Çocuk Psikolojisi
cocuk psikolojisi,
çocuk psikolojisi,
çocuk psikolojisi kitapları,
anne çocuk psikolojisi,
çocuk psikolojisi eğitimi,
çocuk gelişimi psikolojisi,
çocukların psikolojisi,
çoçuk psikolojisi,
çocuklar psikolojisi,
çocuk psikolojisi kitap,
psikolojisi çocuk,
çocuk psikolojisi nedir,
erkek çocuk psikolojisi,
yaş çocuk psikolojisi,
çocuk gelişim psikolojisi
| Gençler İçin Beş Sevgi DiliÇocuk Sağlığı ve Çocuk Psikolojisi Gençler İçin Beş Sevgi Dili Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 3. Parçalanmış Aile
Çağdaş ergeni etkileyen üçüncü kültürel faktör ise çağdaş Amerikan ailesinin dağılmaya yatkın doğasıdır. Yakın zamanda yapılan bir Gallup gençlik anketine göre her 10 Amerikalı ergenin 4'ü (yüzde 39'u) anne-babalarından sadece biriyle yaşamaktadır. 10 aileden 8'inde evde olmayan ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çocuk Psikolojisi telkin cd indir izle İstanbul Çocuk Psikolojisi nerededir kimdir Çocuk Psikolojisi çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çocuk Psikolojisi hipnoz Çocuk Psikolojisi olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çocuk Psikolojisi hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çocuk Psikolojisi kuantum düşünce kitap haberi | |
|
17-01-2012, 05:05 PM
|
#11 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili 3. Parçalanmış Aile
Çağdaş ergeni etkileyen üçüncü kültürel faktör ise çağdaş Amerikan ailesinin dağılmaya yatkın doğasıdır. Yakın zamanda yapılan bir Gallup gençlik anketine göre her 10 Amerikalı ergenin 4'ü (yüzde 39'u) anne-babalarından sadece biriyle yaşamaktadır. 10 aileden 8'inde evde olmayan ebeveyn babadır. Aynı anket Amerikan ergenlerinin yüzde 20'sinin anneleriyle birlikte yaşayan üvey baba veya yetişkin erkekle aynı evi paylaştıklarını ortaya koymuştur.
Sosyologların gözlemlerine göre aile yapılarımız birbirine benzememektedir ve buna sayısız örnek gösterilebilir: Annelerin ev kadını olduğu, babaların çalıştığı aileler, hem anne hem babanın çalıştığı aileler, bekâr anne veya babalar, farklı ve alâkasız altyapılara sahip çocukları bir araya getiren ikinci evlilikler, çocuksuz çiftler, çocuklu ya da çocuksuz evli olmayan çiftler ve eşcinsel ebeveynler. "Aile yaşamında tarihi bir değişim dönemi yaşıyoruz."
Başka bir araştırmacı da "Bu parçalanma ile ilgili veriler henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, sosyolojik bir görüşe göre, parçalanma ile günlük gerginlikler arasında doğrudan bir bağ vardır. Tutumlar, stres, yabancılaşma ve git gide kısalan dikkat yoğunluğu süremiz doğrudan yeni aile biçimlerine uyum sağlama konusundaki zorlanmayla ilgilidir." der.
Çekirdek aile yapısının parçalanması konusuna ek olarak denebilir ki günümüz ergeni, dedelerin, büyükannelerin, amcaların, halaların ve diğer akrabaların oluşturduğu geniş aile yapısından yoksun yetişmektedir. Önceki kuşaklarla kıyaslandığında günden güne büyüyen bir hızla çekirdek aileler geniş ailelerden uzaklaşmaktadırlar. Ayrıca eskiden komşular birbirlerinin çocuklarını kendi çocukları gibi gözetmekteydi fakat artık insanlar çok meşgul olduklarından bu işi nadiren yapıyorlar. Bir zamanlar devlet okulları daha homojendi ve gençlere, birbirleriyle güven içinde kaynaşabilecekleri bir ortam sunuyorlardı.
Evin dışında gelişen bütün bu olumlu etkiler hızla yok olmaktadır. Yale Çocuk Çalışmaları Merkezi Müdürü James Çromer bu çöküntüyü en az çekirdek ailenin parçalanma faktörü kadar kritik buluyor. Cromer, kendi çocukluk günleri hakkında şunları söylüyor: "Okulla ev arasında gidip gelirken yaptığım yaramazlıklar ana-babamın en az beş arkadaşı tarafından annemlere iletilirdi. Öyle insanlar artık yok."
Eskiden gençler geniş ailelere, sağlıklı komşuluk ilişkilerine ve topluluklara güvenirlerdi. Çoğu günümüz ergeninin sırtlarını dayayacak bir şeyleri yok artık. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
17-01-2012, 05:09 PM
|
#12 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili 4. Cinsellik Bilgisi
Günümüzde gençler cinsellik kavramının çok farklı bir şekilde algılandığı bir dünyada yaşamaktadır. 1960'larda ergenler ebeveynlerinin geleneksel cinsellik kurallarına isyan ettiler ama onları yine de hatırlıyorlardı. Hatta, kuralları çiğnedikleri için bazen suçluluk bile duydular. Ama çağdaş ergen cinsellik kuralları olmayan bir dünyada yaşamaktadır. Filmler, medya ve müzik seksi aşkla özdeşleştirip onun bir flört ilişkisinin vazgeçilmez parçası olduğunu dile getirmektedirler.
Neticede denebilir ki çok fazla sayıda ergen cinsel bakımdan aktif durumdadır... Cinselliğini henüz yaşayamamış ergenler ise "Acaba önemli bir şey mi kaçırıyorum?" ya da "Bende bir sorun mu var?" gibi sorulara saplanıp kalmaktadır. Bununla birlikte cinsel yönden aktif durumda olan ergenler de genellikle kendilerini kötü, kullanılmış ve boş hissetmektedirler.
Çağdaş ergen sadece cinselliğin bir flört ilişkisinin parçası olması gerektiğini öğrenerek değil, aynı zamanda evlenmeden önce beraber yaşamanın normal ve eşcinsel ilişkinin de alternatif bir yaşam biçimi olduğunu görerek yetişmektedir. Artık "biseksüel" ya da "transeksüel" kelimeleri ergenin dağarcığına eklenmiştir...
Çağdaş ergenin gelişmekte olan cinselliğine kendisinin yön vermek zorunda olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | Offline
| |
17-01-2012, 05:18 PM
|
#13 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili 5. Tarafsız Ahlâki ve Dini Değerler
Sonuç olarak denebilir ki ergen, gerçek bir dini inanç sonrası dünyada yetişmektedir...
Geçmiş kuşaklar ahlâklı ve ahlâk dışı sayılabilecek davranışları anlayabilme yetisine sahipti. Bu ahlâki yargılar temel olarak Kutsal Kitaplara dayanıyordu. Bu olgunun günümüz çağdaş ergenleri için geçerli olduğu söylenemez.
Değerler genelde yansızdır; ergene kendini iyi hissettiren neyse onun doğru olduğu söylenir. Yanlış ise görecelidir.
Barna Araştırma Grubu, 1990'ların ortasında, yetişkinlik sınırındaki ergenlerin durumunu ortaya koyan bir anket yaptı. Bu ankete göre ergenlerin yüzde 91'inin "Belli bir durumda bir kişiye doğru gelen herhangi bir şey başka bir insana benzer bir durumda doğru gelmeyebilir." ifadesine katıldığı ortaya çıktı. Yüzde 80'lik bir kısım ise "Konu ahlâk ve etik olduğunda "doğru" her insan için farklı bir anlam taşır ve kimse gerçek doğruyu bildiğini iddia edemez." fikrine katıldığını söyledi. Dürüstlük ve doğruluk kavramlarının değerlendirildiği başka bir grupta da gençlerin yüzde 57'si "yalan söylemenin bazı zamanlarda gerekli olduğu" konusunda hem fikirdiler.
Çağdaş ergenlerin kafalarında doğru ve yanlış kavramları tam olarak belirginleşmemiştir. Bu ahlâk yönü fazla gelişmemiş kuşağın oluşumundaki temel nedenleri eğitimci Thom Rainer şöyle açıklıyor: "1946'dan önce doğmuş olan Kurucular doğru ve yanlışı ayırt etmek için Kutsal Kitap kurallarına başvurmuşlardır (ve hâlâ da bu kurallara göre hareket etmektedirler.) Onlar Kutsal Kitabın günümüz hayatı için ahlâki bir rehber olduğuna inanmaktadırlar. Bununla birlikte Kurucuların çocukları olarak niteleyebileceğimiz yeni nesil çocukları ve onların çocukları olan internet kuşağı ibadetten ve dinle ilgili birçok şeyden elini ayağını çekmişlerdir." Rainer şöyle devam ediyor: "Din etkisini üzerlerinde çok fazla hissetmeyen gençler, aileleri tarafından ahlak dışı olarak tanımlanabilecek birtakım işlere girişmeye başladılar. Onlar ana-babalarının ve hatta büyükanne ve büyükbabalarının ahlâk standartlarına sahiptiler fakat bu olguları sadece teori olarak kabul edip hayata geçirmediler.1977-1994 yılları arasında doğmuş olan ve Geçiş Kuşağı olarak adlandırılan insanların ne Kutsal Kitap gibi bir ahlâk standardı ne de ailelerinde onlara ahlâki yönden örnek teşkil edebilecek kimseleri vardı. Kafalarında ve algılarında doğru ve yanlış tanımlan tamamen belirsizdir. Ahlâk olgusundan yoksun bir kuşak yetişkinler dünyasına adım atmak üzeredir."
Ergenlik yılları genelde dini inançların sorgulandığı bir zaman dilimidir. Gençler ana babalarına dini açıdan inandıkları ve inanmadıkları konular hakkında sorular sorarlar. Aslında burada da hayatlarının bütün evrelerinde yaptıkları gibi kendi kimliklerini ortaya çıkarmaya çalışmaktadırlar. Günümüz dünyasının küresel doğası dolayısıyla, hem gelişen teknoloji hem de değişik dini gruplara mensup arkadaşları aracılığıyla gençler, sayısız dini inançlar tanımaktadırlar ki bu da çağdaş dünyanın getirmiş olduğu bir farklılıktır.
Din, çağdaş ergen için önemli bir olgudur. Son günlerde yapılan bir Gallup anketine göre her 5 ergenden 4'ü (yüzde 79) "dini inancın hayatlarında anlamlı bir etki yarattığına inandıklarını söylediler." Ergenlerin büyük bir çoğunluğu (yüzde 64) değişik dini gruplara mensup. Gençlerin yarısı ise (yüzde 49) hayatlarının Tanrı'ya ya da büyük bir güce ait olduğunu düşündüklerini söylediler. Ergenlerin 3'te 1'i (yüzde 35) dini inancın hayatlarındaki en önemli etki olduğunu belirtirken diğer 3'te 1'lik kısım ise kendilerini "yeniden doğmuş" olarak nitelendirdiler. 10 ergenden 4'ü (yüzde 42) Gallup anketinde "bir önceki hafta dini çalışmalar için çeşitli organizasyonlara katıldıklarını" söylediler.
Günümüz gençleri soyut dini inançlardan çok dini grupların deneysel ve ilişkisel yapısıyla ilgilenmektedirler; şöyle ki eğer grubun destekleyici, insancıl ve davetkâr bir eğilimi varsa gençler, grubun din konusundaki birçok düşüncesiyle ters de düşseler bu ruhani topluluk içindeki yerlerini alırlar. | Offline
| |
17-01-2012, 05:21 PM
|
#14 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili ANA BABA REHBERLİĞİ
Bu, ergen çocuğunuzun içinde büyüdüğü dünyadır ve çağdaş ergenler bu modern dünyada ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyaç duyarlar. Yakın bir tarihte yapılan bir ankette gençler, üniversiteye girmek, dinsel faaliyetlere katılım, ev ödevi yapmak ya da içki içmek gibi çeşitli konularda akranlarından çok ana babaları tarafından yönlendirildiklerini belirtmişlerdir. Ebeveynler ayrıca çocuklarının iş ve kariyer planları konusunda da söz sahibidirler. Akranlarının ise gençlerin acil vermesi gereken kararlarda (kiminle flört edeceği, dersi kırıp kırmayacağı, saçını nasıl yapacağı ya da giyim biçimi vb.) ebeveynleriyle kıyaslandığında daha etkili oldukları gözlenmiştir.
Bir ankette ergenlere "Kararlarınızı verirken en çok kimin etkisinde kalıyorsunuz? Ailenizin mi yoksa arkadaşlarınızın mı?" diye sorulmuş ve cevabın, ergenin gelecekte çizeceği yetişkin portresindeki temel unsur sayılabilecek olan ebeveyn etkisi olduğu saptanmıştır. Evet, ergen çocuğunuz birtakım kararlar verirken arkadaşlarının etkisinde kalacaktır fakat ebeveyn faktörü yine de gencin düşünce ve davranışlarında en temel etkiyi yaratmaktadır.
Kitabın diğerbölümlerinde ele alınacak konular ergen çocuğunuzun sevgi ihtiyacını karşılama konusunda size bilgi verecek ve böylece hayatın diğer bütün alanlarında çocuğunuza gereken etkiyi göstermeniz için zemin hazırlayacaktır. | Offline
| |
17-01-2012, 05:24 PM
|
#15 (permalink)
| Çevirmen
Üyelik tarihi: Nov 2010
Mesajlar: 1,132
Tesekkür: 1,973
1,190 Mesajinıza toplam 3,739 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili 30 yaşımdayım daha doğrusu 2 ay sonra otuzu doldurucam.. 1 yıl önceye kadar hiç bir kararda ailemi düşünmedim.. hatta hep onların isteklerinin zıttını yaptım... sonuç ne oldu bilmiyorum.. acaba düşünüyorum.. onların dediğini yapsam acaba aynı sonuçlar mı olacaktı bilmiyorum... ....
__________________ been KAAN ŞAHİN şansı bereketi ve bolluğu yaşamıma sevgi ile kabul ediyorum.... | Offline
| |
17-01-2012, 05:24 PM
|
#16 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili ANA BABA SEVGİSİNİN ÖNEMİ
İki çocuk annesi olan Becky'de ebeveyn travmasının bütün belirtileri vardı."Dr. Chapman ölesiye korkuyorum." dedi. "Oğlum 12, kızım 11 yaşında. Ergenler hakkında kitaplar okuyorum ve tedirginim. Öyle görünüyor ki bütün ergen çocuklar cinsel ilişkide bulunuyor, uyuşturucu kullanıyor ya da okula silahla gidiyorlar. Durum gerçekten de bu kadar kötü mü?" Becky bu soruyu bana Moline, Illinois'de evlilik konulu bir seminerde sordu. Sonra da şunu ekledi, "Düşünüyorum da, belki çocuklarımın liseyi bitirene kadar okula gitmeden evde ders almaları daha iyi fakat bu da beni korkutuyor. Çocuklarımın ergenliğe adım atmalarına hazır olup olmadığımı bilemiyorum."
Geçtiğimiz beş sene boyunca Becky gibi birçok ebeveynle karşılaştım. Çok sayıda ana baba ergen çocukların yetiştirilmesi konusunda kitaplar okumakta ve televizyon aracılığıyla ergen şiddetine ilişkin daha çok şey öğrenmektedirler. Günlük gazetelerde çıkan haberleri okuyup telaşa kapılmaktadırlar.
Eğer siz de tedirgin ana-babalardan biriyseniz ya da en azından kendinize "Acaba korkmalı mıyım?" diye soruyorsanız kitabın bu bölümü umarım korkularınızı bastırmanıza yardımcı olur.
Ergen çocukları eğitmede kaygı doğru bir zihinsel tutum değildir. Umuyorum ki bu bölümde okuyacaklarınız endişelerinizi az da olsa hafifletir ve size çocuğunuzun hayatında olumlu bir rol oynayabilmeniz için gereken güveni kazandırır. | Offline
| |
17-01-2012, 05:31 PM
|
#17 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili AİLELERDEN VE OKULLARDAN İYİ HABERLER
Söze, durumun o kadar da kötü olmadığını söyleyerek başlamak istiyorum...
Bütün eğitim yanlısı ebeveynlerin yüreklerine su serpecek iki istatistik vardır ,bunlar, ergenlerin yüzde 97'sinin lise mezunu olacağını ve bunların da yüzde 83'ünün günümüzde üniversite eğitiminin "çok önemli" olduğu konusunda birleştiğini göstermektedir.
George Gallup Jr. bütün bu bulguları gözden geçirdikten sonra günümüz ergenlerini iyimserlik, idealistlik, doğal gelişim ve taşkınlık olgularıyla motive olan bir topluluk olarak tanımlar: "Gençler insanlara yardım etme konusunda çok heveslidirler, dünya barışı ve sağlıklı bir dünya için çalışmaya gönüllüdürler ve okulları ve öğretmenleri konusunda da gayet iyimser bir tutum sergilerler."
İnsan Gelişimi ve Eğitimi Araştırma Merkezi'nde kıdemli araştırma uzmanlarından biri ve tanınmış bir ergenlik çağı uzmanı olan Lawrence Steinberg, "Ergenlik dönemi doğası gereği zor bir dönem değildir. Psikolojik sorunlar, davranış bozukluğu ya da aile ile anlaşamama artık ergenlik çağına özgü ortak sorunlar değil, hayat döngüsünün her kesiminde rastlanan durumlardır. Bazı ergenlerin başları belaya girer, bazıları ise belaya kendileri bulaşırlar ki bu da söylediğim şeyin doğru olduğunu kanıtlar fakat gençlerin büyük bir çoğunluğu (neredeyse 10 ergenden 9'u) hiçbir şekilde başlarını derde sokmaz." der.
Temple Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Steinberg sözlerine şöyle son verir: "Uyuşturucu, ihmalkârlık, hızlı seks hayatı ve her tür otoriteye karşı çıkma eğilimi gibi problemler ergen gelişiminin 'normal' bir süreci olarak görülse de aslında normal değildir. Çünkü ergende görülen bu tip sorunlar önlenebilir ve müdahale edilebilir niteliktedir. İyi çocuklar ergenlik çağı yüzünden birden bire birer canavara dönüşmüyor."
Gerçek şudur ki gazetelerde okuduklarımız ya da medya aracılığıyla duyduklarımızsorunlu ergen çocukların yüzde 10'luk bir kısmıyla ilgilidir, ki bunların büyük bir kısmının sorunları çocukluk yıllarına dayanmaktadır. Siz ergen çocuğunuzla iyi bir ebeveyn-genç ilişkisi geliştirebilirsiniz. Ergen çocuğunuzun istediği ve sanırım sizin de isteğiniz bu.
Bu bölümde bu ilişkiyi kurmada gerekli olan, inancıma göre en önemli noktaya, yani ergen çocuğunuzun duygusal sevgi ihtiyacını karşılama konusuna değineceğim. Eğer siz bu olguyu genç çocuğunuzun gereksinim duyduğu bir şey olarak görüp bu ihtiyacına cevap verirseniz çocuğunuzun kültürelgelişim sularında doğru rotayı bulmasına yardım edebilirsiniz.
Ergen ebeveynlerinin sevgisinden emin olursa toplumda olgun ve üretken bir birey olma yolunda karşısına çıkabilecek ve önünü kesecek olumsuzluklarla savaşında kendine daha çok güvenir. Ergen, ebeveyn sevgisi olmadan uyuşturucu, sapkın cinsellik ve şiddet gibi kötü olguların cazibesine kolay kapılabilir. Bence ana-babanın ergenin duygusal sevgi gereksinimini doğru olarak karşılamayı öğrenmesinden daha önemli bir şey yoktur.
"Duygusal sevgi" olarak neyi kastediyorum? Ergen ruhunun derinliklerinde ana-babası tarafından bağlılık duygusunu, kabul görmeyi ve hem zihinsel hem ruhsal yönden beslendiğini hissetmek ister. Bu olduğunda ergen sevildiğini hisseder. Eğer genç bu sayılan şeyleri hissetmezse bu, içindeki duygu deposunun boş olduğu anlamına gelir ve bu boşluk da gencin davranışlarını büyük ölçüde etkiler. | Offline
| |
17-01-2012, 05:34 PM
|
#18 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili ERGENİN BAĞLANMA İSTEĞİ
Ana Babanın Varlığı
Küçük çocuğun ana babasına "bağlılığı" konusunda çok şey yazılıp çizilmiştir. Çocuk psikologlarının çoğu bu duygusal bağlanma olmadığı takdirde çocuğun duygusal gelişiminde güvensizlik duygusunun hakim olacağı noktasında birleşirler.
Bağlanmanın tam tersi terk edilmedir. Eğer küçük çocuğun ana babası ölmüş, boşanmış ya da bir şekilde çocuğu terk etmişlerse bu duygusal bağ, ebeveyn ile çocuk arasında oluşamaz. Bu bağ için ilk koşul ana babanın varlığıdır ve zaman da bağın oluşmasında önemli bir faktördür.
Ergenlik döneminde de aynı kurallar geçerlidir. Boşanma, iş ya da başka nedenlerden dolayı çocuklarıyla fazla beraber olamayan ana babalar ergenin ailesine olan bağlılık duygusuna zarar verir. Şu da bir gerçektir ki, ergenin ailesine bağlı olması ve onlar tarafından sevildiğini hissetmesi için beraber daha fazla zaman geçirmesi gerekir. Kendini terk edilmiş hisseden ergen kendine durmadan "Benim ne eksiğim var, neden annem ve babam benimle ilgilenmiyorlar?" sorusunu soracaktır. Eğer ana babalar ergen çocuklarına onları sevdiklerini hissettirmek istiyorlarsa onlarla daha çok beraber olabilmek için zaman yaratmaları gerekir. | Offline
| |
17-01-2012, 05:39 PM
|
#19 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili
İletişimin Birleştirici Gücü
Fiziksel olarak yakın olmak ana baba ve ergen arasında her zaman bir bağlılık hissi yaratmaz. Duygusal bağlılık iletişim gerektirir. Eğer ergen çocuğunuzla iyi iletişim kuramıyorsanız iki hafta boyunca her gününüzü evde birlikte geçirseniz bile onunla doğru dürüst bir çift lâf bile edemezsiniz.
Bir araştırma projesini incelerken yakın bir tarihte gerçekleştirilen bir ankete katılan gençlerin yüzde 71'inin gün içersinde en az bir öğünü aileleriyle yediklerini söylediklerini saptadım. Fakat daha sonra ankete katılan gençlerin yarısının aileleriyle yedikleri son akşam yemeğinde televizyon seyrettiklerini öğrenince bu saptamam değerini yitirdi. Ayrıca her dört ergenden biri yemekteyken radyo dinlemiş, yüzde 15'i de kitap, dergi ya da gazete okumuşlar. Öyle görünüyor ki ana babaların çoğu yemek saatlerini ergen çocuklarıyla iletişim kurmak için kullanmıyorlar.
Bence sofra ergenlerle bir duygusal bağ kurmak için en elverişli yerlerden biridir. Ergen hangi yemeği sevmez? İyi bir yemek için, ana babayla ufak bir sohbet lezzetli bir yemek için ödenecek çok küçük bir bedel olsa gerek. Eğer sizin aileniz her gün en az bir öğünde bir araya gelen yüzde 71'lik orana dahil değilse bu küçük sohbet fikrini benimsemenizi öneririm. Beraber yiyen fakat konuşmayan kesim içinse yeni bir aile yemeği tüzüğü sunmak istiyorum. Ergen çocuğunuza ve diğer çocuklarınıza yeni bir sofra geleneği başlattığınızı duyurun: "Önce şükredeceğiz, sonra sohbet edeceğiz, daha sonra da eğer istersek televizyon izlemeye, radyo dinlemeye ya da gazete okumaya dönebiliriz." Aile fertlerinden birisi yemek için Tanrı'ya ve yemeği yapan kişiye teşekkürlerini sunduktan sonra aile bireylerinden her biri o gün yaşadığı üç olayı ve bu olaylar hakkında ne düşündüğünü diğerleriyle paylaşacak ve o konuşurken diğerleri dikkatlerini vererek onu dinleyecekler. Anlatılan olay hakkında soru sorabilirler fakat anlatan kişi istemediği sürece diğerleri öğüt vermeyecek. Bu yeni gelenek ergen çocuğunuzla aranızda bir bağlantı duygusu oluşturmak ve bu durumu korumak için yeterli olabilir. | Offline
| |
17-01-2012, 05:44 PM
|
#20 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili ERGENİN KABUL GÖRME ARZUSU
Kabul Görmenin ve Reddedilmenin Gücü
Duygusal sevginin ikinci unsuru ergenin ana babası tarafından kabul gördüğünü hissetmesidir. 14 yaşındaki bir erkek çocuğu, "Annem ve babam beni olduğum gibi kabul ederler, bu da onların en sevdiğim huyudur. Beni ablam gibi olmaya zorlamazlar." demişti. Bu ergen çocuk sevildiğini hissediyor ve bu sevgi de ailesinin onu olduğu gibi kabul etmesinden kaynaklanıyor.
"Annem-babam beni seviyorlar. Kendimi iyi hissediyorum." Kabul görmüşlüğü hisseden ergenin kafası bu tip mesajlarla doludur. Kabul görmenin tam tersi reddedilmedir ve bunun mesajları da "Beni sevmiyorlar. Ben onlar için yeteri kadar iyi değilim. Benim farklı olmamı isterlerdi." gibi olumsuz düşüncelerdir. Kendini reddedilmiş hisseden çocuk açıkça ailesi tarafından sevilmediğini de düşünecektir.
Antropolog Ronald Rohner reddedilmeyi dünyada yüzün üstünde kültürde incelemiştir. Rohner'in bulgularının ışığı altında denebilir ki kültürlerin reddetme olgusunu ifade biçimleri farklı olsa da reddedilmiş çocuklar her yerde kendine güven eksikliği, yetersiz ahlâki gelişim, stresle başa çıkmada zorluk ve cinsel kimlik karmaşası gibi sayısız psikolojik problemin tehdidi altında yaşamaktadır. Rohner reddedilmenin bıraktığı etkilerin o kadar güçlü olduğuna inanır ki reddedilmeyi "Çocuğun duygusal sistemine tümüyle yayılan ve onu altüst eden psikolojik habislik" olarak tanımlar.
Cornell Üniversitesi' nde İnsan Gelişimi Profesörü olan James Garbarino şiddete yönelen ergenlerin iç dünyaları üzerinde yıllar süren araştırmalar yaptı ve reddedilme duygusunun şiddete yönelen bir ergenin psikolojik dokusundaki temel unsur olduğu sonucuna vardı. Bu duygu genelde söz konusu ergenin başka bir akraba ile kıyaslanmasından doğmaktadır. Garbarino, New Yorklu, 18 yaşında ve bir polis memurunu vurmaktan dolayı ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış bir gençle görüşme yaparken orada bulunan masanın üzerine iki teneke kutu koydu ve "Bu masanın bütün yüzeyini annenin sevgisi olarak düşünelim." diyerek kutulardan birini eline alıp "Bu teneke kutu sensin" dedi. Diğer kutuyu göstererek de "Bu da senin erkek kardeşin." dedi. "Annenin sevgisi senin teneke kutunu ne kadar dolduruyor, erkek kardeşininkini ne kadar?" diye sordu. Genç suçlu kendi teneke kutusunu göstererek onun yüzde 20 civarı dolduğunu erkek kardeşinin tenekesinin doluluk oranının ise yüzde 80 olduğuna işaret etti. Garbarino "Şimdi de masamızı kabul edilme ve reddedilme olgularını göstermek amacıyla kullanalım." deyip masanın bir ucunu göstererek açıkladı: "Bu köşe tamamen kabul görmeyi diğer köşe ise bütünüyle reddedilmeyi temsil ediyor. Sen annenin seni ve kardeşini ne derece kabul ettiğini göstermek için bu iki teneke kutuya yer seç." Genç adam kendi kutusunu reddedilme olgusunun temsil edildiği köşeye, erkek kardeşininkini ise bütünüyle kabul edilmeyi temsil eden diğer köşeye koydu. Rehber "Söylemek istediğin şey senin yüzde 90 oranında reddedildiğin, kardeşininse yüzde 100 kabul edildiği mi?" diye sordu. Genç bu soruya "Evet" cevabını verdi. Bu örnekte de görüldüğü gibi kendini reddedilmiş hisseden ergen çocuk aynı zamanda annesi tarafından sevilmediğini düşünmektedir. | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | Gençler İçin Beş Sevgi DiliÇocuk Sağlığı ve Çocuk Psikolojisi Gençler İçin Beş Sevgi Dili Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız 3. Parçalanmış Aile
Çağdaş ergeni etkileyen üçüncü kültürel faktör ise çağdaş Amerikan ailesinin dağılmaya yatkın doğasıdır. Yakın zamanda yapılan bir Gallup gençlik anketine göre her 10 Amerikalı ergenin 4'ü (yüzde 39'u) anne-babalarından sadece biriyle yaşamaktadır. 10 aileden 8'inde evde olmayan ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çocuk Psikolojisi telkin cd indir izle İstanbul Çocuk Psikolojisi nerededir kimdir Çocuk Psikolojisi çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çocuk Psikolojisi hipnoz Çocuk Psikolojisi olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çocuk Psikolojisi hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çocuk Psikolojisi kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 02:48 AM.
|