[Bluesky24]

‘Diabetes Care' dergisinin Ağustos sayısında yayınlanan yeni rehber, tedavinin başlangıç ve ileri aşamalarında izlenmesi gereken adımları gösteren bir algoritma şeklinde olup, hastanın durumuna yönelik tavsiyeler veriyor.







Özellikle 20. yüzyıl sonunda ve 21. yüzyıl başlarında hızlı artış gösteren Tip 2 Diyabette, sağlıklı glisemik indeks hedeflerine ulaşılırsa bulguların pozitif yönde geliştiği, morbidite oranlarının ise azaldığı gözlenmiştir. Bu da hiperglisemi (kan şekerinin yükselmesi) yönetiminin diyabetle savaşta temel hedefler arasına alınmasına neden oldu. Hastalığın oluşmadan engellenmesi yaşam kalitesinin artmasını sağlayacağı gibi, sağlık giderlerinin azalmasına dolaylı olarak hem çekirdek aile hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacak. Bu nedenle önleyici sağlık hizmetlerine ağırlık verilmeli, özellikle belli hastalığa genetik yatkınlığı olduğunu bilen bireylerin takibe alınması, sağlıklı yaşam ilkelerinin öğretilmesi elzemdir.







Şeker hastalığının en kritik komplikasyonlarından biri olan hipergliseminin mümkün olan en iyi değerlere taşınması, diyabetin en belirgin hasarları olarak karşımıza çıkan retinopati, nefropati ve nöropatiyi önleyebilecek, kişilerin Tip 1 diyabete geçişlerini engelleyecek veya erteleyebilecek. Bunun için bu bireylerde kan şekerleri dışında tansiyon, kan lipidleri, koagülasyon (pıhtılaşma) hızı, vücut ağırlığı ve insülin rezistansı da değerlendirilmelidir. Şeker hastalığında multidisipliner çalışma, hasta takibi ve hastalığın seyrine uygun doğru adımların izlenmesi de çok önemli.







Yapılan çalışmalar ışığında, birincil hedef kan şekerlerinin referans aralıklarına getirilmesi ve hemoglobin A1C seviyelerinin %7'nin altında ya da daha da normale yakın olan %6'nın da altında olması isteniyor. Yeni konsensusa göre hemoglobin A1C'nin %7'nin üzerine çıkması tehlike sinyallerini gönderiyor. Bu yüzden bir an önce önleyici adımlar atılmalı. Algoritm şu adımları izliyor:







1. adım: İdeal kiloya ulaşmak ve fiziksel aktiviteyi artırmaya yönelik yaşam şekli değişiklikleri yapmak. Düşük maliyetli olduğu kadar yüksek başarı sağlayabilecek bu yaklaşım maalesef özellikle ilk yıl en çok sorun yaşanan adımdır. Kilo üzerine düşük etkili Metformin, düşük maliyetli kullanımı ile tercih ediliyor ancak gastrointestinal yan etkileri ve ender de olsa laktik asidoza neden olabilir.







2. adım (ek tedavi): İnsülin kullanımı, lipit profili üzerine avantaj sağlarken, enjeksiyon gerektirmesi, sıkı takip edilmediği takdirde hipoglisemi (şeker düşüklüğü) riski taşıması ve kilo artışına neden olabileceği gibi dezavantajlar da taşıyor. Sülfonilüreler de düşük maliyetli bir tedavi yöntemi ancak hipoglisemi ve kilo artışı yapabiliyor. Tiazolidineoidler lipid profilini iyileştirebilirken, yüksek maliyeti, sıvı tutumu ve kilo artışı ile dezavantajlı gruba giriyor.







Diğer ilaçlar: Alfa-glukosidaz inhibitörleri kilo grafiğine etki etmiyor, gastrointestinal sistem üzerine yan etkilere neden oluyor. Günde 3 defa kullanım gerektiriyor ve yüksek maliyetli oluyor.







Diyetisyen Berrin Yiğit



Akkavak Sok. Halil Bey Aptmanı



No: 31 D: 29 - 30 Nişantaşı



(0212) 291 75 15 – 16

Kaynak: Ekolay