Cinsel Sorunlara Yaklaşım Nasıl Olmalıdır? Cinsel işlev bozuklukların tedavisine yönelik geleneksel yaklaşımlarla, modern seks terapileri arasındaki köprünün temelleri 1970 yılında Masters ve Johnson sayesinde atılmıştır. Master ve Johnson dan önce cinsel işlev bozukluklarının yalnızca erken çocukluk deneyimlerinden ve özellikle ve anababa-çocuk ilişkilerinden kaynaklandığı düşünülürdü. Bu nedenle bireysel olarak uygulanan ve bilinçdışı çatışmaları içgörü kazandırmaya veya çözmeye yönelik psikanalitik tedaviler en çok tercih edilen yaklaşımlardı. Ancak psikanaliz bile CİB olan bireylere nadiren yararlı olabiliyordu. Bu yaklaşımların gerek fonksiyonel bozukluğu olan kişi, gerekse terapist yönünden zaman alıcı ve pahalı olması, tedavinin sadece sorunlu bireye odaklanması, alınan sonuçların net ve yüz güldürücü olmaması gibi nedenlerle tedavide başarıdan söz etmek güçleşiyordu. Ayrıca 1940 lı yılların sonlarına kadar cinsel sorunlar çok az tartışılmakta idi ve çoğu hekim hastalarına cinsel sorunlarına katlanabilmeleri yönünde destek vermeye çalışıyordu.
1940 lı yılların sonlarında Kinsey ve arkadaşlarının (1948, 1953) çalışmalarında cinsel ilişki ve bu ilişkiden kaynaklanan sorunlara vurgu yapılmış, 1956 da ise Semans erken boşalma tedavisinde özgül bir teknik (dur-başla tekniği) önermiştir. Wolpe nin (1958) erektil işlev bozukluklarında sistematik duyarsızlaştırma tekniğini kullanması ile davranışsal yöntemler gerçek anlamda cinsel işlev bozukluklarının tedavisine girmiştir. Ardından Lazarus (1963) ve Brady nin (1966) frijidite, Haslam ın (1965) vajinismus, Friedman ın (1968) da ereksiyon bozukluğunun tedavisinde benzer yöntemleri kullanmalarıyla tedavide psikanalitik yaklaşımlardan davranışçı yöntemlere doğru bir kayma olmuştur. Yine, Lobitz ve ark. (1967) vaginismus için dereceli dilatatör, anorgazmi için kendi kendini uyarma gibi özgül teknikleri geliştirmişlerdir. İngiltere den Friedman ın (1962) kitabı ise kadınlardaki cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde kısa psikoterapötik yaklaşımlarla davranışçı tekniklerin birlikte kullanılması ve bu yöntemin etkinliği konusunda önemli bilgilerin aktarılmasını sağlamıştır. Bugün cinsel işlev bozuklukları alanında kullanılan modern seks terapi yaklaşımları ile, sözü edilen tüm davranışçı yaklaşımlar arasındaki en önemli farklardan biri tedavinin odaklandığı yer olmuştur. Masters ve Johnson dönemine kadar ister davranışçı ister psikanalitik yönelimli olsun, tüm terapötik yaklaşımlar çifti değil sorunlu bireyi odak almış ve tedavi sadece sorunlu bireye yönelik olarak yapılmıştır (Sungur 1993).
Masters ve Johnson un 1970 yılında yayınladıkları '€œİnsanın Cinsel Yetersizliği'€ adlı kitapta yazarlar sorunun kaynağından çok, CİB nun devam etmesine yol açan etkenlere odaklanarak CİB tedavisine yepyeni bir anlayış getirmişlerdir. Davranışçı yöntemlerin ön plana çıktığı ancak temelde eklektik kabul edilen bu yaklaşımda hedef çiftin cinsel ilişkisinin niteliğini düzelterek cinsel işlevdeki aksamaları ortadan kaldırmak olmuştur.
Genel bir çerçeve içinde Masters ve Johnson un tedavi yaklaşımlarının yapısında şu özellikler göze çarpar (Sungur 1993):
-Terapi görüşmeleri haftanın her günü yapılır ve genellikle 3 hafta içinde tamamlanır.
-Yalnız CİB olan bireyler değil, eşleri de tedaviye katılır.
-Terapist davranışsal bir yaklaşımla genel olarak çiftlerin cinsel aktivitelerini aşamalı olarak yapılandırırken, cinsel işlev bozukluklarının türüne yönelik net ve kolay anlaşılan özgül teknikler de çiftlere öğretilir ve bunlarla ilgili ev ödevleri verilir.
-Terapi sırasında terapistin cinsiyeti CİB olan eşin cinsiyetine göre belirlenir. Bu esnada bir ko-terapist ise diğer bir eşle terapileri sürdürür. Sonuçta bir terapist ve bir ko-terapist çifte yönelik ortaklaşa çalışırlar.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi Masters ve Johnson, yaklaşımlarında tedavinin odağını bireyden çifte ve çiftin ilişkisine yöneltmişlerdir. Tedavi yaklaşımlarında ise işlev bozukluğunun türüne özgü tekniklerin kullanımı ön plana çıkmıştır. Tedavi sonuçları açısından bakıldığında ise Masters ve Johnson un geleneksel yaklaşımın dışına çıkarak tedavi sonundaki başarı oranları yerine başarısızlık oranlarını belirttikleri görülür. Bu oran tedavi uyguladıkları 500 ü aşkın çiftte % 18.9 olarak belirtilmiştir (Hawton 1985).
Bu araştırmacıların seks terapileriyle aldıkları çarpıcı sonuçlar, kullandıkları yöntemlerin soruna yönelik, net, kolay anlaşılabilir olması cinsel alana çeşitli disiplinlerden büyük bir ilginin yönelmesine neden olmuş ve 70 li yıllardan itibaren Cinsel işlev bozuklukları üniteleri dünyanın çeşitli bölgelerinde kurulmaya başlanmıştır.(Catalan ve ark. 1990) Masters ve Johnson ın çarpıcı tedavi sonuçlarının oluşturduğu yoğun ilgi bu alandaki gelişmeleri hızlandırarak bugünkü ve gelecekteki seks terapi uygulamalarının yolunu açmıştır. Ancak zamanla Masters ve Johnson ın elde ettiği sonuçlar çeşitli yönlerden eleştirilere de hedef olmuş (Zilbergeld ve Evans,1980), bazı kontrollü çalışmalar ve kontrollü terapi sonuçları seks terapilerinin terapötik etkinliğine daha gerçekçi yaklaşılması gereğini ortaya koymuştur (Bancroft ve Coles 1976, Satile ve Kilmann 1977, Kilmann ve Auerbach 1979, Marks 1981, Hawton 1982). Başka bir deyişle seks terapileri bazı olgularda çok etkili olabilmekte ancak bazılarında da etkisiz kalabilmektedir.
Daha sonraki araştırma bulguları terapi sonuçlarındaki bu prognostik değişkenliğin yordayıcılarla açıklanabileceğini göstermiştir. Bunlar arasında CİB nun türü, genel olarak evlilik ilişkisinin niteliği, cinsel ilişkinin niteliği, çiftin birbirlerini ne oranda çekici bulduğu, çiftin tedavi motivasyonları, ağır psikiyatrik bozukluğun eşlik etmesi (O Connor 1976, De Amicis ve ark. 1985, Hawton 1985, Whitehead ve Mathews 1986, Hawton ve Catalan 1986), ve ev ödevlerine uyum (Hawton ve ark. 1986) sayılabilir.
1980 lerden sonra terapinin etkinliğini arttırmak ve temelde terapiyi daha ekonomik bir biçime getirebilmek amacıyla Masters ve Johnson ın uygulama biçiminde bazı değişiklikler yapma anlayışı içine girilmiştir. Clement ve Schimidt, haftada bir veya iki kez yapılan terapilerin etkinliğinin hergün yapılan terapilere göre üstünlüğünü göstermişlerdir. Bunu çift terapistle yapılan terapilerin, tek terapistle yapılan terapilere üstün olmadığının gösterilmesi izlemiştir. Crowe ve arkadaşları ve LoPiccolo ve arkadaşları terapistin cinsiyetinin, sorunlu eşin cinsiyetine göre ayarlanmasının terapötik etkinliği genel olarak artırmadığını göstermişlerdir. Bu bulgular ile günümüzde seks terapileri daha çok tek terapistle ve haftada bir yapılan görüşmeler biçiminde yürütülmektedir.Ülkemizde bugünkü anlamda seks terapilerinin ilk denemeleri bilindiği kadarıyla İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı bünyesinde 1979 yılında başlatılmıştır. Daha sonra 1986 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bünyesinde daha çok erkek CİB olgularını ele alan bir ünite kurulmuştur. İlk cinsel işlev bozuklukları kongresi 1988 yılında düzenlenmiştir.
Kliniğimizde (ANCETEM Ankara Cinsel işlev Evlilik Terapileri Merkezi) ise 1980 lerin 2. yarısından sonra faaliyete geçen modern seks terapileri uygulamaları artan talep doğrultusunda 1993 yılında ünite biçimine dönüştürülmüş; o tarihten beri de hasta kapasitesi ve sunulan hizmetin niteliğiyle özellikle İstanbul ve Ankara da toplanan az sayıdaki merkezin en önemlilerinden birisi olmuştur. Psikiyatri, üroloji, jinekoloji, deontoloji gibi diğer disiplinlerin büyük bir katılımla ilk kez biraraya geldiği 1. Cinsel işlev ve fertilite bozuklukları ulusal kongresi de 1996 yılında Kliniğimiz, Ünitemiz ve Kognitif Davranış Terapileri Derneği öncülüğünde yapılmıştır.
KAYNAK:
ANCETEM
Ankara Cinsel işlev Evlilik Terapileri Merkezi
Kaynak: saglik.gen.tr Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |