Hematit

Manyetik bir demiroksittir. Fe2O3
Almanya,Elba adası,ABD,Kanada,Rusya,sveç,Avusturalya,Brezilya da çıkarılır.
Eski Mısırda Hematit barıs getiren tas olarak bilinirdi.Eski Yunanda ise topragın içinde akan ve onu hayatta tutan kan olarak kabul edilirdi.O nedenle hematit, antik dönemden beri sifa getiren kantası olarak bilinir.Hematit nazara karsı da kullanılırdı.

Bedendeki sifa etkisi

Topragın kanı olarak bilinen hematit kanımız üzerinde de çok etkilidir ve bedeni bir çok kan hastalıklarından korur.Hematitle kanbasıncıdengelenir, organların hücre yapısı düzenlenir.Varis ve kan dolasımı rahatsızlıklarına karsı çok yararlıdır. Kanamalar, kanayan yaralar ve ciltteki morarmalar Hematit le tedavi edildiginde hızlı bir iyilesme görülür.Özellikle hematit gülleri hormonal dengesizlikten dolayı olusan menstrüasyon rahatsızlıklarına yardımcı olur ve agrıları hafifletir.Düzenli birsekilde sabahları açkarnına içilen hematit suyu tüm kan dolasımını ve lenfsistemini canlandırır,bedenin demir ihtiyacını karsılar.
Hematit tası tasıyarak veya hematit suyu içerek daha canlı, taze ve genç bir görünüm elde edebilirsiniz.Ayrıca hematitin özellikle çok güçlü bir temizleyici arındırıvı etkisi vardır.Hem bedenimizin hem de aura ve çevremizin temizlenmesini saglar.Hematiti geceleri yastıgınızın altına koyarak daha derin ve dinlendirici bir uyku uyuyabilirsiniz.

Psikolojik etkisi

Hematit kisiye oldugu gibi kabullenme ve yasamsevinci getirir.Daha bagımsız olmayı ve hayatımızı oldugu sekliyle elimize almayı ögretir.Kıskanç ve bize uygun olmayan arkadasları tanımamızı saglar ve onların etkilerinden korunmamıza yardımcı olur.Hematit çevremizde koruyucu bir alan olusturur.

Çakralar üzerindeki etkisi

Hematitin bir diger adı da kantasıdır.Görsel olarak gridir,ancak iç yapısı kan gibi kırmızıdır.O nedenle kök çakrası tasıdır.
Hematit özellikle manyetik blokajlarımızı çözer.Bunlar topraktan ya da gezegenlerden yayılan kozmik zararlı ısınlar olabilir.Hematiti kök çakrasına koydugumuzda huzur ve ısı hissedebiliriz.

Bakımı

Hematit bir çok baska kristalleri arındırmak için de kullanılır.Bu nedenle kendisi de arınmalıdır. Hematit bir demiroksit oldugundan, asla suyla temas etmemelidir. Sadece suyu içilecek olursa suyun içinde bekletilmelidir.
Hematit bir kase ufak dag kristalleriyle bir gece bekletilirse yeni enerji ile dolar ve topladıgı olumsuz ısınlardan arınır. Ancak bu islemle dag kristalleri bosalacagı için onları da günes altında doldurmak gerekir.

Burcu
Akrep

[vittoria è nostra]

Hematit Taşı Özellikleri
Kimyasal Bileşimi, Fe2O3
Kristal Sistemi, Trigonal
Kristal Biçimi, Genellikle ince yada kalın levhamsı kristaller, rombohedral, piramidal ve nadiren de prizmatikdir.
İkizlenme, Penetrasyon ikizi tipikdir.
Sertlik, 5 – 6
Özgül Ağırlık, 5.26
Renk ve şeffaflık, Çelik grisi-siyah, opak
Çizgi Rengi, Kırmızı-kırmızımsı kahverengi
Parlaklık, Metalik
Hematit, demirin başlıca kaynaklarından biridir.
Narin bir kristal çeşididir ve işlenirken Mohs’a göre 6,5 sertlikte olmasından dolayı çok titiz bir çalışma ister.
Kan dolaşımı üzerinde pozitif etkisi vardır. Dalağın doğru çalışmasını sağlar. Enerji ve canlılık verir, stresi azaltıcı etkisi vardır. Çekim gücü fazla olduğundan, kişisel çekim, neşe, cesaret ve istek verir.
Özellikle karar verme güçlüklerine birebirdir.
Eski çağlarda tılsım olarak kullanılan taşların başında gelir, ancak modern çağda da insanlar bu taşın bel soğukluğuna iyi geldiği inancındadırlar.


Hematit, Fe2O3 formundaki demir mineralidir. Kan taşı olarakta bilinen hematitin en yaygın rengi kırmızıdır-kahverengidir. Ayrıca siyahtan griye, sarıdan kahverengine kadar içerdiği diğer kayaçlardan ötürü farklı renkler de bulunur. Pigment olarakta kullanılan hematit, çelik üretiminde kullanılan temel mineraldir.



Kullanım Tarihçesi
Kırmızı tebeşir işletimi, insanlığın ilk teşebbüs ettiği mâdencilik dallarından biriydi. Târih öncesi çağlarda ilk kullanımı 164.000 yıl öncey Pinnacle-Point adamı tarafından yapıldı. Toz şeklindeki mineral, Güney Afrikada bulunan Pinnacle Point mağrasında sosyal farklılaşma için kullanmıştı. Hematit artıkları, takrîben M.Ö. 80000 yılına âit mezarlarda bulunmaktadır. Polonyada bulunan Rydno ve Macaristandaki Lovas yakınlarında paleolitik hematit çukurları bilinmektedir (M.Ö. 60000).





[B]Avrupada bilinen en eski yeraltı mâden ocakları Taşoz adasındaki Tzines ve Vaftochilidedirler (M.Ö. 20000 ilâ M.Ö. 15000). Almanyada buna benzer kapsamda târih öncesi çağa âit mâdencilik izlerine Bad Sulzburg ve Münster vâdîsinde (Kara Orman) rastlanır (M.Ö. 5000de orada bulunumuş Band seramik kültürü).