Güneşli bir gündü. Kadın parkta yanında oturan adama "Bakın, salıncakta
sallanan şu kırmızı kazaklı çocuk benim oğlum" dedi.
Adam gülümseyerek "Güzel bir oğlunuz var" dedi. "Diğer salıncaktaki mavi
kazaklı çocukda benim oğlum"
Sonra saatine baktı ve "Heyyy, Todd, sanırım artık gitme zamanı" diye
seslendi oğluna.
Çocuk salıncakta yükselirken "Beş dakika daha baba, lütfen yalnızca beş
dakika daha" diye karşılık verdi babasına.
Adam başını "peki" anlamında sallayınca çocuk neşeyle sallanmaya devam
etti.
Dakikalar sonra adam ayağa kalkarak tekrar seslendi oğluna "Todd, artık
gidelim mi, ne dersin?"
Çocuk yine gitmeye isteksiz "Ne olur baba, beş dakika daha, lütfen, beş
dakika daha" diye bağırdı babasına.
Adam" Tamam" deyince çocuk kahkahalar atarak sallanmaya devam etti.
Sonunda kadın dayanamadı ve sesinde gizli bir hayranlıkla "Ne kadar
sabırlı bir babasınız" dedi .
Adam gülümsedi kadına. "Sabır değil yaptığım bayan" dedi. "Büyük oğlum
Tommy'yi geçen yıl burada sarhoş bir sürücünün çarpması sonucu kaybettim.
Buraya yakın yolda
sürüyordu. Tommy'e hiç yeterince zaman
ayırmamıstım. Oysa şimdi onunla beş dakika daha fazla birlikte olabilmek
için herşeyi yapardım. Todd'la ayni hatayı yapmayacağıma söz verdim kendi
kendime..
O her "Beş dakika daha baba" dediği zaman , oyun oynamak için beş dakika
daha kazandığını düşünüyor, oysa işin gerçeği ne biliyor musunuz? Ben onu
oyun oynarken beş dakika daha fazla izleyebiliyorum, asıl kazanan benim..