Paşa Site Kedisi
Üyelik tarihi: Mar 2007 Bulunduğu yer: catland
Mesajlar: 3,019
Tesekkür: 650
976 Mesajinıza toplam 3,858 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Maya uygarlığı Orta Amerika yerlileri olan Mayaların kurduğu büyük uygarlık 16,yüzyılda yıkılmıştır. Bugünkü Meksika'nın Güneyi Guatemala ve Belize'nin kuzeyinde kalan yerlerde gelişen bu uygarlıktan kalma büyüktaş yapılardan oluşan kent kalıntıları günümüze kadar ulaşmıştır.
Maya uygarlığının en parlak dönemi İS 250-900 arasına rastlar. Mayalar, kurdukları kentleri piramitler, saraylar ve güzel heykellerle donatıldı. Ne var ki sadece dinsel törenler için ve yönetim merkezleri olan bu kentlerde hiç kimse yaşamazdı. Mayalar bu görkemli kentlerin çevrelerinde yaşıyorlardı ve yöreye özgü mısır, fasulye, biber ve domates yetiştiriyorlardı.
Maya kültürünün ana merkezi Meksika'nın güneyinde Chiapas ve Guatemala kuzeyinde Petén idi. Ama yaklaşık İS 975'te savaş ve yoksulluk, halkı evlerini bırakıp kuzeye, Yucatan Yarımadası'na göç etmeye zorladı. Burda Toltek Yerlileri'nin törelerinin etkisi altında kaldılar.
İspanyollar, Mayalar'ın yaşadığı toprakları 16. yüzyılın ilk yarısında istila ettiler. Mayalar, tıpkı aztekler gibi kendilerini savunamadılar. Çoğu öldürüldü ve kalanlar tutsak edildi.
Maya uygarlığı özellikle astronomi, mimarlık,matematik, heykel ve hiyeroglif yazı gibi birçok alanda ilerlemişlerdi. Çok karmaşık bir takvim sistemleri vardı (aşağıda takvimi görebilirsiniz). El sanatlarında da ileriydiler, güzel boyalı çömlekler ve pamuklu dokumalar yaptılar.
Maya Dünyası :
İspanyol istilacılar, Yucatan'a geldiklerinde çamur ve sazlardan yapılmış kulübelerde yaşayan ilkel yerli kabilelerin bulunduğu tropik ormanlarla karşılaştılar, bu ormanlar aynı zamanda bitki örtüsünün altına yarı gömülmüş, terk edilmiş taş şehirleri de kamufle etmekteydiler. Gelişmiş Maya Medeniyeti'nin inşa ettiği bu şehirlerdeki 60 metreden daha yüksek devasa piramitler ve saraylar, Avrupadakilerin en büyükleriyle bile kıyaslanabilecek düzeydedir.
Araştırmacılar, ormanları keşfettiklerinde bir sürprizle karşılaşmışlar ve sadece saldırgan ormanın harab ettiği, toprak yığınlarıyla örtülmüş binalar bulabilmişlerdir. Bu büyük mimari eserin, o günkü ilkel yerlilerin, gezgin veya Yucatan ovalarına yayılmış, dış dünya ile bağlantısız köylerde oturan atalarına mal edilmesi imkansız gözükmektedir.
Maya Dili Şifresi :
Maya yazıları taş tabletlerde, tahta plakalarda ve çömlek parçalarında bulunmaktadır. Ancak nadir olarak kireç emdirilmiş ve kireç tabakasıyla kaplanmış bir çeşit bitki lifinden yapılmış kitaplar da bulunabilmektedir. Mayalar, bugün ancak dörtte biri dil uzmanları tarafından çözülebilmiş, yaklaşık 800 hiyeroglif işaret kullanmışlardır. Bugün bu dil uzmanları sayesinde günlerin isimleri, aylar, tanrılar, rakamlar, renkler ve pusula yönleri rahatlıkla okunabilmektedir.
Bilginler anıtların üzerinde bulunan kitabeleri, dekoratif çömlekleri ve Dresden, Madrid, Paris elyazmalarını (barındırıldıkları yer ya da müze adıyla anılırlar) kullanarak eski Maya yazısı üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadırlar. İki milyon kişinin konuştuğu bu dil, eski Mısır dili ve modern Japonca da olduğu gibi kelimeleri ve fikirleri belirten ideogramların ve sesleri belirten fonetik sembollerin bir karışımından oluşmuştur. Biz bu insanların nasıl konuştuklarını bilmemekteyiz, ama Maya uygarlığının geçmişi araştırılacak pek çok şey ile doludur. Buna rağmen Mayalar'ın matematik sistemleri oldukça anlaşılmış ve ilkel bir toplum için oldukça şaşırtıcı bir ustalığa sahip oldukları görülmüştür. Yunanlılar tüm yaratıcılıklarıyla sayıları yazmak için alfabedeki harfleri kullandılar, Romalılar tüm pratiklikleriyle 8 rakamını yazmak için dört şekil gerektiren sıkıcı bir grafik sistemi geliştirdiler (8=VIII). Ancak bu iki sistem de yaratıcılarının bilimsel ve ticari gelişimini engellediler. Bu sistemler büyük sayılara yansıdıklarında Maya sistemine göre hantal kalmışlardır. Mayalar herhangi bir sayıyı sadece üç sembolle -nokta, çizgi ve sıfırı gösteren istiridye şekli- gösterebilmekteydiler.
Mayaların geliştirdiği bu ayrıntılı matematik sistem, kronolojiye olan ilgilerini oldukça tatmin edecek düzeydeydi. Mevsimlerin ve maksimum yağış periyotlarının tam olarak bilinmesi esaslı bir ekim ve hasat yapılabilmesini sağlamaktadır.
Güneş ve yıldızlar uzun periyotlar boyunca gözlenmeden doğru bir takvim yapılamaz. Maya yılı her biri 20 günlük 18 aydan oluşuyordu. Ayrıca haab adı verilen 5 ekstra gün daha vardı. 360 günlük periyoda tun deniyordu ve bu periyot, takvimin temelini oluştururdu.
Mayalar önemli olayların tarihini belirtmek için çok kompleks bir sistem kullanmakta idiler. Bu sistem güneş yılı, dini yıl ve Venüs yılı olmak üzere 3 farklı zaman ölçeğini temel olarak almaktaydı.
Kusursuz Astronomi :
Mayalar erken dönemlerinde, takvimlerinde kullanacakları verilerin hassas olması için uzun süreler boyunca gözlem yapmaları gerektiğinin farkına vardılar. Dresden el yazmaları çözüldüğünde, Mayaların matematik hesaplarında hayret verici hassaslıkta oldukları görüldü.
Hele Venüs yılının -gezegenin güneş etrafında tam bir tur atması- hesaplanması ise muhteşem bir olay olarak değerlendirilir, zira gerekli gözlemler çok karmaşıktır. Maya hesaplarında 384 yıl süren bir periyoda dayandığı sanılmaktadır. Mayaların 584 gün olarak buldukları Venüs yılı, bugünkü hesaplara göre 583.92 gündür. Aradaki fark, bir yılda 72 dakika veya bir ayda 6 dakikalık bir hataya eşittir. Bir günde 12 saniye gibi bir hassasiyet, ne kum saati ya da su saati gibi basit bir sisteme, ne astronomik teleskopa, ne de başka bir optik alet gibi, zaman ölçmeye yarayan herhangi bir yol tanımayan bir kültür için oldukça gizemlidir.
Mayalar'da Yönetim :
Her şeyin en yüksek otoritesi dini ve sivil gücü birleştirmek zorunda olan biriydi. Bu yönetici, piramitler dönemi Mısırındaki firavunlar gibi askeri ve dini liderlerdi. Bu süper şef toprak altındaki Palengue'deki gömülü kitabelerde gösterilen "yönetici" gibi yarı insan, yarı tanrı saygısı görürdü. Dini kral, muhteşem saraylarda yaşayan yönetim görevlileri tarafından kuşatılmış gibiydi. Bu seçkin yöneticiler kendilerini şehrin yönetimine ve dini takvim ile ayinlerin yapılması için bilgilerini genişletmeye adamışlardı. Bilimsel ve artistik literatürleri ve bilgileri son derece ileriydi.
Hayatın ve toplumun devam etmesini sağlayan güç, bilim ve dindeki kalıtsal soyluluğa dayanmaktaydı. Dünyayı yörüngesinde tutmak ve yoksul uçurumuna düşmesine engel olmak için zorunlu olan dini yasalar ise takdire değer nitelikteydi.
Yöneticilerin ve çevrelerindeki asillerin altında göreli olarak daha küçük bir uzman zanaatkar grubu bulunmaktaydı. Bunlardan sonra da kalabalık bir sıradan çiftçiler grubu geliyordu.
Maya Mimarisi :
Mayalar mimaride Kolomb öncesi komşularından farklı olmuşlardır. Çünkü komşuları, her bir taş bloğun diğerine basamaklı olarak ve hafifçe asılmasıyla inşa edilen, dirsekli kemer veya ters çatı kemeri olarak bilinen bir tek çatı tipi biliyorlardı. Oysa Mayalar'ın ters çatı kemeri -Khmerler tarafından yapılan ve Camdodia'da Ankgkor'da bulunan dirsekli kum taşı kemerlere benzemektedir- güçlü bir kireç harcı ile yapılandırılmışlardır. Bu tip l. Ve 12. yüzyıllar arasında yapılan Maya binalarında görülebilmektedir.
Bu çatı kemerleri sayesinde bina tekniği, Mayalar'ın altın çağında bir hayli ilerlemişti. Binaların dıştan görülen kesme taşlarının kaplamaları ise, duvarları ve tavan boşluğunu dolduran bir çeşit kaba betondan yapılmış, sürekliliğini koruyan bir kaplamadır.
Bazı Maya binaları çok büyüktür. Belki de en fantastik boyutlu binalar Yucatan'ın en büyük şehri Uxmal'dadır. Bu binaların azameti, Mayalar'ın atalarından gelen bir mirasla daha büyük binalar yapma alışkanlığına tamamen uymaktadır. Aynı alan üzerine üst üste inşa edilen bu yapılar Ruslar'ın iç içe geçen bebeklerini andırmaktadır.
Uaxactun'da kazı yapan arkeologlar bir biri ardınca inşa edilmiş yedi ayrı kat bulmuşlardır. Bu devasa temellerin içini doldurmak için kırılmış taşların ve aletlerin insan sırtında taşınması gerekmiştir. Kitabeler gibi büyük taş bloklar, yuvarlayıcılar üzerinde hareket ettirilmişlerdir. Kolomb öncesi Amerika'sında tekerlek bilinmemesine rağmen mezarlarda tekerlekli oyuncak arabalar bulunmuştur. Bilinmeyen bir nedenle binaların yapımında hiç araba kullanılmamıştır. Mayalar'ın çok güzel yolları olduğu için bu garip olay kesinlikle arazi durumuna bağlı olarak açıklanmamıştır.
Maya binalarının dini önemi dış duvar süslemelerindeki dekoratif figürlerden anlaşılabilmektedir.
Maya tapınaklarını ve saraylarını süsleyen tanrı maskları diğer bir figür için önem taşır. Bu masklar Yucatan'da ki binaların karakteristiği olan Puuc stilinin önemli bir özelliğidir.
Arkeologlar, uzun süre bu gizemli uygarlığın izlerini yorumlamakla ve kronolojisini çıkarmakla uğraştılar ama o denli az veri vardı ki, çok da somut bir yerlere varamadılar. Diğer yandan, Maya ve Olmec kültüründeki çoğu unsurun Mısır ile belirgin ortak nitelikler taşımasını ya görmezden geldiler ya da bunlara "önemsiz rastlantı" deyip geçtiler. Bunların en ilginci, her iki kültürde de dini yapıların en önemlileri, "piramit" biçiminde olmasıydı. Üstelik, Teotihuacan'daki Maya piramidiyle, Giza'dakiler arasında ölçüler yönünden de büyük benzerlikler vardı.
Arkeologlar ve tarihçiler, buna rastlantı demeyi yeğlediler. Her iki kültür de astronomi merkezliydi ve gezegen yörüngeleri, hareketleri, yıldız haritaları ve hatta presesyon inanılmaz bir hassasiyetle hesaplanmıştı. Ve yine her iki kültürde de, "ölümsüzlüğün sırrı"na yönelik bitmeyen bir arayış, yıldızlardan medet umma geleneği vardı ve buna da "rastlantı" deniyordu. Her iki kültür de, bütün piramit ve tapınaklarını belli yıldızlara ya da göksel olaylara hizalayarak yapmıştı, herhalde bu da "rastlantı" idi.
Maya'nın kayıp şehri bulundu
Guatemalalı ve Amerikalı bilimadamları uzun süren çalışmalar sonucunda Kuzey Guatemala'daki Yağmur Ormanları'nda Maya Uygarlığı'nın kayıp şehrini buldular. Mayaların en büyük ticaret merkezi olduğu bildirilen Cancuen kenti 1200 yıl önce inşa edilmiş. 270 bin metrekare bir alan üzerine kurulu kenti 10 yıl süren yoğun çabalar sonucu bulan bilimadamları Maya mimarisinin en güzel örneklerinin uygulandığı şehirde 170 bin oda bulduklarını açıkladılar. Kentin kendi çağına göre çok kalabalık bir nüfusa sahip olduğunu belirten uzmanlar, Cancuen'in ağır ve büyük taşlardan oluşan kalın duvarlarla çevrili olduğunu söylediler.
Daha önce 1905 yılında yeri keşfedilen kentin ihmaller sonucu bilinen tüm bilgilerin unutulmasıyla tekrar kaybedildiğini ifade eden uzmanlar, yerlilerin hazine avcıları ve yağmacılardan bıktıkları için kent hakkındaki her şeyi yokettiğini açıkladılar.
Maya mitolojisinde "tufan" korkusu
Takvimlerine çok bağlı olan ve uygarlık tarihinin en şaşmaz takvimini yaratan Mayalar, Pleiades'e büyük anlamlar yüklemişler. Bu yıldız kümesinin gökyüzünün en tepe noktasına yerleşmesi, 52 yıllık döngülerle gerçekleşiyor. Mayalar, sürekli olarak "dünyanın yokolacağı büyük felaket" korkusuyla yaşamış bir ulus. Nereden kaynaklandığını bilmediğimiz inanışlarında, 52 yılda bir "dünyanın sonu"nun geleceği fikri var. Bu nedenle, Pleiades döngüsünü tamamlayıp zenith noktasında belirdiğinde, Mayaların sevinçle bunu kutlamaları şaşırtıcı değil. Böylece, "Bir afet dönemi daha olaysız bitti, önümüzde 52 yıl daha var" diyebiliyorlardı. Şaşırtıcı olan, dünyanın bu sessiz, sakin, büyüleyici doğa güzelliklerine sahip bölgesinde yaşayan insanların niçin durup dururken böylesi "afet teorileri" oluşturup bunlardan ölesiye korktukları sorusu. Yoksa, toplumsal bilinçaltında, çok eskilerden gelen bir "anı" mı vardı?
Meksika, Guatemala ve Honduras bölgelerindeki eski uygarlıklar, derinlemesine araştırılmayı hakediyorlar. Sezgiler ve sağduyu, Mısır'da, Uzak Doğu'da, Stonehenge'de izlerini gördüğümüz "yitik uygarlık"la ilgili en önemli ipuçlarının bu bölgede ortaya çıkacağını söylüyor sanki.
Maya Efsanesinin Sonu :
Pek çok yıldır Mayalar'ın tam bir sır olan sonu hakkında fikir yürütme eğilimi vardı. Terk edilmiş şehirler, salgın hastalıklar ve kıtlıktan bahsedilmekteydi. Buna rağmen şimdi, bazı araştırmacılar, insanları hüküm altına sokan yoğun inşa programlarının baskısı ile toplum içindeki dayanışmanın kesin eksikliği dışında herhangi başka açıklama aramanın faydasız olduğuna inanmaktaydılar. Belki ilkel ama yeni ve öldürücü silahlarla donanmış saldırgan kabilelerin Maya topraklarına girmesi bu hoş olmayan boyunduruktan kurtulmak için bir fırsat yaratmıştı.
Yüksek yaylalardan gelen istilalar, Meksika hayatının düzenli bir olayı olmuştu. Barbar topluluklar Almanya ve Tuna'nın Romalı öncülerinin Doğu Avrupa'da ki ovalarını baştan başa süpürürken, göçebe kabileler Orta Meksika'da ki yerleşik uygarlıklara pek çok saldırı düzenlemişlerdi. Bu istilaların kurbanları arasında belki de tanrıların şehri olan Teotiukan'ın sakinleri de bulunmaktaydı. Bugün bazı teorisyenler bu şehrin insanlarının MÖ 450'nin başlarında Teotiukan'dan ayrılarak Maya Topraklarının güney ucunda Kaminaljuyu'da dev eserler yarattıklarına inanmaktadırlar.
Olmec'ler ve Mayalar, uygarlıklarının denizin ta öte yakasından gelen açgözlü yağmacılar tarafından yıkılmasına tanık olmayacak ölçüde şanslıydılar denebilir. Bu insanlar, bugün başlangıcının İ.Ö 2500 yılına dayandığı ileri sürülen bir tarihi yaratmışlar, sonra da İspanyollar gelmeden çok önce sessiz sedasız ortadan kaybolup gitmişlerdi. Tam olarak "kaybolmuşlardı" da denemez; ırkları, jungle yakınlarındaki basit ve düz köylerde varlıklarını mütevazı biçimde sürdürmüş, ama o görkemli piramitleri, tapınakları yapan "USTALAR VE BİLGİNLER" sanki "sır" olmuşlardı.
Maya uygarlığı tarihçiler ve arkeologlar için şüphe götürmez bir şekilde Kolomb öncesi devrin en büyülü uygarlığıdır.
Bugün Meksika da hala keşfedilmeyi bekleyen uygarlıklar bulunmaktadır. Tamamen bilinmemekle beraber bu uygarlıkların da Mayalar gibi büyüleyici sırlar sakladığı sanılmaktadır.
Maya Takvimi
Mayalar şaşırtıcı bir astronomi bilgisine sahip bir medeniyetti. Sadece Güneş,Ay ve Mars gibi bugün amatör gözlemcilerin dahi gözlemleyebildiği yakın cisimlerle değil, neredeyse bütün uzak yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile hesaplamışlardı. Zamanı ölçmede hassas hesaplara ulaşmak için döngülerden ve iki ayrı takvimden yararlanmışlardı. Bunların ilki, “kutsal takvim” olarak bilinen ve 20’şer günlük 13 aydan oluşan “Tzolkin” (Gün Sayım&#305 denen döngüdür. Bu döngü, 13 rakam ve 20 ismin oluşturduğu kombinasyonları içerir ve 260 günlük sürecin bitiş günü “13 Ahau”dur. “Haab” adını taşıyan bir ikinci takvim,bugün bizim kullandığımız güneş takviminin çok benzeridir ve yine 20’şer günlük 18 aydan oluşur. “Uinal” olarak adlandırılan bu 20 günlük ayların toplamı 360 gün yapar ve Maya zaman ölçümünde buna “tun” adı verilir. Normal güneş yılı için gerekli olan 5 artık gün, 5 tanrının adıyla “tun”a eklenir (aynı Mısır ve Sümer’de olduğu gibi!) Her iki döngünün gün sayıları ancak 52 güneş yılı sonra eşitlenir. Tzolkin ile Haab’ın bitişleri aynı güne denk gelir
yani, Tzolkin’e göre 13 Ahau gününde, Haab da sona ermiştir. Ve diğer döngüleri şu şekildedir:
GÜN SAYISI İSMİ 1Kin 20 Uinal 360Tun 7200Katun 144000Baktun
İşte Mayaların efsanevi “Long Count” yani “Uzun Sayım” dedikleri süreç, 13 Baktun’a eşittir (1.872.000 gün = 5125,36 güneş yıl&#305 Maya tarihinde “başlangıcı” olarak belirlenmiş noktayı bilmezsek, yukarıdaki hesabı yapamayız.
Bizim takvim sistemimize göre bu an, İsa’nın doğduğu varsayılan yıldır. Gregoryen takvimimizde biz bu yılı “0” olarak kabul eder ve öncesini, sonrasını buna göre hesaplarız. Mayalarda da bu tarihin başlangıcı 0.0.0.0.0 günü olmalıdır; yani herşeyin başlangıç noktası Arkeolojik bulgular ve Karbon-14 yöntemi yardımıyla yapım tarihi bizim takvimimize göre büyük bir kesinlikle belirlenen birkaç tapınakta (İzapa, Chichen Itza ve Monte Alban’da) Maya rahiplerinin, yapılış tarihini belgeleyen Uzun Sayım tarihleri de bulunmuş ve yanılma payıyla birlikte Milattan Önce 11 Ağustos 3114 tarihi 0.0.0.0.0 noktası olarak tespit eidlmiştir. Ve buna göre 13.0.0.0.0 tarihi 21 Aralık 2012 gününe denk gelmektedir.
ÖRNEK
“11 . 2 . 5 . 1 . 4 ”
“11 baktun, 2 katun, 5 tun, 1 uinal ve 4 kin”
---------------------------------
11 x 144.000 + 2 x 7200 + 5 x 360 + 1 x 20 + 4 = 1600224
---------------------------------
1 Güneş yılı = 365,242
1600224 / 365,242 = 4381,27
---------------------------------
“11 . 2 . 5 . 1 . 4 ”
4381,27 YIL EDİYOR.
---------------------------------
2- O günün özelliği nedir?
Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bitmesinde ne var diye soruyor olabilirsiniz. Aslında bu tarih tespit edildikten sonra araştırmacılarında kafasına takılan soru buydu. Ve ilk akla gelende, astronomide bu kadar ileri bir toplumun bu tarihide bir astronomik oluşumla ilişkilendirmiş olma olasılığıydı. Bu yönde yapılan araştırmalar bu fikrin doğru olduğunu ortaya koydu. Bilindiği gibi 21 Aralık tarihi yılın en kısa günüdür. John Major Jenkins, 21 Aralık 2012’de gökyüzünde oluşan astronomik konumların, oldukça sıradışı birleşmelere işaret ediyor. Bunların en önemlisi, gezegenlerin ve Ay’ın üzerinde hareket ettiği, “Ekliptik” olarak adlandırdığımız “tutulum çemberi”nin,tam 21 Aralık günü Samanyolu’nun dünyadan görülen ekvatoral çizgisiyle kesişmesi. Bu kesişmenin, modern astronomik ölçümlere göre "galaksimizin merkezi” olduğu belirlenen noktada (süper karadeliklerden biri olduğu düşünülüyor.) gerçekleşmesi, bu tarihi daha da ilginç kılıyor. Ama daha ilginci, 21 Aralık günü Güneş’in de tam “gündönümü” sırasında bu noktayla aynı hizaya gelmesi. Astronomik deyişle “Gündönümü Güneşi”, Ekliptik ile Samanyolu kuşağının “galaksi merkezi” olduğu belirlenen noktayla aynı hizada kesiştiği koordinata yerleşiyor. Bu birleşim, Mayalara göre, “Güneşler” olarak adlandırdıkları devrelerin beşincisinin noktalandığı anı belirlemekte.Maya kozmogonisine göre, dünyanın geçmişi, 13 Baktun’luk (aşağı yukarı 5125 yıl) devrelerden oluşur ve bunların her birinin bitimi, dünya için radikal değişimler ve büyük yenilikler içerir. İçinde bulunduğumuz devre, Mayalara göre beşinci ve son devredir ve 13.0.0.0.0 tarihinde son bulacaktır. Bizim takvimimize göre sözü edilen bu tarih, 21 Aralık 2012’ye denk gelmektedir. Mayaların bugüne ilişkin öngörüleri,efsaneleri veya kehanetleri ise gerçekten çarpıcı. Buna geçmeden önce bir bilgiyi daha vermek gerekli. İçinde bulunduğumuz galaksi milyonlarca yıldıza sahip olmasına rağmen, galaksimizin merkezi olarak gösterilen nokta yıldız miktarının gayet seyrek olduğu bir nokta.
Yaklaşık 25,800 yılda toplam 4 kere (dünyanın presession süresi) galaksi
merkezimizle,
1- " A door into the heart of space and time will open" , Zamanın ve uzayın
kalbindeki kapı açılacak
2- " The cosmos will be reborn or recreated " , Evren yeniden doğacak,
yeniden yaratılacak
3- " We will reach the Zero Point of the process - a moment of collective
spiritual birth " , Döngünün sıfır noktasına erişeceğiz, toplu ruhsal doğuş anı
4- “…our basic orientations will be inverted. On the level of human civilization, our basic assumptions and foundation values will be exposed, and we will have the opportunity to embrace values long since driven under the surface of our collective consciousness”
Bizim basit doğamız ters yüz olacak. Aslında tek önemli tarih 21 Aralık değil 2012 yılı için. Mayaların astronomi birikimlerinde , Boğa takımyıldızındaki Pleiades grubunun ayrı bir önemi var. G Bu yıldız grubunun gökyüzünün tepe noktasından (“Zenith” noktas geçişi, Mayalar için önemli bir olaydı ve genellikle Tzolkin ile Haab’ın son günlerinin çakıştığı 52 yıllık dönemin sonunda yaşandığı için de fazlasıyla önemsenirdi. Monte Alban’dan İzapa’ya dek birçok kentte, gökyüzünün tepe noktasını gözlemlemek için hizalanmış şaftlara sahip yapılar bulunmuştur. Bu gözlem noktalarında başını yukarı kaldırıp belli bir anda daracık şafttan gökyüzüne bakan gözlemci, yalnızca Zenith noktasını görürdü. Meksika’nın güneyinde, İzapa’nın bulunduğu paralel üzerinde Güneş – Pleiades buluşması, presesyon etkisinden bağımsız olarak her yıl, ilkbahar ekinoksundan 61 gün sonra gerçekleşir. Günümüzde bu tarih, Güneş’in Boğa Burcu’na girdiği 20 Mayıs tarihine denk gelmektedir. Bu buluşma Zenith’te gerçekleşirse? Mayıs 2000'deki gezegen dizilimini hatırlayacaksınız. Ama ondan çok daha önemli birşeyi çoğunluğumuz bilmiyoruz Mayalarca önemli olduğu yeterince vurgulanan gün, Güneş – Pleiades – Zenith buluşmasıdır ve bu astronomik olayın gerçekleşme tarihi de 20 Mayıs 2000’dir. Mayalar, 13 Baktun’un hemen öncesine denk gelen bu astronomik buluşmayı, bir sürecin başlangıcını işaretlemek için kullanmışlardı Ünlü Kukulkan piramidinin tepesinde, doğrudan Zenith’e yöneltilmiş, çıngıraklı yılan kuyruğu biçiminde bir sütun yer alır. Çıngıraklı yılanın kuyruğundaki “çıngırak” işaretleri, Maya kültüründe Pleiades’in simgesidir. Çıngırağın biraz aşağısında, “Ahau yüzü” olarak adlandırılan bir kabartma vardır ve bu da, Güneş’i simgelemektedir. Bir bütün olarak Kukulkan piramidinin tepesindeki şekil, Güneş
– Pleiades – Zenith buluşmasına işaret etmektedir yani.
alıntıdır
__________________ Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ asi,hırçın,hür,asabi,küstah |