Sevgisizlik sağlığı bozar
Aile Terapisti Psikolog İlkim Öz, tüm psikolojik rahatsızlıkların
temelinde sevgisizliğin yattığını belirterek, ''Annelerini kesen
çocuklar, eşlerini ve çocuklarını öldüren insanlar, yüreklerinde sevgi
değil de nefret duygularıyla yaşayan kişiler'' dedi.
İlkim Öz, son zamanlarda artan aile içi şiddet vakalarının, Türk
insanının ruh sağlığına önem vermediğini ortaya koyduğunu belirtti.
Türk toplumunun, insan psikolojisi, çocuk gelişimi, psikolojik ve
psikiyatrik bozukluklar konusunda bilgi sahibi olmadığını ifade eden
Öz, aile içi iletişimin zayıf olduğunu söyledi.
Aile bireylerine yönelik son bir ayda gerçekleşen şiddet olaylarına değinen Öz, şöyle konuştu:
''Beş gencin annelerini öldürmeleri, bir babanın eşinin ve
çocuklarının bulunduğu evi bombalayıp taraması, bir annenin eşini ve
çocuğunu silahla vurması... Son derece üzücü ama aynı zamanda özellikle
anne babaların oturup düşünmesini ve kendilerini analiz etmelerini
gerektiren olaylar.
Bu acı olaylara ister toplumsal cinnet diyelim, ister tesadüf ama esas
bakmamız gereken, ne oluyor da bu insanlar hiç gözlerini kırmadan en
yakınlarını öldürebiliyorlar? Bu sorunun yanıtı ''sevgi''de bitiyor.
Tüm psikolojik rahatsızlıkların temelinde sevgisizlik yatıyor.
Annelerini kesen çocuklar, eşlerini ve çocuklarını öldüren insanlar,
yüreklerinde sevgi değil de nefret duygularıyla yaşayan kişiler.''
Anne babaların çocuklarına sevgisini göstermesinin önemli olduğunu
anlatan Öz, ''Sevginin üç ifade biçimini göstermeliyiz. Hem
sözlerimizle sevgimizi ifade etmeli, hem çocuklarımıza sarılmalı,
onları kucaklamalı hem de davranışlarımızla çocuğumuza ya da eşimize
sevgimizi göstermeliyiz. Karşı taraf, 'senin için fedakarlıkta
bulundum' duygusunu alabilmeli. 'Maçı seyretmiyorum ya da komşuya
geçmiyorum çünkü seninle zaman geçirmek istiyorum'u çocuklarımız ve
eşlerimize hissedebilmeli'' diye konuştu.
Aksi taktirde aile bireylerine yönelik şiddet vakalarının
artacağını belirten Öz, ''anne, babasından, eşinden, çocuğundan nefret
eden hem de öldürecek, yok edecek kadar nefret eden insanlarla dolu bir
toplum olma'' tehlikesine dikkati çekti. ''YETİŞKİNLİĞE ERİŞEMEMİŞ KİŞİLER''
Anne-babanın olumsuz tutumunun çocuğun kişilik gelişimini önemli ölçüde
etkilediğini anlatan Öz, aşırı otoriter, cezalandıran, şiddet, hakaret,
aşağılama ve suçlamaya başvuran, sıkça eleştiren, çocuğunu
başarılarında onaylamayan ama başarısızlıkların ciddi tepkiler gösteren
ebeveynlerin çocuklarına bilmeden kötülük yaptıklarını kaydetti.
Çocukla çekişmenin, onu sevdiği şeylerden mahrum etmenin, çocuğu
sadece okul başarısının sembolü olarak görmenin, özellikle ergenlik
dönemindeki çocukların kişiliklerinde ve duygularında kırılma noktası
yaratacağına değinen Öz, ''Çocukların önünde yapılan kavgalar da
çocuğun psikolojisini derinden etkiliyor. Son yıllarda karı koca
arasındaki şiddetin ve boşanmaların artması da bunun göstergesi.
Yetişkin insan değil de, ergen ve çocuk gibi tepki veren ama yaşı
yetişkin olan pek çok kadın ve erkek var'' dedi.
Öz, baskıcı ve aşırı koruyucu anne baba yaklaşımları nedeniyle
çocukların özellikle 0-6 yaş kişilik gelişimi sürecinde ve ergenlikte
takılıp kaldığını söyledi. Bir insanın olaylar karşısında verdiği
tepkilerden çocukluk ya da ergenlik döneminde kaldığını anlamanın
mümkün olduğunu ifade eden Öz, şöyle konuştu.
''Eleştiri karşısında ya da herhangi bir beklenti karşısında,
bağırıp çağıran, vurup kıran, hakaretlere başvuran, çekip giden
insanlar yetişkinliğe erişememiş kişilerdir. Dolayısıyla kendi iç
dünyalarında, kişilik çatışmaları yaşarlar ve ilişkilerine zarar
verirler. Böyle pek çok anne babamız var. Yetişkin yaşta görünen ama
ergen ve çocuk olan hele ki sevgisiz olan bu insanların, ruh sağlığı
yerinde bireyler yetiştirmesi düşünülemez. Sorunun temelini çözmezsek,
daha pek çok aile içi cinayetlerle karşılaşabiliriz.''
gercekgundem Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |