Bu ödülü kazanan Zaha Hadid dışında başka bir Müslüman var mıydı?
Literatürü bildiğim kadarıyla -ki takip ettiğim bir literatürdür- başka yok. Bir de biz.
Tesadüf mü yoksa Müslüman ya da Ortadoğulu olmak gerçekten ciddi bir engel mi?
Kesinlikle engel. Bu bize bazı yarışmalarda off the record söylendi de. "Katılmayın, size ödül vermezler" dediler. Biz buna "handikap puanı" diyoruz. Yani birinci torbadan değil, üçüncü torbadan geliyorsunuz. O yüzden de mükemmelin mükemmelini yapmanız gerekiyor.
"Bize Doğu Avrupalı dediler"
En mükemmeli yapmak böyle bir önyargıyı kırmaktan daha mı kolaydır?
Neredeyse... Bakın size çok ilginç bir şey anlatacağım: ABD'de çok saygın, önemsenen bir internet sitesi var: Pure Contemporary Behind the Curtain. Orada çok etkili bir kadın yazar var: Diane Burley. Bu hanım bizim tasarımlarımız hakkında daha biz ödül almadan önce bir makale yazmış, "Bu ekibe dikkat, bunlar bir şey yapacak" diye... Ama asıl önemlisi şu: Bizi tanıtırken "Ortadoğu" dememiş de "Doğu Avrupa" demiş. Çok şaşırdım. Kendimi hiç Doğu Avrupalı gibi düşünmemiştim ama onlar beni orada görmüş.
Sizce niye?
O ürünleri Ortadoğu'ya yedirmek istemiyorlar. Belli kalitede bir ürün yaparsanız "Bu Ortadoğu değil, olsa olsa Doğu Avrupa'dır" diyorlar. Ve bir şekilde sizi Avrupalı diye kodluyorlar.
Bir Türk ve Müslüman için Avrupalı dedirttiğinize göre demek ki gerçekten zor iş başarmışsınız.
Valla bu ödül için "Tasarımın Oscar'ı" diyorlar. Tabii ödülü alanın böyle bir şeyi söylemesi çok zor ama ben bir aydır birçok kişiden "Orhan Pamuk'un Nobel'inden sonraki en büyük ödül" sözünü duydum.
Bu ödülü aldığınızı kaç kişi biliyor?
Çok da bilinmiyor.
Komşularınız biliyor mu?
Galiba onlar biliyor.
"Bir teşekkür bile yok"
Köşk? Siyaset? Herhangi bir kutlama?
Hiç! Yok öyle bir şey! Bir tek Deniz Kuvvetleri'nden gelip tebrik ettiler, projeyi incelediler ve benden bir brifing istediler.
Dünya farkında mı?
Olmaz mı! Daha da farkında olacaklar çünkü bu yarışmada ödül yerine sizin bir yıllık tanıtımınızı üstleniyorlar. En saygın müzelerde Volitan sergilenecek; 100 bin tirajlı bir kitap basılıp dünyaya dağıtılacak. . Ama bizde bir teşekkür bile yok.
"Çocukluğum yelkenlilerde geçti"
Deniz olmayan bir şehirde yaşayıp dünyanın en müthiş teknesini yapmak... Nasıl oluyor bu?
Çünkü ben aslen Kalamışlıyım. Üstelik Kalamış'ın marina olmadığı zamanlarda Kalamışlıydım ve o zamanlar çocuklar top yerine suyla oynardı. Bütün çocukluğum yelkenlilerde, teknelerde geçti... Hâlâ ne zaman İstanbul'a gitsem asla köprüyü kullanmam, vapura binerim. Ne zaman boş kalsam gidip suyun kenarında otururum