Prof. Kasapçopur: Vahim sonuçları olabilir

[Bluesky24]

Prof. özgür Kasapçopur, örneğin yabancı bir firmanın gidip Hakkari'deki bir özel hastanede kendi ilacını deneyebileceğini anlattı; bunun vahim sonuçlarını önlemeye dönük net kriterlerin taslakta bulunmadığını söyledi.



TüLAY SAĞLAM NTV-MSNBC [18 Aralık 2007]



İSTANBUL - Cerrahpaşa üniversitesi Etik Kurul Genel Sekreteri ve İstanbul Tabip odası yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. özgür Kasapçopur, özel hastanelere ilaç araştırması için izin verilmesi ve yerel etik kurulların kaldırılmasının yol açacağı sakıncalarını, çarpıcı bir örnekle anlattı.



Prof. Kasapçopur, görüşlerini NTVMSNBC'ye şöyle anlattı:



KÂRA DAYALI öZEL ARAŞTIRMALAR SAKINCALI

Kobay lafı çok kötü. Bilim başka türlü ilerleyemez, bilimin ilerlemesi için mutlaka çalışma yapılması lazım. Ama çalışmanın mutlaka kamusal, toplumsal ve insanlara olan yarar gözönünde tutularak yapılması lazım. Eğer ki siz çalışmalarınızı toplumsal ve kamusal yararları ön planda tutarak yaparsanız bunda hiç bir sorun olmaz. Ancak bu ilaç araştırmaları ile ilgili taslakta bizi rahatsız eden bazı noktalar var. Her şeyden önce eğer ilaçlar ve ilaç araştırmaları ile böylesine önemli bir yönetmelik yapıyorsanız; konuyla ilgili herkesin görüşünü almanız lazım. Yani, Ben yaptım oldu' anlayışı yanlıştır.

Asıl en büyük sıkıntımız ise, ilaç araştırmaları için özel hastanelere izin çıkması. Bu çalışmaların üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde yapılması lazım. Bu konuda çekincelerimiz var. İlaç araştırmaları daha çok üçüncü dünya ülkelerine kayıyor. İlaçları Faz 1, Faz 2 ve Faz 3 çalışmalarını yapmadan piyasaya süremiyorsunuz. Bu çalışmalar belirli kurallara göre yapılır. Bunun için de bu çalışmaların özel hastanelerde değil, üniversite hastanelerinde yapılması lazım. Tamamen kâra dayalı ortamlarda bu araştırmaların yapılması sakıncalıdır.



KISITLILAR VE ÇOCUKLARLA KURALA UYGUN ÇALIŞMA YAPILMALI

Hamilelerin ve çocukların kobay olarak kullanılacağı yanlış bir bilgi. Kısıtlılarda ve çocuklarda da belli kurallar dahilinde çalışma yapılabilir. Ben bir çocuk hekimiyim, bu kurallara uymak zorundasınız. Aynı araştırmalar içerisinde Bir Helsinki Bildirgesi var. Bu bildirgeye uyulursa, bu çekincelerin önüne geçmiş oluyorsunuz. Hamilelerin ve çocukların kobay olarak kullanılması diye bir şey söz konusu değil. Zaten kobay lafı çok kötü bir laf, onun karşılığı denektir. Hiçbir hekim hastasını kobay gibi kullanmaz. Burada bir kavram kargaşası var.



YEREL ETİK KURULLAR KALKARSA SUİSTİMALE AÇIK OLUR

Bu taslakta bizim en çok eleştirdiğimiz bir nokta da yerel etik kurulların ortadan kalkması ve sadece bir tane merkezi etik kurulun olması. Var olan yönetmeliğe göre, eğer ben bir ilaç araştırması yapacaksam önce Cerrahpaşa'da yerel etik kurula başvuruyorum, buradan onay alıyorum ve bu onay Ankara'daki merkezi etik kurula gidiyor. Merkezi etik kurul ise bir çok uzmanın oluşturduğu bir kurumdur. Yeni taslakla yerel etik kurulu ortadan kaldırıyor ve özel bir ilaç kurulu gibi bir kurul oluşturuluyor. Bu suistimale açık bir noktadır.



YABANCI FİRMA, HAKKARİ'DEKİ HASTANEDE İLAÇ DENEYEBİLECEK

örneğin bir ilaç firmasının İngiltere'de ürettiği ama orada deneyemediği bir ilaç var, biz ve bizim gibi ülkelere onu getirecek; oradan bir izin çıktığı zaman onlar bunu diyelim ki Hakkari'deki bir özel hastanede bile deneyebilecek. Ayrıca bir ilaç araştırması yapacaksanız, bu konuda belli bir klinik deneyiminizin olması, mutlaka farmakologların olması ve herhangi bir sorun olursa ilaçların toplatılması lazım. Oysa ki yeni taslakta bununla ilgili bir açıklama yok. Onun için de yerel etik kurulların yerinde kalması mutlaka şart.



HEKİMİ öDüLLENDİRMEK DE SUİSTİMALE AÇIK

Bir de taslakta hekimleri ödüllendirmeden söz ediliyor. ödüllendirmenin ne olduğu da açıklanmalı. Burada kayıt dışı bir ödemenin yapılmaması gerekiyor. Çünkü bu konu suistimale çok açık bir konu, ilaç araştırmasını yapan hekimin ödüllendirilmesi gibi bir sonuç çıkıyor.