05-05-2010, 06:34 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| KALBİN YAPISI
Kalbin Yapısı. Kalbin yapısı nasıldır? Kanı pompalayan 4 ayrı odacıktan oluşur. Üstteki odacıklara atriyum (kulakcık) alttakilere ise ventrikül (karıncık) adı verilmiştir. Kulakcıkların karıncıklara bağlandığı yerde 2 adet kapakçık (mitral ve tricuspid kapakçıklar) vardır, karıncıkların ana atardamarlara bağlandığı yerde de 2 adet özelleşmiş kapakçıklar (aort ve pulmoner kapaklar) bulunmaktadır.
Kapaklar …
1.Tricuspid kapak, sağ kulakçık ve sağ karıncık arasında yeralır;
2. Pulmoner kapak, sağ karıncık ile akciğer atardamarı arasındadır;
3. Mitral kapak, sol kulakçık ile sol karıncık arasındadır; ve
4. Aort kapağı, sol karıncık ile aorta atardamarı ( kanı vücuda gönderen ana damar) arasındadır. Her kapakçık özelleşmiş bazı yaprakçıklardan oluşmuştur.
Mitral kapak 2 yaprakçıktan oluşmuştur diğer kapaklar ise 3 er yaprakçıktan oluşmuşlardır. Bu kapakların hepsi normalde kanın tek toned ilerlemesine müsaade ederler yani check-valve şeklinde çalışırlar. Kapak boyunca kan kalp tarafından pompalandıktan sonar bir miktar kan basınç farkından dolayı geri kaçmak isterken kapağa çarpar ve kapağın kapanmasına yol açar. İşte normal bir kapak böyle çalışırken yetmezliği bulunan kapak kanın kapaktan geri kaçmasına ve bir takım rahatsızlıklara neden olur bu ileride anlatılacaktır.
Kalp kanı nasıl pompalar? Kalp kanı akciğerlere ve vücudun tümüne hayli organize bir dizi 4 odacık kasılması sonucunda pompalayabilir
Kalbin uygun şekilde çalışabilmesi için, 4 odacığın da organize bir şekilde atması lazımdır. Bu elektriksel bir uyarı ile yönetilir. Elektrik bir sinyal odacık boyunca geçince odacık kasılır. Kulakçıkların üzerinde en tepede bulunan SA düğüm denilen ve sadece elektrik üretmek için özelleşmiş bir gurup hücre tarafından başlatılır. Ve sadece elektrik iletmek için özelleşmiş bir kablo gibi davranan lifler tarafından bu sinyal tüm kalbe yayılır. Bu elektrik kablosu liflerinin her yerinde ileti hızı farklı düzenlenmiştir (bazı yerlerde elektrik sinyali daha yavaş ilerler)
Kalp-damar sistemi; kalp, arterler (atardamar), venler (toplardamar) ve kapillerlerden (kılcal damar) oluşur.
Kalp; göğüs boşluğunun ortasında sternumun (göğüs kemiği) arkasında, göğüs omurlarının önünde ve diaframın (karın zarı) üst tarafında yerleşmiştir. Vücudun canlılık ve işlevlerini sürdürebilmesi için gereksinmesi olan besin maddeleri ve oksijeni taşıyan kanı tüm organ ve dokulara ulaştırmakla görevli, kas yapısında bir pompadır. Bu işlevini; dakikada 60-100 (ortalama 80), bir saatte 4800 ve bir günde ortalama 115.200 kez kasılarak sağlar. Ortalama yaşam süresinin 69 yıl (Türkiye için) olduğu dikkate alınırsa, bu kadar yoğun çalışan bir organda bu süre içerisinde çeşitli hastalıklar görülmesi doğaldır.
Vücutta normal işlevlerin yürütülebilmesi için bütün hücrelerin sürekli oksijene gereksinimi vardır. Bu sırada ortaya çıkan karbondioksitin de vücuttan atılması gerekir. Kan ve dokular arasındaki oksijen ve karbondioksit değişimi kapiller damarlarda gerçekleşir. İçerisindeki oksijen ve besin maddeleri dokular tarafından kullanılan kan toplardamarlar aracılığı ile kalbe gelir. Kalp pompa görevi yapan dört boşluktan oluşur. Septum adı verilen bir duvar kalp boşluğunu sağ ve sol olmak üzere ikiye ayırır. Kanın toplandığı ilk bölüm sağ atriyum (kulakçık) olarak isimlendirilir. İnce duvarlı olan sağ atriyumdan kan, triküspit kapak aracılığı ile daha kalın adele yapısına sahip olan sağ ventriküle (karıncık) geçer. Sağ ventrikül bu kanı pulmoner kapak aracılığı ile akciğerlere gönderir ve burada kanın içerisindeki karbondioksit temizlenir, yerine oksijen eklenir.
1. Sağ Koroner
2. Sol Ön İnen Dal
3. Sol Sirkumfleks
4. Superior Vena Kava
5. İnferior Vena Kava
6. Aort
7. Pulmoner Arter
8. Pulmoner Ven 9. Sağ Atriyum
10. Sağ Ventrikül
11. Sol Atriyum
12. İnterventriküler Septum
13. Sol Ventrikül
14. Korda Tendinea
15. Triküspit Kapak
16. Mitral Kapak
17. Pulmoner Kapak
Yeniden oksijenlenen kan bu sefer kalbin sol tarafındaki sol atriyuma gelir. Buradan mitral kapak aracılığı ile sol ventriküle ve oradan da aort kapağı aracılığı ile vücudun en büyük atardamarı olan aorta atılarak vücudun her tarafına giden dallar aracılığı ile tüm dokulara ulaşır. Kalbin sağ ve sol tarafı aynı anda kasılır (sistol), aynı anda gevşer (diyastol). Diyastolde kalp boşluklarına dolan kan sistol sırasında akciğerler ve vücuda atılır.
Atardamar sisteminde vücuttaki toplam kanın %10'u bulunur. Atardamarların kalpten çıkan başlangıç bölümüne aorta denir. Kalpten uzaklaştıkça damarların çapı küçülerek dokularda kapiller adı verilen ince kılcal yapılar biçiminde sonlanırlar. Aorta ve büyük dalları elastik yapıdadır. Sistol sırasında kalp kanı aorta içine atar, buna bağlı olarak da aort içinde basınç yükselir. Ancak damarın elastik ve esnek yapısı sayesinde basıncın istenmeyen seviyelere çıkması önlenir. Kalbin diyastol döneminde ise kan atımı olmayacağı için aort içindeki basınç düşer ama yine de bir miktar kan bulunur. Böylece sistol sırasında 90-140 mmHg arasında olan basınç diyastolde 60-90 mmHg arasında seyreder. Her kalp atışında bu durum tekrarlar ve böylece dokulara sürekli kan taşınmış olur.
Kanın taşıdığı besin maddeleri, oksijen, çeşitli elektrolit ve hormonlar kapillerlerde dokular tarafından alınır. Bunlar kullanıldıktan sonra ortaya çıkan atıklar ise kana verilir. Kapillerlerden kan venöz sistem aracılığı ile geri döner.
Toplardamar sistemi dolaşımdaki kanın %75'ini taşır. Çeşitli atıkları içeren kanı kalbin sağ atriyumuna getiren başlıca iki ana ven vardır. Superior vena kava olarak isimlendirilen ven baş, boyun ve kollardaki kanı, inferior vena kava olarak isimlendirilen ven ise vücudun alt kısımlarındaki kanı kalbe getirir. Venlerin de kalbe yaklaştıkça çapları artar. Fazla miktarda kan taşıdıkları için duvarları arterlerden daha incedir ve daha esnektirler.
Kalp kendi kendine elektriksel uyarı oluşturabilen bir yapıya sahiptir. Her kalp atışı bu sistem tarafından başlatılır, özel bir sistem aracılığı ile kalbin her tarafına iletilerek kasılma sağlanır. Uyarı sağ atriyum ile superior vena kavanın birleşme yerinde bulunan sinüs düğümünden başlatılır, atriyum boyunca yayılarak sağ atriyumda trikuspid kapağın septal leafleti, koroner sinüs ve tendon todaro arasında kalan ve Koch trigonu olarak isimlendirilen üçgenin içinde yer alan atrioventriküler düğüme gelir. Buradan önce ortak bir demet halinde atriyumlardan ventriküllere geçer ve buradan her iki ventriküle dağılır.
1. Sinüs Düğümü
2. Atrioventriküler Düğüm
3. His Demeti
4. Sağ ve Sol Dallar
Bu kadar karmaşık bir yapısı olan ve çok çalışan bir organ sisteminde pek çok hastalığın görülmesi kaçınılmazdır. Kalp ve damar hastalıkları doğumsal olan (konjenital) ve sonradan ortaya çıkan (edinsel) hastalıklar olarak ikiye ayrılır:
Doğumsal kalp hastalıklarının sıklığı ortalama olarak 1000 canlı doğumda 8 kadardır ve nüfusa oranlandığında ülkemizde her yıl 12.000'e yakın kalp anomalisi olan bebek doğmaktadır.
Edinsel kalp hastalıkları ise başlıca romatizmal ve koroner kalp hastalıklarından oluşur. Gelişmiş ülkelerde ender görülen romatizmal kalp hastalığı çocukluk döneminde geçirilen romatizmal ateşin kalbi de etkilemesi ile oluşur. Yurdumuzda 1990 yılında yapılan TEKHARF çalışmasında 20 yaş üzerinde romatizmal kalp hastalığı sıklığı %0.046 olarak bulunmuştur. Okullarda yapılan tarama çalışmalarında ise 7-17 yaş grubunda sıklık; erkeklerde %0.063, kızlarda %0.068 ve ortalama %0.065'tir. Bunlara Türkiye'de 150.000 kişide romatizmal kalp hastalığı olduğu tahmin edilmektedir.
TEKHARF çalışmasına göre 1.050.000 koroner kalp hastası ve 590.000 hipertansif kalp (yüksek tansiyon) hastası vardır. Hipertansiyon da koroner kalp hastalığına neden olan önemli faktörlerden biri olduğu için yaklaşık 1.700.000 koroner kalp hastasının var olduğu kabul edilebilir.
Kaynak: Sağlık Rehberi Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |