04-05-2010, 10:59 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Multiple Skleroz Kendimi açıklama yapmak zorunda hissediyorum. Evet, tüm yazmamalarıma rağmen, editörümüz inatla beni sayfada tuttu. Tüm yazamamalarıma da diyebiliriz. Ne yazacağım konusundaki tereddütlerimi paylaştığım, neredeyse aylar önce yazılmış yazımdan sonra, klavyenin başına her geçişimde bir sağlık sorunu ile baş başa kaldım. İstemezdim yazacağım şeyin bunun olmasını ama köşemin kaderinde bu varmış. Ayrıca yaşamın içinde bana ayrılmış olan köşemin... Bakın beni tek gözle klavyenin karşısına oturtan şeye…Dört sene önce uzun süredir karşılaşmadığım bir arkadaşımla karşılaştık. Görüşmediğimiz zaman içinde neler yaşadığımızı alelacele anlatmaya koyulduk. O gün anlattıkları aklımdan hiç çıkmamıştı. & Artık Türk filmlerine inanıyorum Çağrı. diyordu. Multiple Skleroz atağı geçirmiş ve bir ay kadar görmeden yaşamış ardından kortizon tedavileri sonucu tekrar görmeye devam etmişti. Sanırım bu hastalığı daha önce birkaç dergide de okumuş olmalıyım ki o zaman dinlediğimde çok yabancı olmadığımı hatırlıyorum ama semptomlarının neler olduğu ile ilgili herhangi bir fikrim yoktu. Ve sevgili Ayşenur evlenerek başka bir şehre yerleşti. Arada bir telefonla görüşmelerimiz devam etti. Ve bu aralar daha sık olmak kaydıyla devam etmekte… Ve bir arkadaşımın babası,33 yıldır MS'in anlamını bilen Sabahaddin Peker ile tanışıklığım..Nam-ı diğer Sebo Dede. Yine kendi akıbetimden habersiz bir şekilde hastalığı tanımam ve hastalıkla ilgili ön yargılarımı yıkmamda yardımı çokça dokunmuş sevgili Sebo Dede ile telefon görüşmelerimiz son günlerde epey artmış bir durumda. Hastalığın erkek hastalarda çok daha yıkıcı bir şekilde ilerlediği söylenmesine rağmen, gerçekleri yanılsatmakta ustalaşmış birisi… Bu da onun oyunu… Ve ben… Birden benim de bir hikâyem oldu. Yukarıda ismi geçen arkadaşlarımın yaşadıklarının zerresini bile aktaramadığımın farkındayım. Ama onları yazmak zorundayım çünkü MS farkındalıklarınıza göre algılayabildiğiniz, anlaşabildiğiniz bir hastalık. Bu yüzden daha önce kafanızda oluşturduğunuz tanımlar, onu nasıl karşılayacağınızı çok etkiliyor. Ve bu hastalığın en önemli özelliği onu nasıl karşılayabildiğinize göre devam ediyor oluşu diyelim. Bu kesin bir bilgi değil ama, en güzel tedavi yöntemi olarak iyimserliğin önerildiğini bir dipnot olarak düşelim. Benim MS'im bana özgü diyelim. Doktorum ilk atağım olduğu için hastalığı mümkün mertebe sahiplenmemem, ama yine de tedbiri elden bırakmamam yönünde bir tavır izliyor. Halen tedavim devam ediyor.Nasıl başladı? Yaklaşık son 2–3 haftadır sol gözümü hareket ettirdiğimde hissettiğim ağrılar için birkaç kez göz doktoruna gitmeme rağmen hiçbir sonuç alamadım. Geçen hafta sonu gözümün önüne gelen perdeler ve iki gözümün arasındaki renk algısındaki ani farklılaşma soluğu göz doktorunda almama neden oldu. Cumartesi sabahı bir özel hastanenin göz doktoruna yeniden başvurdum. Bir şeyimin olmadığı ve migrenimin bir göstergesi olduğu ve de pazartesi bir nörologa başvurmam gerektiği söylenerek eve geri gönderildim. Pazar günü ise belirtilerin artması üzerine devlet hastanesine gittim. Oradaki göz doktoru şüphelenmesine rağmen, nörolog acil bir durum bulmadığını söyleyerek eve geri yolladı. Ve ben hala bir teşhis alamamış bir halde MS olduğumu içten içe düşünerek yeni bir hastanenin nörologu ile görüştüm ve felç olmadıkça acilen pek nadiren çekilen MR çekiminin yapılmasını sağladım. Ve nihayet plaklarımla da böylece karşılaşmış oldum. Ve tabii ki bu konuda uzmanlaştığı bilinen bir hekimle görüşmeye başladım. Pazartesi sabahından beri devam eden kortizon tedavim bugün serum haliyle sonlandı. Geriye kalan 10 gün boyunca kapsüller halinde almaya devam edeceğim. Erken tanı aldığımı söyleyebiliriz ama hastalıkla ilgili zamanın ne getireceğini açıkçası bilmiyorum. Göz ağrılarımda azalma var ancak görüşümün ne zaman ve ne kadar düzeleceği tam olarak bilinmiyor. Kortizonla birlikte tuz alımının kesilmesi gerektiği için yemeklerin pek tatsız, tuzsuz olması dışında çok büyük bir şikâyetim yok. Bu arada yeni MS'lilerle karşılaşıyorum hastanede. İyi oluyor. Gülüyoruz bazılarıyla. Sahip çıkmamaya çalışıyoruz hastalığımıza... Sanki bir huyumuzdan bahseder gibi bahsediyoruz MS'ten…İnternetten fazla bilgi almamaya çalışıyorum. Birbiriyle o kadar alakasız örnekler okuyorum ki bir an her yerimin sakat kalacağını düşünüyorum. Her şeyin bittiğini hissetmeme neden oluyor. Bir başka yazıda her şeyin çok güzel olacağını, bu hastalığın yaşamı yeniden, farklı algılamamı sağlayacağını düşünüyorum. En güzelinin, en doğrusunun kendi hayatıma, kendi geçmişime ve geleceğime bakmak ve hastalığımı oralardan okumak olduğunu düşünüyorum.Bazen hayatın içindeki materyallerin, bencilliğimizin, sadece bize ait olan bir dünya ile yaşıyor oluşumuzun, görmemiz gereken şeyleri perdelediğini, bizi aslında daha boş ve mutsuz yaptığını biliyorum. Ne yazık ki yaşadığınızı iliklerinize kadar hissedebilmeniz için, bazen böyle hastalıkları yaşamanın da hoşlukları olduğunu düşünüyorum. Tabi şu an bu hastalığın neresindeyim ve ne olacağım, her şey nasıl ilerleyecek, hiçbir şey bilmiyorum. Ama her şey çok güzel olsun istiyorum. Tek gayesi insanları anlamak ve onların dertlerini hiç unutmamak olan birisi olarak kalmak ama bunu yaparken de sağlıklı kalmak istiyorum. Gözümün önüne inen perdenin, insanlarla aramdaki perdeleri yırtmasını her şeyi canı gönülden görmeyi diliyorum. Ve hayatta herkesin bir görevi olduğunu unutmamayı… Tanışmaların, arkadaşlıkların, hastalıkların zamanı geldiğinde gerçekleştiğini... Acı çekmenin de, mutluluk kadar gerekli olduğunu bünyeye... Ve insanın kendisi kadar yakın hissettiği bir eşinin olmasının ne büyük bir güzellik olduğunu… Arada bir melankolikleştiğimi de kabul etmeliyim. Bunun kortizonun bir yan etkisi olduğu da söyleniyor. Uzun lafın kısası MS durduk yerde bilinmez bir sebeple bilinmez bir yerinizden ben buradayım diyor ve ne şekilde ne kadar süreceği ile ilgili kimseye net bir şey söyletmiyor. Yine de erken tanı ya da bu hastalığı yaşayanları anlayabilmeniz açısından birkaç yazı okumanızda yarar var diye düşünüyorum. Belki siz çoktan okumuştunuz ve beni ta yazının başından beri çok iyi anlıyordunuz.( http://www.genetikbilimi.com/gen/multipskleroz.htm gibi)Ve bu köşe yazma macerası bilinmez bahanelerle ve editörümüzün ısrarcılığıyla devam edecek sanırım. Yazılarımın devamını beklediğini söyleyen o üç ya da beş kişinin sayfayı sırf benim için açıp, benim herhangi bir yazımı bulamadan kapatmış olma ihtimallerinin iç huzursuzluğu da cabası. Yazmaya çalışacağım. Sağlıkla ve umutla… Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |