19-04-2010, 11:23 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Aids Tedavisine Yönelik Beklentiler
Aids Tedavisine Yönelik Beklentiler AIDS ile mücadeleye yönelik ilk çabalar, hızla yayılan bu hastalığın bulaşma tarzı, kuluçka döneminin belirgin biçimde uzun olması hakkında yeterli bilgi birikimi olmadığından ve virüsün yaşam döngüsünün detayları üzerinde neredeyse hiç durulmaması yüzünden başarılı olmadı. Artık konu hakkında mevcut bilgi daha fazladır, ilk anda göze çarpan bulgu şudur; belirli bir hastalığa karşı hazırlanan aşıların hemen hepsinde bağışıklık sistemine hastalığı tanımayı öğretmek için yüzey antijenlerinin kullanılmasına rağmen, bu yaklaşım AIDS için işe yaramaz çünkü o, vücudu kendi bağışıklık sistem hücrelerini ortadan kaldırmaya yönlendirir. Bunun yerine virüsün yaşam döngüsündeki bazı basamakları durdurma yoluna gidilmelidir. CD4 moleküllerini maskelemek suretiyle bağlanmanın önlenmesi yaklaşımı da açıkça yararsızdır çünkü bu durumda bağışıklık sistemi çalışamayacaktır. GP120 aktif bölgesinin bloke edilmesi bir olasılıktır -ancak elbette bunun T hücre reseptörlerinin normal şartlarda bağlandığı MHC molekülünün bir analoğu durumunda olmaması gerekir, oysa bu muhtemel görünmektedir.
Enfekte olan hücrenin içinde süregiden olaylardan birinin önlenmesi daha ümit verici görünmektedir; bu işlem virüse özgü bir reaksiyon olmalı ya da konağa toksik etki yapmalıdır. 3 âazido-2 ,3 â dideoksitimidin (AZT), bu yaklaşıma iyi bir örnek oluşturur. Bu timidin analoğu, HIV in DNA polimerazı tarafından normal timidine tercih edilir halbuki konak hücre polimerazları normal timidini kullanır. Sentezlenmekte olan DNA nın yapısına AZT girdiğinde replikasyon durur çünkü konak hücre polimerazı bir sonraki nükleotidi zincire ekleyemez. Yeterince az olan bir dozda AZT verildiğinde, konak hücreleri replikasyonunu normale yakın olarak sürdürürken, HIV bu ilacın varlığında pek nadiren kendini başarı ile çoğaltabilir. Ancak devamlı olarak kan hücrelerinin yenilendiği kemik iliği bu uygulamadan zarar görür ve anemi sık görülen bir yan etkidir. AZT, açıkça hastalık belirtilerini gösteren kimselerde yaşam süresini yaklaşık bir yıl uzatır ancak yeni enfekte olmuş kişilere muhtemelen daha fazla yarar sağlar.
AZT kullanımı açısından önemli görünen bir risk HIV polimeraz genine ilişkindir. Bu gen hata oranı alışılmadık ölçüde yüksek bir gendir (yalnızca 10.000 nükleotitten oluşan bir genoma sahip olmasına rağmen her 2000 bazda bir yanlış eşleme yapar) ve AZT e karşı direnç geliştirecek bir mutasyona uğrayabilir. Şans eseri henüz böyle bir durumla karşılaşılmamıştır. İlaç aynı zamanda sentezlenmesi pahalıya mal olan ve hastaya günde birkaç defa verilmekte ve tedavinin ne kadar süreceği genellikle önceden belirlenememektedir. Daha pratik ve etkin tedavi yöntemleri bulmak için yoğun araştırmalar sürdürülmektedir. Örneğin, virüs genomunun bir kısmına komplementer özellikteki bir anti-sense RNA kullanımı, daha uygun bir tedavi olabilir; çünkü bu tamamen özgün ve zararsız bir ilaç olacaktır. Ancak bu yaklaşımın uygulanabilmesi için ilacın, hedef hücrelere etkin biçimde ulaştırılmasını sağlayacak ve RNAaz enzimlerine dirençli hale getirecek uygulamaların yapılması gerekmektedir. Virüsün bağlandığı CD4 molekülünün bir kısmını enjekte etmek de diğer bir tedavi yaklaşımıdır. Bütün ümit verici yaklaşımlara rağmen risk altındaki grupların yaşam tarzlarını bulaşmadan korunmayı esas alacak şekilde düzenlemeleri, hastalıkla mücadelede günümüzde en etkin ve pratik yol olarak görünmektedir.
Türkiyede AIDS
Günümüzün en çok korkulan, buna karşın en çok göz ardı edilen hastalığı olan AIDS, gerekli önlemlerin etkili ve hızlı bir şekilde alınmadığı ülkelerde hızla yayılmaktadır. Dünyada her gün 16 bin kişinin AIDS virüsü ile enfekte olduğu düşünülürse ülkemizin de bu hastalıktan etkilenmeyeceği düşünülemez. Zira; Türkiye de 31.12.1999 itibarı ile 983 vaka bildirilmiştir (Sağlık Bakanlığı verilerine göre).
Dünyada 1981 yılında ilk vaka saptandıktan sadece dört yıl sonra, 01.10.1985 tarihinde, Türkiye deki ilk vaka bildirilmiştir. Ülkemizdeki ilk vakalar yurtdışında çalışan işçilerimizdi (I. Jenerasyon). Dolayısıyla ikinci grup vakaları dışarıdan gelen işçilerin yakınları oluşturdu (II. Jenerasyon). Üçüncü jenerasyonu ise yerli, Türkiye içi vakalar oluşturdu. Bugün ülkemiz vaka sayısını yılda %10 ve üzerinde arttıran ülkeler sınıfına girmektedir. UNAIDS ( Birleşmiş Milletler AIDS Komisyonu) tahminlerine göre ülkemizde 2500 civarında vaka olduğu düşünülmektedir Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |