Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREBİLİR MİYİZ? GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREBİLİR MİYİZ?
Madde Şuurdan Bağımsız Olamaz
"Madde şuurdan bağımsız olamaz" diyen bilim adamları madde üzerinde şuur enerjisini kullanan tüm insanlara son derece önemli sorumluluklar yüklemektedirler.
Şuurun fiziki evrende üstlendiği rolü böylesine yalın bir şekilde ortaya koyan bilim hepimize yepyeni pencereler açmaktadır. Artık bu çerçevede kendimizi sorgulamalı ve bu bilgi ışığında zihinlerimizi esnetmeliyiz. Eğer evrenimizde de bu ilkeler geçerliyse ki öyle olduğu birçok bilim adamı tarafından kabul ediliyor o halde bugünü de geleceği de şekillendiren hepimiz değil miyiz? Buradan hareketle bizim klasik manada anladığımız, her şeyin önceden birebir saptandığı, kesinleşmiş bir kader veya gelecek yoktur diyebiliriz.
Gelecek henüz şekillenmemiştir. Onun şekillenmesinde hepimize pay düşmektedir. Göstereceğimiz çabalar, gelecekte yaşayacağımız olasılıkları oluşturmaktadır.
Buna göre her birimiz; düşüncelerimizle, beklentilerimizle, dünyanın geleceğine ve bugününe ait tahayyüllerimizle, hem kendi geleceğimizi şekillendiriyoruz hem de evrenin şekillenmesine bir nebze de olsa katkıda bulunuyoruz. Şuurlu ya da şuursuz olarak oluşturduğumuz her düşünce formu bizim katılımımızın olumlu mu olumsuz mu olduğunu belirlemektedir ki bu, işleyişi kavrayan kişi için çok büyük sorumluluklar doğurmaktadır. Bilelim ya da bilmeyelim bu sorumluluk hepimiz için geçerlidir.
Bugün bilimin ispatladığı kimi gerçekler mistikler tarafından hep bilinmiş ve hep söylenmiştir. Buda, "insan varoluşun büyük dramı karşısında hem aktör hem de seyircidir. Biz ne düşünüyorsak oyuz. Düşüncelerimizle yarattığımız her şeyiz. Düşüncelerimizle dünyayı oluşturuyoruz" derken şuurun madde üzerindeki etkisini, düşünce gücünün önemini, kaderlerimizin oluşumuna olan katılımcılığımızı anlatmıştır.
Düşünce Gücü ve Kuantum
Tibet'in Tantrik mistikleri de düşüncelerin hammaddesine ‘tsai’ adını verir. Her zihinsel eylemin, bu gizemli enerjinin dalgalarını üretmekte olduğunu ileri sürer. Yogilerin şuurlu olarak bu yeteneklerini geliştirdikleri ve imgeleme çalışmaları yaptıkları bilinir.
İran Sufileri düşüncenin süptil yapısına ‘alam almithal’ derler ve düşünce gücü ve imgelemeyle kişilerin kaderlerini değiştirebileceklerini anlatırlar. Bu bilgi bize, kesin çizgilerle belirlenmiş bir alın yazısı olmadığını, yaptığımız her eylem, ürettiğimiz her düşünce nedeniyle işleyen sebep-sonuç yani deterministik yasaların geçerli olduğunu ve kaotik işleyiş nedeniyle her an her şeyin, bizim tahayyül edemeyebileceğimiz olasılıkların cereyan etmesine neden olduğunu göstermektedir. Hem bireysel olarak hem de dünya insanlığının tümünün kaderinin şekillenmesinde katılımcı olduğumuzu işaret etmektedir. Hayatlarımızın akışını her birimiz ve karşılıklı etkileşimlerimiz belirlemekte, yönlendirmekte, yönünü tayin etmektedir.
Hepimiz, tüm dünya insanları aslında bütünsel bir gelişmeye tabiyiz. Yarattığımız her sebep sonuç birey olarak bizi etkilediği gibi dünyamızı da etkilemektedir. Çünkü gerek atom altına, gerekse dünya okulunun işleyişinde, bilimin de kabul ettiği gibi, kaotik bir işleyiş vardır. Bu kaotik işleyişe pozitif olarak ne şekilde katkıda bulunuyoruz?>
Daha açıkçası, “kaos” kelimesinden ne anlıyoruz. Anlam duruşumuzu da belirleyecek olan tek unsurdur. Kaos “kargaşa” olarak anlaşılıyor ama bu yanlış anlayış eksik bilgilenmeden kaynaklanıyor. Kaos düzenin öteki yüzü, zıtların birliği prensibinin, Yin-Yang felsefesinin, hatta Tao’nun da özündeki ikiliğin birlikte bütünleşmesidir. Dinamik sistemlerin işleyiş biçimi olduğu idrak edildiğinde, Kaos’u engellemek, her şeyi düzene dönüştürmek gibi bir ikilemin aslında olmadığı daha net anlaşılıyor. Kaos ardından da düzen vardır. Kaos’un ve kendi kendisini oluşturan Düzen’in; canlı sistemlerin birbirlerini tamamlayan iki unsuru olduğu bilgisine“gözlemcinin kaotik işleyişe pozitif katılımı demek de mümkündür.”
Gizli DüzenBir an önce bunu sorgulamak gerekmez mi ? Şikayet ettiğimiz her şeyin sorumlusunu dışarıda aramaktan vazgeçip ne zaman bu sorumluluklardaki payımızı pozitife çevirmeye başlarsak, işte o zaman tümel gelişmeye şuurlu katılımcılığımızı hayata geçirmiş olacağız ve kaosun içindeki gizli düzenin oluşmasına katkıda bulunacağız.
"Bugün kendin için ne yaptın? yerine, bugün Dünya için, insanlar için ne yaptın sorusuna vicdan rahatlığıyla cevap verebildiğimiz gün, çok şeyin değişmiş olduğunu göreceğiz" ifadesi, ütopya olmaktan çıkacaktır.
Atom fizikçileri şöyle diyorlar: "Doğal dünyada olaylar ve fenomenler bölümler halinde tek tek ve sırasıyla değil, hepsi aynı anda ve bir bütünsellik içinde gerçekleşmektedir. Biz gerçeğin yalnızca yaklaşık bir yansımasını ortaya koyabiliriz; bundan dolayı da elde ettiğimiz bütün akılcı bilgiler kaçınılmaz bir biçimde sınırlı kalmaya, yani geniş kapsamlı olmamaya mahkumdur."
Spiritüel öğretilere göre de nesnelerin hepsi akışkan ve değişken bir karaktere sahiptir. Gerek doğu öğretilerinin gerekse ruhsallığın öne sürdüğü dünya görüşü, sonsuza dek işleyen ve içsel dinamizm taşıyan özellikler gösterir; aynı zamanda da "zaman" ile "değişim"i iki temel nitelik olarak kabul eder. Bu açıdan kozmos, tek ve bölünemez bir gerçeklik olarak algılanmaktadır.
Kozmos, hareketli, canlı ve organik ve ruhsal ve maddesel olarak görülmektedir. Ruh varlıkları şuur enerjileriyle bir tümel şuur oluşturmakta ve hem kendisinin hem de maddenin tekamül etmesi için tekrar doğuş yasasına uyarak kozmostaki dinamik dengeyi oluşturmakta, çeşitli vazifeleri yerine getirmektedir.
Kuantum Fiziği ve Esneme Şansı
Atom fiziği hepimize inana geldiğimiz birçok kavramın rölatif olduğunu gösterip başka gerçekliklerin de olabileceği hakkında esneme şansı tanıyor. Dogmatik olmamak gerektiğini vurguluyor.
Atom fiziği bize, boş uzay kavramının geçersiz olduğunu, bizim cansız dediğimiz demirin bile canlı olduğunu ve çevresiyle etkileşim halinde olduğunu, sürekli bir titreşime sahip olduğunu gösteriyor.
İşte bu anlayış, spiritüel yolların da dünyayı ve evreni algılama biçimidir. Ruhsal öğretilere göre de doğa, durağan değil, dinamik bir dengeye sahiptir. Her şey sürekli tekamül etmekte yani evrimleşmektedir. Varlıkların asli hedefi, uyum sağlayarak enkarne olabildiği maddi kürelerde hem maddeyi hem de kendini geliştirmek ve bu kaotik işleyişte evrendeki dinamizme katılmak, değişim ve başkalaşım da rol almaktır. Çünkü Evren birbirinden ayrışamayan bir ağ gibidir. Yani kozmik ağ, hayat doludur, hareket eder, büyür ve sürekli olarak değişir. Bu yaklaşım modern fizik ile benzerlik gösterir.
Ancak tüm bunları kabul etmek için, fizikçilerin de dediği gibi akılcı bilginin sınırlılığını kabul etmek gerekir. Oysa çoğumuz için akılcı bilginin sınırlılığını ve izafi oluşunu kabul etmek imkansız gibidir. Çünkü hepimiz için beyinlerimizin yaratmış olduğu"gerçeğinsureti", "gerçeğin kendisinden"daha kolay anlaşılmaktadır. Sahip olduğumuz tasarımve kavramlarımızı gerçekliğin ta kendisi olarak kabul etmekte ve sadece kavramlara yüklediğimiz anlamlardan oluşan bir dünyada yaşamaktayız
__________________ Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ yokluk ,varlıgın aynasıdır. Dünyayı isterken de sus, Bir dileğe kavuşmak isterken de. Öylece seyre dal gitsin… mevlana |