Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kemoterapi: Napalm bombası
Eğer hastalığın alt etmeye niyetliyseniz, pişmanlık duymamalı, geçmişe özlem hissetmelisiniz.Her şeyden önemlisi, başarsanız bile asla geri dönebileceğiniz, tam sağlıklı olabileceğiniz umuduna kapılmamalısınız.Kanserden ve tedavisinden bahsediyorum.Kanserin günümüzde en yaygın kullanılan tedavi şekli KEMOTERAPİdir. Kemoterapi, son derece yalın bir kavramdır. "Kimyasallarla Tedavi" anlamına gelir. Kimyasal Silah gibi.Kanser hücrelerinin çoğalmak ve üremek gibi "kötü niyetli" özellikleri vardır.Kanserin ideolojisi "büyümek için büyümektir".Kemoterapi, doktor tarafından alaylı bir dille "kokteyl" adı verilen, çok güçlü birkaç kimyasal ilacın bir arada verildiği bir karışımdır. Kana karışarak bedeni dolaşır ve neredeyse vücudun bütün hücrelerini etkiler, özellikle de anormalleşşen kanser hücrelerini öldürür. Ne var ki, sadece kanser hücrelerini etkilemez. Saçlar, damak, dil, bağırsak mukozası en çabuk ve kolay etkilenen hücrelerdir. Sonra kemik iliği, kemoterapi ile iyice azalır. Yani kemoterapi sağlıklı hücreler ile hasta hücreler arasında net ayrım yapamaz.Kemoterapiye "bir palmiye ağacına tünemiş maymunu öldürebilmek için ormana NAPALM BOMBASI atmak ve milyarlarca ağaç, bitki ve çiçekleri yok etmek gibi bir şey" denilebilir.Ya da, savaş sırasında gizlenmeye çalışan gerillaları engellemek ya da öldürmek için, uçsuz bucaksız bitki örtüsüne sahip, ancak yüzyıllar süren bir zamanda yetişebilmiş çamların çınarların oluştursuğu orman ya da dağları bombalamaya, yakmaya benzer bu durum.
Maalesef, gerillalara uygulanan aynı "askeri mantık", kemoterapinin felsefesidir.Saydam ve renkli bir şişeden damla damla inen sıvı, bedeni alt üst eder. Savaş alanındaki yanık kokuları gibi, ağzınıza güçlü demir kokuları yayılır. Vücudunuzun her tarafında uyuşma, karıncalanma başlar. Başınız dumanlanır, mideniz bulanmaya başlar.
İçinizi saran alev, bedeninizin her tarafına tırnaklarınızın ucuna kadar yayılır.Kemoterapi ile yüzleşmek kolay değildir. Hastalarımdan birisi "Allah düşmanıma ve hatta Yılana bile kemoterapiyi nasip etmesin" dediğinde haksız sayılmazdı.Kemoterapi alınacağı düşüncesi bile insanı rahatsız etmeye ve gerçekçi kabus görmeye yeterde artar. Kimisi önceden dua eder, namaz kılar, kimisi yoga-meditasyon yaparak ruhen hazırlar.
Kimisi kemoterapi öncesinde en sevdiği şarkıları söyler, kimisi de sonrasında yemek yiyemeyeceği için en sevdiği yemekleri tıka basa yer.Ama, hastaların çoğunluğu bundan bir şifa ve hayır gelmeyeceğini düşündüğü için bir "işkence" olarak algılayıp, kemoterapiyi reddeder. Kemoterapiyi reddedenleri suçlamak onları anlamamaktır."Başka seçeneğimiz yok" diyerek kemoterapiye razı etmeden önce doktor ve hasta yakınları bunu iyice düşünmelidirler.Hasta detaylıca bilgilendirilmelidir. Ne kadar çok bilgi, o kadar az korku prensibi unutulmamalıdır."Ya kemoterapi ya ölüm" yerine, "kemoterapi ile ne kadar şifa?" sorusuna cevap verilmelidir.Kemoterapi, tepenizde saldıran bir kaplan ve altınızda uçurum varken, size uzatılan bir ip gibidir. İpi tutsanız bile tehlikelerden kurtulacaksınız demek değildir bu.Kemoterapi bombardımanı, en az iki haftalık dinlenme ile etkisini kaybederken, üçüncü haftada yeni bir bombardımanın zamanı gelmiştir bile. Yani değneği yiyebilecek hale yeniden gelmektedir.İnsanoğlunun sağlıklıyken, bir bedeni olduğunun farkına varamaması ne kadar ilginç.
Beden, beden, beden. Onun işlevini sağlıklıyken ne kadar da sıradan görürüz. Bedenin bütün dikkatinin odak noktası olabilmesi için galiba hastalanmamız gerekiyor. Çok kolay olan soluk almak, idrar yapmak, yürümek bile, hastalandığımızda insanda acı yaratan, rahatlama ya da kaygıya yol açan işlevler haline gelebilir.Hastalandığımızda günden güne ne kadar ona (bedenimize) bağımlı olduğumuzu, onun keyfinin nasıl sizin keyfinizi belirlediğini ve hastalandığımızda sizi nasıl tutsak ederek köle haline getirdiğini anlayabilirsiniz.Kemoterapi gibi ciddi bir tedavi almadan önce bedeninizin farkına varmalısınız.Hangi noktaya kadar siz bedeninizsiniz. İkinizin arasında ne gibi bir ilişki var?
Gerçekte sadece ikiniz mi varsınız?Hastalık veya ölüm giderek kendini hissettiren bir gerçeklik olarak üzerinize ağırlık yapmaya başladığında, ağrılarınız, halsizliğiniz, yüzleşmeniz gereken şeyler olduğunu düşündürmeye başlayacaktır.Bedeniniz, doğduğunuzda ödünç aldığınız bir kostüm, yani emanettir. Çıplak kalmaktan korkmaksızın, onu bir gün geri vereceğini düşünerek, ona ne kadar bir "emanet" gibi davrandığınızı sorgulamalısınız."Beden" ile ilgili düşüncelerimizi sonraki yazılara bırakırsak, kemoterapi alacağınız zaman yalnız olmadığınızı, ikinci bir "emanet" ile birlikte olduğunuzu aklınıza getirin.
İşte o zaman en doğru kararı vereceksiniz.25.10.2007
Kaynak: Anneyiz Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |