07-05-2010, 04:30 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Fertiliteyi koruma ve arttırma önerileri Kendi kendinize alabileceğiniz bazı basit önlemler ile
üreme potansiyelinizi koruyabileceğinizi hatta
arttırabileceğinizi aklınızdan çıkartmayın. Halen çocuk
sahibi olmayı düşünmeseniz bile üreme yeteneğinizi olumsuz
etkileyebilecek faktörleri bilmeli ve bunlara karşı önlem
almalısınız.
Vücut ağrılığı diet ve egzersiz
Bu önlemlerin en başında gelenlerden birisi vücut
ağırlığı, diet ve egzersiz arasındaki dengenin
sağlanmasıdır. Uygun diet ve egzersiz optimal üreme
fonksiyonu için son derece önemlidir.
Belirgin derecede düşük kilolu ya da aşırı şişman
kadınlar gebe kalmada güçlükler yaşayabilirler. Kadınlık
hormonu olan östrojenin büyük kısmı yumurtalıklarda
üretilir. Ancak yağ dokusu da küçümsenemeyecek bir östrojen
kaynağıdır. Vücudunuzda bulunan östrojenin %30'u yağ
hücrelerinizde sentezlenir.
Döllenme olayı hassas hormonal dengelerin rol aldığı
karmaşık bir olaydır. Bu olayın başarı ile
sonuçlanabilmesi için stabil bir hormonal durum gereklidir. Bu
nedenle az ya da fazla kiloların infertiliteye neden olabilmesi
şaşırtıcı bir durum değildir.
Normalin %10-15 altında ya da üstünde olan vücut
ağırlığı üreme sistemini kökten etkileyebilir. Bunun en
güzel örneği beslenme bozukluğu olan aşırı zayıf
kişilerde adet kanamalarının düzensiz oluşudur. Bu düzensiz
kanamalar genelde anovülasyon yani yumurtlamanın olmaması ile
birarada seyreder. Maraton koşucuları, yüzücüler gibi ağır
sporlar ile uğraşan kadınların pekçoğunda adet
düzenzilikleri ve dolayısı ile infertilite sorunu mevcuttur.
Sigarayı bırakın
Genel sağlık sorunlarının yanısıra sigara üreme
sağlığı ve dinamikleri açısındna da son derece zararlı
bir alışkanlıktır. Özellikle erkeklerde sperm sayılarında
anlamlı düşüklüğe neden olabilir. Benzer şekilde kadında
yumurta kalitesini de bozabilir. Yapılan araştırmalar sigara
kullanan kadınların hamile kalmaları için geçen süre sigara
kullanmayanlara göre belirgin derecede uzamaktadır.
Alkolden uzak durun
Sigara gibi alkol de hem kadın hem erkekde üreme potansiyelini
olumsuz etkileyen bir faktördür.Özellikle erkekte sperm
sayısını azaltabilir.
Kullandığınız ilaçları gözden geçirin?
Değişik hastalıklar için kullanılan ilaçlar da fertiliteyi
etkileyebilir. Özellikle ülser ve tansiyon ilaçlarının sperm
sayıları üzerine etkili olduğu bilinmektedir. Eğer bu tür
bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuzla bu konuyu mutlaka
görüşmelisiniz. Öte yandan özellikle eczanelerde reçetesiz
satılan bazı ilaçlar da erken dönemdeki bir hamileliği
olumsuz şekilde etkileyebilir. Eğer hamile kalmayı
planlıyorsanız ve bu nedenle korunmayı bıraktıysanız
herhangibir ilacı kullanırken çok dikatli olmalısınız.
Böyle bir durumda ilaç kullanmanız gerektiğinde
jinekoloğunuzun fikrini almaktan asla çekinmeyin.
İllegaliteden kaçının
İllegalite tanımı altına pekçok faktör sokulabilir.
Yurdumuzda çok yaygın olmasa da özellikle gelişmiş
ülkelerde madde ve uyuşturucu bağımlılığı oldukça
önemli bir sorundur.Marijuana gibi uyuşturucular ya da
sporcuların kullandığı doping ilaçları sperm sayı ve
hareketliliğini azaltabilir.
İllegalite tanımı altına sokulabilecek bir başka faktör
de evli kişlerin birden fazla kişi ile cinsel ilişkide
bulunmalarıdır. Üreme potansiyelini olumusuz etkileyen en
önemli faktörlerden birisi cinsel yolla bulaşan
hastalıklarıdır. Erkekler genelde bu hastalıkar için
taşıyıcı görevi görürler. İyi tanımadığı bilmediği
bir kadın ile ilişkiye giren bir erkek enfeksiyonu eşine
taşıyabilir. Kadında ciddi pelvik enfeksiyn gelişmesi
durumunda karın içinde yapışıklıklar ve tüplerde
tıkanıklık sonucu infertilite gelişebilir. Evli kişilerde
sadakat fertiliteyi korumada ön sıralarda yer alan önemli bir
faktördür.
Bekar kişiler ise ister kadın olsun isterse erkek mutlaka
cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı önlem almalıdır.
Bazıları ölümcül olabilen bu hastalıklardan korunmanın en
etkili yolu prezervatiftir.
Kafein alımınızı azaltın
Çay, kahve, kolalı içecekler,çukulata gibi maddelerin içinde
bulunan kafeinin aşırı miktarlarda alınması gebelik
şansını azaltmaktadır.
İlişki sıklığı
Cinsel ilişki sıklığı üreme yeteneğini direk etkileyen en
önemli faktörlerden birisidir. İlişki ne kadar sık olursa
gebelik şansı o derece yüksek olur. Burada kastedilen hergün
girilen ilişki değildir. Bu sperm sayı ve kalitesini azaltır.
İdeal olan ovülasyona yakın günlerde gün aşırı ilişkiye
girmektir. Günümüzde hem erkeğin hem de kadının çalışma
hayatı içinde olması, mesleki stresler ve kaygılar nedeni ile
cinsel güdülerde ve istekte azalma çoğu çiftin ortak
yakınmasıdır. Bu nedenlerle ilişki daha ziyade hafta sonları
olmaktadır. Doğal olarak bu çiftlerin gebelik elde etmesi
gecikecek ve büyük olasılıkla çift infertilite nedeni ile
hekime başvurmak zorunda kalacaktır.
İlişkinin zamanlaması
İlişkinin sıklığı yanısıra zamanlaması da son derece
önemlidir. İnsan dışında hemen hemen bütün canlılar
yumurtlama dönemini bilirler. Östrus ya da kızgınlık dönemi
olarak adlandırılan bu devrede cinsel istekleri artar ve
çiftleşirler. Hatta kedilerin bu özelliği pekçok espiriye de
konu olmaktadır. Oysa insanlarda durum farklıdır. Kadında
belirgin bir kızgınlık dönemi yoktur ve pekçok kadın
yumurtlama dönemini fark edemez. Çeşitli yöntemler ile
kadının adet düzeni saptanır ve ovülasyon dönemi tespit
edilebilir. Fertil dönem denilen gebe kalma olasılığının
yüksek olduğu dönemde bu nedenle gün aşırı ilişki
önerilir.
Pozisyon ve teknik
Cinsel ilişki ve fertilite arasındaki bağ ile ilgili son nokta
uygun şekilde ilişkide bulunmaktır. Doğada çok değişik
hayvan türleri vardır ve bunların herbiri soyunu devam
ettirmek için farklı mekanizmalar geliştirmiştir. Örneğin
domuzlar sperm açısından çok cimridirer. Erkeğin penisi
spiral şeklindedir ve dişinin vajinasına adeta vidalanır. Bu
sayede tek bir sperm bile boşa gitmez.
İnsanlarda bu tarz mekanizmalar mevcut değildir. Gerçekte
bu tür tekniklere gerek de yoktur.
İlişki sonrası semenin vajina dışına kaçması
son derece normaldir. Pekçok kadın bunu gebelik
şansı açısından olumsuz bir faktör olarak yorumlar. Yine bu
olayı fark ettiklerinde doğru şekilde ilişkide
bulunamadıklarını ya da vücutlarının spermi kabul
etmediğini düşünürler.Ancak bu doğru değildir. Semenin
dışarı gelmesi ilişkinin uygun şekilde yapıldığının
göstergesidir. Meninin vajina içine boşaldığını gösterir.
Gerçekte siz sadece dışarı akanı görürsünüz içeride
kalan ve tüplere doğru yolculuğa başlayanları göremezsiniz.
Çocuk isteyen çiftlerde genelde önerilen erkeğin üstte
olduğu pozisyonlardır. İlişki sonrası kadının en az 5
dakika sırt üstü yatması ve vajinal duştan kaçınması da
diğer öneriler arasındadır. İlişki esnasında kayganlığı
sağlamak amacı ile kullanılan yapay maddeler spermler
üzerinde ölümcül etki yaratabileceğinden önerilmemektedir.
Çok gerek duyuluyor ise petrol bazlı olanlar yerine sıvı
parafin ya da su bazlı kayganlaştırıcılar tercih
edilmelidir.
Kariyer ve üremenin dengelenmesi
İnfertiltenin geçmişe göre daha sık görülmesinin
nedenlerinden biriside kadınların çalışma hayatı içinde
daha fazla yer almalarıdır. Çoğu kadın çocuk sahibi olmak
için işinde yükselmeyi beklemekde bu nedenle de yaşı
ilerlemektedir. Yine pekçok işveren -ki buna çok büyük
holdingler de dahildir- işe alacakları bayan personele belirli
bir süre gebe kalmama kısıtlaması getirmektedir.
Zaman geçtikçe kadının üreme potansiyeli azalmakta ve
dolayısı ile infertilite daha sık karşımıza çıkmaktadır.
Aslına bakılırsa bebek sahibi olmak için en uygun zaman diye
birşey sözkonusu değildir. Kadının üreme potansiyeli 20-30
yaş arasında zirvededir. 30 yaştan sonra azalan bu potansiyel
35 yaşından sonra keskin ve hızlı bir düşüş gösterir.
Bebek sahibi olmak için en uygun zaman oldukça kişisel bir
karardır. Ancak çeşitli nedenler ile çocuk sahibi olmayı
geciktiren ya da geciktirmeyi düşünen çiftlerin karşısında
başka bir problem daha vardır: Sosyal baskılar.
Hemen her toplumda özellikle aile büyükleri biran önce
torun sahibi olmak için baskı kurma eğilimindedirler. Medyada
yer alan ve çiftlerin biran önce bebek sahibi olmasını
öneren yazılar da benzer şekilde baskı unsurudur. Tüm bu
faktörlerin etkisi ile yeni evli ya da uzun süre etkili
yöntemlerle korunmuş çiftler daha infertilite sınıfına
girmedikleri halde sırf kadın 30 yaşına geldi diye doktor
doktor dolaşabilmektedirler. Üreme potansiyeli azalıyor mu?
Bu soru hem konu ile ilgilenen hekimlerin hem de olayla direk
ilgili olan çiftlerin cevabını aradığı sorulardan biridir.
Cevap kesin değildir ancak muhtelemelen önerme doğrudur.
Kadının evlenme yaşının artması, cinsel özgürlük ile
birlikte cinsel yolla bulaşan hastalık oranlarındaki
yükselme, nedeni bilinmemekle birlikte erkekde sperm
sayısındaki global azalma bu durumun nedeni olabilir.
Sperm sayılarındaki azalma ilginç bir global gözlemdir.
Gerçekten de son 15-20 yılda tüm dünyada yaygın olarak sperm
sayılarında bir azalma eğilimi dikkati çeklmektedir. Bu
durumun çevresel kirlenmeden mi yoksa modern yaşamın
yüklediği stresden mi kaynaklandığı belli değildir.
Sevindirici olan ise üreme potansiyeli üzerindeki bunca
olumsuzluğa karşın, yardımla üreme tekniklerindeki
gelişmeler ve buna bağlı olarak artan başarı oranlarıdır.
Yine modern insanın infertiliteyi tabu olmaktan çıkarması ve
tedavi alternatiflerini bilinçli bir şekilde değerlendirmesi
de kayda değer bir ilerlemedir.
******
[/b]
Bu yazı ilginizi çektiyse aşağıdaki
yazıları da okumanızı öneririm
• Vücut
Kitle İndeksi hesaplama
• Olası yumurtlama günü hesaplayıcısı
• Hamile kalmak istiyor musunuz
(baby making sex)
• Yaş ve fertilite
• Sigara ve fertilite
• Alkol ve fertilite
Geri
10 Şubat 2008
Saat: 14:20
UYARI
Çin
Malı ürünlere dikkat !
Unutmayın!
Çalışan
anne adayları: Doğum
öncesi iznine ayrılmak için yapmanız gereken
işlemleri unutmayın
Kaynak: Dr. Mumcu Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |