Şimdi “ içsel çocuğun” sırrını verelim.
Bu kuantum bir konudur ve her zaman böyle oldu. İçsel çocuk neden bu kadar önemli?
Bunu yıllardır işittik yine de birçok insan bundan kaçıyor.
“Bir çocuk olmak istemiyorum” diyoruz. “Büyüdüm ve bununla temasa geçmeye ihtiyacım yok.”
Bunu geçelim.” Belki de düşündüğümüzden farklıdır?
Bununla ilgili kuantum olan şeyi anlatalım.
Şimdi iyi dinleyip , bir an kalbimizi açalım.
Hiçbirimiz artık çocuk değiliz ama hepimiz bir zamanlar çocuktuk.
Öyleyse neden bir an için bir şey yapmıyoruz: Saati askıya alalım ve bu yaşamda bu dünyada şimdiye dek sahip olduğumuz her şey şimdi önümüzdeymiş gibi yapalım.
Ambarlar gibi, onlardan alabiliriz, onlar oradadır.
Geçmişte değildirler, onlar kuantum haldedir, şu anda gerçekleşirken onları görmemiz için hazırdırlar.
Üzerinde düşünelim: Gidip o ambarlardan bazılarına bakalım – sekiz yaşında olduğumuz zaman, altı yaşında olduğumuz zaman, beş yaşında olduğumuz zaman.
Üzüntülerimiz yoktu. Kaçımız, sekiz yaşındayken ipoteği ödemeye üzülüyorduk?
Gıda için bütçemizden ne haber, ya da bir arabaya sahip olup olamayacağımızı düşünüyor muyduk? Yanıt? Hiçbirimiz!
En büyük üzüntülerimiz dışarıda ne kadar kalıp oynayabileceğimiz idi. Bunu düşünelim… Çoğumuz için durum buydu. Bu çocuk zihnidir… saf, karmaşık değil ve üzüntünün kapsama alanının dışında.
Bu düşünceleri bir anlığına sürdürelim.
Bir an için o karakteri alabildiğimiz rolünü oynayalım, biz olan o çocuğu.
Onda ismimiz var ve onu yaşadık.
Onu ambardan çıkarıp alalım ve kendi üzerimize yerleştirelim. Üzüntüler yok. Drama yok. Yarın yok.
Çocuk yarın bayram olmadıkça yarını düşünmez, bu sevinç ve heyecan hissidir.
Bunu en son hissettiğimizden bu yana ne kadar zaman geçti ?
Neden bundan bahsediyorum? Çünkü Tanrı’nın sevgisi bizi bu niteliğe davet ediyor!
Sadece tek bir modele sahiptik ve bu bir çocuk olarak idi.
Öyleyse bu yeni enerjiye girmek için ihtiyacımız olan sevgi ve huzuru sağladığımızın modeli olarak onu geri getirelim!
Bu, geriye gidip bu nitelikleri yaşamlarına uygulayan kuantum İnsan Varlığıdır
Onların kim olduklarını söyleyebiliriz, çünkü onlar etrafta yürüyorlar ve parıldıyorlar!
Yadsıma içinde değiller. Onlar kuantumdur.
Birçok dinde çok iyi tanıdığımız bu dünyada yürümüş olan çok sayıda üstat vardı. Onların hepsinin sahip olduğu ortak noktayı söylemek istiyorum: Onlar kuantum idiler!
Onların yüzlerine baktığımız zaman, nasıl parladıklarını gördünüz mü?
Bir an için o en çok sevdiğimiz üstat ile birlikte olabilsek,bir anlığına onun yanında durabilsek ne görecektik ? Oradaki enerji nedir ?
Huzurdur, öyle değil mi? Onlar ipotekleri için üzülüyorlar mı? Faturaları ödemekle ilgili üzülüyorlar mı? Yaşamlarında ne tür bir drama var? Sayısız drama olabilir, ama bunu asla görmeyiz!
Hangi nedenle olursa olsun bunu bilmezler ve biz bu huzura çekiliriz, öyle değil mi?
Yalnızca onların yanında durmak isteriz.
Kendimize şöyle deriz.“ keşke sadece bunun gibi olabilseydim.”
Pekala, yapabiliriz, ve buna “içsel çocuğun özünü yakalama” adı verilir.
Bu masumiyet değildir; bu cahillik değildir; bu tam, bütün kuantum bilgeliktir.
Lineerlikte( doğrusal işleyen bir zamana inandığımız yaşam tarzımızda ) üzüleceğimiz şeyleri alıp bizi etkilemeyeceği bir yerde asılı tutma yeteneğidir.
Korkunun etkilemediği bir bilince neler olur? Yükseklerde süzülür!
İçsel çocuk çalışması kuantum çalışmadır.
Yeni enerji, var olan tüm bu şeyler İnsan Varlığının kuantum olmasını istiyor.