İki kardeşin destansı öyküsü...
Albert, kardeşiyle beraber ressam olma hayalleri kurmaktadır. Ancak ailenin ikisini de okutacak parası yoktur.
Birgün bir gece yarısı bir hayal kurar iki kardeş.
Yazı tura atacaklardır...
Kazanan akademiye gidip resim eğitimi alacak,
Diğer kardeş madende çalışacak ve onun eğitim masraflarını karşılayacaktır.
Birisi döndükten sonra, bu defa diğer kardeş gidecektir akademiye...
Bir yazı tura, iki kardeşin yaşamlarını sonsuza dek değiştirir.
Albert kazanır ve kardeşi madene gidip kömür yatağında tüm parmakları en az iki kez kırılıncaya kadar çalışır ve kardeşinin eğitim masraflarını karşılar.
Aradan dört yıl geçer ve Albert eve döner. Çok ünlü bir ressamdır artık.
O akşam onun şerefine verilen yemekte ayağa kalkar ve,
"Kardeşim... Bir hayalimiz vardı...
Ben hayalimizin ilk adımını gerçekleştirdim. Şimdi sıra sende...Senin tüm masraflarını da ben karşılayacağım" der.
Kardeşi gözlerini Albert`e diker ve "Artık çok geç kardeşim" der.
"Bütün parmaklarım en az iki kez kırıldı. Bu halimle bardağı bile zor tutuyorken, artık resim yapamam... Benim için çok geç..."
Ve Albert, kardeşinin parmaklarını bu tabloya çizerek, tarihe bir efsane bırakır...
Onun için çok geçtir artık...