Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Depresyon ve Yoga İnsanlar yaşamları boyunca mutluluk arayışını sürdürür, ancak çok azı erişebilir.
Kendilerini mutlu edeceğini düşündükleri aktivitelerle oyalanır– televizyon, sinema, spor — fakat sürekli mutluluk duygusu yakalayamazlar…
İnsanlar güç, statü ve materyal de mutluluk ararlar. Bunun karşılığında birçok kişi korku, nefret, başarısızlık, yetersizlik, güvensizlik gibi duygulardan, ülser, kalp krizi, ruhsal sorunlar gibi hastalıklardan muzdariptir…
Aslında hayatta mutluluğa giden yol, hayata karşı pozitif ve dışa dönük olmanın yolu aslında o kadar basittir ki, insanlar onu hiç denemezler ve hatta düşünmezler bile…
Mutluluğun yanıtı, farkındalığınızı artırmak, zihnin sonsuz derinliklerine dalmaktır. Daha önce deneyimlediğiniz diğer huzur türlerini aşacak, huzuru bulacağınız yer zihninizdir. Zihninizi tanıdığınızda tüm sorunlar önemini yitirecektir.
Hala dünyada yaşayıp, işinizi yapıp, diğer insanlarla etkileşirken, devamlı bir tatmin durumu hissedeceksiniz. Çoğu insanın saplandığı yüzeyselliklerle değil, anlamı olanla etkileşimde olacaksınız.
İnsanın en büyük problemlerinden biri değişikliğe adapte olamamasıdır. Yüzyıl önceye kadar ve hatta şimdi de teknolojiyle içiçe yaşamayan toplumlarda, bu bir problem değildi. Ancak teknolojik toplumlar devamlı bir değişim hali içindeler. Değişimler, zihnin onlara adapte olma hızından daha hızlı şekilde meydana geliyor. Sonuçta, kişiye göre değişen, küçük ya da büyük ölçekte ruhi sorunlar oluşuyor. Bu sorunu saptayan psikoloji artık, değişiklikle yüzleşme kapasitesini geliştirmenin kesin yolu olarak meditasyonu öneriyor.
Bir çoğumuzun hayatta bazı şeyleri gerçekleştirmek, bazı meslekleri icra edebilmek için doğal bir yeteneği vardır, ancak bu yönümüzü bilmediğimizden, bunları hiç yapmayız . Bir bakıma devamlı bir düş kırıklığı halini yaşarız. Bu potansiyeli dışa vurabilirsek, artık kendimizi gerçekleştiren, yaratıcı ve mutlu hayatlar sürebiliriz. Bunu meditasyon metoduyla gerçekleştirebiliriz. Bu şekilde iç varlığımızı bulabilir ve sonra bunun doğuştan gelen doğasını uygulayabiliriz. En iyi olduğumuz şeyi yapmaya başlayabiliriz.
Dış olguları yaşamalıyız, zira bu hayatın bir parçasıdır. Fakat dış hayatımızı iç hayatımız ile beslemeliyiz. Bu şekilde materyal hayatın tadını, daha fazla alırız.
Şu anda birçoğumuz bilgisizce neredeyse tamamen dışa dönük bir yaşam sürmekteyiz. Meditasyonun amaçlarından biri de bilincimizi dışarıdaki dolambaçlardan kısa bir süre için bile olsa almak ve onu içimize yönlendirmektir. Amaç iç yaşama küçük bir bakış atmak ve sonunda onu dış hayatla bağlamaktır. Bu bağlantı hep vardır ama biz bu gerçeğin hiçbir zaman bilincinde olmayız. Meditasyon bizi bu bağlantıya bilinçli yapar, mutluluk ve huzura götürür.
Meditasyon karamsarlık, depresyon ve benzerleri gibi insanların, hayatın normal bir parçası olarak kabul ettiği zihin durumlarını, etkisiz hale getirmenin kesin yoludur. Psikologlar bile artık buna inanmaktalar ve psikoloji alanında modern ileri düşünürler, bu fikri ortaya koyuyorlar. Yoga gii, onlar da artık insanın normal durumunun, sürekli bir mutluluk ifadesi olduğuna inanıyorlar. Meditasyon morali kontrol altında tutmak, olumsuz durumları ortadan kaldırmak ve yerine olumlu duyguları koymak için, herkes tarafından kullanılabilir. Böylece amaç var olan kompleksleri, fobileri, önyargı yüklü zihinsel programı kırmak ve yerine arınmış bir zihinsel programı yerleştirmektir
Vücudun dövüş ya da kaç savunma mekanizması, sempatetik sinir sistemi ve adrenal bezleridir. Sempatetik sinir sistemi ve adrenal bezlerinin aktiviteleri uzun bir süredir bilinmektedir; bu iki sistem birbirini tamamlar.
