05-05-2010, 10:51 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Yaşlılık dediğin
"Yaşlılık dediğin yavaş düşme gibi bir şey. Düşüyorsun. Düştüğünün farkındasın. Yavaş düştüğün için bir süre sonra alışıyorsun."
Dr. Mehmet UhriHer hekim sanatçıdırGölgesi güvenliTımarhanede uyanmakMartının bir günü
"Yaşlılık dediğin yavaş düşme gibi bir şey. Düşüyorsun. Düştüğünün farkındasın. Yavaş düştüğün için bir süre sonra alışıyorsun. Zannediyorsun zemine hiç çarpmayacaksın. Üstelik çevrendekiler de durumun farkında, ellerini uzatıp seni tutmaya uğraşıyorlar, sessizce. Zaten düşüşü yavaşlatan da onlar, sanırım. Yardımın için sağ ol evlat" dedi.
Bu sözleri Alibeyköy yakınlarında yaya geçidinden geçmesine yardımcı olduğumu fötr şapkalı iyi giyimli yaşlı beyefendi karşı kaldırıma ulaştıktan sonra söylemişti.
Soğuk ama güneşli kış günlerindeydik. Yine de ayakta olduğu için şükretmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek boş ver dercesine elini salladı. Üzerinde eskimiş görünse de kumaşı ve dikişiyle kendi belli eden gri renkte takım elbise vardı. Aynı yöne gittiğimi eşlik edebileceğimi söyledim. Başını sallayarak onay verdi. Hava almaya çıktığını, doktorunun yürüyüş tavsiye ettiğini ilerideki parka kadar yürüyüp biraz dinlendikten sonra geri dönmekte olduğundan söz etti. Adımlarımı onun ağır adımlarına uydurmaya çalışıyordum. Arada soluklanmak için duraklayıp sonra yürümeye devam ediyorduk.
Nefesi yettiğince Alibeyköy' ün tanınmış eski erkek terzilerinden olduğunu eli erdiği, gözü gördüğünce çalıştığını ancak hazır giyimin yaygınlaşması, azalan iş ve artan vergiler yüzünden kısa süre önce yıllarını verdiği terzihanesini kapattığından yakındı. Giydiği takım elbiseyi gösterip biraz da öğünerek kendi diktiğini söyledi. Zamanında diktiği damatlıklarla tanınıp meşhur olduğunu, damatlığını diktiklerinin çocuklarına bile damatlık dikecek kadar meslekte eskidiğinden söz etti. Şehrin büyümesi ile esnafın zamanla kaybolduğunu, insanların terzi yerine marka kovaladığını, halbuki o markaların ardında da kendi gibi terzilerin olduğunu görmediklerinden yakındı.
-Yalnız mı yaşıyorsunuz?
-Çocukları okutup gönderdik, ikisi de yurtdışına yerleşti. Benim terzihanenin üzerinde iki göz odada hanımla birlikte yaşıyoruz. O da yaşlandı, pek dışarı çıkamıyor. İnsan yaşlanınca çevresi de daralıyor. Dedim ya, yavaş düşme gibi bir şey bu yaşlılık.
-Peki ya çocuklarınız? Onlar uğramıyorlar mı?
-Onlar için en iyisini doğrusunu istedik. İkisi de üniversitede okudu sonra yurtdışında okumayı sürdürüp orada kaldılar. Yılda bir veya bazen iki yılda bir üç beş günlüğüne uğruyorlar.
-Onlar ile gurur duyuyor olmalısınız?
Durup soluklandı. Şapkasını çıkarıp mendiliyle alnında biriken terleri sildi. Sonra tekrar yerleştirdi.
-Gurur mu? Eskiden çok düşkündüm, gururuma. Çocuklarımı da öyle yetiştirdim. Ne de olsa aynı bedende hem zorlu ruh hem de yumuşak yürek taşıyordum. Çocuklarımı adam olsunlar onlarla gurur duyayım diye çok zorladım. Kendime benzettim onları. Özellikle küçük oğlum o da benim gibi çok gururlu. Üstelik zor bir ruh taşıyor. Geçen gelişinde biraz sitem ettim tartıştık. O günden beri aramıyor.
-Anlamadım. Gururunuzdan vaz mı geçtiniz?
-Buna vazgeçmek denmez. Pişmanlık gibi bir şey. İçimdeki o zorlu ruh yaşlandıkça gücünü yitirdi. Yüreğimin yumuşaklığını daha çok hisseder oldum. Çocuklarımın uzaktaki başarıları ile mutlu olmaktansa yakınımda olup sorunları ile uğraşmayı, onların dertlerini dert edinmeyi daha çok istiyorum sanki. Özlüyorum, elimin altında olsunlar istiyorum.
-Peki ya eşiniz. O ne düşünüyor?
-Başından beri çocuklarını dizinin dibinde isterdi. Oynasınlar diye sokağa bile salmazdı. Zorladım onları. Oğullarım şimdi uzakta, yaban ellerde. Bir zamanlar yaptığım gibi onlar da yüreklerinin sesini bastırmaya uğraşıyorlar. Gerçi devir de değişti. Yüreklerin sesi pek duyulmaz oldu. Kimse zayıf görünmek istemiyor. Yüreğinin peşinden gidene de zavallı diyorlar iyi gözle bakmıyorlar. Pişmanlığı zayıflıktan sayıyorlar. Bu işin sonu bilmem ki nereye varır?
Bu sözlerden sonra susup yürümeye devam etti. Alibeyköy meydanına yaklaşmıştık. Meydanın eski halini yitirdiğini esnaf dükkanlarının yerini bankaların aldığını, Alibeyköyspor binasının yıkılmasından sonra müdavimlerinin de ortalıktan çekildiğini anlatıp o güzelim meydanın genişledikçe insanlardan uzaklaştığından yakındı. Eliyle meydanı gösterdi;
-Eee. Bu meydan da yaşlandı. O da ben gibi yavaş düşmede. Çevresinde onu sahiplenip tutacak kimse kalmayınca o da geçip gidecek elbet. Düşmeye başlamaya gör.
-Peki yaşlandığımızı, o sözünü ettiğiniz yavaş düşmenin başladığını nasıl anlayacağız?
Gülümseyerek yüzüme baktı. Acele etme evlat. Sen hele bugünün tadını çıkar. Şu kış güneşinin sıcaklığını, aldığın nefesi hisset. Günü gelince yüreğin sana seslenir o gün anlarsın. dedi. Sonra eliyle köşedeki mezarlığı işaret edip Ne de olsa hepimiz günü geldiğinde orada buluşacağız. dedi. Şapkası ile selam verdi. Ağır adımlarla meydana açılan dar sokaklardan birinde gözden kayboldu. Dr. Mehmet Uhri
[b] mehmetuhri
Kaynak: Ekolay Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |