Glokomda yeni laser teknikleri umut veriyor

[Bluesky24]

Glokom aslında oldukça yaygın olarak görülen bir hastalıklar grubudur ve dünyadaki körlük nedenleri içinde ikinci sırada yer almaktadır. Glokom tanım olarak göz tansiyonu yüksekliği ile seyreden; görme sinirinde ilerleyici, geri dönüşü olmayan tahribata yol açan ve nihai olarak körlük ile sonuçlanan bir hastalıktır. Daha nadir olarak görülen bir başka glokom tipinde ise göz tansiyonu normal değerlerde iken glokom tablosu görülebilmektedir. Ayrıca değişik göz ve sistemik hastalıklara bağlı olarak da farklı şekillerde glokom tabloları ortaya çıkabilmektedir.

Bu hastalıklar nelerdir?



öncelikle, yüksek miyopi, göz inflamasyonları, göz yaralanmaları, göz cerrahileri sonrası, migren hastalığı ile beraber, şeker hastalığının ileri dönemlerinde ve sistemik hipertansiyonun gözde kanamalara neden olmasına bağlı olarak da glokom ortaya çıkabimektedir.

Glokom sadece ileri yaşlarda mı görülür?



En sık olarak gördüğümüz açık açılı glokom tablosu genellikle 45 yaş üzerinde ortaya çıkar. Fakat genel anlamda glokom kliniklerinde takip edilen hastalara baktığımızda yeni doğan bebeklerden, çok ileri yaş grubuna kadar değişik yaş gruplarını içerdiğini görebiliriz.



Bebeklik çağında doğumsal olarak konjenital glokom dediğimiz tablo ortaya çıkmaktadır. ülkemiz şartlarında akraba evliliklerinin yoğun olması nedeni ile konjenital glokom ülkemizde daha sık olarak görülmektedir.

Glokomun belirtileri nelerdir?



çok önemli bir kısmı teşkil eden açık glokom tipinde başlangıçta bir belirti hasta tarafından algılanamaz ve hastalık sinsi olarak seyreder. Genellikle çevresel görmede tahribat başladığından; çok ileri noktaya gelmedikçe görme keskinliğinde önemli bir kayıp olmaz ve hasta tarafından algılanabilecek önemli bir bulgu oluşmaz. Kapalı açılı glokom tipinde ise tablo çok daha ciddi olarak ortaya çıkabilir. Şiddetli baş ve göz çevresinde ağrı, görme keskinliğinde azalma, gözde kızarıklık, hatta bulantı, kusma gibi belirtiler görülebilir. Bebeklerde görülen konjenital glokom tipinde ise göz normalden daha büyük boyutlardadır. Gözün ön kısmında kornea dediğimiz saat camı gibi olan saydam kısımda beyazlaşma vardır ve bebekler ışığa bakamazlar.

Belirtisi olmazsa glokom nasıl teşhis ediliyor?



Genellikle göz muayenesi sırasında yapılan işlemler sonucu glokom tanısı konulur. Bu hastalıkta genetik yatkınlık çok önemli olduğu için özellikle ailede glokom öyküsü olan kişilerin daha dikkat etmesi ve rutin göz kontrollerini yaptırması gerekmektedir. Hastanın göz tansiyonlarının ölçülmesi ve bunun kornea kalınlığına göre analiz edilmesi teşhisteki ilk basamak oluyor. Kornea kalınlığından etkilenmeden göz tansiyonu ölçümü yapan aletlerin kullanılması önemli bir avantaj olmaktadır. Yine ön kamara açısı, retina ve optik diskin değerlendirilmesi gereklidir. Görme hücrelerinin hassasiyetini ölçen görme alanı, retina sinir lifi tabakası ve optik sinir başı analizleri suçlarına göre oluşan hasarı tespit edip, glokom tanısını koyuyoruz.

Glokomum tedavisi hakkında da bilgi verir misiniz?



Glokom tedavisi glokomun tipine, evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve tedaviye göstereceği uyuma göre değişmekle birlikte; öncelikle tıbbi tedavi uygulaması şeklindedir. Tıbbi tedavi ile istenilen sonuç elde edilemiyorsa laser veya cerrahi tedaviler uygulanır. Bu tedavilerden de yeterli sonuç alınamayan ileri glokom hastalarında gözün içerisindeki sıvı üreten hücreleri tahrip etmeye yönelik Endoskopik Siklofotokoagulasyon” dediğimiz özel laser tekniklerini de uygulayabiliyoruz. Buradaki en büyük avantaj; hastanın ağrı şikayetlerinin ortadan kaldırılması, mevcut görme keskinliğinin korunmaya çalışılması ve artık yeni bir cerrahi işlemin çok zor olduğu olgularda hastalara yardımcı olmaktır.



Kaynak: saglicaklakal.com