[Bluesky24]

Testis kanserleri





ürolojik tümörler



ürolojik tümörler ve bunlardan özellikle prostat ve mesane tümörleri son yillarda çok sik olarak

karsimiza çikmaktadir. Bu bölümde ürolojik tümörlerin sadece kötü kuylu olanlarini 4 ana grup

altinda inceleyecegiz.

BöBREK TüMöRLERI

Malign böbrek tümörleri tüm eriskin tümörlerinin %5-6'sini

olusturur. Amerika'da her yil ortalama 20.000 yeni vaka

bildirilmekte ve bunun yarisi o yil içinde kaybedilmektedir.

En sik 50-60 yas grubunda, ve erkeklerde 2 kat fazla

görülür.

Sigara kullanmi çogu tümörde oldugu gibi bu tümörde de

en önemli etkendir. Bunun yaninda analjezik nefropatisi,

çevresel faktörlerde önemli rol oynamaktadir.

Klasik bulgu olarak söylenen agri, idrardan kan gelmesi

ve kitlenin elle hissedilmesi vakalarin en çok %10-15'inde

görülmektedir. Bu üç bulgunun disinda anemi, kilo kaybi,

sedimantasyonda artma, hiperkalsemi, karaciger

yetmezligi de görülebilmektedir.

Tanida ultrasonografi, intravenöz pyelografi, bilgisayarli

tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme kullanilmak-

tadir.

Tani aninda hastalarin ortalama %25'i metastatiktir. Halen

geçerli tek tedavi metodu radikal cerrahidir. Metastatik olgularda cerrahi sonrasi immunoterapi kullanilabilen

tek tedavidir. Hastalik kemoterapi ve radyoterapiye rezistandir.

PROSTAT TüMöRLERI

Prostat kanseri günümüzde erkeklerde akciger ve kolon kanseri sikligini geçerek en sik karsilasilan

tümör olarak karsimiza çikmaktadir. Erkeklerde tüm kanserlerin %21'ini olusturmakta ve Amerika'da

her 15 dakikada bir yeni prostat kanseri tanisi konulmaktadir. ülkemizde hastalik insidansinin bu

kadar fazla olmamasinin en önemli nedeni düzenli tarama yapilmamasidir. Hastaligin etyolojisinde

yas, irk, hormonal etkenler, genetik yatkinlik ve çevresel faktörler ön plana çikmaktadir. Birinci derece

akrabalarinda prostat kanseri olanlarda hastalik hem daha erken yasta ortaya çikabilmekte, hem de 2-3 kat

fazla görülmektedir.

Prostat kanseri erken tani konulabildigi takdirde

tedavi edilebilir tümörler arasinda yer almaktadir. Erken

tani konulanlarda tedavi ile 15 yillik yasam sansi %60'lara

varmaktadir. Ancak prostat kanseri yayilim yapincaya

kadar genelde belirti vermezler. Erken dönemde tek

belirti prostatin yaptigi tikanikliga bagli iseme zorluklaridir.

çogunlukla sistemik yayilim neticesi kemik agrilari ile

hastalar karsimiza gelir.

Erken tanida elimizde iki önemli araç vardir. Bunlardan

en önemlisi parmakla prostat muayenesidir. Bunun

yaninda prostat spesifik antijen (PSA) denilen bir kan tahlili yapilmalidir. Muayene veya PSA tetkiki ile

kanser süphesi olan olgulara transrektal prostat biyopsi yapilmalidir.

Erken tani konulan hastalara tedavi metodu olarak en sik radikal cerrahi veya radyoterapi yapilmaktadir.

Ileri evre hastalikda ise genelde semptomatik tedavi yapilmaktadir. Bu tedavide hormonlar yaygin olarak

kullanilmaktadir.

MESANE TüMöRLERI

Mesane tümörü ürolojik sistem içinde prostat kanserinden sonra ikinci siklikta görülmektedir. Erkeklerde

3 kat fazla görülmektedir. Ortalam görülme yasi 65 olarak kabul edilse de, ülkemiz gibi sigara tüketiminin

çok fazla oldugu ülkelerde bu hastalik çok daha erken yaslarda görülmektedir.

En sik neden sigara olsa da bunu yaninda genetik yatkinlik,

meslek (petrol, boya, deri sanayinde çalisanlar vb.), diyet,

kronik enfeksiyon, pelvik radyasyonda etkendir.

Hastaligin en önemli bulgusu idrardan kan gelmesidir. Tipik

olarak pihtili ve agrisiz kanma olarak karsimiza çikar. Ileri

evre hastaliklarda ise halsizlik, kilo kaybi ve kansizlik gibi genel

belirtiler görülür.

Tanida ilk yapilmasi gereken idrar incelemesinin yaninda

intravenöz pyelografidir. Bunun yaninda ultrasonografininde

yardimina basvurulur.

Kesin tani sistoskopi denilen bir islem ile konur. Bu islemde

sistoskop adi verilen özel bir aletle penisten girilip mesane

göz ile degerlendirilir. Tümör saptanan olgulara transuretral

tümör rezeksiyonu (TUR) yapilir.

Yapilan cerrahi sonrasi patolojik inceleme sonrasi tümör

evrelendirilmesi yapilir. Bu evreleme neticesi yüzeyel tümör

olarak kabul edilen olgularin bir kismina mesane içine ilaç (BCG,

Mitomycin-C vb) vermek sureti ile (intrakaviter tedavi) tedavi yapilir.

Invaziv tümör olarak kabul edilen hastalara ise radikal cerrahi veya

radyoterapi uygulanmaktadir.

Yüzeyel mesane tümörü olanlarda prognoz oldukça iyidir. Bu nedenle

sigara içiminin fazla oldugu toplumlarda idrardan kan gelmesi hastalar

tarafindan ciddiye alinmali ve saglanacak bilinçlenme ile bu hastaliklarin erken tani ve tedavisi saglanmalidir.

TESTIS TüMöRLERI

Oldukça ender görülen tümörler olmasina karsin, siklikla genç eriskinlerde görülmesi yönünden önem arz

etmektedir. Bir diger önemli konuda erken tani konulabildigi takdirde %100'lere varan oranda tedavi

edilebilmektedir.

En önemli neden inmemis testistir. Bu durum tümör

oranini 3-10 kez artirmaktadir. Bunun yaninda atrofik

testis ve testis travmalarida önemlidir.

Hastalar sik olarak testiste agrisiz sislik ile basvururlar.

Testisteki her sislik aksi ispat edilene kadar tümör

olarak kabul edilmelidir. Olgularin %20'ye yakin kismi

ise metastazlara bagli karin agrisi, patolojik kirik, bulanti, kusma, hemoptizi le gelir.

Tanida skrotal ultrasonografi yaninda AFP ve beta-HCG denilen kan tahlilleri en önemli yöntemlerdir.

Tümör tanisi konulan hastaya vakit geçirilmeden radikal cerrahi (inguinal orsiektomi) yapilmalidir.

Patolojik evreleme sonrasi tümörün tipine ve klinik evreye göre hastalarin bazilarina kemoterapi veya

radyoterapi verilir.



[b]