Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Diğer Sağlık Haberleri

Uyarılar

Depresyon

Serbest Kürsü ve Diğer Sağlık Haberleri Depresyon Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Depresyon, biyo-psiko-sosyal nedenleri olan bir duygudurum bozukluğudur. Kişinin kendini derin bir keder içinde hissettiği, geleceğe ilişkin kötümser, karamsar düşünceler, geçmişe ilişkin yoğun pişmanlık, suçluluk duygu ve düşüncelerinin taşındığı , bazen ölüm düşünceleri, bazen ölüm girişimi ve sonuçta ölümün olabildiği uyku, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Diğer Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Diğer Sağlık Haberleri nerededir kimdir Diğer Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Diğer Sağlık Haberleri hipnoz Diğer Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Diğer Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Diğer Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi

Depresyon

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07-05-2010, 04:18 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Bluesky24 will become famous soon enoughBluesky24 will become famous soon enough
Standart Depresyon



Depresyon,

biyo-psiko-sosyal nedenleri olan bir duygudurum bozukluğudur. Kişinin

kendini derin bir keder içinde hissettiği, geleceğe ilişkin kötümser,

karamsar düşünceler, geçmişe ilişkin yoğun pişmanlık, suçluluk duygu ve

düşüncelerinin taşındığı , bazen ölüm düşünceleri, bazen ölüm girişimi

ve sonuçta ölümün olabildiği uyku, iştah, cinsel istek vb. ilgili

fizyolojik bozuklukların olduğu bir hastalıktır. Depresyonda ki bireyler iki haftalık bir süreç içerisinde aşağıdaki belirtilerden en azbeşini yoğun olarak yaşarlar: -Hemen hergün yaklaşık gün boyu süren depresif durum -Gündelik etkinliklere karşı isteksizlik ya da eskiden zevk aldığı etkinliklerden zevk alamama -Önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alımı -Hemen hergün uykusuzluk veya aşırı uyuma durumu -Değersizlik ve suçluluk duygularına kapılma -Düşünme ve düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırmada güçlük -Yineleyen ölüm ve r düşünceleri -Hemen hergün bitkinlik, yorgunluk ya da enerji kaybının olması, -Yavaşlamış, durgun hareketler ve huzursuzluk -Cinsel isteksizlik <b style="">DEPRESYONUN BELİRTİLERİ[/b] <b style="">Kognitif (Bilişsel) Belirtiler[/b] <b style="">[/b] Sözel

ifade gücü yavaşlamıştır ve sanki konuşmak için büyük bir çaba

gerekiyor gibidir. Özellikle ağır depresyonlu hastalar konuşmayı tek

tek sözcüklerle sürdürür, hatta bazen hiç konuşmazlar.Bazen sorulanlara

tek bir sözcükle yanıt verme ve gecikmeli yanıt verme eğilimi

gösterirler. <b style="">[/b] Düşünce

içeriği bakımından sık karşılaşılanlar; umutsuzluk, kişisel

yetersizlik, kendini uygunsuz ya da aşırı şekilde eleştirme, kınama,

kendini suçlama, hastalık ya da hayali günahları için cezalandırılma

duyguları gibi temalardır. Depresyondaki kişinin kendisine yönelik

olumsuz algısı, yanlış giden her şeyden kendini sorumlu tutması ile

birlikte hiçbir şeyi yapamayacakmış duygusu içinde olması ile

belirlidir. Hastalar

yaşadıkları ya da gelecek zamana ait düşünceleri de karamsardır,

obsesyonel biçimde yineleyen ölüme ve ra ilişkin düşünceler,

fobiler, obsesif uğraşlar yan belirtiler olarak ortaya çıkar. Basit

konularda bile karar verme güçlüğü çeker ya da daha önce verdikleri

kararlarla ilgili pişmanlık, kendini kınama, suçluluk duyguları vb.

yaşarlar. Unutkanlık

depresif hastaların çok sık getirdikleri yakınmalardan birisidir.

Bozukluğun, dikkatini ve düşüncelerini toparlama ve belirli bir konu

üzerinde yoğunlaştırma güçlüğü ile ilişkili olduğu düşünülebilir. <b style="">Duygusal Belirtiler[/b] <b style="">[/b] Afektif

bozukluklar kategorisinde bulunan depresyonun belirtilerinin en yoğun

olduğu boyutlardan birisi duygusal boyuttur. Duygusal açıdan bu

rahatsızlığın anahtar belirtisi çökkün duygusal durumdur. Bu durum çoğu

zaman çökkünlük, keder, umutsuzluk, çaresizlik, düş kırıklığı ya da

hüzün olarak tanımlanır. Bu duygu olağan mutsuzluk duygusundan nitelik

olarak oldukça farklıdır. Elem, keder, hüzün ve hastanın ağırlaştığı

duygusu aşağı yukarı bütün depresyonlarda görülen ortak

belirtilerdendir.<b style="">[/b] Duygusal

açıdan çökkün olan birey bunaltıcı bir atalet duyar ve karar vermekten

, bir faaliyeti başlatmaktan ya da herhangi bir şeye ilgi duymaktan

acizdir. Yetersizlik ve değersizlik hisleri üzerinde düşünceye dalar ,

ağlama nöbetlerine kapılır ve rı düşünebilir. Hastaların

gün içinde duygu durumları da sürekli değişiklik gösterir. Sabah

saatleri genellikle depresif duyguların en yoğun olduğu zamandır.

Akşama doğru duygularda kısmen düzelme olur. Ansiyete,

depresyonlu hastalarda sık görülen bir belirtidir. Anksiyete subjektif

olarak sürekli bir endişe, korku, gerginlik ya da gevşeyememe şeklinde

yaşanır. Hastaların engellenmeye dayanma gücü çoğu zaman azalmıştır;

hastalar irritabldırlar ve “kolay parlarlar”. Diğer yandan Anksiyete

hastada konsantrasyon güçlüğü de yaratır. <b style="">Davranışsal Belirtiler[/b] <b style="">[/b] Depresyonla

birlikte hareketlerde bir azalma, yavaşlık ve isteksizlik oluşur. Yeni

bir davranışı başlatma yada sürdürme konusunda birey ilgisiz ve

güçsüzdür. Ağır depresyonlarda etkinlikte azalma öyle ileri derecede

olabilir ki hasta kamburu çıkmış bir biçimde oturuyor ve taş gibi bir

yüz ifadesiyle yere bakıyor olabilir. Alçak sesle ve tekdüze konuşur.

Her davranışı aşırı bir çabayı gerektiriyor olabilir. Mimiklerde

azalma , hastanın yürüyüşünde yavaşlama, başı öne eğik, gözleri yerde

ve elleri kucaklarında çevreye karşı tepkisiz otururlar. Hareketlerdeki

yavaşlama ve isteksizliğin tersi olarak bazen ağır depresif hastalarda

belirgin bir psikomotor ajitasyonda görülebilir. Ajite depresyonlarda

anksiyete önde gelen özelliktir ve durmaksızın gezinme, sıkıntıyla

ellerini ovuşturma ve inleyip durma gibi belirtilerle kendini gösteren

bir huzursuzluk hali vardır. Hasta yerinde duramaz ve yaptığı işlerde

süreklilik yoktur. Huzursuz bir kıpırdanma ve hareketlilik hakimdir. <b style="">Fizyolojik Belirtiler[/b] <b style="">[/b] Uyku

bozuklukları depresif hastalar için evrensel bir belirtidir (% 90

hastada insomnia) ve genellikle bildirilen ilk belirtiler arasındadır.

Depresyonda hem uykusuzluk (insomnia) hem de aşırı uyuma (hipersomni)

şeklinde uyku bozukluğu görülebilmekle birlikte, uykusuzluk daha fazla

görülmektedir. Uykuya dalamama, uykuyu sürdürememe ya da sabahları

erken ve yorgun uyanma şeklinde uyku problemleri yaşanır. Hastalar

depresif içerikli rahatsızlık verici rüyalar görürler, bu rüyalar

hastaların ağlayarak uyanmalarına neden olabilir.<b style="">[/b] İştah

çok azalır ve fark edilebilir düzeyde kilo kaybına yol açar. Bazen

iştah kaybının tersine aşırı iştahda olabilirse de genellikle

iştahsızlık hakimdir. Aşırı iştah da birey sanki içindeki bir boşluğu

doldurmak istercesine sürekli yiyebilir. Depresyona bağlı olarak iştahı

kesilen hastalar daha önce zevk aldıkları yiyeceklerden artık zevk

almaz olurlar. Ancak zorlayarak, kendilerine tatsız tuzsuz gibi gelen

bu yiyecekleri yemeye gayret ederler. Depresif hastaların sık sık

yakındıkları kabızlık ise az yemek yeme ve su içmeye bağlı olabileceği

gibi etkinlik düzeyindeki azalmaya bağlı olarak da ortaya çıkabilir.

Diğer yandan antidepresif ilaçlarda bu belirtileri şiddetlendirebilir. Cinsel

istek kaybı da depresyondaki hastalarda görülen hemen hemen evrensel

bir belirtidir. Erkeklerde genellikle libidonun ve cinsel etkinliğin

azaldığı ya da tümüyle ortadan kalkmış olduğu öyküsü alınır. Erkek

hastalarda ereksiyon problemi ortaya çıkabilir, kadın hastalarda ise

cinsel isteksizlik olsa bile cinsel işlev yerine getirilebilir. Erkek

hastalarda cinsel etkinliğin yerine getirilemiyor oluşu hastanın

kendine olan özgüveninide etkiler.Ayrıca bu hastalarda antidepresan

ilaçlara bağlı olarak sertleşme ve orgazm sorunları sık görülür. DEPRESYONUN NEDENLERİ Depresyonun

nedenleri ile ilgili çok sayıda hipotez öne sürülmüştür genel görüş ise

depresyonun nedenlerinin çoğul etkenli olduğudur. Çoğu olguda genetik,

biyolojik ve psikososyal etkenlerin birbirleriyle etkileşmesi olasıdır.

Örneğin bir yakınını kaybetmiş bireyde bilişsel süreçlerin bozulması,

bu bağlamda nörotransmitterlerde değişiklik olması ve genetik

yatkınlıkta varsa depresyona girmesi gibi. Cinsiyet, aile öyküsü,

stresli yaşam olayları, hayal kırıklıkları, aile işlev bozuklukları,

yetersiz anne-baba bakımı, erken olumsuz yaşantılar, bağımlı ve obsesif

özellikler gibi kişilik özellikleri, güvenli olmayan bağlanma stili,

kronik psikiyatrik ve bedensel hastalık, sosyal destek azlığı gibi

etkenler depresyona öncüldürler ve hastalığın sonucunu etkilerler. <b style="">Biyolojik Nedenler[/b] Kalıtım:

Aile ve kalıtım araştırmaları duygudurum bozukluğu olanların birinci

dereceden akrabalarında hastalanma riskinin belirgin olarak yüksek

olduğunu göstermektedir. Ailesinde depresyon geçirmiş olan bir kişinin

bulunması o kişinin de depresyon geçireceği anlamına gelmez. Ancak

ailede depresyon öyküsünün bulunması o kişide depresyon ortaya çıkma

olasılığını artırıyor gibi görünmektedir.Bireyde görülen depresyon türü

açısından da distimik bozukluk, minör depresyon ve diğer hafif

depresyonlarda kalıtımın etkisinin olmayacağı ama majör depresyonda ve

psikotik depresyonda kalıtımın etkili olacağı düşünülmektedir. Ayrıca

bireyin depresyona erken başlama yaşı, anksiyete ve alkol bağımlılığı

birlikteliği daha güçlü bir genetik eğilime işaret eder. Depresyonda

ailenin etkisinden şüphe edilmemekle birlikte aileden kaynaklanan bu

depresyonun aileden genetik olarak mı yoksa öğrenme sonucumu olduğu

yada genetik etkinin mi yoksa öğrenmenin mi daha etkili olduğu konusu

bilinmemektedir. Depresif bir anne veya babayla yaşamak veya

ebeveynlerden birisi depresyonda olduğu için gerekli besini

(maddi-manevi) alamamak depresyona zemin hazırlayabiliyor. Öte yandan,

biyolojik ebeveynleri depresif olan , evlat edinilmiş çocuklarda

depresyon görülme olasılığı oldukça yüksek. İkizlerle

yapılan araştırmalarda genetik bağın etkisi açıkça görülmektedir. Eğer

eş yumurta ikizlerinden birisi % 65 olasılıkla diğeri de depresyona

girer. Ayrı yumurta ikizlerinde bu oran sadece % 14’tür. Eş yumurta

ikizleri farklı ailelere evlatlık verildiğinde birisi depresyonda iken

diğerinin de depresyona girme olasılığının çok yüksek olduğu

bulunmuştur. Ayrı yumurta ikizlerinde ise böyle bir durum söz konusu

değildir. <b style="">BİYOKİMYASAL ETKENLER[/b] Depresyonun

biyolojik nedenleriyle ilgili olarak üzerinde durulan konu

nöroadrenalin ve serotonin eksikliği ile ilgili,olduğudur. Ama sorun

sadece nörotransmitterlerin azlığı değil birbirleriyle olan

dengeleriyle de ilgili görünmektedir. <b style="">PSİKOSOSYAL ETMENLER[/b] <b style="">Yaşam Olayları[/b] Acı,

elem ve keder insanlığın ortak duygularıdır. Bu duyguların insanın tüm

varoluşuna egemen olduğu bir hastalık yaşantısı olan depresyon, sosyal

ve kültürel etmenlerden önemli ölçüde etkilenmektedir. Olumsuz sosyal

ve ekonomik koşulların depresyon riskini artırdığı gösterilmiştir. Anne

ya da babanın on bir yaşından önce kaybı daha sonra depresyon

gelişebileceğinin öngörülmesinin sağlayan en önemli yaşam olayıdır. Bir

kişinin eşini ya da çocuğunu kaybetmesi ise depresyonun başlamasına

neden olabilecek en önemli çevresel stres kaynağıdır. Yaşam olaylarının

çoğu özgül değildir; yani her kişide böyle bir bozukluğu başlatmaz.

Ancak biyolojik ve ruhsal yatkınlık olduğunda bu etkenler rahatsızlığın

başlamasında önemli etken olurlar. <b style="">Kişilik Yapıları Ve Depresyon[/b] Kuşkusuz

bireylerin kişilik yapıları onların ruhsal bozukluklara karşı

eğilimlerinde belirleyici olabilmektedir. Bununla birlikte hiçbir

kişilik özelliği ve tipi tek başına depresyona yatkınlık

yaratmamaktadır ve herhangi bir kişilik tipindeki her insan depresyona

yakalanabilir. Bununla birlikte genel olarak depresyon

geçirmeye yatkın kişileri genellikle kimseyi incitmemeye, herkesi

hoşnut etmeye, iyiliksever olmaya eğilimli, aşırı duyarlı, titiz,

sorumluluk duygusu güçlü, yakınlarına aşırı bağlı ve bağımlı,

kendisinden ve yakınlarından yüksek beklentileri olan, mükemmeli

arayan, onurlarına düşkün, öfke duygularını dışa vurmayan, çabuk

etkilenen ve üzülen, meraklı, oral-bağımlı, histriyonik kişilik

özellikleri, içedönük kişilerdir. <b style="">DEPRESYONUN TEDAVİSİ[/b] <b style="">[/b] Depresyon

tedavisinde kullanılacak üç önemli araç vardır: psikoterapi, ilaçlar ve

elektroşok. Işık tedavisi ve uykusuz bırakma tedavisi gibi

yöntemlerindeetkinliği gösterilmiştir. Ancak bunlar söz konusu üç

yöntemlekarşılaştırılabilecek yaygın bir kullanıma sahip değildir. <b style="">İlaçTedavisi[/b] Depresyonun

ilaçla tedavisi iki boyutta değerlendirilir. Birincisi hastanın yoğun

depresif durumdan kurtulup düşünebilecek ve depresyondan kurtuluş için

gereken çabayı gösterebilecek düzeye gelmesini sağlamak ve depresyondan

çıkmasını sağlamak; ikinci aşamada ise iyilik halinin sürdürülmesine

yardımcı olmaktır. Depresyon tedavisinde kullanılan temelilaçlar,

kişiyi canlandırıp, içine gömüldüğü karamsarlık ve isteksizlik

çukurundan yukarı, yaşamın canlılığına doğru iten

antidepresanlardır.Depresyon tedavisinde esas olarak kullanılması

gereken ilaçlar antidepresan ilaçlardır. Ancak zaman zaman gerekli

görüldüğünde yani hastanın klinik özelliklerigerektirdiğinde

anksiyolitik denen kaygı-sıkıntı giderici, yatıştırıcı ilaçlarya da

nöroleptik ilaçlarda verilebilir. İlaç tedavisinde

kullanılanantidepresan ilaçlar her zaman beklenen iyileşmeyi

sağlamayabilir. Ayrıca aynıilaç farklı kişilerde aynı etki ve

iyileşmeyi sağlamayabilir. Bu durumda ya ilaçdeğiştirilir yada birkaç

ilaç bir arada önerilebilir.Antidepresan ilaçlardepresyonu

iyileştirirken bazı etki ağız kuruluğu, görme bulanıklığı,

çarpıntı,kabızlık ve idrar tutukluğu gibi bazı yan etkilere neden

olabilir. Tüm gruplardacinsel işlev sorunları, uykusuzluk ya da aşırı

uyuklama, sinirlilik gibi yanetkiler ve ender olarak alerjik

reaksiyonlar görülebilir. Depresyonun sıklıklayinelenen ve bazen de

kronik seyir gösteren özelliklerinden dolayı,klinisyenlerin tedaviyi

sonlandırma konusunda çok dikkatli olmalarıgerekmektedir. İlaç

tedavisinde genel prensip idame tedavinin, akut tedaviyeyanıt alınmış

dozla devam edilmesi ve tam bir iyileşme olmadıkça

kesilmemesidir.Tedavi sonlandırılmaya karar verildiğinde ilaçlar

yavaşkesilmelidir. <b style="">Psikoterapiler[/b] Ağır

çökkünlüklerde kuşkusuz başlangıçta ilaç sağaltımıönceliklidir. Ancak

hasta düzeldikçe çökkünlüğe neden olabilecek

çökkünlüğüsüreğenleştirecek ya da yineletecek kişilik ve çevre

etkenlerini psikoterapötikyöntemlerle ele almak gerekir. Depresyonunnedenleri

incelendiğinde diğer etkenlerle birlikte sosyal ve

psikolojiketkenlerinde önemli rol oynadığı görülür. Bu nedenle hastaya

ilaç tedavisininyanında psikoterapötik destek de sağlanmalıdır. Çünkü

ilaçlar hastalığınbiyolojik nedenlerini ve bunların neden olduğu

fiziksel belirtilerde düzelmesağlarken, psikoterapi hastanın sosyal

ilişkilerini düzenlemesine, kişiliğiyleilgili ve hastalığın nedeni olan

bilişsel ve bilinçdışı etkenlerleilgilenir. Depresyonuntedavisinde

psikanalitik terapi, bilişsel terapi, davranışçı terapiler,kişilerarası

terapi yaygın olarak kullanılmaktadır. <b style="">Elektroşok Tedavisi[/b] Elektro

konvulsif terapi bir çeşit epilepsi nöbeti oluşturarak etki eden bir

yöntemdir. Kişi bu sırada tam bir bilinç kaybı içinde olduğu için nöbet

sırasında olup biteni anımsamaz. Yapılan çalışmalar oluşturulan

nöbetlerin sinapslarda monoaminlerin etkinliğini artırdığını ve bu

nedenle elektroşokun antidepresan ilaçlara benzer bir depresyon

giderici etkiye sahip olduğunu göstermektedir. “

Bu tedavi genellikle hastanede yatan ve depresyon düzeyi çok yüksek

olan hastalar için kullanılır. Haftada bir ya da iki kez uygulanır.

Tedavisi için 5–10 seans gereklidir. Çok çabuk sonuç verir. Ancak 1–2

haftadan daha uzun sürmeyen geçici bir bellek zayıflığına yol açar” <b style="">Işık Tedavisi (Foto-Terapi)[/b] Gündüz

periyotlarının kısaldığı ilkbahar, sonbahar gibi mevsimlerde görülen

depresyonlarda kullanılır. Tedavide parlak güneş ışığı üreten florasan

lambalar kullanılır. Depresyon geçirmekte olan kişi lambanın bulunduğu

odada, ışık şiddetine ve lambaya olan uzaklığına göre belirlenen bir

süre kalır ve bu süre boyunca dakikada birkaç kez ışığa göz atması

istenir. Çünkü depresyonun iyileşmesinde rol oynayan mekanizmanın göz

yoluyla alınan ışığa da gerek duyduğu gösterilmiştir. <b style="">[/b] <b style="">Uykusuz Bırakma Tedavisi[/b] Depresyonda

ki hastalarda tanı ve tedavide uyku çalışmalarının iyi bir yol

gösterici olduğu kabul edilmektedir. İki uçlu mizaç bozukluğunda, bazen

uykusuz kalmanın depresyonun karşı kutbu olan manik nöbetin tetiğini

çektiği gösterilmiş ve bu gözleme dayanarak depresyonda uykusuz bırakma

tedavisi geliştirilmiştir. Kişi haftada bir veya birkaç kez bütün gece

oyalanarak uyumasına izin verilmez. Total uyku yoksunluğu % 40–60

hastada depresif belirti ertesi gün azaltmaktadır. Uykusuz bırakma

tedavisinde hastanın yanıtı uyku yoksunluğunun olduğu gece ve takip

eden günde ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber depresyonda düzelme

birkaç hafta sürmektedir. Hastalar

alışageldik gece uyku saatinden itibaren tüm gece ve takip eden tüm gün

boyunca uyanık tutulurlar. Bu dönem süresince herhangi bir kestirme

veya şekerlemeyi içerecek kısa ya da uzun bir uyuklamaya izin verilmez.

Total uykusuzluk dönemi yaklaşık olarak 40 saat sürmektedir. Genelde

düzelme tüm belirti ve belirtilerde olmaktadır. Bazı hastalarda ise

düzelme takip eden toparlanma uykusu sonrasında ikinci gün ortaya

çıkmaktadır. Uyku yoksunluğunun tüm depresyon tiplerinde etkili olması

, bir yaş kısıtlaması bulunmaması ve hem total hem de kısmi olarak

uygulanabilmesi diğer avantajları arasındadır.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

Bluesky24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Depresyon

Serbest Kürsü ve Diğer Sağlık Haberleri Depresyon Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Depresyon, biyo-psiko-sosyal nedenleri olan bir duygudurum bozukluğudur. Kişinin kendini derin bir keder içinde hissettiği, geleceğe ilişkin kötümser, karamsar düşünceler, geçmişe ilişkin yoğun pişmanlık, suçluluk duygu ve düşüncelerinin taşındığı , bazen ölüm düşünceleri, bazen ölüm girişimi ve sonuçta ölümün olabildiği uyku, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Diğer Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Diğer Sağlık Haberleri nerededir kimdir Diğer Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Diğer Sağlık Haberleri hipnoz Diğer Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Diğer Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Diğer Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 09:59 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.