Stres, tehlike veya korku anında adrenal bezleri vücudu dövüş ya da kaça hazırlayan, adrenalin hormonunu salgılar. Bu hormon vücudu daha etkin hale getirir. Kalp atış hızı ve nefes sıklığı artar, görüşü, duymayı vs. keskinleştirir ve aynı zamanda sindirimsel işlevleri baskılanır ki, tehdit eden durumla yüzleşirken enerji daha faydalı şekilde kullanılabilsin.
Bu sistem kısa süreli tehlikeler içindir. Daha uzun süren tehditler için sempatetik sinir sistemi olayı devralır ve vücudu sürekli daha yüksek güç seviyelerinde tutar. Ancak bir an gelir ve tehdit geçtiğinde vücut fonksiyonları normal aktivite seviyelerine geri döner.
Stres dolu, rekabetçi, modern yaşam şekli ise öyledir ki, insanlar neredeyse devamlı olarak dövüş ya da kaç durumuna hazır durumda yaşarlar. Bu, patron korkusundan, arkadaş ve komşuların gözünde değer kaybetmekte korkusuna, kira ve faturaları ödeyememe korkusundan bir başka korkuya kadar değişik nedenlerden oluşur. Bu şartlar altında, kişi devamlı gergindir, ruh halinde büyük dalgalanmalar olur ve neredeyse devamlı bir tatminsizlik, mutsuzluk haliyle yaşar. Vücut da hastalıklara direnme kabiliyetini yitirir.
Birçok kişi hayatlarının büyük bölümünde gergin olmadıklarını söyleyebilir veya düşünebilir. Bazıları için bu doğru olabilir ama bilimsel testler göstermektedir ki çoğu kişi neredeyse sabit bir şekilde gergindir fakat bunun farkında değildir. Değişik şartlara tepki olarak, önemsiz görünse bile, kaslarını germekte, gözlerini kısmakta, tırnaklarını yemekte, alınlarını kırıştırmakta vs gibi durumlar içindedirler. Bu şekilde hareket etmeye o kadar alışmışlardır ki, bu hareketleri yaptıklarının farkında bile değildirler.
Bu huy edinilmiş tepkiler, psikosomatik hastalıkların habercisidir. Biri bu gerginlikleri gösterdiğinde, bilse de bilmese de kendini aslında dövüş ya da kaç tepkisine hazırlıyordur; sempatetik sinir sistemi ve adrenal bezlerinin varoluş sebebi olan tepkiye. Bu faaliyetler dış görünüşte küçük ve önemsizdir ancak içerde kalp atışı ve kan basıncında vs. değişikliklerin meydana geldiğini işaret eder. Adrenal ve sempatetik sistemin bu uzayan uyarımı, medeni rahatsızlıklar denen yüksek tansiyon, diyabet, koroner trombosis, peptik ve duodenal ülserler ile birçok ruhsal rahatsızlık, ayrıca sırt ağrıları, cilt problemleri, kas çekmeleri ve bir dizi diğer rahatsızlığa yol açar.
Bu rahatsızlıkları dengelemek, önlemek ve iyileştirmenin kesin olan tek yolu, her gün vücut ve aklı tamamen gevşetmektir. Uyku tabii ki her zaman bilinen bir yoldur fakat çoğu kişi o kadar gergindir ki uyku sırasında bile gevşeyemezler. Uyku genel olarak adrenal ve sempatetik sistemin fazla kullanılmasının zararlı etkilerini ortadan kaldırmak, gevşemek ve dengeye kavuşmak için yetersizdir. Vücut süreçlerinin nihayet kendilerini yenileyip edip normal aktivite seviyelerine dönmeleri, sadece derin gevşeme sırasında olur. Meditasyon bunu yapmanın bir yoludur. Bir bakıma, meditasyon sempatetik sinir sistemi ve adrenal bezlerin karşıtı, bunlara karşı bir denge unsuru olarak görülebilir. Modern hayatın her derde deva ilacıdır. Bütün akıl-vücut kompleksinin pozitif sağlık kazanmasının kesin bir yoludur.
Sadece gevşemeyi öğrenmek zorunda değiliz, ayrıca çevremize gösterdiğimiz tepkilerimizi de değiştirmeliyiz. Her kişinin mutluluğu çevre ile uyumlu hale gelmesine ve entegrasyonuna bağlıdır, devamlı çevreye ilişkin korku içinde olmaya değil. Akıl-vücut sistemi yeniden programlanmalıdır ki, mümkün olan her durumda kana adrenalin püskürtülmesin. Aklımızı ve vücudumuzu değişik tepki verecek şekilde yeniden programlamalıyız ki gevşeyelim, mutlu olalım ve farkındalık seviyemizi yükseltmeye başlayalım.
Yoga Danışmanı
Beklen Dalgakıran Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |