23-12-2008, 10:59 PM
|
#57 (permalink)
|
Guest | Hayat kutupsal zıtlıklar içerisinde var olur ve güzellikle var olur. Eğer seversen kısa bir süre sonra - sevginin içinden- tek başına kalmak için muazzam bir arzu yükseldiği için şaşıracaksın. Her aşık bunu hisseder ve eğer hissetmemişsen o zaman sevmemişsindir; o zaman senin aşkın ılıktır, o gerçekten tutkulu değildir. Aşk çok tutkulu olduğunda o seni yorduğu tükettiği için, seni boşalttığı için kişi kendi alanına sahip olmak, içine dönmek, kendi içine düşmek ister. Ve kendini boşaltmak güzeldir. Ancak o zaman sen beslenmeye ihtiyaç duyduğunu hissetmeye başlarsın. Ve sen nereden besleneceksin? Basitçe içine dönersin, dünyaya gözlerini kapatırsın ve herkesi unutursun. Bu içe doğru olan anların içerisinde enerjin birikir, sen yine dolu hissedersin. Ve o zaman da çok dolu olursun ve bu çok dolu olmanın içinden taşmak ortaya çıkar. Ve sen senin şarkını, enerjini paylaşmaya seninle dansetmeye hazır olan birisini aramak ve bulmak zorunda kalırsın. Ritim budur. Aşıklar bunu bilmez. Onlar tek başına kalmak istediklerinde suçluluk hisederler. Ve bir kişi tek başına kalmak istediğinde diğeri reddedilmiş hisseder. Bu büyük bir yanlış anlamadır. Eğer koca "bu gece beni yalnız bırak" derse karısı reddedilmiş hisseder, kızgın hisseder. Ve birgün karısı "beni yalnız bırak" derse kocası çok incinir; onun erkek egosu çok incinir. Sevgiline, "Birkaç günlüğüne yalnız kalmak istiyorum. Tek başıma birkaç haftalığına dağlara gitmek istiyorum" dediğin an, diğeri anlayamaz. Çünkü onlara hiçbir zaman aşkın tek başına kalma arzusu yarattığı gerçeği söylenmemiştir. Ve şayet sen tek başınalığın içine girmezsen senin aşkın düzleşecektir. O giderek sahte bir şeye dönüşecektir; tüm hakikatini kaybedecektir. Hayatı kendi bütünlüğü içerisinde kabul et. Ateşli tutku içinde olmak da iyidir ve serin şefkatin içinde olmak da. Her ikisinin de senin kanatların olmasına izin ver..Bir kanadı kopartma. Aksi takdirde hiçbir zaman bu sonsuz uçuşa katılamayacaksın.. |
| |