Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Sağlık Davranış Değişikliği Telkinle Fiziksel Değişim > Sağlık > Beslenme

Uyarılar

Beslenme sağlıklı beslenme, hamilelikte beslenme, beslenme nedir, günlük beslenme, kanser beslenme, beslenme hastalıkları, gebelikte beslenme, çocuk beslenme, bebek beslenme, hamilelik beslenme, beslenme diyet, çocuklarda beslenme, beslenme ve, sağlık beslenme, bebeklerde beslenme, gebelik beslenme, spor beslenme, beslenme çeşitleri, karaciğer beslenme, beslenme hamilelikte, doğal beslenme, bitkiler beslenme, kolestrol beslenme, demir beslenme, beslenme vitaminler, beslenme ürünleri, beslenme faydaları, şeker beslenme, beslenme diyeti, bitkisel beslenme

damar tıkayan kolesterol değil, şeker!

Sağlık ve Beslenme damar tıkayan kolesterol değil, şeker! Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız damar tıkayan kolesterol değil, şeker!" gazetelerden kesip buzdolabına astığınız bütün "kibrit kutusu kadar"reçetelerini çöpe atın! prof.dr . kenan demirkol, a'dan z'ye akıllı beslenmenin matematiğini anlatıyor... şeker, vücudumuzu, demir paslanır gibi paslandırıyor, eskitiyor; çocuklarımızın hücrelerini 12 yaşında yaşlandırıyor. şekeri, gıda sanayiinden ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Beslenme telkin cd indir izle İstanbul Beslenme nerededir kimdir Beslenme çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Beslenme hipnoz Beslenme olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Beslenme hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Beslenme kuantum düşünce kitap haberi

damar tıkayan kolesterol değil, şeker!

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-06-2008, 02:47 PM   #1 (permalink)
Administrators
♥Ozlem Şahin ♥
 
shamanic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
shamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond repute
Standart damar tıkayan kolesterol değil, şeker!

damar tıkayan kolesterol değil, şeker!"

gazetelerden kesip buzdolabına astığınız bütün "kibrit kutusu kadar"reçetelerini çöpe atın!

prof.dr . kenan demirkol, a'dan z'ye akıllı beslenmenin matematiğini anlatıyor...

şeker, vücudumuzu, demir paslanır gibi paslandırıyor, eskitiyor; çocuklarımızın hücrelerini 12 yaşında yaşlandırıyor.
şekeri, gıda sanayiinden söküp atmak zor ama, işe evlerimizin kapısından başlayabiliriz!

prof. dr. kenan demirkol genel cerrah. muayenehanesinin kapısında "prof." yazmıyor.
"ben üniversitede hocayım, burada hekim" diyor.

söz bir ara "kronometreli doktorlara" geldiğinde, yani 15 dakika muayene süresini aşınca ikinci vizite ücretini alanlara çok şaşırdı.
çünkü kendisi saat takmıyor,"dalgınlıkla saatime bakar da hastayı tedirgin ederim" diye.

uzmanlık alanı,beslenmeyle yakından ilgili olan sindirim sistemi organları. ancak demirkol bir "akıllı beslenme" uzmanı.
bunu bir insanın tüm bedenine ilişkin olduğu kadar, siyasi ve toplumsal boyutlarıyla da ele alıyor.

peki beslenme nedir?

ilk aklımıza gelen, şişmanlık-zayıflık. özellikle kadınlarda modasına göre sıfır bedenle, 90-60-90 arasında değişen ölçülerde olmak ya da olmamak.
doğru mudur?
"kibrit kutusu kadar" reçetelerini bir yana bırakıp,demirkol'a: "neden düşmandır şu ünlü üç beyaz?" diye sorduk.
o, şekerle başladı.

"şeker tüketimiyle hastalık artış eğrisi paralel"

demirkol- kısmen ya da tümüyle beslenme alışkanlıkları sonucu oluşan kronik, aslında önlenebilir hastalıklar, çok büyük bir toplum sağlığı sorunu haline gelmiştir.

abd'de 20 yaş üstü erişkinlerin
yüzde 65'i ya şişman ya daha da ileri aşamada.
64 milyon insanın koroner kalp hastalığı,
11 milyon insanın şeker hastalığı,
37 milyonun kolesterol yüksekliği vardır.

ülkemizde kalp hastalığı sıklığı bu boyuta henüz gelmemiş gözükse bile, şeker hastası sayısının dört milyon olduğu göz önünde bulundurulursa,
yakın zamanda vahim bir tablo ile karşı karşıya kalacağımız açıktır.

ne zaman ki şeker pancarından şeker üretilmesi avrupa'da ortaya çıktı, soğuk iklimlerde de şekere dönüşebilecek bir besin maddesi keşfedildi,
toplumların şeker tüketimi arttı. toplumların şeker tüketiminin artış eğrisiyle, hastalıkların artış eğrisi bire bir örtüşüyor.

çünkü; şeker sadece kalorisiyle, şişmanlatıcı etkisiyle zarar vermiyor, doğrudan kimyasal yapısıyla da çok tehlikeli.
"şeker yiyeyim oradan aldığım kaloriyi başka yerden kısarım" demek çok yanlış. insan vücudunun şeker almasına gereksinim yoktur.

"12 yaşında yaşlandırıyor"

aydınlık- çocukların enerjiye ihtiyacı var diye belli miktarlarda yemeleri doğru değil mi?

demirkol- asla doğru değil.

aydınlık- peki enerji ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız?

demirkol- taş devri döneminde insanlar hayvan avlar ve bitki toplar. şeker sadece meyvede var.
meyve esas olarak bir kültür bitkisi. doğal ortam sebze ağırlıklıdır. insan eli ne kadar fazla değmişse bir gıda maddesine,
o oranda olumsuzlaşıyor. o dönemde, insanların kan şekeri 60 dolayındaymış. bu devirlere geldikçe şekerle tanışıyor ve alışkanlıkları değişiyor.

dolayısıyla ortalama kan şekeri de değişiyor. şimdi 100'lerdeyiz, 120'de şeker hastalığı. biliyorsunuz şimdi şeker hastalığı iki türlü.
bir doğumsal genetik özelliklerle alakalı tip 1 diabet.
bir de edimsel tip 2 diabet.pankreas organının artık yeterince insülin üretememesiyle ortaya çıkar.
yaşlanma süreci olarak kabul edilir. 60'lı yaşlarda görülmesi beklenir. ama şu anda 12 yaşındaki çocuklarda tip 2 diabet var.
sağlıklı beslenmede şekerin hiç yeri yok. tamamen bir damak alışkanlığıdır.

"kanser hücresi de şekerle besleniyor"

aydınlık- ama, beyin sadece glikozla beslenmiyor mu?

demirkol- doğru. ancak, bu glikozu her türlü karbonhidrat içeren bitkiden vücut elde ediyor.
kanser hücresi de şekerle besleniyor. özellikle kemoterapi gören asla şeker yememeli.

şeker pancarından veya şeker kamışından elde ettiğimiz şeker 'sakaroz', iki ayrı molekülden oluşan bir birleşik moleküldür.
sakarozu biz yer yemez vücudumuzda glikoz ve fruktoza ayrışır. glikoz kan şekerimizin de adıdır. hemen kana karışır ve kan şekerini yükseltir.
vücudumuz şekerin zararlı olduğunu bildiği için korkudan hemen insülin salgılar. çok fazla miktarda şeker yemişsek, gereğinden fazla insülin salgılanır.
insülin o şekeri hemen alır vücudun bir enerji açığı varsa kısmen enerjiye dönüştürür. ama insan vücudu çok tasarruflu bir biyolojik bünye.
çok az enerjiyle çok işler yapabilir. mutlaka yediğiniz şekerde bir fazlalık olacaktır. bu fazla şeker,insülin aracılığı ile ya kas ve karaciğerdeki
şeker depolarına götürülecek ki, vücudumuzun şeker deposu 120 gram kadardır. orası da sürekli doludur,hiç boş kalmıyoruz çünkü.
insülin bu şekeri alacak ve yağa dönüştürecek.dolayısıyla sizin yediğiniz şeker vücudun değişik bölgelerinde yağlanmalara sebep olacak.

insülin salgılandığı için bir de tokluk hormonu salgılanır.hiç olmazsa şekerin glikoz bölümü bir derecede tokluk yarattığı için daha
fazla şeker yemenizin de önüne geçmiş olur.

şekerin ikinci bölümü olan fruktoz; çok az oranda insülin salgılatır. dolayısıyla sınırsızca yiyebiliriz. fruktoz günde 15 gram kadar vücudumuzda
metabolize edilebiliyor. değişik kimyasal süreçlerin içine katılabiliyor. bu da 30 gram şekerdir. günde bundan fazla yenirse karaciğerde trigliserite
dönüşür. trigliserit kan yağıdır. bu hem karaciğer yağlanmasına, hem damar sertliğine, hem de vücudumuzun yağlanmasına yol açar.

bugün amerika'da alkole bağlı sirozdan daha çok, karaciğer yağlanmasına dayalı sirozdan karaciğer nakli gereksinimi duyuluyor.

"meyve yiyorsan, şeker yeme"

aydınlık- yiyeceklere ve içeceklere bunu tercüme edersek.

demirkol- bir kutu meşrubatta 35 gram; 200 gram meyvede 30 gram şeker vardır. insanoğlunun 200 gram meyve dışında
hiç şeker yememesi gerekir.diyelim ki çok aşerdiniz, 2 parça çikolata yediniz, o gün meyve yemeyin. bir matematik yapmak zorundayız.
elbette, meyveden elde etmiş olduğumuz bir takım vitamin ve antioksidanları da feda etmiş oluyoruz.

aydınlık- meyvelerin şeker oranları farklı değil mi?

demirkol- incir ve muz en çok şeker içerenler. ama onun dışındaki meyveler aşağı yukarı aynı.

aydınlık- okuyucularımız söyleşimizden sonra bir reçete çıkartabilirler mi?
bunu yemeyeceğim, şunu yemeliyim diyebilir mi? bu sistemin içindeyken, nasıl başaracaklar bunu?

"hayvanlara yaptığımız…"

demirkol- ben kendim yapmadığım şeyleri topluma anlatamam. ben böyle ve de çok keyifli yaşıyorum. sunulanlar içinde
sağlıklı beslenmeyi bir şekilde yapmak mümkün.

aydınlık- aslında hayvanlar yapabildiklerine göre.

demirkol- hayvanlar yapamıyor bu işi, çünkü; hayvanları biz besliyoruz.tıkıyoruz ahırlara "şunu yiyeceksin" diye hayvanlara hayvanlık yapıyoruz.

aydınlık- oysa tavuklar bütün gün eşelenir durur, ihtiyacı olanı seçer yerdi.
filler örneğin hastalandığı zaman belli ağacın yapraklarını gider yermiş ilaç niyetine.

demirkol- evet bu tüm hayvan aleminde var. kaliforniya valisi bütün o rambo görüntüsüyle amerika'da en aklı başında valilerden biri oldu.
iki büyük atılımı oldu. bir tanesi; okullarda meşrubat satışını yasakladı. iki;patates cipsinin üzerinde, "öldürücüdür" yazısı konuyor.

amerika'nın mısırını tüketeceğiz diye…

aydınlık- cips deyince öteki düşmana mı geçiyoruz?

demirkol- yok, bir konu daha var. son yıllarda yeni akım mısırdan şeker elde etmek. 1920'li yıllarda amerikan başkanı
"benim köylüm mısırdan kalkınacak" fetvasında bulundu. gerçekten de çok büyük teşvikler verildi. göz alabildiğince mısır ekildi.
dünya mısır ekiminin yüzde 40'ı amerika'dadır.bunu sadece hayvan yemi yaparak ya da başka yollarda tüketemeyince
değerlendirme yolları arandı.

japonlar mısırdan şeker elde etmeyi keşfetti.amerika hemen balıklama atladı bu yöntemin üzerine. artık şeker endüstriyel.
sıvı olduğu için paketlenip satılamaz. ama her türlü dondurma, meşrubat,şerbette kullanılıyor.

bakıyorsunuz şimdi baklavacı artık şerbetini kendisi yapıp dökmüyor. kartal'dan fabrikadan hazır fruktoz şerbeti geliyor.

kolesterol düşmanlığı

aydınlık- ama bunun daha sağlıklı olduğu yazılıp çiziliyor.

demirkol- maalesef. şimdi bilgi çağındayız ya! bence bilgiye ulaşmanın en zor olduğu çağdayız.
çünkü, ekonomik kazanç kaygısı her türlü bilginin üzerine binmiş durumda. o kadar büyük bir rant var ki,
gerçeğe ulaşmanın en zor olduğu dönemi yaşıyoruz.

biraz önce dediğimiz gibi 15 gramdan fazla fruktoz yağa dönüşüyor ve bizi hasta ediyor. nasıl demir paslanınca eskir,
bu paslanmanın bilimsel adı oksitlenmedir. vücudumuzdaki hücreler de oksitlenir ve yaşlanır. birtakım gıdalarla oksitleyici,
bir de bunu engelleyici maddeler alırız.

örneğin,
üzüm çekirdeği. gerçekten bu sistem bizim organizmamızın yaşlanmasını belirleyen, hastalanmasını, kanser gelişimini belirleyen ana faktör.
bakın bir kolesterol furyası aldı gidiyor. kolesterol anne sütünde, yeni bir hayatın doğması için ana nesne olan yumurtada bolca var.
demek ki insan hayatının gelişme döneminde inanılmaz gereksinim var. bakıyorsunuz kolesterol düşmanlığı sarmış ortalığı.

"kolesterol masum, biz suçluyuz"

aydınlık- kolesterolün ölçüsü de zaman zaman değişiyor. bunun modası olur mu?

demirkol- bakıyorsunuz ldl 130'a kadar normalde. üç sene sonra 100, şimdi de 60 olsun diyorlar. yakında sıfıra indirecekler.
aslında, kolesterol masum.bizler suçluyuz. fruktozu yani tatlı şekeri yiyerek oluşturduğumuz trigliseritler, kolesterolün oksitlenmesine sebep oluyor.
yağsız kuzu şiş yediğinizi varsayalım, yanında da meyve suyu içiyorsunuz. sadece kuzu şişi yeseniz bir zararı yok, ama kırmızı etten aldığınız kolesterolü,
meşrubattan aldığınız şeker trigliserite dönerek oksitlediğiniz için damar sertliği oluşuyor.

biz insanlara "kardeşim kolesterol zararlı değil. ama oksitlenmesine izin verme" diyeceğimize, ilaç firmaları kolesterolü düşürecek ilaç keşfediyor.
biz masum olanı indiriyoruz. eğer oksitleyici maddeleri düşüremiyorsak, oksitlenen maddeleri azaltalım. ama esas insan mantığı ne diyor?
oksitleyen maddeleri azalt.

yine oksitleyici bir madde, damar sertliği yapan doymuş yağ asidi. bu madde yapay beslenen hayvanların sütünde var, depo yağlarında var.
ama bizim ineğimiz merada otlasa, doğru beslense doymuş yağ asidi sütte ve hayvansal yağda sıfır olacak. dolayısıyla kolesterol oksitlenmemiş olacak.

antep yuvalamasının faydaları

aydınlık- peki bu mümkün mü? merada otlayan inek, otlayacak da, süt yapacak da kaç kişiyi besleyecek? fiyatı yükseltmez mi tüm bunlar?

demirkol- çok güzel bir noktaya değindiniz. yıllardır hep böyle aldatılıyoruz. "dünya nüfusu aç. dünyayı besleyebilmemiz için yapay gübreye,
yapay yeme ihtiyacımız var." hayvansal proteini, tek kaynak olarak görürseniz haklısınız. ama insan ekmek yerken bile protein almış oluyor.
hububat, baklagillerde bile protein var. şimdi doktorlar bunu okur okumaz itiraz ederler. derler ki "esansiyel amino asitler vardır". yani hayvansal
gıdada var olan, vücudun üretemediği mutlaka dışardan alınması gereken bazı protein yapı taşları, amino asitler vardır. örneğin; mercimekli bulgur
pilavı yaptığınızda bulgurda eksik olanı mercimekten, mercimekte eksik olanı bulgurdan alıyorsunuz. anakız diye bir yemek varmış, ben de yeni gördüm,
bulgurdan yapılan küçük köftecikler nohutla birlikte pişiriliyor.

aydınlık- antep yöresinin yuvalaması gibi..

demirkol- bir baklagil ve bir hububat. birbirinin eksiklerini tamamlıyorlar.tam ete eşdeğer protein almış oluyorsunuz. makro nutrientler yağ, protein ve
karbonhidrattır. mikro nutrientler ise vitaminler, mineraller, enzimlerdir.bizim süte kalsiyum açısından ihtiyacımız var. eğer merada otlayan bir
hayvanın sütüyse içinde bulunan oxxxx-3'e ihtiyacımız var. türkiye'de biliyorsunuz gençlerde inanılmaz bir demir eksikliği var. kırmızı et
doğadaki en önemli demir kaynağıdır. bitkiden demir çok daha az özümsenebilmektedir. dana eti bir demir kaynağıdır, protein kaynağı değildir.

ben proteinimi bulgurdan, baklagilden alıyorum zaten. ama yapay yem üreticileri "biz dünyayı nasıl doyuracağız" yalanıyla kandırarak
hayvancılığı katlettiler. hayvanları meralardan ahırlara çektiler ve bugün her ahır hayvanı şeker hastası. çünkü neyle besleniyor, pancar küspesiyle,
yapay protein yemleriyle, patatesle ve mısırla besleniyor. hızla kan şekerini yükselten, hayvanın yağlanmasına yol açan ve hayvanın şeker hastası
olmasına yol açan bir beslenme şekli.



inek ne yemeli

doğal beslenen ineğin sütünde oxxxx-3 vardır, yapay beslenende hiç yoktur .
doğal beslenen ineğin sütünde damar sertliği yapıcı doymuş yağ asidi yoktur,yapayda vardır.
bu asitler fruktoz gibi kolesterolün oksitlenmesine yol açar. doğal beslenen ineğin sütünde dünyanın bugüne kadar bildiği en büyük
antioksidan olan alfaminolimik asit vardır. bu maddeyi tüketen kadınlarda meme kanseri yüzde 40 daha az görülmektedir.

yapay beslenen ineğin sütünde bu hiç yoktur. yine merada beslenen ineğin sütünde insüline benzer büyüme hormonu vardır.
bu gençlik aşısıdır, bütün hücrelerin kendisini yenilemesini sağlayan maddedir. duymuşsunuzdur kırsal alanda 100 yaşını aşmış bazı
insanlarda ikinci kalıcı dişler düşer ve onun yerine üçüncü dişler çıkar. işte bu doğal sütün eseridir. doğal sütün maliyetinin çok pahalı olduğu
söylenir ama batıda ekolojik hayvancılığın sonucu elde edilen süt ile konvansiyonel üretilen sütün maliyeti arasındaki fark yüzde 10-15'i geçmiyor.

ne türkiye yasalarında ekolojik hayvancılıkla barışığım, ne de ab'dekiyle.

ekolojik hayvancılık denince akla "ekolojik tarım sonucu elde edilmiş ürünlerle hayvanın beslenmesi" geliyor. affedersiniz ama 2000 yıl önce
hayvan nerden patatesi buldu da yedi, ya da pancarı. ineğin normal beslenmesinde pancarın, mısırın ve patatesin yeri var mı? yok.

aydınlık- demek amerika'dakilerin varmış.

demirkol- orada da yok. ister ekolojik tarımla, ister normal tarımla elde edilmiş olsun hayvana pancar verilmesi yanlış. zaten hayvanın sütünün kötü
olmasının sebebi hayvanın, karbonhidratı zengin, onu yağlandıran tarzda, mısırla beslenmiş olması. o yüzden ekolojik hayvancılık dediğimizde
yasalarımızın buna göre organize olması gerekiyor.

tanımlamamız gereken, türe özgü beslenme. bir inek nasıl beslenir doğada? öyle beslersek ineğin sağlıklı olmasını sağlarız.
dolayısıyla verdiği ürünün de insanlara sağlıklı olmasını sağlarız. bütün doğada kendiliğinden yetişen yeşillikler oxxxx-3
ağırlıklı yağ içerir. insanların eliyle ekilenler oxxxx-6 içerir.

hamsiyi hangi yağda kızartacağız

aydınlık- ne fark var arasında?

demirkol- . insan vücudunun her hücresinde hücre zarı vardır. bu hücre zarı lipo protein katmanla sarılı. yani bir yağ bir de protein. bu hücre
zarındaki yağ ana madde olarak oxxxx-3'tür. tek tük oxxxx-6 da içerir. biz yeşillikten uzaklaştıkça ve hayvanımızı da yeşillikten uzaklaştırdıkça
elimizde tek bir oxxxx-3 kaynağı kaldı. o da doğal deniz balığı; kültür balığı değil. halbuki insanın her gün 1 gram oxxxx-3 alması gerekiyor.
oxxxx-6 yağ asitleri ile oxxxx-3 yağ asitleri vücudumuzda aynı enzimlerle metabolize edilir. biz ayçiçeği yağı, soya yağı gibi yağlarla beslenip çok
oxxxx-6 aldığımız için artık oxxxx-3'e enzim kalmıyor. diyelim ki hamsiyi ayçiçeği yağında kızarttık, o hamsiden artık bize fayda gelmiyor.

bütün yağlar, yağ asitlerinin karışımıdır. onlar da 3'e ayrılır. doymuş yağ asitleri, tekli doymamış yağ asitleri, çoklu doymamış yağ asitleri. çoklu
doymamış yağ asitleri ikiye bölünür, onlar da oxxxx-3 ve oxxxx-6'dır. bundan 40-45 yıl öncesi oxxxx-6 kolesterolü düşürüyor diye tüm topluma söyledik.

ayçiçeği ve mısırözü yağlarını tükettirdik. fakat sonra anladık ki bu yağlar iyi kolesterolü de, kötü kolesterolü düşürdüğü oranda düşürüyor. bizim
kolesterol açısından sağlıklı olmamızdaki unsur iyi ve kötü arasındaki dengedir. ikisini birden düşürürse denge bozulmamış olduğundan herhangi bir
iyilik elde etmiş olmuyoruz.

depresyonun çaresi

aydınlık- ikisi arasında denge mi, fark mı önemli?

demirkol- oran önemli. oxxxx-6'yı o kadar fazla alıyoruz ki, almış olduğumuz azıcık oxxxx-3'ü de değerlendirmeden vücuttan hemen atıyoruz. oxxxx-3
olmayınca hücre duvarına veremiyorsunuz. hücre duvarı da oxxxx-3'ten oluşuyor. vücut da asıl malzemeyi bulamadığı zaman gecekondu yapar gibi ne
bulursa onla hücreyi onarıyor. oxxxx-3 yerine, oxxxx-6 yağ asidi olan araşidonik asidi kullanıyor. ama bu asit bütün stres komalarının hammaddesi.
gecekondunuzu el bombasıyla örmüş oldunuz. dışardan biri taş atsa havaya uçacak.

aydınlık- ama o zaman da ben size stres ilaçları satacağım.

demirkol- tabii. oxxxx-3'ten zengin beslenen toplumlarda depresyon çok az oranda görülüyor. zihinsel performans artıyor. beynimizdeki toplam yağ
asidinin yarısı oxxxx-3 olmak zorunda. ama biz vücudumuza bunu sunamıyoruz.

çay ve zeka

aydınlık- beslenmeyle doğrudan ilişkili öyle mi?

demirkol- aynı şey mesela demir için de geçerli. zamanında türkiye'nin yarısı aptaldır lafı çok tepki yarattı. bunu bu şekilde ifade etmek hoş
olmadı, ama türkiye'nin yarısında demir eksikliği, kansızlığı var. demir eksikliği zihinsel eksiklik yaratır. sonuçta demir üstünden düşünürsek aziz
nesin haklıydı.

türkiye'de çay tüketiminin de buna katkısı var. demirin emilimini olumsuz yönde etkiliyor. ama diğer taraftan çay iyi bir anti oksidan.

aydınlık- yemekten hemen sonra çay içme adetimiz var. doğru mu?

demirkol- şekerle içmediğiniz takdirde hiçbir zararı yok. yemekten hemen sonra çay içilebilir.

aydınlık- demirin emilimini engellediği için iki saat sonra içmek gerektiği söyleniyor.

"çayı şekersiz için!"

demirkol- üç saat. ben tekrar oxxxx-3'e dönmek istiyorum. çünkü hayati bir olay. oxxxx-3'ün eksikliği insanları şeker hastalığına itiyor.
damarların sertleşmesine yol açıyor. pıhtılaşabilirlik oranın artmasına, dolayısıyla kalp damarının veya beyin damarının pıhtıyla tıkanıp "inme"
veya "enfarktüs" olmasına yol açıyor. bir yandan oxxxx-3 kaynaklarımız çok azaldı toplum olarak zaten balığı çok az tüketiyoruz. oxxxx-6'yı
çok tükettiğimiz için oxxxx-3'ün yolunu kesiyoruz. artık kesin olarak biliyoruz ki, ayçiçeği ve soya yağı kansere sebep olabiliyor.

akciğer kanseri, meme kanseri, kalın bağırsak kanseri, şeker hastalığının oluşumunu kolaylaştırıyor.

aydınlık- ayçiçeği de bir bitki. neden zararlı? kimyasal yapısından dolayı mı, üretim hatasından mı?

demirkol- kimyasal yapısından. kültür bitkisidir. oxxxx-6 yağ asidi içerdiği için. mesela zeytinyağı oxxxx-9 yağıdır. tekli doymamış yağdır
ve oxxxx-3 ün emilimine hiçbir zararı yoktur. ayrıca ayçiçeği yağının bir olumsuzluğu daha var. pişirme esnasında maruz kaldığı ısıdan sonra
birtakım yapay yağ asitlerine dönüşüyor. biz bunlara trans yağ asitleri diyoruz. bu yağ asitleri de yine kolesterolu oksitleyerek damar sertliği yapıyor.

diğer taraftan trans yağ asidi beyindeki sinir kılıflarına girerek beyindeki iletiyi bozuyor ve parkinson, alzheimer gibi hastalıklara sebep oluyor.

"annemin yemekleri başkaydı"

aydınlık- acaba "tadı güzel" dediklerimiz bize dışardan dayatılan bir kavram mı? güzel nedir?

demirkol- eşinizle ilk evlendiğinizde yemek yaptığınız zaman size itiraz etmedi mi, "benim annem böyle yapıyor" diye?

aydınlık- ben güzel yemek yaparım.

demirkol- ona rağmen itiraz etti. insan çocukluğundan alıştığı damak tadını arıyor. belki dünyanın en kötü aşçısı annesi,
ama insan neye alıştıysa onu arıyor.

aydınlık- eski çağlardan bu yana insana dair güzel-çirkin kavramı bile ne kadar çok değişmiş. biz ona böyle bir değer yüklediğimiz için
güzel oluyor. toplumda da dayatılan değerler var. kola ya da hamburger için "bak bu güzeldir" deniyor çocuklara.

demirkol- ben o yüzden üniversitelerde konferans vermeyi tercih ediyorum.
çünkü; onlar yakın zamanda anne baba adaylarıdır.



spotlar(önemli bilgiler)



" bir kutu meşrubatta 35 gram; 200 gram meyvede 30 gram şeker vardır.insanoğlunun 200 gram meyve dışında hiç şeker yememesi gerekir.
diyelim ki çok aşerdiniz, 2 parça çikolata yediniz, o gün meyve yemeyin. bir matematik yapmak zorundayız. elbette, meyveden elde etmiş olduğumuz
birtakım vitamin ve antioksidanları da feda etmiş oluyoruz."



"türkiye'de gençlerde inanılmaz bir demir eksikliği var. kırmızı et doğadaki en önemli demir kaynağıdır. bitkiden demir çok daha az özümsenebilmektedir.
dana eti bir demir kaynağıdır, protein kaynağı değildir. ben proteinimi bulgurdan, baklagilden alıyorum zaten."



"yapay yem üreticileri 'biz dünyayı nasıl doyuracağız' yalanıyla, hayvanları meralardan ahırlara çektiler ve bugün her ahır hayvanı şeker hastası. çünkü,
pancar küspesiyle, yapay protein yemleriyle, patatesle ve mısırla besleniyor.



doğal beslenen ineğin sütünde oxxxx-3 vardır, yapay beslenende hiç yoktur. doğal beslenen ineğin sütünde damar sertliği yapıcı donmuş yağ asidi yoktur,
yapayda vardır. bu asitler fruktoz gibi kolesterolün asitlenmesine yol açar.





doğal beslenen ineğin sütünde dünyanın bugüne kadar bildiği en büyük antioksidan olan alfaminolimik asit vardır. bu maddeyi tüketen kadınlarda
meme kanseri yüzde 40 daha az görülmektedir. yapay beslenen ineğin sütünde bu hiç yoktur.



duymuşsunuzdur kırsal alanda 100 yaşını aşmış bazı insanlarda ikinci kalıcı dişler düşer ve onun yerine üçüncü dişler çıkar. işte bu doğal sütün
eseridir. doğal sütün maliyetinin çok pahalı olduğu söylenir ama aradaki fark yüzde 10-15'i geçmiyor.



elimizde tek bir oxxxx-3 kaynağı kaldı. o da doğal deniz balığı; kültür balığı değil. halbuki insan her gün 1gram oxxxx-3 alması gerekiyor. diyelim
ki hamsiyi ayçiçek yağında kızarttık, o hamsiden artık bize fayda gelmiyor.



zeytinyağı oxxxx-9 yağıdır. tekli doymamış yağdır ve oxxxx-3 ün emilimine hiçbir zararı yoktur. ayrıca ayçiçeği yağının bir olumsuzluğu daha var.
pişirme esnasında maruz kaldığı ısıdan sonra birtakım yapay yağ asitlerine dönüşüyor.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
shamanic isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


damar tıkayan kolesterol değil, şeker!

Sağlık ve Beslenme damar tıkayan kolesterol değil, şeker! Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız damar tıkayan kolesterol değil, şeker!" gazetelerden kesip buzdolabına astığınız bütün "kibrit kutusu kadar"reçetelerini çöpe atın! prof.dr . kenan demirkol, a'dan z'ye akıllı beslenmenin matematiğini anlatıyor... şeker, vücudumuzu, demir paslanır gibi paslandırıyor, eskitiyor; çocuklarımızın hücrelerini 12 yaşında yaşlandırıyor. şekeri, gıda sanayiinden ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Beslenme telkin cd indir izle İstanbul Beslenme nerededir kimdir Beslenme çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Beslenme hipnoz Beslenme olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Beslenme hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Beslenme kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:22 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.