Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Horlamayı hafife almayın!
Horlamayı hafife almayın! Horlama tedavi
edilmediğinde hipertansiyon, felç, kalp krizi, uykuda ani ölüm riskini
artırabiliyor. Horluyor
musunuz? Sabahları yorgun kalkıyor musunuz? Araba kullanırken
uyukladığınız oluyor mu? Toplantılarda uyuyakalıyor musunuz? Cinsel
performansınızda düşüş var mı? Gecenin bir yarısı kan ter içerisinde
uyanıyor musunuz? Kilo vermekte güçlük çekiyor musunuz? Bu soruların
hepsine veya birkaçına ‘Evet yanıtı verdiyseniz, Dikkat! Uykuda nefes
durması ve gündüz aşırı uyku hali ile seyreden ‘Obstrüktif Uyku Apne
Sendromu hastası olabilirsiniz.
Horlama
erkeklerin yüzde 25inde, kadınların ise yüzde 15inde görülüyor. Horlamanın genelde önemsiz bir sorun olduğu düşünülüyor. Sıklıkla
eşlerin, aile bireylerinin hatta komşuların sorunu haline gelmekten
öteye gitmiyor. Oysa horlama basit bir problem değil. Obstrüktif uyku
apnesi sendromunun en önemli belirtisi. Uyku apnesi sürekli yorgunluk
halinden trafik kazalarına, sürekli uykusuzluktan uykuda ölüme kadar
onlarca tehlikenin habercisi. Öyle ki uyku apnesi hastalarının iş veya
trafik kazası yapma olasılığı ise diğerlerinden 4 - 7 kat fazla.
Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ceyda Erel
Kırışoğlu, "Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) uyku sırasında
havayolumuzda çeşitli seviyelerde gelişen tıkanıklıklara bağlı ortaya
çıkar. Yüz kemikleri, çene yapısı, büyümüş geniz eti ve bademcikler,
uzamış ve kalınlaşmış küçük dil, sarkık yumuşak damak veya burun
tıkanıklığı gibi anatomik bozukluklara ve aşırı kiloya bağlı olarak
görülür." diyor. SABAH YORGUNLUĞUNA YOL AÇIYOR
Uyku apnesinin başlıca belirtileri;
horlama, uykuda 10 saniyeyi aşan
nefes kesilmesi ve gündüz aşırı uyku hali. Uykuda nefesin durması ile
kalp ve beyin için hayati önemi olan oksijen düzeyi kanda düşerken
karbondioksit düzeyi artıyor. Beyin bu durumu ciddi bir tehdit olarak
görerek 3-5 saniyelik uyanıklık ile nefes alması için hastayı uyarıyor.
Nefes kesintisini takip eden derin gürültülü bir horultu ile tekrar
nefes almaya başlanıyor. Bu şekilde bir gecede onlarca hatta yüzlerce
defa uyanan kişi ertesi sabah yorgun uyanıyor. Gündüz aşırı uyku hali,
dikkat dağınıklığı, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, sinirlilik,
kişilik değişikliği ile kendini gösteriyor.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Nalan Kayrak, diğer
belirtileri şöyle sıralıyor:
"Sabah baş ağrısı, yaygın kas ağrıları, uykuya dalma veya uykuyu
sürdürme sorunları, huzursuz uyku, uykuda aşırı hareketli uyuma, ensede
ve göğüs önyüzde aşırı terleme, ağız kuruluğu, ağız açık uyuma, gece sık
idrara kalkma, cinsel istekte azalma, impotans, aşırı kilo alımı ve kilo
verme güçlüğü."
Yıllar içinde sinsi bir şekilde ilerleyen ve yerleşen obstruktif uyku
apne sendromu, vücutta metabolik değişikliklere de neden olarak kilo
vermeyi zorlaştırıyor. Ayrıca zaten kalitesiz, kötü bir uyku yüzünden
yorgunluk hisseden kişi daha hareketsiz hale geliyor. Giderek daha fazla
kilo aldıkça apnelerin şiddeti de artıyor. GÖRÜLME SIKLIĞI YAŞLA BİRLİKTE
ARTIYOR
Uyku apnesi, daha çok erkeklerde rastlanan bir sorun. Ancak kadınlarda
da görülüyor. Özellikle menopoz sonrası dönemde görülme sıklığı artıyor.
Ağırlıklı olarak 40 yaş üstünde görülmekle birlikte bebeklikten itibaren
her yaşta rastlanabilen bir sorun olduğu akıllardan çıkarılmamalı. Dr.
Kırışoğlu bu noktada bir uyarıda bulunarak şunları söylüyor:
"Çocuklarda erişkinlerden farklı olarak uyku hali ve enerji eksikliği
yerine dikkat eksikliği ve hiperaktivite görülür. Bu nedenle ADHD
(Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) tanısı alan ve ilaç
tedavisi planlanan tüm çocuklar uyku bozuklukları açısından
değerlendirilmelidir. ADHD tanısı alan çocukların % 25inde altta yatan
esas sorun uykuda solunum bozuklukları, periyodik kol bacak hareketleri
ve huzursuz bacak sendromudur" KULAK BURUN BOĞAZ UZMANI MUAYENE
ETMELİ
Acıbadem Hastenesi Kulak Burun ve Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Hasan Tanyeri,
"Burun, geniz, bademcikler boğaz dil kökü ve solunum yolları KBB
muayenesi sırasında gözlenebilen bölgeler olduğu için her horlayan ya da
uyku testi ile uyku apnesi tanısı almış hasta kulak burun ve boğaz
uzmanı tarafından görülmelidir." diyor. Basit bir KBB muayenesi ile
hangi bölgelerin uyku sırasında çökmeye meyilli olup, apnelere yol
açtığının tespiti gerekiyor.
Bu aşamada uyku uzmanı ve KBB uzmanının eşgüdüm içerisinde çalıştığını
belirten Dr. Tanyeri ve şöyle devam ediyor:
"KBB muayenesi sırasında hastaya önce sprey ile anestezi uygulanır.
Ardından fleksible endoskop denilen yumuşak ince bir fiberoptik
kameradan muayene yapılır. Burun, geniz, yumuşak damak arka yüzü,
bademcikler, yutak ve nefes borusu giriş yerleri ayrıntılı bir şekilde
incelenir. Hastaya bu esnada müller manevrası denilen uyku sırasında
olası çökme yerlerinin tespitine yarayan tanı yöntemi uygulanır ve
hastanın buna göre tedavisi planlanır." TANIDA SON TEKNOLOJİ
Tanıda uzun yıllar süren araştırmalar neticesinde "polisomnografi" adı
verilen yöntem geliştirilmiş. Bu inceleme, uyku laboratuarında bir
teknisyen eşliğinde uykunun sabaha kadar kaydedilmesı sonucunda
gerçekleştiriliyor. Tanıda kullanılan en güvenilir yöntem olarak kabul
ediliyor. Dr. Kırışoğlu yöntemi şöyle anlatıyor:
"Polisomnografi sırasında beyin dalgaları (EEG), göz hareketleri
(elektrookulogram), kalp elektrosu (EKG), çene ve vübacak hareketleri
(EMG), ağız ve burun hava akımı, göğüs ve karın hareketleri,
horlama ve
beden pozisyonu kaydedilir. Horlama, uykuda solunumsal bozuklukların
süresi, sıklığı, pozisyonla ilişkisi, oksijen düzeyindeki değişiklikler
objektif olarak değerlendirilir. Ortalama sekiz saatlik çekimin ardından
toplanan veriler uzman ekipler tarafından değerlendirilerek hastanın
tedavisi planlanır."
Bazı hastalarda, evde kullanabilecek taşınabilir ev tipi kayıt cihazları
ile de uyku bozukluklarının değerlendirilmesi mümkün. Dr. Kırışoğlu
sistem hakkında şu bilgiyi veriyor:
"Polisomnografi kadar kesin sonuçlara sahip olmamakla birlikte hastanede
yerleştirilen kemerler ve sensörler ile evde uyunabilmektedir. El
radyosu büyüklüğündeki cihaz yardımıyla uyku sırasında hava akımı, kalp
ritmi, göğüs ve karın hareketleri ve kan oksijen düzeyi
kaydedilebilmektedir. Bu cihazların avantajı hastaya kendi evinde ve
yatağında uyuma olanağı sağlamasıdır." TEDAVİ EDİLMESİ ŞART
Uyku Apnesi Sendromu tedavi edilmediğinde hipertansiyon, felç, kalp
yetmezliği, kalp krizi, pulmoner hipertansiyon, kalpte ritim
bozuklukları ve uykuda ani ölüm görülme olasılığı ciddi ölçüde artıyor.
Dr. Kayrak uyku apnesiyle ilgili ilginç istatistik verileri sunuyor:
"Hipertansiyon tanısı alan hastaların yüzde 25inde uyku apnesi olduğu
bilinmektedir. Apne tedavisinde CPAP kullanımı ile kan basıncının
ortalama 10mmHg düştüğü, bunun da koroner arter hastalığı gelişme
riskini yüzde 37, felç geçirme riskini ise yüzde 56 azalttığı
görülmüştür. Yine, gündüz aşırı uyku haline bağlı kaza geçirme riski 4-7
kat artmıştır." TEDAVİDE BİRÇOK SEÇENEK VAR
Uyku apnesi tanısı konan herkesin ilk etapta dikkat etmesi gereken
noktalar var. İşte yapmanız gerekenler:
Kilo vermeye çalışın
Yatmadan önce son üç saat içinde ağır yemeklerden, alkol ve sigara
tüketiminden kaçının.
Sırt üstü değil yan pozisyonda yatın
OSAS tedavisinde CPAP adı verilen hava kompresörleri yöntemi sıklıkla
uygulanıyor. Dr. Kırışoğlu, "Bu cihazlar çeşitli maskeler aracılığı ile
gece boyunca hava üfleyerek tıkalı olan havayolunu açık tutar. Bu sayede
tıkanıklıklar ortadan kalkarak horlama, apne ve hipopnelerin gelişmesi
engellenir. Solunumsal olaylar engellendiği için uyku bölünmez. Bu
sayede ertesi sabah zinde kalkılır ve gündüz aşırı uyku hali ortadan
kalkar." diyor.
Ancak uzun süreli çalışmalarda CPAPa uyum gösterme oranlarının
kulanımdan itibaren 3 yıl içerisinde % 50 lere düştüğünü çalışmalar
gösteriyor. Dr. Tanyeri bu noktada bir uyarıda bulunarak şunları
söylüyor:
"Bu durum tedavi edilmeyen hastaların OSA riskleri altında hayatlarına
devam ettiğini gösterir ve tehlikelidir. Ayrıca bazı hastalar geceleri
yüzlerinde maske ile uyuyamıyor ya da uyumayı tercih etmiyorlar.
Özelikle genç yaştaki hastalarımız hayatlarının geri kalan kısımlarında
her gece maskeye bağlı kalmak istemiyor ve diğer tedavi alternatiflerini
değerlendirmek istiyorlar." O halde ne yapmalı?
Bu durumda sıklıkla başvurulan yeni ve etkili yöntem var: Yumuşak damak
implantları. Bu yöntemle özelikle hafif ve orta derecede uyku apnesi
olan hastalarda gayet iyi sonuçlar alınıyor. Doç.Dr. Tanyeri "Yöntem
nasıl çalışıyor?" sorusunu şöyle yanıtlıyor:
"Yumuşak damak implant yönteminde amaç geceleri gevşeyerek çöken ve
tıkanmaya yol açan solunum sırasında titreyerek horlayan yumuşak damak
içerisinde bir iskelet ve sertlik oluşturarak bu bölgelerin gevşekliğini
engellmektir. Vücutla uyumlu 3 adet dacron fitili özel bir tabanca
sayesinde yumuşak damak içerisine yerleştiriyoruz. İşlem sonrası ayni
gecede sonuçlar alınabiliyor. Şu anda dünyada 16000 den fazla implant
takılan hastaların çok merkezli yapılan çalışmalarında hastaların uyku
testi parametelerinde ve subjektif şikayetlerinde ortalama 80% civarında
tedavi oranları rapor edilmektedir. Yöntem oldukça basittir. Lokal
anestezi ile ofis şartlarında hastalar uyutulmadan yapılmakta, işlem
yaklaşık 5 dakika içerisinde tamamlanmakda, ne işlem sırasında ne de
sonrasında ağrı ve kanama olmamaktadır."
Cerrahi tedavi yöntemleri de sıklıkla uygulanıyor. Önemli olan hastalığa
neden olan bölgenin belirlenmesi ve bu bölgeye uygun tedavi uygulanması.
Küçük dil ve sarkık damak, bademcikler, geniz eti ve buruna yönelik
cerrahi yöntemler ve radyofrekans uygulamaları en çok uygulanan cerrahi
yöntemler arasında yer alıyor.
Ayrıca bakınız, Horlama ve Tedavisi
[b] Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |