Kız mı olsun , erkek mi?

[Bluesky24]

Eskiden çeşitli besinleri tüketmenin çocuğun cinsiyeti üzerinde etki edeceği düşünülse de, bugün için bilinen en etkili yöntem genetik tanı. Ancak, istenen cinsiyete ait embriyoların rahme yerleştirilmesi olan bu yöntem yüzde 100 başarı sağlamıyor...

"İstenen cinsiyete ait embriyoların rahme yerleştirilmesi esasına dayanan bu yöntem bile yüzde yüz başarı sağlamaz" diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe, yöntemin uygulanışını şöyle anlatıyor:



LABORATUARDA YAPILIR



"Genetik tanı yönteminde aynen tüp bebek öncesinde yapıldığı gibi çeşitli ilaçlarla kadının yumurtalıkları uyarılır ve aynı adet döngüsünde çok sayıda yumurta üretmesi sağlanır. Belli bir süre sonunda olgunlaşan yumurtalar vajinadan ince bir iğneyle girilerek toplanır. Daha sonra bu yumurtalar erkekten alınan spermlerle laboratuar ortamında döllenir. Embriyo aşamasına geldiklerinde bebeğin hücrelerinden bir tanesi alınarak kromozomların yapısı incelenir. Eğer yöntem cinsiyet seçimi için kullanılacaksa, istenen cinsiyete sahip embriyolar tespit edilerek, anne adayının rahmine bunlar yerleştirilir. Diğer cinsiyete sahip embriyolar dondurulup, saklanabilir. "



HASTALIKLAR İÇİN GELİŞTİRİLDİ



Fakat yöntemin esas geliştirilme amacı isteğe bağlı cinsiyet seçimi değil. Sürekli düşük yapan veya ailesinde kalıtsal hastalıklar olan çiftlerde rahim içine sağlıklı bebeğin yerleştirilmesi için uygulanıyor.



KADIN ERKEK SAYISI EŞiT



Doğanın dengesinin korunması açısından doğan kız çocuklarıyla erkek çocukları hemen hemen birbirine eşittir. En son istatistiklere göre dünya genelinde 1050 erkeğe karşı 1000 kız bebek dünyaya geliyor. Erkek bebek sayısının hafifçe yüksek olmasının nedeni muhtemelen erkek çocuklarının çocukluk çağında kaybedilme ihtimallerinin hafifçe yüksek olması ve genel olarak erkek ömrünün kadın ömrüne göre biraz daha kısa kalmasıdır. Yani erkek bebekler daha fazla doğsa da dünyada erkek ve kadın sayısı muhtemelen birbirine oldukça yakındır.



HAMİLEYKEN DE REGL OLABİLİRSİNİZ



Acaba hamile miyim?' sorusunu kendinize ne zaman sorarsanız sorun, aklınızda bulunsun: Cevap almak kolay, ama bunun için harekete geçmek şart. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe'ye göre 'acaba hamile miyim?' sorusunun cevabını en iyi siz verebilirsiniz.



Beklenen adetin başlamaması veya görülen adetin niteliklerinin normalden farklı olması (miktarın, adetle birlikte ortaya çıkan belirtilerin farklılık göstermesi), göğüslerde dolgunluk, hassasiyet, göğüs ucunda koyulaşma, ve karıncalanma hissi, karnın alt kısmında dolgunluk, şişkinlik ve bazen hassasiyet, bulantı ve bazen kusma, yorgunluk, uykuya eğilim, baş dönmesi, sık idrara çıkma, vajina salgılarının artması muhtemel bir gebeliğin habercisi olabilir. Kesin teşhis için ise gebelik testi ve ultrason muayenesi gerekir. gebelik rahimde yerleştiği andan itibaren 'trofoblast' hücreleri tarafından HCG adı verilen bir hormon salgılanmaya başlanır. Normalde kanda ve idrarda bulunan bu hormonun arttığının çeşitli testlerle gösterilmesi vücutta bir gebelik olduğunun kesin kanıtıdır.



TESTLER GÜVENLİ SONUÇ VERMEYEBİLİR



İdrar testleri: İdrarla yapılan gebelik testlerinin esası bu ş- HCG'nin varlığının ya da yokluğunun saptanmasına dayanır. Öte yandan, eczanelerde ya da evlerde hazır test kitleri yardımıyla uygulanan idrarda gebelik testlerinin güvenilirliği üretici firma tarafından her ne kadar yüzde 99 olarak belirtilse de, yapılan çalışmalar özellikle adet gecikmesinin 10 günden daha az olduğu durumlarda hata oranının yüzde 50'lere kadar varabilir. Hata, genellikle testin hassasiyetinin düşük olması nedeniyle varolan bir gebeliği saptayamaması şeklinde olur. Ancak tam tersi de mümkündür. Laboratuarda uygulanan idrarda gebelik testleri ise, adet gecikmesinin beşinci gününden itibaren güvenilir sonuç verebilir. Bu testler daha düşük hormon seviyelerini tanıyabilen ve bu yüzden de hazır test kitlerine göre daha hassas olan testlerdir.



ERKEN TEŞHİS KANLA KONULUR



kan testi: kan testleri ş- HCG'nin kandaki seviyesini saptarlar. Böylece hormon salgısının başladığı en erken dönemlerde, henüz adet gecikmesi bile olmadan kanda ş-HCG seviyesi saptanarak gebeliğin tanısı konabilir ya da gebelik oluşmadığı yönünde kesin karar verilebilir. Adet gecikmesi bir haftayı geçtiğinde ise gebelik testi yapılmaksızın vajinal ultrasonla gebelik tanısı konabilir. Karından bakılan ultrasonla ise adet gecikmesi en az 10 gün olmalıdır.





Kaynak : Bayposta.com