05-05-2010, 01:53 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Sandık odası
Kapkaççı terörü yüzünden yaralı halde acil servise getirmişlerdi o yaşlı hanımefendiyi. İlerlemiş yaşına karşın dinç görünüyordu, bilinci açıktı. Omzunda çıkık, el bileğinde çatlak ve çantası ile birlikte sürüklenme yüzünden bereler vardı, vücudunda. Direnmiş, bağırmış, sürüklenmiş ama çantasını kaptırmamıştı. Acil serviste de çantasını karnına bastırmış sıkı sıkı tutuyordu. Olayın şokunu henüz atlatamamış, öfke ile söyleniyordu. Muayene sırasında da söylenmeyi sürdürünce servis şefimiz dayanamadı. Hastamızın röntgen filmlerine bakıp;
- Hanımefendi söylenmeyin artık. Olan olmuş. Bıraksaydın çantayı, bunlar gelmezdi başına. Direnince olmuş bu çatlak ve çıkık. Ameliyat gerekecek sanırım.
- Doktor bey sen ne dediğinin farkında mısın? Bunca yaşananlara rağmen suçlu ben mi oldum şimdi?
- Öyle demek istemedim. Çantayı kaptırmadın ama bedeli ağır oldu. Çantanın içindekiler bu bedeli karşılar mıydı? diye düşünmeden edemiyor insan.
Karnına bastırdığı çantasını sessizce açtı. Pek bir şey görünmüyordu. Cüzdanını çıkardı, içinde fazla para da yoktu. Cüzdanın fermuarlı kısmını açarak çıkardığı fotoğrafa önce kendisi baktı sonra bizlere gösterdi.
- Fotoğraftaki oğlum, yanındaki de ben. Oğlumu kısa süre önce trafik kazasında kaybettim. Son zamanlarda kırgındık biri birimize, kırgın ayrıldık. Öldüğü gün cüzdanında ne eşinin, ne çocukların fotoğrafı çıktı. Bu fotoğraf vardı oğlumun yanında. O günden beri yanımda taşıyorum.
Sustu, soluklandı bir süre. Sonra bizlere fotoğrafı tekrar gösterdi ve buğulu gözlerle bakarak göğsüne yasladı.
- Nasıl bırakırım bunu o çapulcuların eline. Onun için direndim. Bırakmadım çantamı. Gerçi siz de haksız sayılmazsınız. Oğlum hayatta olsaydı çok kızardı bu yaptığıma. Ana yüreği be doktor bey oğlum. Yanmaya görsün.
Susmuştuk hepimiz. Yaralarına pansuman yapılıp el bileği alçıya alındıktan sonra omuzdaki çıkık için ameliyathaneye aldık yaşlı hanımefendiyi. Sakinleşmiş görünüyordu. Kabullenmişti başına gelenleri. Oğlunun fotoğrafını ameliyathaneye girene kadar elinden bırakmamıştı. Yakınları hastaneye gelmiş olmasına karşın çantasını ilk müdahaleyi yapan hemşire hanıma emanet etti.
Ameliyathane girdiğinde sessizce yapılan hazırlıkları, aramızdaki şakalaşmaları izledi. Sonra servis şefimize dönerek burası sandık odanız oluyor galiba dedi.
Şaşkın gözlerle baktığımızı görmüş olacak ki eliyle odadaki genç ekibi işaret ederek;
- Gençler sandık odasının ne olduğunu bilmezler ama siz ne demek istediğimi anladınız değil mi, doktor bey oğlum?
Servis şefimiz hastamızın elini tutup Sanırım anladım, ancak gençlere de anlatmanızı rica ediyorum dedi. Olduğu yerden hafifçe doğruldu. Yüzüne renk gelmişti sanki.
- Sandık odası diyorum çocuklar. Eskiden her evde vardı. Evin karanlık küçük bir odası sandık odası olarak kullanılır, çocukların çeyizi, eski karneleri, fotoğraflar ve daha pek çok kişisel önemi olan eşya orada saklanırdı. Kilitliydi. Öyle herkes giremezdi o odaya. Gizli saklı şeyler de dururdu, gün ışığına çıkmayı bekleyen.
Hemşire hanım dayanamadı o zaman sandık odasının ameliyathaneyle ne benzerliği var? diye sordu.
- Şimdilerde herkes her şeyini ortaya döktüğü için siz gençlerin anlaması zor ama sandık odaları insanların kendilerine sakladıkları gizli yüzlerini barındırırdı. Dışarıya gösterdiğimiz tanınan bilinen yüzümüzün yanı sıra kimsenin bilmediği, bilmesini de pek istemediğimiz yanımızı barındırırdı o sandık odaları. Sizlerin de ameliyathaneye girdikten sonra dışarıdaki o ciddi, asık suratlı görev peşinde koşan insanlar yerine bambaşka insanlar olduğunuzu görünce anladım buranın sandık odası olduğunu.
Soruyu soran hemşire hanım teyzemizin elini tuttu, gülümsedi Doğru söylüyorsunuz. Ameliyathanede ne yaşanırsa yaşansın burada kalır. Burada yaşananlar sırdır, dışarı çıkmaz dedi. Hanımefendinin yüzüne sıkıntı ve hüznün yayıldığını gördük. Ama şimdi kimsenin evinde sandık odası yok. Evler eşyayla doldu, insana yer kalmadı dedi.
Sustu, yorulmuştu. Servis şefimiz Rahmetli oğlunun evinde var mıydı sandık odası? diye sordu.
Kederli gözlerle bizlere baktı;
- Yoktu, doktor bey oğlum. Evler küçüldü, eşyalar çoğaldı. Kimsenin evinde sandık odası kalmadı. Sandık odaları ufaldı ama yok olmadı. Oğlumun sandık odası da sanırım o cüzdanında taşıdığı birlikte çektirdiğimiz fotoğraftı. Bir de yıllar önce doğum gününde hediye ettiğim halde hiç üzerinde görmediğim ama gelinimden duyduğum kadarıyla dolabında hep gözünün önünde duran kırmızı kazaktı oğlumun, sandık odası.
Anlattıkları etkilemişti hepimizi. Durduğumuzu görünce ameliyat masasına uzandı. Haydi artık, sizi lafa tuttum. Omuzum için ne yapacaksanız yapın, torunlarımı kucaklayabilmem için bu kollar bana lazım dedi. Ameliyathaneden çıkışta gelini ve torunları karşıladı hastamızı. Birkaç gün sonra da şifa ile taburcu oldu. Giderken servis hemşiremize bıraktığı çiçekleri atmaya kıyamadık. Bir iki tanesini kurutup ameliyathane defterinin arasına, sandık odamıza, eskilerin yanına kattık. Dr. Mehmet Uhri mehmetuhri
Kaynak: Ekolay Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |