Sedeh Hastalığı güncel

[Bluesky24]

Sedeh Hastalığı güncel

Aralarında romancı John Updike ve en çok televizyondaki uzun soluklu Beaver Cleaver rolü ile tanınan aktör Jerry Mathers da bulunmak üzere, milyonlarca kişi, cildi ve tırnakları etkileyen iltihaplı bir hastalık olan sedef hastalığından mustariptir. Sedef hastalığı öncelikli olarak dirsekler, dizler, bacaklar, sırtın alt kısmı ve kafa derisi üzerinde meydana gelen gümüşi kabuklar ile kaplı, kalın, kırmızı deri lekeleri ile kendini belli eder. Bu hastalık, ölüm tehlikesi içermese de, acı verici olabilir, yaşamsal işlevlerinizi yerine getirme yetinizi etkileyebilir ve psikolojik ve duygusal sıkıntıya yol açabilir.

Sedef hastalığı, cildin sıradan yaşam döngüsünün hızlanması durumunda kendini gösterir. Deri hücreleri düzenli olarak uyur ve pul pul dökülür, ancak sedef hastalığı bulunan kişilerde bu süreç haftalar yerine, günler içerisinde meydana gelir.

Bu hastalık kroniktir, ancak hastalığın kötüye gittiği dönemler ile iyiye gittiği ya da gerileme aşamasına girdiği zamanlar dönüşümlü olarak yaşanabilir. Hiçbir çaresi olmasa da, tedaviler ile kayda değer ölçüde iyileşme sağlanabilir.Yazar John Updike sedef hastalığı 'baştan aşağıya alevli bir kuduz' olarak tasvir etmiştir. Sedef hastalığı olan herkesin sorunları bu kadar ciddi veya yaygın olmaz; hatta, durumdan etkilenen kişilerin çoğunluğunda görece hafif semptomlar bulunmaktadır. Yine de, sedef hastalığı en kötü durumunda acı verici, görünümü bozucu ve takatsiz bırakıcı olabilir.

Sedef hastalığının çok sayıda türü vardır, ancak en yaygın biçimi olan plaklı sedef hastalığı, ciltte gümüşi kabuklar ile kaplı, kuru, kırmızı lezyonların (plakların) oluşmasına sebebiyet verir. Bunlar genellikle kaşınır veya acır ve cinsel organlarınız, ağzınızın içindeki yumuşak doku, el ve ayak tırnaklarınız da dahil olmak üzere, vücudunuzun her yerinde kendini gösterebilir. Ancak plaklar en çok dizkapaklarınızda, dirseklerinizde, gövdenizde, ayalarınızda, ayak tabanlarınızda ve kafa derinizde yaygındır. Plaklarınız sadece birkaç tane veya çok sayıda olabilir, şiddetli vakalarda, eklemlerinizin etrafındaki deri çatlayarak kanayabilir

Sedef hastalığının diğer türleri farklı nitelikler sergiler. Aralarında şunlar bulunur



Gutat sedef hastalığı. Bu hastalık öncelikle 30 yaşın altındaki kişileri etkiler ve genellikle strep boğaz gibi bir bakteri hastalığı ile tetiklenir. Gövdenizde, kollarınızda, bacaklarınızda ve kafa derinizde, küçük, su damlası şeklindeki yaralar ile kendini belli eder. Bu yaralar ince bir kabuk ile kaplıdır ve plak yaraları kadar kalın değildir. Hastalığınız bir kez patlak vererek, kendi kendine geçebildiği gibi, özellikle de süregelen solunum yolu enfeksiyonlarınız varsa, tekrarlı nöbetler halinde de bunu yaşayabilirsiniz.





Püstüler sedef hastalığı Sedef hastalığının bu ender görülen biçimi, yaygın lekeler (genelleşmiş püstüler sedef hastalığı) veya daha küçük alanlar halinde, elleriniz, ayaklarınız veya parmak uçlarınızda oluşabilir. Genellikle hızlı bir biçimde, cildinizin kızarmasından ve acımaya başlamasından sadece saatler sonra, içi irin dolu kabarcıklar ile kendini gösterir. Kabarcıklar bir iki gün içinde kurur, ancak aradan birkaç gün veya hafta geçtikten sonra yeniden belirebilir. Genelleşmiş püstüler sedef hastalığı ateşe, titremelere, şiddetli kaşıntıya, kilo kaybına ve yorgunluğa sebebiyet verebilir.





Ters sedef hastalığı. Temel olarak cildin koltuk altları, kasık, memelerin altları ve cinsel organların çevresindeki bölümlerini etkileyen, ters sedef hastalığı deride küçük, kırmızı , iltihaplı lekeler oluşmasına sebebiyet verir. Aşırı kilolu kişilerde daha yaygındır ve sürtünme ve terleme ile daha kötüye gider





Eritrodermik sedef hastalığı. Sedef hastalığının en az yaygın görülen türü olan bu hastalık, vücudunuzun tamamının, kaşınabilecek veya yoğun bir biçimde yanabilecek, kırmızı, döküntülü bir kurdeşen ile kaplanmasına yol açabilir. Eritrodermik sedef hastalığı, ağır güneş yanığı, kortikosteroidler ve diğer ilaçlar ya da yetersiz ölçüde kontrol edilen başka bir sedef hastalığı türü tarafından tetiklenebilir





Sedef hastalığına bağlı arterit. Sedef hastalığına bağlı arterit, iltihaplı, döküntülü cilde ek olarak, çukurlu, rengini yitirmiş tırnaklara ve arteritin tipik özelliği olan şişik, ağrılı eklemlere sebebiyet verebilir. Aynı zamanda konjunktivit gibi iltihaplı göz rahatsızlıklarına da yol açabilir. Semptomlar hafif ila şiddetli arasında değişebilir. Hastalık genellikle arteritin diğer biçimleri kadar sakat bırakıcı olmasa da, en ciddi vakalarda kalıcı deformiteye neden olabilecek olan tutulmaya ve ilerleyen eklem hasarına neden olabilir. En sık olarak 30larında, 40larında ve 50lerindeki yetişkinler bu durumdan etkilenir, ancak çocuklar da hastalığın bir biçimine yakalanabilir



Sedef hastalığının çoğu türü, birkaç hafta veya ay boyunca alevlenerek, ardından bir süre boyunca yatışarak, hatta tamamen gerileme dönemine girerek çeşitli devrelerden geçse de, çoğu vakada hastalık nihai olarak geri gelir



Cildin kağıt yaprağından daha kalın olmayan en dış tabakası olan epiderm, siz ve çevreniz arasında güçlü bir bariyer işlevi görür. Bu ince deri tabakası zararlı maddelere ve enfeksiyona karşı koruma sağlamanın yanı sıra, aynı zamanda sonsuza dek yenilenebilen bir kaynak niteliğindedir

Epidermin dibinde bulunan bazal hücreler bölünerek, sert, koruyucu bir protein olan pullu hücreleri meydana getirir. Bazal hücreler bölünürken, yeni pullu hücreleri cildinizin yüzeyine doğru iterler, burada nihai olarak daralır, düzleşir ve ölürler. Bu ölü hücreler, epidermin en dıştaki kısmı olan stratum korneumu meydana getirirler. Stratum korneum hücreleri her gün pul pul dökülür, yerlerine sürekli olarak başka hücreler gelir

Normal şartlarda yeni hücrelerin stratum korneuma ulaşmaları yaklaşık olarak bir ay sürer. Ancak sedef hastalığı bulunan kişilerde, hücreler yüzeye, haftalar yerine günlerle ölçülen bir zaman dilimi içinde ulaşırlar. Eski hücrelerin yeterince hızlı bir biçimde atılamaması nedeniyle, bu hücreler kalın, kırmızı lekeler halinde birikirler.



Sedef hastalığı ve T hücreleri

Yıllar boyunca, araştırmacılar sedef hastalığına neyin neden olduğunu açıklamak için çeşitli kuramlar geliştirmişlerdir. Geçerli düşünüşe göre, hücre devridaimindeki hızlanma, bağışıklık sisteminin, istilacı mikroorganizmalar yerine sağlıklı hücreye odaklanması ile baş göstermektedir. Normal şartlarda, vücudunuzun her yanında dolaşan akyuvar hücreleri olan T hücreleri, derinize girmeye teşebbüs eden virüsler ve bakteriler gibi yabancı maddeler (antijenler) tespit ettikleri zaman savunma eylemine geçerler. Sedef hastalığında, T hücreleri kendi deri hücrelerinize sanki antijenlermiş gibi tepki verirler.

Bu durum, deri hücrelerinin artan bir hızda yeniden üremelerini söyleyen proteinler olan sitokinlerin salınmasını içeren bir bağışıklık tepkisini başlatır. Sitokinler aynı zamanda daha fazla T hücresinin harekete geçmesini uyarır, bu hücreleri derinin içine katar, ardından deri hücrelerinin daha fazla sitokin salgılamasına neden olur. Deriye yakın olan kan damarları, diğer akyuvar hücreleri derinin içine katılırken genişlerler. Bunun sonucunda, yeni deri hücrelerinin stratum korneuma çok hızlı bir biçimde hareket ettiği ve ölü deri ile akyuvar hücrelerinin derinin yüzeyinde biriktiği, süregelen bir çevrim başlar.



T hücrelerinin yanlış davranmasının nedeni



T hücrelerinin sedef hastalarında ıskalamasına tam olarak neyin neden olduğu kesin olarak bilinmese de, araştırmacılar hem genetik hem de çevresel faktörlerin bunda rol oynayabileceği kanısındadır. Bu hastalığa kalıtsal yatkınlığı olan insanlarda, belirli faktörler bu rahatsızlığı tetikleyebilir ya da mevcut bir sorunu daha vahim hale getirebilir. Bu faktörler şunları içerir:



Strep boğaz gibi sistemik enfeksiyonlar

Ciltte yaralanma

Lityum dahil olmak üzere, çift kutuplu bozuklukta salık verilen belirli ilaçlar, beta engelleyiciler yüksek tansiyon ilaçları, sıtma önleyici ilaçlar ve iyoditler

Stres

Alkol; çoğu zaman aşırı içki içmeye eşlik eden yetersiz beslenme sedef hastalığını daha kötü kılabilir

Aşırı derecede güneşe maruz kalma veya dezenfektanlar ve boya tinerleri gibi kimyasallar ile uzun süreli temas





çoğu kişi için, sedef hastalığı hafif bir can sıkıntısıdır, ancak bazı insanlarda takatsiz bırakıcı olabilir. Eğer cilt rahatsızlığınız acı verici ise veya rutin görevleri yerine getirmeyi zorlaştırıyorsa ya da cildinizin görünümü konusunda endişeleniyorsanız, doktorunuz ya da dermatologunuz ile görüşün. Sedef hastalığı çoğu zaman göz muayenesi ile teşhis edilebilir. öte yandan bazen doktorunuz derinizden küçük bir örnek alabilir (biyopsi), bu örnek daha sonra mikroskop altında incelenerek sedef hastalığının türü kesin biçimde belirlenir ve başka, benzeri bozukluklar olasılık dışı bırakılır

Kişisel Bakım

Kişisel bakım yöntemleri, sedef hastalığına çare olmasa da, hasarlı derinin görünümünün ve verdiği hissin iyileşmesine yardımcı olabilirler. Şu önlemler sizin için yararlı olabilir:



Besleyici bir beslenme düzeni izleyin: Araştırmacılar, beslenme düzeni ile sedef hastalığı arasında belirgin bir bağlantı bulmamış olsalar da, belirli gıdalar bazı kişilerde hastalığın alevlenmesini tetikleyebilir. Eğer belirli bir besin ya da besin grubunun cildinizi etkilediği kanısında iseniz, bunu bir süreliğine ortadan kaldırmayı deneyin. Bunun dışında, beslenme açısından en iyi yaklaşım, birçok insana önerilen ile aynıdır: taze meyve ve sebzelere, tam tahıllara ve yağsız etlere ağırlık verilen, dengeli öğünler özellikle yararlı olan da doğru lipit türleri, özellikle de sağlıklı cilt için temel önem taşıyan omega-3 yağ asitleridir. Vücudunuz omega-3'leri içermez, bunun yerine bu maddeleri gıdalardan ya da takviyelerden alırsınız. En iyi besin kaynakları yağlı balık veya balık yağı kapsülleri, özellikle somon ve somon yağı, keten tohumları ve keten tohumu yağı, ceviz ve soya fasulyesi ile kolza yağlarıdır. Ispanak, kıvırcık lahana ve brokoli gibi, koyu yeşil yapraklı bazı sebzeler de, ölçülü oranlarda omega-3 içermektedir. Bu besinlerin beslenme düzeninize dahil edilmesi kuru deride yarar sağlayabilir, ancak genel sağlık açısından daha da fazla yarar sağlar. Omega-3ler trigliserit düzeylerini düşürür ve kalp krizi ile inme geçirme riskinizi azaltır. Aynı zamanda tansiyonu düşürür ve romatoid arteritin neden olduğu ağrı ile iltihaplanmayı azaltırlar





Sağlıklı kilonuzu koruyun. Aşırı kilolu olmak, ters sedef hastalığına yakalanma riskinizi artırır. Buna ek olarak, sedef hastalığının tüm türleri ile bağlantılı plaklar çoğu zaman cildin kıvrımlarında ve katlarında kendini göstermektedir.





Her gün banyo yapın. Her gün banyo yapmak, döküntülerin giderilmesine yardımcı olabilir ve iltihaplı derinin rahatlamasını sağlayabilir. Sıcak banyo ve sert sabunlardan uzak durun, bunlar semptomlarınızı daha kötüye götürebilir. Bunun yerine ılık sudan ve yumuşak, ek yağlar içeren, çok yağlı sabunlardan yararlanın. Daha da iyisi, sabunun yerine geçecek bir madde deneyin. Bu ürünler değişiklik gösterir, ancak bunların arasında, yumuşak sentetik deterjan ya da ıslatıcı madde (sürfaktan) ile karıştırılmış yağ bulunabilir. Genellikle kalıp, jel veya sıvı biçiminde bulunurlar ve deodorantla antibiyotik deterjanlara oranda daha az kurutucu etkileri vardır. Daha da önemlisi, banyo yağı, yağlandırılmış yulaf lapası, elma şarabı sirkesi, Epsom tuzları veya ölü Deniz tuzlarını suya katın ve en az 15 dakika boyunca içinde kalın





Nemlendirici kullanın. Banyo yaptıktan sonra cildinizi kurutma kağıdı ile kurulayın, ardından cildiniz hala nemli iken, yoğun, yağda su içeren, nemlendirici bir krem tatbik edin. çok kuru deride, yağlar tercih edilebilir, yağların deride kalma gücü kremlere oranla daha yüksektir ve suyun cildinizden buharlaşmasını engellemede daha etkilidirler. Kömür katranı ya da salisiklik asit içeren şampuanlar ve merhemler ek rahatlama sağlayabilirler, ancak görünüm açısından, ilaç niteliğinde olmayan kremler kadar zarif değildirler





Güneşe maruz kalmaktan kaçının. Sedef hastaları için, UV ışınları hem bir avantaj hem de büyük bir sorundur. Ortalama düzeyde güneş ışığı, lezyonlarda kayda değer derecede iyileşme sağlayabilir, ancak güneşte çok fazla kalınması, hastalığın patlamasını tetikleyebilir ve vahimleştirebilir, cilt kanseri riskini artırabilir. Eğer güneşlenirseniz, en iyisi haftada üç veya daha fazla kısa seansları denemektir. Güneşe aşırı derecede maruz kalmaktan kaçınmak için, ne zaman ve ne kadar güneşte kaldığınızın kaydını tutun. Ve deri sağlığınızı korumak için kullandığınız güneş kreminin en 15 faktörlü olup olmadığından emin olunuz, kulaklarınıza, ellerinize ve yüzünüze özen gösteriniz. Herhangi bir güneşlenme programına başlamadan önce, cildinizi tedavi etmek için doğal güneş ışığından yararlanmanın en iyi yolunu doktorunuza sormak en iyisidir





Kortizon tatbik edin. Semptomlarınızın özellikle kötü olduğu birkaç hafta boyunca, yüzde 0,5 veya 1'lik, reçetesiz satılan bir kortizon kremi tatbik edin.





Risk Faktörleri

Sedef hastalığında belki de en kayda değer faktör, ailenin geçmişinde bu hastalığın bulunmasıdır. Sedef hastası olan yaklaşık her üç kişiden birinin yakın bir akrabasında da bu rahatsızlık bulunmaktadır. öte yandan, kabaca aynı oranda hasta, sedef hastalığı ile bağlantılı olduğu bulunan genler taşımakta, ancak hiçbir zaman cilt sorunlarına yakalanmamaktadır, bu durum sedef hastalığının ne kadar karmaşık ve şaşırtıcı olduğunun göstergesidir.

Diğer risk faktörleri şunları içerir:



İlaç tedavileri. Belirli ilaçların, özellikle beta engelleyicilerin, sıtma önleyici ilaçların ve lityumun alınması, kişiyi sedef hastalığına daha yatkın kılar.





Diğer tıbbi rahatsızlıklar. HIV hastalarının sedef hastalığına yakalanması, bağışıklık sistemleri sağlıklı olan insanlara göre daha olasıdır. Nükseden enfeksiyonlar, özellikle de strep boğaz geçiren çocuklar ve genç yetişkinler de daha büyük risk altında olabilirler.





Stres. Stres de bağışıklık sistemi üzerinde güçlü bir etki yaratabilir, stres seviyelerinin yüksek oluşu sedef hastalığına yakalanma riskini artırabilir.





Güneşe ve toksinlere maruz kalmak. Ortalama ölçülerde güneş ışığı aslında sedef hastalığına yararlı olabilse de, aşırı derecede maruz kalmak, özellikle de güneş yanığı bu hastalığı tetikleyebilir. Toksik kimyasallara uzun süreli maruz kalmak da aynı etkiyi yaratabilir





Nasıl tedavi edilir:

Amaç iltihabi durumu azaltmak ve derinin kabuklanıp dökülmesini kontrol altına almaktır. Nemlendirici krem ve losyonlar deri üzerindeki pulların giderilmesine ve kaşıntının kontrol edilmesine yardımcı olur. Sedef hastalığının tedavisinde özel bir diyet uygulaması gerekmemektedir.

Tedavi, hastanın genel sağlığı, yaşı, yaşam tarzı ve sedefin şiddeti göz önünde bulundurularak planlanır. çeşitli tip tedavilere gerek duyulabilir ve doktorun önerdiği kontrollere riayet etmek gereklidir.

Doktor, hastalıklı deri üzerine uygulamak üzere kortizon benzeri ürünler, sentetik vitamin D, katran veya antralin içeren ilaçlar reçete edebilir. Bunlar tabii güneş ışığı veya ultraviyole ışığı ile birlikte kullanılabilir. Sedef hastalığının en ağır formlarının tedavisinde ağızdan alınacak olan ilaçlara ihtiyaç duyulabilir. Bu tedaviye ilave olarak güneş ışığı önerilebilir. Hastaların pek çoğu güneş ışığından fayda görür. Ancak bu uygulama esnasında dikkatli olunmalıdır. Güneşte aşırı kalmak hastalığı alevlendirebilir. Tabii güneş ışığına benzer bir ışığın kullanıldığı ultraviyole tedavisi muayenehane veya hastane koşullarında bir deri hastalıkları uzmanı tarafından uygulanabilir.







Tedavi tipleri:

Steroidler (Kortizon)

Kortizon içeren krem, merhem veya losyonlar pek çok hastada hastalığın geçici olarak ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Genital bölge, kasıklar ve yüz gibi hassa bölgelerde gücü daha zayıf olan kortizon türleri tercih edilmelidir. Daha güçlü kortizonlar saçlı deri, diz ve dirsekler, avuç ve ayak tabanları gibi bölgelerde kullanılmalıdır. Bu bölgelerde etkinin daha da artırılması için ilaç sürüldükten sora üzeri ince bir naylon film ile kapatılabilir. Bunlar bir deri hastalıkları uzmanı kontrolünde dikkatle kullanılacak ilaçlardır. Güçlü kortizon içeriği olan ilaçların yan etkileri arasında, ciltte incelme, damarlarda genişleme ve deride renk değişiklikleri sayılabilir. Bu ilaçların ani olarak kesilmesi hastalığın alevlenmesine neden olabilir. Tedavi devam ederken aylar sonra kortizon içeren ürünlere karşı direnç gelişebilir.

Deri hastalıkları uzmanı tedaviye çok direnç gösteren bölgeler içine kortizon enjekte edebilir. Yan etkilerden kaçınmak için bunun küçük miktarlarda yapılması gerekir.

Saçlı deriye uygulanan tedavi

Saçlı deride bulunan sedef hastalığının tedavisi, hastalığın şiddetine, saçık uzunluğuna ve hastanın yaşam tarzına göre planlanır. Reçete ile veya reçetesiz alınabilen çok sayıda şampuanlar ve solüsyonlar bulunmaktadır. Bunlardan pek çoğu katran ve kortizon içerir. Hasta saçlı derisini sert bir şekilde şampuanlamaktan ve şiddetle kaşımaktan kaçınmalıdır.

Antralin

Kalın kabuklu sedef yaralarının tedavisinde tercih edilen bir ilaçtır. Deriyi tahriş edebilir yine deriyi ve giysileri geçici olarak boyayabilir. Yeni ürünler ve tedavi metodları bu yan etkileri azaltmıştır.

Vitamin D

Kalsipotrien sentetik bir vitamin D türevidir. Hastalığı belirli bölgelere sınırlı kişilerde diğer tedavilerle birlikte kullanılabilir. Yan etkilerinden korunmak maksadıyla belirli miktarlarda kullanmak gerekir. Normal vitamin D'nin tedavide bir yararı yoktur.

Retinoidler

A vitamini türevi kremlerdir. Tek başlarına veya kortizon içeren kremlerle birlikte kullanılabilir. Gebe veya gebe kalma ihtimali olan kadınlarda kesinlikle kullanılmamalıdır.

Kömür katranı

Yüzyıllardır sedef hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Günümüzde geliştirilmiş

ürünler daha rahat kullanılmaktadır.

Goeckerman tedavisi

Hastalığın ağır formlarında kömür katranı ve ultraviyole ışığının birlikte kullanılmasıdır. Tedavi özel merkezlerde günlük olarak uygulanır. Ultraviyole ışığa maruziyet süresi hastalığa ve kişinin hassasiyetine göre değişir.

Işık tedavisi

Güneş ışığı ve ultraviyole ışık deri hücrelerinin gelişme hızını azaltır. Bunlar deri kırışıklığına, göz hasarına ve deri kanserine sebep olabilmelerine rağmen doktor kontrolünde uygulandıklarında oldukça etkili ve güvenlidirler. Vücut yüzeyinin tamamında sedef hastalığı olan bireylere özel odalar sayesinde tüm vücutlarına ışık uygulanabilir. Sıcak iklimlerde yaşayan kişilere güneş banyosu önerilebilir. Bu tür ışık tedavilerinden önce mutlaka bir deri hastalıkları uzmanının tavsiyesi alınmalıdır.

PUVA

Sedef hastalığı diğer tedavilere cevap vermez ve yaygınlaşırsa vakaların %85-90'ında bu tedavi metodu etkilidir. İsim psoralen UVA kelimelerinin birleşmesinden oluşur. Hasta Psoralen isimli ilacı içer ve özel bir ultraviyole formu olan UVA'ya dikkatle ölçülmüş miktarlarda maruz bırakılır. Tedavi 2 ila 3 ay içerisinde yaklaşık 25 kez uygulanır. Sedef hastalığını kontrol altında tutabilmek için yılda yaklaşık 30-40 kez uygulama yapılmasına ihtiyaç vardır. Alınan psoralen maddesi gözün lens kısmında birikeceği için hastalar tedavi alırlarken güneş batıncaya kadar UVA geçirmeyen güneş gözlükleri kullanmalıdır. Uzun süre uygulanan PUVA tedavisi deri yaşlanması, kırışıklık ve kanser gelişim riskini artırır. Deri hastalıkları uzmanları PUVA tedavisini dikkatle takip etmelidir.

Methotreksat

Kanser tedavisinde ağızdan kullanılan bir ilaçtır. Diğer tedavi metodlarının yetersiz kaldığı durumlarda sedef hastalığının hızla gerilemesini sağlar. özellikle karaciğer üzerinde yan etkileri olduğu için düzenli aralıklarda kan testleri yapılmalıdır. Akciğer filmi ve nadiren karaciğer biyopsisi gerekebilir. Midede rahatsızlık hissi, bulantı, baş dönmesi ve sersemlik diğer yan etkileridir.

Retinoidler

Ağızdan alınan A vitamini türevi ilaçlardır. Şiddetli sedef hastalığının tedavisinde tek başlarına veya ultraviyole ışığı ile birlikte kullanılabilir. Deride, gözlerde ve dudaklarda kuruma, kan yağlarında yükselme, ince kemik çıkıntı oluşumu yan etkileri arasında sayılabilir. İlaç doğacak çocukta çeşitli arazlara yol açacağından, gebe kadınlarda, tedavi esnasında gebe kalabileceklerde veya tedavi kesildikten sonraki 3 yıl içinde gebe kalmayı planlayan kadınlarda kesinlikle kullanılmamalıdır. İlaca başlanan bireylerde düzenli kan testleri yapılmalıdır.

Siklosporin

Vücudun bağışıklık sistemini baskılayıcı bir ilaçtır. Organ nakli (karaciğer, böbrek vb) yapılmış kişilerde vücudun nakledilen organı reddetmemesi amacıyla kullanılır. Diğer tedavi metodları yetersiz kaldığı durumlarda şiddetli sedef hastalığında kullanılır. Böbrek yetmezliği, kan basıncında artış gibi potansiyel yan etkilerinden dolayı düzenli aralıklarla yapılan kan testleri ile takip edilmelidir.

Araştırma safhasında olan tedavi metodları

Yukarda anlatılan tedavilerin hastalığın kontrolünde büyük yararı olmasına rağmen, hiçbir tedavi metodu hastalığı bir daha ortaya çıkmayacak şekilde tedavi etmeye imkan vermemektedir. Son yıllarda özellikle bağışıklık sistemi üzerinde etki gösteren ilaçlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. özellikle hastalığın sebebinin tam olarak tespit edilmesi tedavideki yeniliklere de ışık tutacaktır.









[b]