Bakın bu Atatürk fotoğrafları çok güzel.
Ve bu fotoğraflara baktığımda asla "sıradan" olamayacak bir insan görüyorum.
Ne yüzlerce insanın içinde sadece ve sadece onu gördüğünüz fotoğrafta,
ne de salıncağa bindiği fotoğrafta- "özgün" "nev-i şahsına münhasır" bir insan görüyorum ben orada. Ve herkesten farklı. Bunun için özel bir şey yapmıyor- o öyle... Yani farklı olmaya çalışmıyor, zaten doğası gereği öyle.
Sadelikse kastınız evet Atatürk çok sade yaşamayı seven bir adam. Ne parada pulda gözü var; ne de şan, şöhret ya da övülmekle bir ilgisi var. Zaten büyük dinlerde de "sadelik" hep esas alınmıştır. Hz. Ali der ki: "İlim bir nokta idi, cahiller onu büyüttüler."
Depresyon konusuna gelince... Kronik depresyon tehlikeli olabilir... Ama zaman zaman insan hayatında öyle şeylerle karşılaşır ki depresyona girmemesi mümkün değildir. Ve bu da gayet doğaldır. Yani hüzün ve melonkoli de insan hayatının bir parçası... Bunlardan çılgınca kaçmaya çalışmak da doğal gelmiyor bana. Hiç üzülmeyelim, hiç sıkılmayalım, sürekli Polyanna misali kırlarda koşup çimenlerde yuvarlanalım-- bu doğal değil. Bakın bir yakınınız vefat ettiğinde yasınızı yaşamanız gerekir. Zaman zaman her şey sıradan geliyorsa, bırakın gelsin... Biz burada peri masalında yaşamıyoruz.
Ama elbette kendi blokajlarımızı aşalım. Tıkanık enerjilerimizi çözelim. Kendimize dair olumsuz inançlarımız varsa bunların kökünü kazıyalım. Ve bu uğurda vermiş olduğunuz çaba ve çalışmalar için size yürekten teşekkür ederim. Çünkü bu sayede bizler en azından bazı yaşamsal travmaları daha kolay atlatabilir, hayatın yükü altında ezilmekten kurtulabiliriz. Kendi önümüze koyduğumuz sanal engelleri fark edebilir, potansiyellerimizi dolu dolu açığa çıkarabiliriz. BU ANLAMDA SİZE NE KADAR TEŞEKKÜR ETSEK AZDIR... |