| ||||||||||
|
Serbest Kürsü ve Diğer Sağlık Haberleri ALTERNATİF TIP Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Ablamı uzun süredir görmüyordum. O İstanbulda oturuyor, ben İzmirde. İzmire gelmiş; annemde birkaç gün kalip dönecek, biz de yemege davet ettik. Nasilsin-iyimisin faslindan sonra yemege oturuldu. Yemekte balik vardi. "Ablama hem balik, hem de bilgi ikram edeyim" diye düşündüm. "Yararlansin ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Diğer Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Diğer Sağlık Haberleri nerededir kimdir Diğer Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Diğer Sağlık Haberleri hipnoz Diğer Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Diğer Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Diğer Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
![]() | #1 (permalink) |
Albay Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() | ![]() Ablamı uzun süredir görmüyordum. O İstanbulda oturuyor, ben İzmirde. İzmire gelmiş; annemde birkaç gün kalip dönecek, biz de yemege davet ettik. Nasilsin-iyimisin faslindan sonra yemege oturuldu. Yemekte balik vardi. "Ablama hem balik, hem de bilgi ikram edeyim" diye düşündüm. "Yararlansin ablacigim!". -"Balik ve kabuklu deniz ürünlerinde bulunan omega-3 yagi damarlarin sagligini koruyarak kalp hastaligi ve felç riskini azaltiyor" dedim. Ablama yararli bilgiler aktarmaktan mutluluk duyuyordum. Teşekkür beklemiyordum. Ne de olsa ablamdi, aramizda böyle ufak tefek iyiliklerin lafi olmazdi. Nasil olsa dediklerimden yarar görünce taa Istanbullardan teşekkür üstüne teşekkür göndermeyi ihmal etmeyecekti. Fakat, o da ne? Birakiniz felç olmasini önlemeye çalişan bir insana müteşekkir bir bakiş firlatmayi, duymuş gibi bile görünmüyordu. Yemegini çignemeye devam ederken bir taraftan çatalini salataya sapladi. Bilgilendirmeye devam ettim: -"Omega-3 damarlarin tikanmasina neden olan kan pihtisi oluşumunu önler ve tansiyonu düşürür" Bilgilerimi cömertçe kullanimina sunuyordum, ama o hiç orali degildi. Agzindaki salatalik "kiiirt" diye bir ses çikardi. Salataligin benim lafimin üzerine laf koymasina kizacak degildim, adi üstünde salatalikti. Devam ettim. -"Düzenli olarak balik yiyen kişilerde kalp krizi ve felç pek olmazmiş" dedim. Bilgi verme konusundaki israrci iyilikseverligime hayran kalarak, "haftada en az iki kez balik yemeliymişiz" diye devam ettim. Içimden "bilgi aktarma konusunda herkes benim kadar israrci olsaydi, dünyada cehalet diye bir şey kalmazdi" diyerek ruhumu yücelttim. Kendime duydugum hayranlik sürekli bir artiş egilimindeydi. Ablamin bakişlarinda beliren sikilmişligin ilk işiltilarini hayretle izledim. Bunu insan beyninin yeni bilgiler edinmedeki tembelligine yorup; "baliklarin hepsi yararli da, omega-3 yagi bakimindan somon, ton, ringa, alabalik, morina, uskumru, kefal ve barbunya baliklari..." diye sayarken bir de ne göreyim, ablam televizyona konsantre olmuş, mayo defilesi izlemiyor mu! Bu kadari çok fazla idi. Mayo defilesinin saglik üzerine ne gibi bir katkisi olabilirdi ki! Susarak onu ikaz etmenin en uygun yol olacagina karar verdim. "Bak, böyle giderse bu bilgilerden mahrum kalirsin" demeye getirecektim. Nitekim sustum da. Ailecek suskunlugumuzu annem bozdu. "Dün pek yoruldum" dedi. "Sabahtan akşama ev temizledim." Işte! Anacigimin besbelli ki benim yardimima ihtiyaci vardi. Canim benim, güçsüz kalmişti, yorgunluguna çare ariyor ve benim bilgi hazinemden medet umuyordu. "Anne" diye seslendim, "genel güçsüzlük hallerinde adaçayi kullanilir. Dişeti, agiziçi ve bagdemcik iltihaplarinda da kullanilir ama, bunlar şu anda konumuz dişi." Allah Allah, o da nesi? Ablam da annem de beni duymamiş gibi yapiyorlardi, ben de anlamamiş gibi yaptim. Annem besbelli ki çok ilgilenecekti; saglik bu, ilgilenilmez mi, ama ablamin alternatif tipa olan ilgisizligini görünce onun ilgisini çekecek başka konulara yönelmeye çabaliyordu. Az gördügü kizini sik gördügü kizina tercih ediyordu. Iyi de, bu dünyada sagliktan önemli ne vardi ki? Yoksa ablacigim saglik konusunu iskalama gafleti içerisinde miydi? Zihnimde bir yigin fikir nöronlar arasinda koşuşturup duruyordu. Zaman zaman çarpiştiklari da oluyordu. Ne olup bittigine karar veremedim. Annem ablamin ilgisini çekerim umuduyla, "çok ayakta kaldim, ama ..." dedi. Lafina devam etmesine izin veremezdim, konu dagilabilirdi. Bilgilerimden onlari mahrum birakmak bana yakişmazdi. Onlara ragmen onlarin iyiligini düşünebilecek kadar da yüce ruhluydum. "Varis için sana zulumbayi önerebilirim anne" dedim. Annem nihayet ilgilendi. Ya da ben öyle sandim. Çünkü annem "aaa oda nesi?" dedi demesine de; cümlenin devamini şöyle getirdi. "Tulumba gibi". Hemen ablama döndü. "Hatirliyor musun Viranşehirde evimizin bahçesinde tulumba vardı." Ablam "hmmm" diyerek başını salladı. Birkaç desibellik de olsa bir ses vermişti. Ablamın ilgisini tulumbanın zulumbadan daha fazla çekmesini çok yadırgadım, ama üzerinde durmamaya karar verdim. Önemli değildi, "iyilik yap denize at, balık bilmezse halık bilir" denilmişti. Gene de hepsi misafir olduğu için onları rahat bırakmaya karar verdim. Misafirlerin tartışılacak konuyu seçme konusunda önceliklerine saygı göstermeyi, misafirperverliğin bir gereği olarak kabul ediyordum. Bana da zaten bu yakışırdı. Konuya ara vermeye karar verdim. İstedikleri her konuda sohbete hazırdım. Bilgilenmelerinde biraz gecikme olacaktı, ama elden ne gelirdi. Herkes yemeğini yiyordu. Ortalık çatal kaşık şıkırtılarından geçilmiyordu. Yemeğin tatlı sosu sohbet yok olmuştu. Uzun bir sessizlik oldu. Sonunda annem: "ne iyi ettiniz de çağırdınız" dedi. "Ne kadar seyrek biraraya gelebiliyoruz" Ablam da nihayet sesini lütfetti, "evet, çok güzel bir yemek oldu" dedi. "Yalnız çok yedik" diye ekledi. "Boşver" dedim. "Kırk yılın başı olur. Kilo sorunun mu var yoksa? Kilo sorunun varsa sinameki öne..." "Yok bişeyim" diye kestirip attı. "İyiyim." Hayret bişey yaa. Bilgi almayı reddediyordu. Belli ki borçlu kalmak istemiyordu. Yoksa; gözlerini yormadan, dakka başı "yanlış bir iş yaptın, kapatıyorum" diyen bilgisayarın kaprislerine maruz kalmadan, ikide birde "tıklayın, şu kadar para kazanın" diye insanın zihnini çelip kumara alıştırmaya çalışan internet sitelerine girmeden kolaylıkla ulaşabileceği bilgileri neden reddetsindi. "Neden seni bilgilendirmeme izin vermiyorsun" diye sordum. "Bir insan zevkle yiyip içiyorsa, işte sağlık budur" dedi. "Zorla peşinde koşup alamazsın. " -Nasıl yani, alternatif tıpa inanmıyor musun yoksa? -Bilmiyorum, ilgimi çekmiyor. -Allah bilir, sen saçını da ısırganotu şampuanıyla yıkamıyorsundur. -Çok espritüelsin. -Bir ilgilensen, neler var, bir bilsen. -Vazgeç Şenay. Sesinin tonu giderek yükseliyordu. "Olur mu ama, mesela darıfülfül, havlıcan, dulavratotu..." Sadece isimleri bile insanı birhoş yapmaya yeten bitkilerin yararlarını saymama izin vermedi. Ben daha lafımı bitirmeden, gözlerini yukarı kaldırıp Allaha baktı. İçinden "beni bundan hala kurtarmayacak mısın" dediğini hissettim. -Bunlar havaciva, sen en iyisi... -Havaciva dedin de, havaciva, müzmin bronşite karşı çok etkili, bitkiyi... Gene lafımı kesti. "Boşver bunları, işimize bakalım" diye bağırdı. Nedense sinirli bir hali vardı. Bu arada kızım çay servisine başlamıştı. Ablam o kızgınlıkla çayı alırken üzerine devirdi, kolundan buhar tütüyordu. İşte o anda yardımıma olan ihtiyacı tartışılmaz bir gerçek haline bürünmüştü. "Bir ölçü bademyağı dokuz ölçü acı kuyu suyuna karıştırıldığında yanıklara karşı birebirdir. Derinin su toplamasını önler" dedim. "Sağol, sağol!" derken bir taraftan üstünü başını siliyordu. İstemeyerek de olsa, bilgi alma konumuna, daha doğrusu bilgileri reddedememe konumuna bürünmüştü, bilgilerimi aktarma zamanının geldiğini sevinçle farkettim. Bütün bilgilerimi hızla aktarmalıydım, bu fırsat bir daha elime geçmeyebilirdi. Beynim nedense K harfinde karar kılmıştı, konumuza kabaktan devam etmeye karar verdim. "Kabak, bağırsak kurtları ve şeritler için birebirdir. Prostatın büyümesini önler, kan şekerini düşürür. Pişmişi böbrekleri rahatlatır, hamilelikte bulantıyı önler" dedim. Ablam çok bozuldu. "Yeter artık, seni dinlemek istemiyorum" dedi. Ama artık çok geçti. Bu arada ben L harfine geçmiştim. Aceleyle: "lahana, kansere karşı en etkili sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, ayrıca potasyum içerir" dedim. Annem, eşim ve kızım şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Ablam "sınırları aşıyorsun ama" diye bağırdı. Umurumda değildi. "Isırganotu yaprakları çay olarak idrar arttırıcı, kan temizleyici, iltihap giderici, demir eksikliği giderici özelliklere sahiptir. Kökleri prostat büyümesini önler. Tohumları savunma gücünü arttırdığı için yaşlılarda güçlendirici etki yapar" diye aceleyle sıraladım Ablam ne yaptı biliyor musunuz. Elleriyle kulaklarını kapattı. Bu kadarı çok fazlaydı. Gene de onu bilgilendirme azmimden geri adım atmamaya karar verdim. Bu dünyada başımıza ne kötülük geldiyse cehaletten gelmişti. Harf sırasına da boşverdim. Önemli olan mümkün olduğunca çok ve çabuk aydınlanmalarıydı. "Badem yağı küçük çocukları kabızlığında bir çay kaşığı verilmeli" dedim. "Neler saçmalıyorsun, küçük çocuğum mu var benim" diye bıkkınlıkla konuştu. Onun dediği olsundu. "Yetişkinlerin kabızlığında kepek alımına özen gösterilmeli" diye cevap yetiştirdim. "Nereden çıkarıyorsun bunları" diye çaresizlikle ellerini iki yana açtı. "Bana hastalık yakıştırmaktan vazgeçer misin." Kendisine yardım etmeye çalışan bir insanın yardımını alabilecek durumda değildi. Sağlıksız yaşamak onun için bir yaşam felsefesi haline gelmişti. Onun sağlıksız yaşamasına izin veremezdim. Aceleyle: "Zatürreye giden zatülcenpe yakalanmak istemiyorsan udihindi ve dere otu suyunu balla tatlandırılarak içmen gerek" diye son yardım paketimi çığlık formatında gönderdim. Zatülcenp kelimesi ne kadar tuhafsa, ablamın bakışları da bir o kadar tuhaftı. Sanki karşısında onu aydınlatmaya çalışan bir insan değil de, kötülüğünü isteyen bir insan vardı. Kendimi ifade konusundaki yeteneksizliğim bir kez daha kendini göstermişti. "Ben gidiyorum, kalk anne!" diye sinirle ayağa fırladı. Annem de davrandı. Hızla giyinip kapıya yöneldiler. Kapıdan çıkarlarken "ateşiniz çıkarsa ayıüzümü iyi gelir" dedim. Allahaısmarladık bile demeden koşarak uzaklaştılar "Çok endişeli görünüyorsunuz, kediotu çayı için, birebir!" diye arkalarından seslendim. Aslanpençesinin kadınlar üzerine faydalarını söylemeye fırsatım kalmadan gözden kayboldular. Onları aydınlatmış olmanın hazzıyla kapıyı kapattım. Yazan : Dr. Ayşen TÜRKMAN email : aysen.turkman@deu.edu.tr Kaynak: Hekimce
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir. |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Serbest Kürsü ve Diğer Sağlık Haberleri ALTERNATİF TIP Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Ablamı uzun süredir görmüyordum. O İstanbulda oturuyor, ben İzmirde. İzmire gelmiş; annemde birkaç gün kalip dönecek, biz de yemege davet ettik. Nasilsin-iyimisin faslindan sonra yemege oturuldu. Yemekte balik vardi. "Ablama hem balik, hem de bilgi ikram edeyim" diye düşündüm. "Yararlansin ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Diğer Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Diğer Sağlık Haberleri nerededir kimdir Diğer Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Diğer Sağlık Haberleri hipnoz Diğer Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Diğer Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Diğer Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi