Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Otizmi şimdi yen! : Açlık çeken beyinler
Otizmi şimdi yen! : Açlık çeken beyinler
16
Otizmi şimdi yen! : Açlık çeken beyinler
2Otizmi şimdi yen! : Açlık çeken beyinlerOtizm son yıllarda önü alınamayan salgın bir hastalık gibi hızla yayılıyor; tıpkı veba gibi. ABDde her 150 çocuktan biri otistik. Sıklık iyi bilinmemekle birlikte otizm Türkiyede de bir çığ gibi artmakta. Eğer gerekli tedbirleri almazsak, gelecek nesiller şimdikilerinden de çok tahrip olacak. Maalesef hepsi olmasa da birçok çocuk psikiatristi ve nöroloji uzmanı otistik çocukların anne babalarına, otizmin bilinen bir nedeni olmadığını, hiçbir zaman düzelemeyeceğini söyleyip çocuklara çeşitli ilaçları vermekte ve onları bazı eğitim merkezlerine yönlendirmekteler. Verdikleri ilaçlar çoğu kez fayda sağlamamakta ve hatta zararlı olabilmektedir. Tabii ki esas neden ortadan kaldırılmadığı için eğitimden de istenen yarar sağlanamamakta, yıllar süren çabalar anne-babaları bir taraftan maddi zarara uğratmakta diğer taraftan da umutsuzluğa sürüklemektedir. Bu uzmanlar otizmin arttığını bile kabul etmemektedirler. Hatta bu uzmanlar aşının içindeki cıvanın (ki en tehlikeli ağır metallerin başında gelmektedir) bir zararının olmadığını bile söyleyecek kadar aymazlık içindeler. Bereket ki son yıllarda yapılan araştırma ve uygulamalar, otizmin gizlerini hızla çözmeye başladı. Otizmi tedavi edilemeyecek bir hastalık olarak lanse eden klasik tıbbın gericileri (tıp dininin papazları !) ne kadar karşı çıksa da, ya da en hafif deyimi ile burun kıvırsa da artık otizmin bilimsel ve etkili bir tedavisi var. DAN Protokolünde (Defeat Autism Now, Otizmi Şimdi Yen!) ifadesini bu tedavi yöntemi son birkaç yıl içinde -henüz tam olgulaşmasa da- iyice gelişti ve olumlu sonuçlarını göstermeye başladı. Bültenimizin bu sayısında yeni yayınlanan Otizmi Şimdi yen! : Açlık çeken beyinler adlı kitabın tanıtımını yapıyoruz. Kitap otizmin biyomedikal tedavilerinin temel ilkelerini (DAN protokolü) irdeliyor. Yayınladığımız giriş bölümü, kitap hakkında kaba da olsa bir fikir verecektir sizlere. Türkiyede ilk olan bu kitaptorunu da bir otistik çocuk olan Dr. Jaquelyn McCandless tarafından kaleme alınmış ve Yeşim özkardeşler Şallı tarafından Türkçeye aktarılmış. Prestij Yayınlarından çıkan bu kitabı kaçırmayınız. Bu kitap otizmin biyomedikal tedavisine şiddetle karşı çıkan geniş bir hekim kitlesinin kismen de olsa inadını kırabilir.
Umut MesajıAçlık çeken Beyinler, çocukları için otizm ya da otistik spektrum bozukluğu (ASD) ile ilişkili herhangi başka bir hastalık tanısı konan aileler için bir umut mesajıdır. Eğer çocuğunuzun tanısı kısa süre önce konduysa ve tam ve uygun bir tıbbi bakım bulmaya çalışmanın çetrefil yolcuğuna henüz çıkıyorsanız, bu mesaj özellikle önemlidir. Kitap ayrıca çocuğunda bir sorun olduğunu düşünen fakat doğru bir tanıya ulaşmanın yolunu bilmeyen aileler için de tasarlanmıştır. Henüz bilmiyorsanız Birinci Bölümde otizm salgınının tam ortasında olduğumuzu öğreneceksiniz. Birçok vakanın tanısı henüz konmamıştır. Geleneksel tedavi modelleri, duyu bütünleşmesi, görsel ve işitsel eğitim ve davranış modifikasyonunu içermektedir. Bu tedavilerin hepsi önemlidir ve hali hazırda otizm literatüründde iyi bir şekilde tanımlanmışlardır. Bu kitap daha çok son zamanlarda gelişen ve otizm spektrumlu çok sayıda çocuğun sağlığında büyük gelişimler sağlayan biyomedikal tedaviler üzerinde odaklanmaktadır.Otizm genellikle ilişki kuramama, sosyal iletişim yokluğu, göz kontağı kuramama, dil gelişiminde güçlükler ve stimming (öz-uyarım—organizmanın kendi kendine uyarıcı vermesi) olarak bilinen tekrarlayıcı davranışlar ile karakterize olan bir hastalıktır. Bu hastalığın Asperger Sendromu, PDD (Pervasive Developmental Disorder—Yaygın Gelişim Bozukluğu ve ADD/ADHD ya da Dikkat Eksikliği/ Hiperaktivite Bozukluğu) gibi daha hafif formları da vardır. Hepsi aynı şekilde Otizm Spektrum Bozuklukları (ASD) olarak bilinir.Benim bu kitaptaki ana tezim ASDnin, otizm ile ilişkilendirdiğimiz bilişsel ve duygusal bozukluklara yol açan fizyolojik ve biyokimyasal bozukluklara dayalı kompleks bir sendrom olduğudur. Başka bir deyişle bunlar, doğru bir tanı ve altta yatan tıbbi hastalıkların tedavisi ile tıbbi, davranışsal ve bilişsel olarak büyük yardım görebilecek hasta çocuklardır. Bu büyük bir buluştur ve klasik düşünceye bağlı hekimler tarafından benimsenmesi zordur. Geçmişte otizm ve otizm spektrumundaki (yelpazesindeki) diğer hastalıklar, psikiyatrik ve davranışsal bozukluklar olarak değerlendirilir ve yalnızca psikiyatrik ve davranışsal yaklaşımlar uygun tedaviler olarak görülürdü. Günümüzde bunların, zihinsel bozukluklardan ziyade tıbbi hastalıklar olduğu konusundaki anlayış güçlendikçe her çocuğun bireysel gereksinimlerine göre değişen tıbbi tedaviler için yeni yöntemler keşfediyor ve öğreniyoruz.1996da otizm tanısı konan bir çocuğun büyük annesi bir doktor olarak ASD tanısı ve tedavisinin geleneksel araçlarının yetersiz kaldığını gördüm. Genellikle geçerli ya da geleneksel temel tedavi protokolleri, ASDnin iyileşme umudu olmayan genetik kusurların neden olduğun davranışsal hastalıklar olduğu konusundaki modası geçmiş inançtan kaynaklanmaktadır. Yıllardır genetik model hiç değilse, uzun süre geçerliliğini koruyan otizme buzdolabı annelerin yol açtığı şeklindeki psikoanalitik inancın yerine geçmiş ve bu nedenle ilericiliği temsil etmiştir. Bununla birlikte otizmin esasen genetik olduğu inancına dayanan tedavi protokolleri, selektif serotonin gerialım inhibitörleri (Prozac®, Zoloft® vb.) gibi ruhsal durumu kontrol eden ya da Risperidone (Risperdal®[img]/images/smilies/wink.gif[/img] gibi davranış kontrolü sağlayan ilaçlar ve davranış modifikasyonu ya da eğitim tedavisi dışında fazla bir şey önermemektedir.Birçok geleneksel (statükocu) doktor ASDnin genetik olduğu yönünde eğitildiği için, Down sendromu ya da Fragile X sendromu (Kırılgan X) gibi genetik bozukluklar için rutin şekilde tarama yapmakla birlikte ASDli çocukları rahatsız eden mide bağırsak sistemi, bağışıklık sistemi ve enfeksiyonlarla ilişkili sorunlarda uygun laboratuar testleri bilmemekte ve istememektedir. Bu hekimlerin çoğu ailelere, davranış modifikasyonunun sundukları dışında bilinen başka tedavi olmadığı söylenmektedir; hatta bazı aileler, vitaminlerin ya da diyetsel değişimlerin çocukları için bir yarar sağlayacağı konusunda kanıt olmadığı yönünde empatik olarak bilgilendirilmektedir. Ben, katı klinik deneyime dayalı bu yargılara şiddetle karşı çıkıyorum. ASD (otizm ve alt grupları) için eski tanı ve tedavi yöntemleri yerine biyolojik yaklaşım giderek güçlenmektedir. Şimdi birçok sağlık profesyoneli günümüzdeki ASD salgınının sonucu ailesinde otizm tanısı konmuş çocuk, torun, yeğen ya da başka bir yakına sahip olduğu için, bu önemli paradigma değişimini fark etmiştir. ASDnin biyomedikal tedavilere gereksinim duyan ve bunlara yanıt veren biyomedikal bir hastalık tablosu olduğunun fark edilmesinde, ailelerinde otizm olan bu doktorların payı vardır.Genel psikiyatri alanında uzun bir kariyerden sonra çalışmalarım temel olarak, çoğu otizm spektrumlu gelişimleri gecikmiş çocukların tedavisinde uzmanlaşmaya kaydı.Dikkat eksikliği (ADD) ve hiperaktivite (ADHD) bozukluklarını da aynı problemin daha hafif versiyonları olarak düşünüyorum. Bu nedenle uyarıcılara ya da diğer reçeteli ilaçlara geçmeden önce; diyet, besinler ve bazen detoks protokolleri yoluyla gelişme sağlamayı hedefleyen ailelerin bu gruptaki çocuklarını da değerlendiriyorum. Torunuma ve diğer çocuklara yardım etmesi mümkün olabilecek her şeyi öğrenmeye çalışırken tıbbi literatürü taradım, tıbbi konferanslara, araştırma yapan internet gruplarına katıldım ve artan sayıda doktorun öncülüğünü yaptığı alternatif tedavileri inceledim.Otizmi Şimdi Yen! (DAN!)Araştırmalarımda yalnız olmadığımı öğrenmek rahatlatıcıydı. Bernard Rimland, PhD, William Shaw, PhD ve Karl Reichelt, MD, PhD gibi öncü araştırmacılar ve Sidney Baker, Michael Goldberg, Woody McGinnis, Amy Holmes, Stephanie Cave ve Jeff Bradstreet gibi öncü doktorların üzerimdeki etkisi büyük oldu. Klinik çalışmama, Victoria Beck, Sallie Bernard, Allison Plant ve Jim Adams gibi ebeveyn araştırmacıların yanı sıra bağımsız araştırmacılar Teresa Binstock ve Susan Owens önemli katkılarda bulundu.öğrenme yolunda karşılaştığım bu kişiler ve sayısız diğerleri, çeşitli derecelerde otizmi olan çocukların vücudun bir ya da bazen tüm major sistemlerini etkileyebilecek çok yönlü bozukluklara sahip olduğunu fark etmeme yardım ettiler. Bireyler arası değişim en tutarlı karakteristiktir. Diğer bir deyişle her çocuk eşsizdir. Bir tedavi herkese uyar düşüncesi bu çocuklara uygun değildir. ASDli çocukları değerlendirirken dikkate alınması gereken bazı faktörler şunlardır:Otistikler doğuştan mı yoksa normal bir periyodun ardından gerilemiş midir? Alma düzeyi ve anlamlı konuşma ve öğrenme yeteneği dahil olmak üzere davranışsal ve bilişsel olarak düşük, orta ya da yüksek fonksiyon mu gösteriyorlar?Laboratuar testleri sonucu ortaya çıkan biyokimyasal profilleri semptomlarla ilişkili midir?Ailesel otoimmün bozukluklar–alerjik vb–öyküsü nedir?çocuğun kişisel davranışsal ve tıbbi öyküsü nedir?Bu kategoriler tanı ve tedavi protokollerini hedeflemeye yardım eder. Diğerlerinin yanı sıra yukarıda adı geçen araştırmacıların ve doktorların çoğu, San Diegodaki Otizm Araştırma Enstitüsü yöneticisi Bernard Rimland, PhD, tarafından başlatılan Otizmi Şimdi Yen! (DAN!) adlı harekete katıldı. Bu hareket ile ilişkim nedeniyle gurur duyuyorum. DAN üyeleri, otizm ve ASDlerin temel olarak bu çocuklarda görülen davranışsal ve bilişsel bozuklukların fiziksel hastalıkların komplikasyonu olduğu inancıyla bağlıdırlar. Diğer bir deyişle, kırılgan X sendromundan kaynaklanan otizm gibi ender genetik vakalar dışında bunlar gerçek tıbbi sorunlara sahip fiziksel olarak hasta çocuklardır. Bu çocuklar fiziksel olarak hasta olduklarından iyileşme potansiyellerini artırmak için biyomedikal müdahaleler şarttır. Klinik deneyimim, son araştırmalarla ve düzinelerce DAN hekiminin deneyimi ile kombine edildiğinde tanısal değerlendirmeler ve takip eden tedaviler için biyomedikal protokoller geliştirmeme yol açtı. Bunu geniş spektrumlu bir yaklaşım olarak düşünüyorum. Hastalarım ve aileleri benim en büyük öğretmenlerimdir; pratiğimin başlıca dayanağı olmuş bazı tedavilere beni götüren, ebeveynlerin, duydukları yeni testlere ve tedavilere açık fikirli doktor arayışlarıdır. Hemen hemen baktığım her çocukta bağışıklık bozuklukları, beslenme yetersizlikleri ve mide-bağırsak sorunları vardı. Ama yine de her ASDli çocuğun, yalnızca (laboratuar sonuçlarının gösterdiği) biyomedikal profilleri açısından değil aynı zamanda çeşitli tedavilere verdikleri tepkiler açısından da ASDli emsallerinden çok farklı idi. Otizmin temel tedavi modelinin değiştiği bir çağda, ailelerin yeni tıbbi modellereilgilerinin, gösterilen testlere (finansal olanakları varsayarak) istekliliklerinin ve önerilen tedavileri izleme yeteneklerinin farklı olması sürpriz değildir. Temel çizgi, protokolün her çocuk için aile bağlamında ve yaşadığı koşullarda kişiselleştirilmesi gerektiğidir.
16 Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |