Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı Gerekçeli Danıştay Kararı Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı Gerekçeli Danıştay Kararı T.C. DANIŞTAY BİRİNCİ DAİRE Esas No:2005/534 Karar No:2006/545 ÖZÜ:Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı Hk. TUTANAK
Sağlık Bakanlığı&nca hazırlanarak Başbakanlığın 16.05.2005 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 2271 sayılı yazısı ile gönderilen Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısı, Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürü Sinan Yol, Genel Müdür Yardımcıları Fatma Candan, A.Sait Septioğlu ve Birol Civelet, Birinci Hukuk Müşaviri Adem Keskin, Hukuk Müşaviri Rüya Günaydın, Uzman Mustafa Ataş, Yükseköğretim Kurulu Temsilcisi Semih Baskan, Yükseköğretim Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın, Gülhane Askeri Tıp Fakültesi ve Akademisi Temsilcisi Hayati Bilgiç, Adli Tıp Kurumu Başkan Keramettin Kurt, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanı A.Hakan Dinç, Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Orhan Odabaşı, Raşit Tükel ile Avukat Ziynet Özçelik, Türk Diş Hekimleri Birliği Merkez Yürütme Kurulu Üyesi K.Tümay İmre ile Hukuk Danışmanı Mustafa Güler&in katıldıkları toplantılarda incelendi.
Tasarı hakkında bütün Bakanlıkları görüşlerinin alındığı, iki Devlet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunmak Bakanlığı&nca önerilerde bulunulduğu, diğer Bakanlık görüşlerinin olumlu olduğu görüldü.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 11 nci maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu, kanunların Anayasaya aykırı olmayacağı, 131 inci maddesinin birinci fıkrasında, yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarımlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek, bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını geliştirmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulacağı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, Kurulun teşkilatı, görev, yetki ve sorumluluğu ve çalışma esaslarının kanunla düzenleneceği, 177 nci maddesinin (e) bendinde, Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyla birlikte yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve kurullar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kananlarda değişiklik yapılmasanı gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemlerin mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümlerinin veya doğrudan Anayasa hükümlerinin, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Anayasanın 115 inci maddesinde, Bakanlar Kurulunun, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelenmesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabileceği, tüzüklerin, Cumhurbaşkanınca imzalanacağı ve kanunlar gibi yayımlanacağı, 124 üncü maddesinin birinci fıkrasında, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hüküm altına alınmıştır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, yükseköğretimle ilgili amaç ve ilkeleri belirlemek ve bütün yükseköğretim kurumlarının ve üst kuruluşlarının teşkilatlanma, işleyiş, görev, yetki ve sorumlulukları ile eğitim-öğretim, araştırma, yayım, öğretim elemanları, öğrenciler ve diğer personel ile ilgili esasları bir bütünlük içinde düzenlemek olduğu, 3 üncü maddesinin (a) bendinde, yükseköğretimin, milli eğitim sistemi içinde ortaöğretime dayalı en az dört yarı yılı kapsayan her kademedeki eğitim-öğretimin tümü olduğu, aynı maddenin (t) bendinde, lisans üstünün, yüksek lisans, doktora, tıpta uzmanlık ve sanatta yeterlik eğitimini kapsayacağı, tıpta uzmanlığın ise, Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre yürütülen ve tıp doktorlarına belirli alanlarda özel yetenek ve yetki sağlamayı amaçlayan bir yükseköğretim olduğu, Kanunun 6 ncı maddesinde de, Yükseköğretim Kurulunun, tüm yükseköğretimi düzenleyen ve yükseköğretim kurumlarının faaliyetlerine yön veren, bu Kanunla kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip bir kuruluş olduğu belirtilmiştir.
11.4.1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San&atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 8 inci maddesinde, Türkiye&de icrayı tababet için bu Kanunda gösterilen vasıfları haiz olanlar umumi surette hastalıkları tedavi hakkını haizdirler. Ancak her hangi bir şubei tababette müstemirren mütehassıs olmak ve o unvanı ilan edebilmek için Türkiye Tıp Fakültesinden veya Sıhhiye Vekaletince kabul ve ilan edilecek müessesattan verilmiş veyahut ecnebi memleketlerin maruf bir hatane veya laboratuvarından verilip Türkiye Tıp Fakültesince tasdik edilmiş bir ihtisas vesikasını haiz olmalıdır., aynı Kanunun 9 uncu maddesinde ise, ihtisas vesikalarının sureti ahzi ve bu hususta mer&i olması lazım gelen kavait iş bu Kanunun tarihi meriyetinden sonra Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Velaketince tanzim edilecek bir nizamname ile tayin olunur hükümlerine yer verilmiştir.
1219 sayılı Kanunun 8 inci maddesi, bir tıp dalında uzman olmak ve o dalda uzmanlık unvanı kullanabilmek için, Türkiye&de bir tıp fakültesinden veya Sağlık Bakanlığı&nca kabul ve ilan edilerek müesseselerden verilmiş veyahut yabancı ülkelerin tanınan bir hastane veya laboratuvarlarından verilen ancak Türkiye&de bir Tıp Fakültesince onaylanmış bir uzmanlık belgesine sahip olmak gerektiğini belirtmiştir. Kanunun 9 uncu maddesi ise, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak bir düzenleme ile uzmanlık belgelerinin onaylanması ve geçerli kabul edilmesi için gerekli şartları belirleme yetkisini Sağlık Bakanlığına vermiştir.
18.10.1982 tarihinde kabul edilen Anayasa, tüzük çıkarma yetkisinin Bakanlar Kurulunda olduğunu düzenlemiş, Bakanlıklara ise kendi görev alanını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve kanunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarma yetkisi tanınmıştır. 1219 sayılı Kanunda uzmanlık belgelerinin kabul edilmesi ve geçerli sayılması için gerekli şartları belirlemek üzere, 1924 Anayasası gereğince nizamname adı altında Sağlık Bakanlığına tanınan tüzük çıkarma yetkisinin, 1982 Anayasasının 115 inci maddesi ile 177 nci maddesinin (e) bendi hükümleri karşısında, Bakanlar kuruluna ait bir yetki olduğu kuşkusuzdur.
Bu dosyada incelenen Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısının genel gerekçesinde, gerek 1219 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca, gerekse de 2547 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (t) bendi uyarınca tıpta uzmanlığı düzenleme konusunda yetkili otoritenin Sağlık Bakanlığı olduğu ileri sürülmekteyse de, 2547 sayılı Kanunun 1219 sayılı Kanundan sonra yürürlüğe girdiği, 1219 sayılı Kanunda tıpta uzmanlık eğitimi ile ilgili düzenleme bulunmadığı, 2547 sayılı kanunun tıpta uzmanlık eğitimini lisans üstü bir yükseköğretim olarak nitelediği, 2547 sayılı Kanundan sonra yürürlüğe giren 1982 Anayasasının 131 inci maddesini ise yükseköğretimi düzenlemek ve yükseköğretim kurumlarının faaliyetlerine yön vermek konusunda Yükseköğretim Kurulunu yetkili saydığı dikkate alındığında, tıpta uzmanlık eğitimi ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin sadece Sağlık Bakanlığına ait olduğunun kabulü mümkün değildir. Kaldı ki, üniversitelerin tıp fakültelerince de verilen uzmanlık eğitiminde Sağlık Bakanlığını tek düzenleyici kurum olarak kabul etmek, gerek 1982 Anayasasına, gerekse 2547 sayılı Kanuna aykarılık teşkil eder. 1982 Anayasının yükseköğretimle ilgili hükümleri ile 177 nci maddesi hükmü göz önüne alındığında, 2547 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki tıpta uzmanlığın, Sağlık Bakanlığınca düzenlenen esaslara göre yürütüleceğine ilişkin düzenlemede, Anayasanın yükseköğretimle ilgili hükümlerine uygunluk sağlanması amacıyla yasal değişiklik yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Diğer taraftan, 1219 sayılı Kanun uzmanlık belgesi verme yetkisini, Türkiye&deki tıp fakültelerine veya Sağlık Bakanlığınca kabul ve ilan edilecek müesseselere vermiştir. Yabancı ülkelerden verilen uzmanlık belgelerini onaylamak yetkisi 1219 sayılı Kanuna göre tıp fakültelerine, 2547 sayılı Kanuna göre de Yükseköğretim Kuruluna aittir. Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunca çıkartılacak tüzüğün kapsamı, uzmanlık belgelerinin kabulü ve geçerliliği için gerekli şartların neler olduğunu belirlemekle sınırlı olmaladır. Kanunun 8 inci maddesi uzmanlık belgelerinin tıp fakültelerince de düzenlenebileceğini öngördüğüne göre, uzmanlık eğitimi ile ilgili sürecin ve bu eğitimin esaslarına ilişkin şartların, Sağlık Bakanlığı ile Yükseköğretim Kurulunun müştereken hazırlayacağı bir tüzük taslağı ile belirlenmesi, mutabakat sağlanarak hazırlanacak bu taslağın Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulması gereklidir.
2002 tarihli Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde, tıpta uzmanlık eğitiminin, Sağlık Bakanlığınca uzmanlık eğitimi vermeye yatkili kılınan sağlık kurumları, üniversitelerin tıp ve diş hekimliği fakülteleri ve Adli Tıp Kurumunca verilen bir eğitim olması nedeniyle bu eğitimde aksaklığa meydan vermemek ve uygulama birliği sağlamak zorunluluğundan doğan ve 1973 tarihli Tababet Uzmanlık Tüzüğünde de yer alan, uzmanlık eğitimi ile ilgili konular yanında bu eğitimi verecek sağlık kurumları konusunda da geniş yetkilere sahip, bilimsel bir kurul olan Tıpta Uzmanlık Kuruluna yer verilmiş, eğitim kalitesinin ve kamu hizmetindeki verimliliğin artırılması amacıyla Kurulun oluşumuna, söz konusu kurumların yanında Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Fakültesinden bir üye yanında meslek örgütlerinden de temsilciler dahil edilmiştir. 2002 tarihli Tüzüğün 5 inci maddesinde Kurulun oluşumu ve çalışmasına dair esaslar yer almış, Tüzüğün devamı maddelerinde Kurulun görevlerini ve etkinliğini belinten düzenlemelere yer verilmiştir. Tüzüğün 5 inci maddesiyle birlikte birçok maddesinin iptali istemiyle Danıştay Sekizinci Dairesinde açılan davada, bu Dairenin 19.11.2003 günlü, E:2002/3784, K:2003/5027 sayılı kararıyla, Kurulun oluşumu ve görevleri itibariyle sürekli kurul özelliklerine sahip olduğu, 3046 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinde sürekli kurulların Bakanlıkların kanunlarında veya diğer kanunlarda gösterilmek koşuluyla kurulabileceğine ilişkin hükme aykırı olarak, Tıpta Uzmanlık Kurulunun Sağlık Bakanlığının kuruluş kanunu veya diğer kanunlarda kurulmasına ilişkin hüküm bulunmamasına karşın Tüzük ile oluşturulmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle Tüzüğün 5 inci maddesi ile Kurulun görevlerini düzenleyen 6 ncı maddesinin bazı bentlerinin ve Tüzükte geçen Tıpta Uzmanlık Kurulu ibaresinin iptaline karar verildiği, bu karar uyarınca Tüzüğün iptal edilen maddelerinden bir kısmının temyizen incelenerek bozulması istemiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna yapılan başvurunun ise, Kurulun 8.12.2005 günlü, E:2004/133, K:2005/2681 sayılı kararıyla hükme bağlandığı, söz konusu kararda, Tüzüğün 5 inci maddesi ile 6 ncı maddesinin bazı bentlerinin iptaline ilişkin Daire kararının bu kısımlarının temyize konu edilmeyerek kesinleştiği, bu Tüzük hükümlerine göre oluşturulan veya oluşturulacak olan Tıpta Uzmanlık Kurulunun hukuki varlığını sürdürmesine ve görevlerini ifa etmesine hukuken olanak bulunmadığı, buna göre, iptal kararının gerekçeleri de dikkate alınmak suretiyle Tıpta Uzmanlık Kurulunun üstlendiği görevleri ifa edecek bilimsel bir kurul ya da komisyon oluşturulmasına imkan verecek şekilde Tüzükte gerekli değişiklikler yapılarak yeni bir düzenlemeye gidilmesinin zorunlu olduğu hususları belirtilmiştir.
Yukarıda özetlenen yargı yararları, Tıpta Uzmanlık Kurulu gibi oluşumu ve görevleri itibariyle sürekli kurul niteliği taşıyacak bir Kurulun yasal dayanağını kanunlardan alması gerektiğini ifade ettiğine göre, kamu hizmetinin yürütülmesi ve verimliliği açısından bu nitelikte ve işlevde bir kurulun varlığına ihtiyaç duyulması halinde, yargı kararları gereğince öncelikle gerekli yasal düzenlemelerin yapılması yoluna gidilmelidir.
Yukarıda sözü edilen hükümler ve yargı kararları göz önüne alınarak Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Taslağının değerlendirilmesinden, tıpta uzmanlık eğitimiyle ilgili esasları belirlemek konusundaki yetkinin, sadece Sağlık Bakanlığınca kullanılamayacağı, Yükseköğretim Kurulunun da bu konuda yetkili olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, tıpta uzmanlık eğitimi
konusunda Dairemize sunulan Taslağın Yükseköğretim Kurulunun katkısı ve görüşü alınmadan hazırlandığı, uzmanlık eğitimiyle ilgili yürütülmesi zorunlu kamu hizmetinin sürekliliği ve verimliliği açısından, uzmanlık eğitimi veren ve bu eğitimle ilgisi bulunan kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulacak işlevsel bur kurulun varlığına gerek olduğu, bu kurulun da oluşumu ve görevleri itibariyle sürekli kurul niteliğinde olacağı dikkate alındığında, yargı kararları uyarınca yasal bir düzenleme yapılarak kurulması gerektiği, Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Taslağında, bu konuda yasal düzenleme yapılmadan tıpta uzmanlık eğitimi sürecinde belirtilen nitelikte bir kurula yer verdiği sonucuna ulaşıldığında Tıpta Uzmanlık Tüzüğü Tasarısının reddine ve dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 29.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Yılmaz Çimen A.Şahver Kobal Hüseyin H. Karakullukcu Osman Alpak
Üye
Abdullah Dörtlemez
Kaynak: toraks.org.tr Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |