20-04-2010, 11:34 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Migreni baş ağrısı ile karıştırmayın Merck Sharp & Dohme İlaçları'nın düzenlediği Migrenin Epidemiyolojisi ve Toplumdaki Yükü” başlıklı toplantıda migrenin Türkiye'deki ve dünyadaki durumu tartışıldı. Toplantıya katılan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nöroloji Kliniği Konsültan öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Ertaş, Türkiye'de her 4 kadından ve her 10 erkekten birinde görülen migrenin az bilindiğini söyleyerek; Migren çoğunlukla baş ağrısı ile karıştırılıyor. Hastalar, migrenlerinden habersiz olduğu için atak geçirdiklerinde ağrı kesici kullanıyorlar. Ama migren ağrısını ağrı kesici ilaçlar her zaman geçirmez. Migren herhangi bir baş ağrısı değildir, beyinde oluşan iltihaplanmadan kaynaklanır. Bunu da iltihabı önleyen migrene özel geliştirilmiş ilaçlar geçirir.” diye konuştu.
Prof. Dr. Ertaş, migrenin 18–65 yaş arası 100 kişinin 16'sında görüldüğünü söyleyerek Bilinç düzeyi çok düşük, yıllarca ağrı çekip hiç doktora gitmemiş hastalar var. Doktora gelenlerin oranı yüzde 40'ın altında, reçetesini doktordan alanların sayısı ise yüzde 30. Yani yalnızca 3 migrenliden biri ilacını doktordan alıyor” dedi. Migren konusunda en büyük hatanın ezbere ağrı kesici kullanımı olduğunu belirten Prof. Dr. Ertaş, Ağrı kesiciler bırakın migreni geçirmeyi, migrenin kronikleşmesine neden oluyor ve bağımlılık yapıyor. Bu yüzden sık ağrı çeken kişilerin migren olup olmadığının teşhis edilmesi gerekir.” dedi
Bu soruları kendinize sorun
Migreni herhangi bir baş ağrısından ayırmak için çok basit yöntemler olduğunu belirten Prof. Dr. Ertaş, Tekrarlayan baş ağrılarınız varsa ve bu ağrılar bir kere bile olsa sizi doktora götürdüyse kendinize şu soruları sorun; Işık hiç sizi rahatsız etti mi? Hiç mide bulantısı yaşadınız mı? Hiç ağrı nedeniyle işten güçten bir gün geri kaldınız mı? Hasta bu 3 sorunun 2'sine evet diyorsa yüzde 90 gibi büyük bir ihtimalle migrendir” diyor.
Birçok kişi ağrı kesici içtiği için ağrı çekiyor
Nöroloji Derneği Başağrısı çalışma grubunun yaptığı çalışmaya göre, Nöroloji Polikiliniklerine başvuran her 3 hastadan 1'i başağrısı şikayeti ile geliyor. Bunların yarısına da migren tanısı konuyor. Bu hastaların 5'te 3'ü ise sık ve düzenli tedavi gerektiren baş ağrıları çekiyorlar. Türkiye'de ortalama her 100 kişiden 5'inin her gün başının ağrıdığını belirten Prof.Ertaş önleyici tedavide olması gereken hastaların oranı yüzde 40 ancak tedavi olanların oranı yalnızca yüzde 9. diyerek migren tedavisine yeterli önemin verilmediğine dikkat çekti. Prof.Dr.Ertaş Tedavi olmayan hastalar umudu ağrı kesicilerde arıyorlar, ancak ağrı kesiciler hem migreni kronikleştiriyor hem de yarattıkları bağımlılık depresyon, dikkat eksikliği, halsizlik ve yorgunluk gibi sorunları beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
Besinler çok önemli
Migreni tetiklemek konusunda gıdaların çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ertaş, Migreni en çok tetikleyen gıdalar arasında süt, peynir, balık ürünleri, buğday, mayalı ürünler ve alkol yer alıyor” dedi. Prof. Dr. Ertaş, 4 hastanın 1'inde yalnızca bu duyarlı olunan gıdalar kesildiğinde bile migrende yüzde 50 oranında azalma görüldüğünü de sözlerine ekledi.
Yeni tedaviler üzerinde çalışıyoruz
MSD İlaçları tarafından düzenlenen Migrenin Epidemiyolojisi ve Toplumdaki Yükü” toplantısına katılan MSD İlaçları Nörolojik Bilimler-Bilimsel Araştırmalar Global Direktörü Dr.Marcelo Bigal ise migrenin dünyanın heryerinde sıklıkla görülen bir hastalık olduğunu söyleyerek, ABD'de 35 milyon migrenli var. Migren Dünya Sağlık örgütü tarafından da kanserden sonra en önemli engelleyici hastalıklar arasında gösteriliyor” dedi. Yaklaşık on yıldır hastalar tarafından kullanılan migren ilacına ek olarak MSD'nin yine yalnızca migren tedavisinde kullanılacak yeni bir ilaç sınıfı üzerinde çalıştığını belirten Dr. Bigal, Bu ilaç şu anda migren tedavisinde sıklıkla kullanılan triptanlardan daha farklı bir tedavi alternatifi. En önemli farkı ise damarları daraltmaması. Bu özellik kalp hastalığı ya da başka hastalıkları olanlar için önemli bir avantaj. Bu yeni ilacın şu anki sonuçlara göre halihazırda kullanılan pek çok triptana kıyasla güçlü bir etkinliği var. Ayrıca hastalar tafından iyi tolere ediliyor. Bizler bilimsel çalışmalarımızın sonuçlarının iyi olacağını ve bu yeni tedavinin migrenli hastalar için yeni bir umut ışığı olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.
Bebeklerde bile görülüyor
Migrenin başlama yaşının çok değişken olduğunu söyleyen Dr. Bigal, 3–4 yaşlarında bile migren hastası olunabilir. Ama özellikle 12 yaş ortalamasında görülme sıklığı artıyor ve yüzde 12'lere ulaşıyor. Bu yaşlarda yetişkinlerde olduğu gibi kadın ve erkek arasında fark görülmüyor. çünkü genellikle bu yaşlarda kızlar henüz adet görmemiş oluyor” dedi. Kadınlarda migrenin ilk adet ile artış gösterdiğini belirten Dr. Bigal, Migren hastalarında beyin aşırı hassas olur ve sistemde görülen değişikliklere karşı aşırı tepki verir. Adet döneminde de kadınlarda östrojen hormonu sürekli değişiklik gösterir. Bu iniş çıkışlara beyin fazla tepki verir şeklinde konuştu.
Aileler daha büyük sorun yaşıyor
özellikle 3–4 yaşındaki çocuklarda migrenin zor fark edildiğini belirten Dr. Bigal, Migrenli bir çocuk atak geçiriyorsa oyun oynamak istemez, kendini karanlık bir odada kalmak ister, bazen kusar ama uyuyup uyandığında normale döner. Burada yetişkinlerle en önemli fark çocukların daha kısa süreli ataklar geçirmesidir.” dedi. Ebeveynlerden birinde migren varsa belirtileri bir şekilde anlayabildiğini söyleyen Dr. Bigal, özellikle kız çocuksa kolaylıkla anlıyorlar. Erkek çocuk olduğunda anne babalar bir sorun olduğunu fark etseler de migren olduğunu düşünmüyor belirtilerin çok daha ciddi sorunlara ilgili olduğunu sanıyorlar.” diye konuştu.
Kaynak: saglicaklakal.com Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |