Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Dr. Can Gürbüz ile kanser hakkında bilmeniz gereken her şeyi konuştuk
Dr. Can Gürbüz'le yaptığımız röportajda kanserin oluşumu ve meme kanseri hakkında öğrenmek istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz.Kanserin oluşum sebebi nedir?
Kanser sözcüğünü duyunca aklınıza ne geliyor? Korkulu bir hastalık? Bir felaket? Ümitsizlik? Bilinmeyenden korkmak, insanın en doğal tepkisidir. Korkuyu yenmenin en kolay yolu ise, bilgilenmek.İnsan hayatı yumurta ile spermin birleşmesiyle başlıyor. Yumurta içinde anneye ait DNA var. Bunlar anneye ait genetik bilgileri taşıyor, spermde yer alan DNA üzerinde ise, babaya ait genetik özellikler taşınıyor. Sperm ve yumurta birleşince, anne ve babaya ait genetik özellikleri taşıyan bir hücre oluşuyor. İşte insan, bu tek hücrenin çoğalmasıyla ve çoğalan hücrelerin bir süre sonra da farklılaşmasıyla ortaya çıkıyor. Doğan çocuk, hem annenin hem de babanın genetik özelliklerini taşıyor.Bir insanı oluşturan, boy uzunluğu, saç rengi, ten rengi gibi özellikler, hücrelerdeki DNA üzerinde yer alan genlerde saklı. Genetik yapı, dış görünümünüzün oluşmasında rol aldığı gibi, hücrelerin faaliyetlerini de kontrol ediyor. Örneğin gerektiği zaman, hücrelerin çoğalmasını emrediyor ve hücreler çoğalıyor veya hücre çoğalmasını durduruyor. İnsan gelişimini tamamladıktan sonra hücrelerin çoğalmaları duruyor. Zaman zaman vücudumuzun gereksinimi olduğunda, hücreler gereken yerde tekrar kontrollü olarak çoğalabiliyor. Örneğin derimiz kesilince, bu bölgedeki hücreler kontrollü olarak çoğalıyor ve kesilen deri onarılıyor; onarım tamamlanınca çoğalma işlemi durduruluyor. Bazen bildiğimiz dış faktörlerin etkisiyle, örneğin fazla miktarda radyasyona maruz kalmakla, bazen de bilmediğimiz bazı nedenlerle, hücrelerin DNA yapısı bozulabiliyor ve hücreler kontrolsüz olarak çoğalmaya başlıyor. İşte kontrolsüz çoğalan bu kötü huylu hücrelere kanser hücreleri diyoruz. Bu hücreler hangi organın hücreleri ise, o organın kanseri gelişiyor.Tıpta kullanılan kanser kelimesi, vücut ve organ yüzeylerini kaplayan epitel hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu hücrelere verilen bir isimdir. Örneğin mide ve bağırsakların iç yüzeylerini kaplayan hücrelerden kaynaklanan mide-barsak sistemi kanseri, süt salgılayan bezleri döşeyen hücrelerden kaynaklanan meme kanseri gibi. Karsinom veya karsinoma da aynı anlama geliyor. Kemik, kas gibi destek dokusu yapılarından kaynaklanan kötü huylu tümörler ise farklı isimler alır. Kemikten kaynaklanan osteosarkom, kas dokusundan kaynaklanan myosarkom gibi. Fakat halk arasında tüm kötü huylu tümörler kanser olarak adlandırılıyor. Meme kanseri nedir?
Memenin iki temel işlevi vardır: Bunlardan birisi yeni doğan bebeğin beslenmesi, diğeri ise karşı cins için cinsel çekicilik oluşturmasıdır. Her iki işlev de, türün devamı için gereklidir. Meme birçok süt bezinden oluşur. Bu süt bezlerinde üretilen süt, kanallar aracılığı ile meme başına taşınır. Memeyi oluşturan süt bezleri ve üretilen sütü taşıyan kanalları döşeyen hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmaları sonucu ise meme kanseri gelişir.Meme kanseri risk faktörleri nelerdir?
Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz. Risk faktörlerini taşıyan kişilerin mutlaka meme kanserine yakalanacakları söylenemez; sadece, bu faktörleri taşımayanlara göre, meme kanserine yakalanma olasılıkları daha fazladır. Risk faktörlerini taşımayan kişiler de meme kanserine yakalanabilirler. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörlerini hiç taşımıyorlar. Bu nedenle, risk faktörlerini taşımayan kişiler de olağan kontrollerini yaptırmalı; ancak bu risk faktörlerinden birkaç tanesini birden taşıyan kadınlar daha dikkatli olmalıdır.Yaş
İleri yaş önemli bir risk faktörüdür ve meme kanseri teşhisi konan kadınların % 70'i, 50 yaş üzerindedir. Diğer bir deyimle, yaşı 50'nin üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50'nin altında olan kadınlardan 4 kat daha fazladır. Amerikan Kanser Enstitüsü'nün yayınladığı bir araştırmaya göre; 20 yaşında bir kadının önündeki 10 yıl içinde 2187 tane 20 yaşındaki kadından 10 yıl süre içinde 1 tanesinin meme kanseri olma olasılığı vardır. Bu oran 30 yaş için, 258 kadından birinde, 40 yaş için 67 kadından birinde, 50 yaş için 38 kadından birinde, 60 yaş için 29 kadından birinde, 70 yaş için 25 kadından birinde olacak şekilde yaş ilerledikçe artar.Kişisel meme kanseri hikâyesi
Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kanser gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. Bunun yanı sıra; yumurtalık kanseri, kalın barsak kanseri veya rahim kanseri geçiren kadınların da meme kanserine yakalanma olasılıkları artar.Ailede meme kanseri hikâyesi
Ailede birinci derece (anne, kız kardeş, kız evlat, baba, erkek kardeş gibi) yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre 2 kat daha fazladır. Eğer bu akraba menopozdan önce meme kanserine yakalanmış ise yani genç yaştaysa, risk 3 kat artar; 2 memesinde birden kanser gelişmiş ise risk 9 kat artıyor. Daha önce yapılan meme biyopsisi sonuçları
Memede tespit edilen bir kitle ameliyatla çıkartılmış ve patolojik inceleme sonucu iyi huylu bir tümör bildirilmiş olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini değişik oranlarda artırabilir. Eğer biyopsi sonucu fibroadenom, fibrozis, mastitis, adenozis, apokrin metaplazi, kist, duktektazi ve skuamöz metaplazi şeklinde bildirilmişse meme kanseri riskinde bir artış söz konusu olmaz; ancak biyopsi sonucu hiperplazi veya papillomatozis şeklinde bildirilmiş ise risk 1. 5- 2 kat artar. Çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu atipik hiperplazi" tanısı konmuşsa (bu tamamen iyi huylu bir tümördür), meme kanseri gelişme riski 5 kat artarken; eğer bu kişinin ailesinde meme kanserine yakalanmış bir yakını varsa riski 10 kat artar. Lobuler karsinoma in situ tanısı konmuş ise de, meme kanseri riski 10 kat yükselir.Meme kanserinde genetik faktörlerin rolü nedir?
Aile yakınları arasında meme kanseri olan kadınlarda meme kanserine yakalanma riski artar. Bu ailelerde yumurtalık ve kolon kanseri görülme olasılığı da daha fazla olur. Örneğin aile yakınları arasında meme kanseri olmayan belirli yaştaki bir kadında meme kanseri gelişme riski % 6 iken, yakını meme kanserine yakalanmış kadınlarda meme kanseri gelişme riski % 11'e çıkıyor. Ailesel meme kanserleri, tüm meme kanserli hastaların % 10'unu oluşturuyor.Dr. Can Gürbüz, ailesel ve kalıtımsal meme kanseri hakkında önemli bilgiler vererek, ikisi arasındaki farkları bizlerle paylaştı.Ailesel meme kanseri nedir?
Ailesel geçişin iki şekli var. Bunlardan birinci grupta, ailede meme kanseri görülme sıklığı diğer ailelerden daha fazladır. Genellikle 40 yaşın üzerinde yani daha ileri yaşlarda ortaya çıkan bu türün aynı anda her iki memede birden başladığı daha az görülür. Ailede birden fazla bireyde görülme sayısı, normal ailelerden fazla ama ikinci grup olan kalıtsal meme kanseri kadar fazla değildir. İkinci grup ise kalıtsal meme kanseridir; yani meme kanseri, genlerdeki bir bozukluk nedeniyle çocuklara geçer. Çocukların yarısı meme kanserine yakalanırlar. Böyle ailelerde çok sayıda meme kanserli hasta vardır.Yakın kan bağı olan akrabalarınızdan birisi meme kanserine yakalandıysa, meme kanserine yakalanma olasılığınızı anlamak için şu soruları yanıtlayabilirsiniz. Kansere yakalanan yakınınızın yakınlık derecesi nedir? Birinci derece olabilir; anne, kız kardeş, kız evlat gibi. Veya ikinci derece yakınınız olabilir; teyze, hala veya büyükanne gibi. Büyükannenin annesi ve kuzenler 3. derece yakın grubuna giriyor. Kan bağı olmayan bireyler bu grubun dışında kalıyor.Yakınınızda ortaya çıkan kanser sadece bir memede veya iki memede birden olabilir. Birden fazla yakınınız meme kanserine yakalanabilir. Bunlar riskinizi artıran faktörlerdir. Kalıtsal meme kanseri nedir?
BRCA1 ve BRCA2 genleri, hücre DNA'sında meydana gelen hasarın tamirinde rol alan iki gendir. Eğer BRCA1 ve BRCA2 genlerinde bir hasar meydana gelirse DNA tamiri yeterince yapılamadığı için meme kanseri gelişme riski artıyor. Eğer bu iki genden birinde hasar ortaya çıkarsa (buna mutasyon diyoruz) bu hasarlı genler kuşaklar boyu anne ve babadan çocuklara aktarılıyor ve bu aile bireylerinin bir kısmında meme kanseri ortaya çıkıyor. Bu hasarlı geni taşıyan kadında tüm yaşamı boyunca meme kanseri gelişme riski, % 87 gibi çok yüksek bir oran. Bu gruptaki kadınlarda meme kanseri daha erken yaşta ortaya çıkıyor. (% 70 oranında 45 yaştan önce) Kadının birden fazla birinci derece yakınında (annesi, kız kardeşi veya kız evladı) meme kanseri görülüyor. Bu tip meme kanseri genellikle (% 65) her iki memede birden gelişiyor. Bu ailelerde meme kanserinin yanı sıra yumurtalık kanseri de sık görülüyor (yumurtalık kanseri gelişme riski % 50).Dr. Can Gürbüz'den, meme kanserinin belirtileri hakkında detaylı bilgiler veriyor.Meme kanserinin belirtileri nelerdir? Memede kitle
Kadınların büyük bir çoğunluğu, hayatlarının bir döneminde memelerinde bir sertlik fark ediyorlar. Böyle bir durumda akla ilk olarak kanser geliyor. Bu kitlelerin büyük bir kısmı iyi huylu tümörlerdir; ancak mutlaka araştırılmaları gerekir.Elinize gelen kitle 2 farklı yapıdan biri olabilir. Kitle, içi sıvı dolu bir kese olabilir. Buna kist diyoruz. Kistler genellikle adet zamanları daha da büyür ve ağrılıdırlar. Özellikle menopoz öncesi 40'lı yaşlarda daha sık görülür. Diğer bir olasılık da, içi farklı bir doku ile dolu bir kitle olabilir; buna da solid kitle diyoruz. Bu iki farklı yapıyı ayırmanın en iyi yolu kitlenin ultrason ile incelenmesidir. Kist
Kistler genellikle memenin iyi huylu tümörleridir. Boyutları birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişir. 25 yaş altındaki kadınlarda nadir, menopoza yaklaşmış kadınlarda daha sık görülüyor. Kistlerin içi iğne ile boşaltılarak içindeki sıvı incelenebilir. Eğer kanlı bir sıvı içeriyorsa, kistin ameliyatla çıkartılıp incelenmesi öneriliyor. Eğer menopoz sonrası hormon tedavisi gören bir kadında kist ortaya çıkmışsa, içerdiği sıvı kanlı olsun veya olmasın patolojiye gönderilerek incelenmesi öneriliyor. Eğer bir kist iğne ile boşaltıldıktan sonra 4-6 hafta içinde tekrar ediyorsa, ameliyatla çıkartılması önerilebilir. Ayrıca kistin bir kısmı, solid dediğimiz meme dokusundan farklı bir yapı içeriyorsa, yine kistin ameliyatla çıkartılması önerilir.Solid (katı) kitle
Memede sıvı içermeyen, içi farklı hücrelerle dolu olan kitlelere solid kitle diyoruz. Solid kelimesi katı anlamına geliyor. Solid kitlelerin kanser olma olasılıkları kistlere göre daha yüksek. Genç bir kadının memesinde saptanan solid bir kitlenin kanser olma olasılığı yüksek değildir; ancak yaş ilerledikçe kanser olasılığı artar. 40 yaş üzerindeki bir kadının memesinde saptanan solid bir kitle, aksi ispat edilene kadar kanser şüphesi taşır bu nedenle mutlaka araştırılması gereklidir. Memede saptanan kitle, mamografi ve ultrasonla değerlendirilerek kanser olma olasılığı araştırılır. Bu yöntemlerle kesin teşhis koymak mümkün değildir; ancak kitleden alınan parçanın patolojide incelenmesiyle kesin tanı konabilir. Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği
Bazen memede kitle olmadan, doğrudan meme derisinde bazı değişikliklerle kanser başlayabiliyor. Meme derinin bir bölgesinde kızarıklık, kalınlaşma, portakal kabuğu gibi yer yer çekintilerin ortaya çıkması, kanserin ilk bulgusu olabiliyor. Meme derisinde böyle değişiklikler fark ediyorsanız, hekiminize danışmanızı öneriyoruz.Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması
Meme başındaki değişiklikler de kanser açısından önemli olabiliyor. Özellikle meme başı çevresinde ortaya çıkan kızarıklık, yara gibi değişiklikler memede bir kitle olmasa bile kanser bulgusu olabiliyor.Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olmasıBazı kadınlarda çocukluktan itibaren her iki meme başı da içe çekik olabiliyor. Bu, herhangi bir hastalık anlamına gelmiyor. Böyle durumlarda bebek emzirmek çoğu kez mümkün olmuyor. Bu gibi yapısal bozukluklar kozmetik amaçlı olarak, yani sadece görünüm açısından ameliyatla düzeltilebiliyor. Kanser açısından önemli olan, tek memenin başının son zamanlarda içeri çekilmesi durumudur. Böyle bir durumda mutlaka hekiminize başvurmanız gerekir. Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarır. Erken teşhis için yapılması gerekenleri ve teşhis sürecindeki kontrolleri Dr. Can Gürbüz anlatıyor.Meme kanseri nasıl erken teşhis edilir? Kendi kendini muayene
20 yaşını geçen her kadının adetinin bittiği hafta içinde kendisini muayene etmesi gerekir. Bu aylık muayenelerle kadın memesini tanırken; eğer yeni, farklı bir oluşum ortaya çıkarsa bunu kolayca fark edebilir. Meme muayenesi sırasında aşağıda belirtilen değişiklikler fark edilirse, meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir genel cerraha başvurmanız gerekir. Memede iki haftadan uzun süre ele gelen sertlik veya kitle
Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği
Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması
Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması
Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik
Koltuk altında ele gelen şişlik
Meme başında akıntı ortaya çıkmasıKlinik muayene
Memede bulunan bazı kanserlerin mamografi ile saptanması her zaman mümkün olmaz. 1 cm boyutunu geçmiş kitlelerin muayene ile tespit etmek mümkündür. Bu nedenle klinik muayene çok önemlidir; memenizde hiçbir sorununuz yok ise, 20 yaşını geçtiyseniz, 3 yılda bir kez, 40 yaşından sonra ise her yıl muayene olmanız gerekir. Memenizde bir kitle elinize geliyorsa veya yukarıda tanımlanan kanser bulgularından birisinin veya bir kaçının bulunduğunu düşünüyorsanız, ilk başvuracağınız hekim, bir genel cerrahi uzmanı olmalıdır. Artık genel cerrahi de kendi içinde uzmanlaşma gösterdiği için, özel olarak meme hastalıkları ve cerrahisiyle ilgilenen bir genel cerrahi uzmanı tercih etmeniz gerekir.Muayeneden sonra mevcut sorununuz hakkında hekiminiz sizi aydınlatacaktır ve bazı tetkikler isteyecektir. Bu tetkiklerin başında memenin mamografi ve ultrasonla incelenmesi gelir. Mammografi
Mammografi, memenin filminin çekilmesi yöntemidir. Meme iki tabaka arasında sıkıştırılarak röntgen filmi çekilir. Bu sıkıştırma işleminin yarattığı ağrı genellikle kadınların en çok yakındıkları sorundur. Fakat iyi bir mammografi için memenin yeterli miktarda sıkıştırılması gerekir. Bu sıkıştırma, ağrıya duyarlı ve hassas memesi olan bazı kadınlarda zorluk yaratabilir. Bunun önlemek için de adetten hemen sonraki, memelerin dolgun ve gergin olmadığı dönemde bu filmin çektirilmesi uygundur. Bir ağrı kesici alınması işlemi ise kişiyi biraz daha rahatlatabilir. Mammografi, meme kanseri teşhisinde en yaygın kullanılan yöntemdir ve diğer yöntemlere göre daha iyi bilgi verir. Ancak genç kadınlarda meme dokusu daha diri ve yoğun olduğu için mammografiyle teşhis koymak daha güçtür. Bu nedenle 35 yaşından genç kadınlarda özel bir durum yoksa bu yöntem kullanılmaz. Daha iyi bilgi verdiği için genç kadınların memelerinin incelenmesinde ultrason tercih edilir. Mammografi çektirmeye giderken nelere dikkat edilmelidir?
Mammografi çekilirken belden yukarısı çıplak olmalıdır. Bu nedenle çekime gelirken iki parça elbise giymenizi öneririm. Bu sayede çekim sırasında belden üstü kolaylıkla çıkartılabilirsiniz. Filmi etkileyebileceğinden, koltuk altlarına deodorant, talk pudrası, losyon gibi şeyler sürülmemesi de önemlidir.Mammografi ile kesin teşhis mümkün mü?
Bazı meme kanserlerini mamografi ile görmek mümkün olmuyor. Bazen de görülse bile mammografiyi okuyan hekim fark etmeyebiliyor. Bu nedenle mammografiyi değerlendiren hekimin tecrübe ve bilgisi ve mamografiyi çeken teknisyenin bilgi ve tecrübesi de filmin iyi çekilmesi aşamasından önemlidir. Mammografiyi çeken aygıtın son teknolojiye uygun olması, sürekli teknik bakım ve ayarının yapılması, filmin kalitesini yükseltir ve kanserin yakalanma olasılığını artırır. Bütün bu personel ve teknik şartlar yerine getirilse bile, mammografi ile kanserin atlanma olasılığı % 10-20 civarındadır. Bu nedenle mammografinin yanı sıra; uzman bir hekimin muayenesi de gerekir. Ancak mammografi, hâlâ bilinen en iyi toplu tarama tekniği olma özelliğini koruyor. Mammaografi çekilirken alınan radyasyon zararlı mıdır?
Hayır. Yeni teknolojiyle üretilen cihazlarla çekilen filmlerde çok düşük miktarda radyasyon alıyorsunuz. Bu miktar sizin için bir risk oluşturmuyor.Ultrasonografi
Ses dalgalarının memeye gönderilerek meme dokusundaki değişikliklerin görüntüsünü alma tekniğidir. Bazen mammografide görülemeyen değişiklikler ultrasonla saptanabilir. Bu nedenle çoğu kez mammografi ile birlikte kullanılması önerilir. Bu yöntem özellikle genç kadınların meme dokusunun incelenmesinde kullanılır. Kitlenin kistik ya da Solid (katı) yapıda olduğunu anlamak için iyi bir yöntemdir. Ayrıca iyi huylu tümörlerle kötü huylu tümörlerin biri birinden ayırt edilmesinde önemli bilgiler verir. Mammografiye en önemli üstünlüğü ise ağrısız bir yöntem olmasıdır. Gerek ultrason, gerekse mammografi kesin kanser teşhisi koymak için yeterli değil. Bu tetkikler, daha çok kitlenin kanser olma olasılığının yüksek olup olmadığını gösteriyor. Kesin teşhis ancak memedeki kitleden parça alınıp, mikroskop altında incelenmesi ile konabiliyor.Kanserden korunmak doğru beslenme ile mümkün. Dr. Can Gürbüz sağlıklı beslenmenin püf noktaları hakkında bizleri bilgilendiriyor.Kanserden korunmada doğru beslenmenin etkisi nedir?
DNA hasarının kansere yol açtığından daha önce bahsetmiştim. DNA hasarına yol açan birçok faktör vardır. Bunlar arasında sigara kullanılması, uygun olmayan beslenme şekli, çeşitli virüs ve biyolojik ajanlar, alkol kullanılması, güneş ışınları ve bazı besin katkı maddeleri gibi örnekleri sayabiliriz. Alınan besinlerin vücutta kullanılmaları sırasında ortaya çıkan ve serbest oksijen radikalleri denilen bazı yan ürünler, DNA yapısında bozulmaya yol açan en önemli faktörlerden biridir. Besinler içinde bulunan antioksidan maddeler ise, bu serbest radikalleri bağlayarak DNA üzerindeki kötü etkisini önler. Bu nedenle antioksidanlardan zengin beslenme, kanserden korunmada önemli bir yöntemdir. DNA'da bozulmaya yol açan faktörlere kanserojen etkenler adını veriyoruz. Kanserojen etkenler sindirim yolundan, solunum yolundan veya deriye doğrudan temasla vücuda girerler. Bazen yediğimiz besinlerin içinde bulunurken; bazen de pişirme sırasında pişirme şekline göre gelişirler. Kısaca özetlemek gerekirse, kanser hastalığının en önemli sebeplerinin başında, beslenme şeklimiz geliyor. Bu nedenle; Kansere yol açan kanserojen etkenlerden uzak kalarak,
Kanser gelişmesini önleyen besinlerden bol alarak,
kanserden korunabiliriz.Beslenme şeklinde kanser gelişme riskini artıran etkenler nelerdir?
Yağlar, hem hayvansal gıdalarda hem de bitkisel gıdalarda bulunuyor ve üç gruba ayrılırlar. Sature yağlar: Hayvansal gıdalar, tereyağı, kaymak
Polyansature yağlar: Margarinler, ayçiçeği ve mısırözü yağı
Monoansature yağlar: Zeytinyağı Yağlı beslenmenin kanser gelişmesine neden olduğunu gösteren birçok çalışma vardır. Özellikle yağlı beslenmenin DNA'sı bozulmuş olan hücrenin çoğalmasını kolaylaştırdığı ileri sürülüyor; ayrıca alınan yağın vücutta yakılması sırasında, ortaya bol miktarda serbest oksijen radikallerinin ortaya çıktığı ve bunların kanser gelişme riskini artırdığına inanılıyor. Özellikle sature yağlardan alınan yağların bu etkisinin daha fazla olduğu biliniyor. Bu nedenle sature yağları içeren kırmızı et ve tereyağı gibi hayvansal yağlardan uzak durulması gerekir. İçerdiği fenolik asitlerden dolayı zeytinyağının kanser gelişmesini önlediğini gösteren çalışmalar da var. Bir monoansature yağ olan zeytinyağının vücutta yakılması sırasında serbest oksijen radikallerinin daha az ortaya çıktığı biliniyor. Bu da zeytinyağının iyi etkilerinden biridir. Dolayısıyla beslenme rejimi içerisinde yer alması gereken yağ gereksinimimizi mümkün olduğu kadar zeytinyağı kullanarak karşılamamız gerekiyor. Besinlerin pişirilme şekli önemli midir?
Eğer besinler tavada (yağda kızartma) veya ızgarada (közde) pişiriliyorsa, çok yüksek ısıda pişiriliyor demektir. Bu sırada ortaya çıkan bazı maddeler (heterosiklik aminler) kanserojen etkenlerdir. Besinlerin sık sık bu şekilde pişirilerek yenilmesi, kanser riskini artırır. Özellikle kızartmada kullanılan yağların birkaç defa kullanılması bu riski daha da artırır. Zeytinyağı kızartmada kullanıldığında, diğer sıvı yağlara kıyasla daha az kanserojen etkisi olan serbest oksijen radikalleri ortaya çıkarır; bu nedenle kızartmaların da zeytinyağı ile pişirilmesini öneriyoruz. Ancak besinlerin haşlanarak pişirilmesiyle bu sorun ortadan kalkıyor. Haşlama için kullanılan suyun içerisine birçok besleyici madde geçtiğinden bu suyun dökülmemesi gerekiyor. Diğer bir yöntem de besinlerin buhar yoluyla pişirilmesi. Besinlerin pişirilmesi sırasında içerdiği antioksidan maddelerin korunması için en uygun yöntem olarak, besinlerin buharda veya mikrodalga fırında pişirilmesini öneriyoruz.Taze sebze ve meyve bulunamadığında, donmuş gıdalar tercih edilir. Çünkü donmuş gıdalar hemen tazeyken dondurulduğu için özelliklerini korurlar. Donmuş gıdaları konserve yiyeceklere tercih etmelisiniz. Beslenme konusunda diğer belirtmek istediğiniz detaylar nelerdir?
Günümüzde tarımda yoğun miktarda çeşitli kimyasal maddeler kullanılıyor. Özellikle böceklerle savaş amacıyla kullanılan ilaçların kanserojen etkileri biliniyor. Bu nedenle birçok batı ülkesinde artık tarım ilaçlarının kullanılmadığı organik tarım gelişiyor. Ülkemizde henüz böyle bir değişim olmadığı için, sebze ve meyvelerin bol su ile yıkanması, alınabilecek en önemli tedbir olarak görülüyor. Marul, lahana gibi sebzelerin dış yaprakları bu ilaçların büyük bir kısmını taşıdığından bu yaprakların atılması uygun bir önlem olarak görülüyor.Bazı besinlerin de daha uzun süre dayanması için içlerine bazı katkı maddeleri ekleniyor. Nitrit ve nitratlar bu amaçla kullanılan maddelerin başında geliyor. Bu maddeler en çok et, sosis, salam, gibi yiyeceklerde kullanılıyor. Bu maddelerin fazla kullanıldığında kanserojen etkileri olduğu biliniyor. Dolayısıyla bu tip gıdaların olabildiğince az tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Sn. Dr. Can Gürbüz'e değerli paylaşımlarından dolayı teşekkür ederiz...
'
Kaynak: Anneyiz Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |