05-05-2010, 02:04 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| AİLE HEKİMLİĞİ AİLE HEKİMLİĞİ[/b] Doç. Dr. Haydar SUR Dr. M.Rıfat Köse GİRİŞ
Bugün Türkiyede sağlık hizmetlerinin sunuluşunda bir iyileştirme çalışmasına veya bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini bebek ölüm oranlarından, anne ölüm oranlarından, doğumda beklenen yaşam süresinden, ölümlerin en sık nedenlerinden, en sık görülen hastalıklardan, hastanelerde tedavi amacıyla sürekli yurt dışına çıkmanın yollarını arayan vatandaşlarımızın çabalarından vb. anlıyoruz(1). Eldeki mevzuatın bugünkü modern tıp hizmeti anlayışına ve yeni ortaya çıkmış teknolojiye ve meslek gruplarına cevap verememesi (2), bizi ya eldeki sistemin iyileştirilmesine ya da yeni sistem arayışlarına zorlamaktadır. Türkiye nüfusunun bugünkü konfigürasyonu da artık çok değişmiştir. Köylü bir toplum olmaktan kentli bir toplum olmaya doğru hızla gidiyoruz(3). Ancak bir toplumda sağlık olsun, diğerleri olsun herhangi bir hizmet sistemini değiştirebilmek için öncelikle o toplumun bu değişikliği arzu ediyor olması gerekir. Toplumun arzusunun ne yönde olduğunu anlamak ise kolay değildir(4).
Aile hekimliğinin Türkiyede yerleştirilmesi çabalarının temelinde sağlık sisteminin değişmesinin artık bir zorunluluk olduğu görüşü yatmaktadır. Dünyada sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılması çalışmaları 1950lerden sonra hız kazanmış ve bu alanda birçok ülke önemli sayılacak yol katetmişlerdir. Onların bu deneyimleri öncelikle çok iyi incelenmelidir. Ülkemizde her şeyden önce tıp anlayışını geleneksel hekimlik anlayışının boyunduruğundan kurtarmakla işe başlamak gerekmektedir. Geleneksel görüşte hasta bir insan değil bir vaka olarak ele alınır. Onun bir ailesinin, bir işinin, bir sosyal çevresinin olduğu pek gözönüne alınmaz. Hasta iyileştirilir ve hastaneden çıkarılır. Niçin bazı hastalıkların sıklıkla görüldüğü, bunların önüne nasıl geçilebileceği gibi konular bir klinisyen için olsa olsa bir lükstür, onun görev alanına girmez(5). Aile hekiminin ise hastasını uzun zamandan beri tanıyan, onun evini bilen, aile yaşantısı ve işi hakkında fikir sahibi olan ona yakın bir kişi olduğu öne sürülmektedir(6).
Bu yazıda aile hekimliği sisteminin avantaj ve dezavantajlarını tartışmak gibi bir amaç güdülmemiş, konu hakkında bazı teknik bilgiler almak isteyenlere bir katkı amaçlanmıştır. Aile Hekimliğinin 8 Temel Özelliği(6,7):
1-Aile hekimliği bir bilgi yumağı, bir hastalıklar grubu veya özel bir teknikten çok insana indekslenmiş ve insana karşı taahhüt altına girmiş bir kurumdur. Bu taahhüt iki taraftan açıktır. Birincisi, bir sağlık probleminin türü ile sınırlı değildir. Aile hekimi her yaştan ve her cinsiyetten insanın her türlü sağlık sorununda, başvurulandır. Öyle ki onun uğraştığı sağlık sorunu açıklıkla tanımlanmış bir sağlık sorunu da olmayabilir. Çünkü sorunu hasta tanımlamaktadır. İkincisi, bu taahhüdün bir bitiş noktası yoktur. Bir hastalığın iyileştirilmesi, bir tedavinin sona ermesi, veya bir hastalığın çaresinin olmaması durumlarında da iş bitmez. Aile hekiminin hasta ile ilişkileri çok önemlidir. Uzun vadede, sıradan bir klinisyen için uğraşmaya değmez görünen hastalıklar aile hekimi için önemli olmaya başlar. Çünkü bu hastalık tanıdık birinin hastalığıdır.
2-Aile hekimliği uygulamalarında uğraşılan hastalıkların bir çoğunda başarı sağlamak için hastalığın bireysel, ailevi ve sosyal boyutları bir arada değerlendirilmelidir. Bu durum çocukların lego oyunlarındaki parçaları diğer parçalarla ilişkilendirip sorunu çözmeye benzer. Halbuki hastalar hastaneye başvurduğunda bir çok defa bütün gözden kaçar. Hastanın o güne kadar başına gelenler yerine yarınki konuma odaklanılır, ama bu sorunun çözümünü zorlaştırır.
3-Aile hekimine her başvuru bir sağlık eğitimi vesilesidir. Bu eğitimin birebir ve yüzyüze olacağını da hesaba alırsak, koruyucu hekimlik için bu sistemin çok güçlü bir destekleyici rolü vardır.
4-Klinisyenler genellikle tek tek hasta bazında düşünürler. Aile hekimleri ise hem tek hasta bazında hem de toplumun riski bazında düşünmek durumundadır. Bu şu demektir. Eğer aşısı yapılmamış bir çocuk varsa veya kan basıncı ölçülmemiş bir riskli kişi varsa onunla en az kızamıklı bir çocuk kadar veya hipertansiyonlu bir hasta kadar uğraşılacak ve gereği yapılacaktır. Yani muayene için gelenler kadar gelmeyen kişiler için de çalışma yapılacaktır.
5-Aile hekimi kendisini toplum sathında yaygın bir bilgisayar ağı sisteminin bir parçası gibi görür. Bütün toplumların resmi veya gayrı resmi sosyal destek sistemleri vardır. Ağ derken koordine edilmiş bir sistemi kastediyoruz. Ama bu genellikle böyle olmaz. Aile hekimleri yine de toplumun dayanışma olanaklarını hastaları için seferber etmede diğer hekimlere göre çok daha şanslı olabilirler.
5-İdeal olarak, aile hekimleri hizmet verdikleri toplumun gelenek ve göreneğinde olmalı ve onlarla aynı mahallede veya çevrede yaşamalıdır. Ama günümüzde ve böyle olmayabilir. En azından aile hekimleri hastalarının kolay erişebileceği ve kendilerinin de hastalarının gece gündüz ne durumda olduğunu izleyebileceği uzaklıkta yaşamalıdır.
7-Aile hekimi tıbbın subjektif yanlarına da eğilir. 20.yüzyılda tıp bilimi, sağlık problemlerine objektif ve pozitivist yaklaşımın baskın karakteri ile yoğrulmuştur. Aile hekimleri için ise baştan beri işin içinde duygusallık ve hasta hekim ilişkisinin iç dünya boyutu olmuştur. Bu nedenle aile hekimleri için kendi duyguları tutumları ve davranışları mesleki başarıda çok önemli rol oynamaktadır.
8-Aile hekimi kaynakları yönlendiren bir karar vericidir. Uzman hekime sevklerde, hastaneye sevklerde, araştırma ve değerlendirme uygulamalarında birinci derecede önem taşır. Dünyanın her tarafında kaynaklar kısıtlı olduğuna göre aile hekimleri bu kaynakları yönlendirmede kilit noktalardan birinde bulunmaktadır. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |