yasasından başka bir şey değildi.) Duygularınızda, ilişkilerinizde, yaşadıklarınızda, evrenle olan iletişiminizde… hep çekim yasasının etkilerini görmek mümkün. Fakat film-kitap manevi kısımları hızlıca geçiyor ve direk maddi getirilerin altını çiziyor. Eh işin özünü kapmışsanız ve aklınızı çalıştıran bir bireyseniz eğer, filmin bilgilerini alıp çeşitlendirebilmeniz ve hayatınıza “çekim yasası”nın ne gibi etkiler yaptığını keşfetmeniz gayet mümkün ki benim “The Secret”a dair izleme-okuma önerim de bu yönde. İzleyin, filmde maddi hayata dair önerileri uygulayın (ki işe yarayışını birebir yaşıyorum) ama sakın orada takılı kalmayın, üzerine düşünün ve daha geniş perspektiflerle bakmaya çalışın bu bilgiye. O zaman gerçekten anlıyorsunuz “sır”rın ne olduğunu. (Ayrıca “The Secret-Sır” pazarlama açısından gayet başarılı bir isim, ama “çekim yasası” mevcut tek bir “sır” değil, başka “sır”lar da var, onu da belirtmem lazım.)

Sözün özü şu: “The Secret”, ne melek ne de şeytan, binlerce yıldır insanlığa söylenen ve kulak arkası edilmiş bilgileri gayet güzel derlemiş toparlamış ve özünü anladığınızda hayatınıza muhteşem katkılar yapabileceğiniz çok değerli bir kaynak. Ne kendinizi kaptırın, ne toptan reddedin; okuyun ve hayatınıza uygulayıp yolculuğunuza kendinin ve düşüncelerinin değerini anlamış biri olarak devam edin.
(10Haziran Pazar günü Akşam Gazetesi Brunch Ekinde Kapak olan yazı.)
Hasan Sonsuz Çeliktaş)

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
http://www.hayatimdegisti.com
Hemen ücretsiz deneme telkinlerini indirmek içinse bu link.Suçluluk ego ve kendine güveni 2 gün dinleyin
https://www.dropbox.com/sh/b6youoq8m...vwFPsoEYa?dl=0
Dinledikten sonra etkiler ile ilgili anketlere bu linkten katilin.
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...-anketlerimiz/
hayatimdegisti isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla