Hazırlayan : Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu
Kadın üreme organlarını, dış ve iç üreme organları olarak iki bölümde incelemek gerekir.
Dış üreme organları ; büyük ve küçük dudaklar, klitoris, zar ve vajina (hazne) girişinden oluşur. Vajina girişinin hemen üzerinde bir üreme organı olmayan idrar deliği de yer alır.
İç üreme organları ; vajina, rahim (uterus), yumurtalıklar (overler) ve tüplerdir (rahim kanalları).
Dış üreme organları
Büyük dudaklar (labia majör): Kadın üreme organının en belirgin kısmını oluştururlar. Her iki yanda birer tane olmak üzere yukarıdan aşağı uzanan, içlerinde bol miktarda ter ve yağ bezleri, kan damarları ve sinirler bulunan, iki deri kıvrımından oluşmuştur. Üst kısımları daha çok olmak üzere kıllarla örtülüdür.Küçük dudaklar (labia minör): Büyük dudakların hemen altında vajina girişini çevreleyen yaprak biçiminde iki küçük deri kıvrımıdır. Kıl ve deri altı dokusu bulunmaz. Ancak kan damarları ve sinirler açısından zengindir.
Klitoris (bızır) : Kadın cinsel organının üst bölümünde küçük dudakların bittiği yerde bulunur. Cinsel ilişki sırasında sertleşir ve duyarlılığı sağlar.
Zar (hymen): Vajina girişinden hemen sonra bağ dokusu ve damarlardan oluşan ince bir zardır. Zarın ortası, adet kanamasının dışarı atılmasını sağlayacak biçimde açıktır. Ender olarak tümüyle kapalı olabilir. İlk cinsel ilişki sırasında zarda zedelenme ve açılma olur ve her zaman olmasa da bir miktar kanama görülür. Ancak bazı zarlar ileri derecede esnek olur ve cinsel ilişkiye karşın kanamayabilir. Zar;
e, ata binme, düşme ve benzeri durumlarda zedelenmez.
İç üreme organları
Vajina (hazne): Rahim ile dış ortam arasındaki bağlantıyı sağlayan boru şeklinde, esneme yeteneği çok gelişmiş bir organdır. Cinsel ilişki bu bölgede olur. Doğumda bebek buradan geçerek dünyaya gelir, doğum sonrası çok hızlı bir biçimde eski halini alır.Rahim (uterus): Döllenme sonrası yumurtanın yerleştiği ve gebeliğin oluştuğu yerdir. Bebeğin anne karnındaki gelişimi burada olur. Kas ve bağ dokusundan oluşur. Normalde 8 cm. uzunluğunda , 5 cm genişliğinde ve 2.5 cm kalınlığında tersine duran bir armuta benzeyen bu organ, gebelik sırasında bebeği, bebek eşini ve bebek çevresindeki sıvıyı içinde barındırıp, büyümesine izin verecek şekilde genişler ve tüm karın boşluğunu kaplar. Doğumdan sonra 6 hafta içinde yeniden gebelikten önceki şekil ve büyüklüğüne döner. Rahmin iç yüzü ince bir doku (endometrium) ile örtülüdür ve her ay çocuğun yerleşmesi için hormonların etkisiyle kalınlaşır, oluşacak gebeliğin en baştaki hali olan döllenmiş yumurta veya embriyonun yerleşmesi, sağlık ve güven içinde büyümesi için gerekli yataklığı yapar, besin maddelerini hazırlar. Eğer gebelik olmazsa adet kanaması şeklinde dışarı atılır.
Tüpler (rahim kanalları): Rahmin iki yanından çıkarak yumurtalıklara doğru uzanan 8 - 10 cm uzunluğunda boru şeklinde kanallardır. Görevi yumurtalıktan atılan yumurta hücresini yakalayıp, kendi içinde yumurtanın sperm tarafından döllenmesini sağlamak ve döllenmiş yumurtayı rahim içine taşımaktır.
Overler (yumurtalıklar): rahmin her iki yanında yaklaşık 3.5×2x1 cm büyüklüğünde, üzeri girintili çıkıntılı iki organdır. İkisinin içinde döllenmemiş, gelişmeye hazır ortalama 400.000 â 500.000 yumurta vardır. Ergenlik (buluğ) çağının başlaması ile birlikte, her ay bunlardan bin kadarı döllenmek için yola çıkar, ancak çoğu kez bir tanesi olgunlaşır ve yumurtalık dışına çıkarılır. Atılan bu yumurta tüp tarafından yakalanır. Daha ender olarak birden çok yumurtanın üretilmesi ve döllenmesiyle birbirinden farklı bebekler oluşturmak üzere çoğul gebelikler de oluşabilir. Buna en iyi örnek çift yumurta ikizleridir.
Kadınlar neden adet görür ?
Kızlar çocukluktan ergenliğe geçerken genellikle 9 yaş civarında adet görmeye başlar.Adet görme, her ay rahim içini döşeyen endometriumun zamanını doldurarak dökülmesi ve az bir kanama ile rahimden vajinaya, oradan da dışarıya atılmasıdır. Rahim içini döşeyen dokunun rahim duvarından ayrılması sırasında az bir kanama oluşur, adet sırasında ortaya çıkan kanamanın nedeni budur.
Yumurtalıkta her adet döneminde bir yumurta olgunlaşır. Yumurta olgunlaşması adet kanamasının ilk günü başlar ve ortalama 14 gün sürer. Olgunlaşan yumurta dışarı adet kanamasının 12-16 günleri arasında atılır. Tüpler ise yumurta atılacağı zaman yumurtalıkların üzerine bir el gibi yapışıp vantuz gibi yumurtayı içine alır. Eğer yumurta tüp içindeyken cinsel ilişki olmuşsa, kadına geçen ve rahimden yukarıya doğru ilerleyen erkek tohum hücresi (sperm) erkekten getirdiği genetik özellikleri yumurtaya aktarır. Bu olaya â€döllenme†denir. Döllenmiş yumurta bölüne bölüne çoğalırken, rahim kanalından rahime doğru iner ve rahim içine ulaşınca adetin ilk gününden itibaren kalınlaşan ve yumurtlamadan sonra bebeğin yerleşmesi için özel bir şekil alan rahmin iç yüzeyini döşeyen dokuya (endometrium) yerleşir. Rahim iç yüzeyini döşeyen dokudaki değişimler yumurta gelişirken ve atıldıktan sonra yumurtalıklardan salgılanan hormonların etkisi ile oluşur. Böylece yeni bir bebeğin oluşum öyküsü başlar. Döllenmiş yumurta yerleştiği anda çeperlerinde binlerce hücre bulunan su dolu küçük bir lastik top görünümündedir. Daha sonra bu yapı içindeki hücrelerden bir kısmı bebek oluşumunu sürdürürken, bir kısım hücreler de anne ile bebek arasındaki ilişkiyi sağlayan bir yapıya, halk arasında “çocuk eşi†denilen “plasenta†ya dönüşür. Eğer gebelik oluşursa çocuk eşi çıkardığı hormonlarla hem yumurtalığın işlevini üstlenir hem de rahim içini bebek için uygun ortamda tutar. Gebelik oluşmazsa çocuk eşi oluşmayacağından yumurtalığın görevini sürdürecek hormonlar da oluşmaz. Böylece rahim iç yüzeyi dokusunun beslenmesi bozulur ve adet kanaması ile atılır.
İlk adet görme yaşı bir kızdan diğerine değişir. 9 ile 16 arasında herhangibir yaşta olabilir. Adet döngüsü, bir kanamanın başlamasından, diğer kanamanın başlangıcına kadar geçen süredir. Kişiye göre değişiklik gösterebilirse de iki adet dönemi arasındaki süre ortalama 28 gündür. 21 ile 35 gün arasındaki süreler normal kabul edilir. Bu döneme yeni giren genç kızlarda ilk 1 - 2 yılda adet düzensizlikleri olabilir. Daha sonra adetlerinin belli bir düzende olması gerekir. Kanama miktarı da kişiye göre değişiklik gösterir.
Adet dönemleri birbirini izleyerek menopoza dek sürer. Menopoz, adet kanamalarının artık olmamaya başladığı döneme verilen isimdir. Ortalama olarak 45 - 50 yaşları arasında adet görme sona erer.