28-01-2010, 03:46 PM
|
#9 (permalink)
|
Teğmen
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 43
Tesekkür: 19
41 Mesajinıza toplam 270 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: çocukluğuma nasıl inip o günleri hatırlarım yardımmm Alıntı: aslanbey Nickli Üyeden Alıntı
armoni bunu senin için bir yerden buldum. Isin bitince beni sever misin anne Kapidan iceri girer girmez neseyle bagirdi: -Anne biliyormusun bugün yuvada ne oldu? -Görmüyor musun? Telefonla konusuyorum. Hic kimsenin sevdigi sey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babasi arabayi seviyordu. Hersey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu oldugunda. Bir de eve misafir gelecek oldumu kendisine hic yer kalmiyordu. Nerelere gitsindi? Annesi kapatti telefonu. Mutfaktan tencere kasik sesleri geliyordu. Kosarak yanina gitti. -Sana yardim edeyim mi? dedi en sevimli halini takinarak. Annesi manali manali bakti. -Hayirdir. Bir yaramazlik filan. Bak bir de seninle ugrasmayayim. Cok yorgunum zaten. Yorgunluk nasil bir seydi. Bazen elinde oyuncagiyla uykuya daldiginda anneannesi oyuncagi yavasca elinden alir "Nasil yorulmus yavrucak. Uykunun gül kokulu kollari sarsin seni" diyerek alnina bir öpücük konduruverirdi. Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eger, ne diye annesi kendisiyle böyle kizgin kizgin konusuyordu. -Annecigim yoruldugun zaman gül kokulu uykulara dalarsin. Anneannem öyle söylüyor. -Uykuya dalayim da gül kokulari kusur kalsin. Yorgunluktan ölüyorum. Bu kelimeden nefret ediyordu. Yorgunum. Yorgun oldugumdan. Böyle yorgun yorgunken... -Annecigim sen yorulma diye... -Yemekte konusuruz cocugum. Bankada isler yetismedi.Baban gelene kadar bunlari bitirmem lazim. Hadi sen oyna biraz. -Hani siz yoruluyorsunuz ya... -Eeee.... -Ben de oynamaktan yoruluyorum. -Ne yapayim? -Bilmem... Yapilmamasi gerekenleri biliyordu da büyükler, yapilmasi gerekenleri hic bilmiyorlardi. Isiklar söndü birden. Annesi öfkeyle söylenmeye basladi."Mum da yok" diye diye karistirdi dolaplari el yordami. Cocuk sirtüstü yatip, anneannesinin köyünü düsündü. Gaz lambasinin isiginda deli tavsan masalini anlatisini. Deli tavsanin duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Anneannesi gibi iki ellerini birlestirip isaret parmaklarini yukar kaldirarak tavsan kafasi yapti. "bak deli tavsan" diyerek parmaklarini oynatti. Yoldan gecen arabalarin farlari duvardaki tavsana yol acti. Tavsan alabildigine hür dolasti sagda solda. Otlarla kuslarla konustu. Sonra yorgun düstü. Duvardaki görüntü o minik avuclarin acilmasiyla kayboldu. Kolu yavasca kanepeden asagi sarkti. Neden sonra isiklar geldi. Kadin cocugun hic konusmadigini akil etti birden. Kanepeye kostu. Kücücük dizlerini karnina dogru cekerek uykuya dalmisti. Masanin üstündeki dosyalara bakti igrenerek. Dindirilmez bir pismanlik doldurdu icini. Uyandirmaktan korka korka kücük alnina bir öpücük kondurdu. Cocuk sanki bu öpücügü bekliyormuscasina -Isin bitince beni sever misin anne? dedi. ""ve sonra kadın kendisini sevmesi için randevu alan oğluna bakarak sabaha kadar ağladı.."" |
offf tüylerim ürperdi sonunda.başta çok istedikleri bizi sonradan hayatlarına yükmüşüz gibi hissettirip kendimize yer bulamamamız,dosyaların ve işlerin bizlerden daha önemli tutulmaları sonucunda bir çocuğun hayatı çalınıyor ve çocuk kendi sırasını bekliyor,ne için? sadece sevgi.oysa ki sevgi zaten yaradılışımızda yok mu,nasıl sıra gelmez bir öpücüğe ne kadar zaman kaybettirir insana hiç oysa kocaman bir dünya verecek çocuğa.sonuç ne değersizlik duygusu,hadi çık çıkabilirsen işin içinden kendi adıma böyle şefkatsiz büyümediğimi düşünüyorum ama yine de hatırlamaya çalışacağım,zorluyorum kendimi.bana bu yazıyı bulmuş olman bile beni çok mutlu ve değerli hissettirdi,ne kadar kolay mutlu etmek onu anladım şu anda .hepimizin karşısına değer nedir bilen büyükler ve küçükler çıksın dilerim.sana ve yazına da çoook teşekkür ederim kopyaladım saklayacağım klasörümde diğer başlıkta yazdığın mevlananın sözünü de .
yürekten sevgilerimi ve en iyi dileklerimi yolladım hissetmeniz umuduyla....... |
Offline
| |