Alıntı:
strongman Nickli Üyeden Alıntı
evet arkadaslar aynen benim de kafama takiliyor ,bu konu hakinda herhangi bir aciklama yapamam,ama eft hakikatende ise yariyor ben yaklasik 1 aydir uyguluyorum sigara disinda kotu aliskanliklarimin cogundan vazgectim.. |
Konuyu hortlatayım :) EFT nin Türkçeye çevrimi "Duygusal Özgürleşme Tekniği" dir. Sistemin iddiası şudur: "Bütün olumsuz duyguların nedeni vücudun enerji sisteminin bozulmasıdır".
Yani bu demektir ki eğer sizde olumsuz bir duygu varsa ve siz bunu bastırırsanız yani o duyguyu tüketmezseniz, o duygu vücudunuzda oluşturulduğu yerde kalır, birikerek artar ve hastalık meydana gelir. Duygunun vücudunuzun bir yerinde oluştuğu fikri başta saçma gelebilir ama basit bir testle bunun ne kadar doğru olduğunu anlayabilirsiniz. Örneğin korku genelde karın bölgesinde ağrı, huzursuzluk, bulantı vb şekillerde kendini hissettirir. Duygusal baskılar genelde göğüs bölgesinde ve nefes almada zorluk ya da aldığınız hava yetmiyormuş hissi ile kendini gösterir. Ekonomik sorunlar karın bölgesi, göğüs ya da en çok görüldüğü şekliyle boğaz / boyun bölgesinde kötü hissetmeyle kendini gösterir.
Bilinçaltının görevi duyguyu oluşturmaktır, sizin göreviniz ise o duyguyu özgürce yaşayıp ifade ederek tüketmektir. Bilinçaltı ürettiği duyguları olumlu ya da olumsuz diye sınıflayarak üretmez. Kayıtlı inançlarınızı baz alarak o anki durumun benzerlikleriyle eşleştirir ve duyguyu üretir. O duygunun nasıl ifade edilip tüketileceğini bilinçaltı bilmez. Dolayısıyla bunu siz ifade etmelisiniz. Eğer etmezseniz bu duygu bedeninizde kalır. İleri aşamada astım, nefes darlığı, sindirim sorunları, reflü, ülser, göz bozukluğu, bel ağrısı hatta kanser olarak size kendini gösterir.
Bize düşen duygularımızı, yani öfke, endişe, mutlu olma, üzgün olma gibi duyguları uygun bir şekilde ifade etmeyi öğrenmektir. Bazen çok öfkelendiğinizde yastık yumruklamışsınızdır ya da açık havada var gücünüzle bağırmışsınızdır ve bunun sizi bir anda nasıl hafiflettiğini bilirsiniz. İşte bahsettiğimiz duygu boşalması budur. Bu üretilen duygunun bilinçaltındaki karşılığı öfke, endişe vs değildir. Bilinçaltı Türkçe, İngilizce ya da başka bir dilde konuşmaz. O bizim bilinçli zihnimizle iletişim kurma şeklimizdir. Bilinçaltımızla o şekilde iletişim kuramayız. Bilinçaltının dili hisler ve görüntülerdir. Sizinle bu şekilde iletişim kurar, dolayısıyla siz de bu iletişim yolunu kullanmalısınız. Köpek fobiniz varsa bilinçaltınız size "köpek var, geçmişte seni ısırmıştı, hemen kork kaç" demez. Anında karnınıza rahatsız edici bir his dolar, göğsünüz ya da başka yerleriniz karıncalanır, kalbiniz hızlanır, zihninizde bir anlığına belki ısırıldığınız andaki o anı parçasının görüntüsü gelir ve siz korktuğunuzu bilir, kaçmanız gerektiğini düşünmeden kaçarsınız. Bu esnada zihinde herhangi bir konuşma gerçekleşmez. İletişim konuşmanın çok ötrsinde çok çok hızlı gerçekleşir. Kimi zaman size saatlerce sürmüş gibi gelen bir rüyanın bilimsel olarak aslında saniyeler sürdüğünü okumuşsunuzdur. Kendinizle iletişiminiz akıl almaz şekilde hızlı gerçekleşir. Çünkü iletişim yolu dediğim gibi duygular ve anlık görüntülerdir.
Şimdi bu noktadan itibaren kuantum olumlamayla çelişir gibi görünen eft olumsuz ifadelerine bir değinelim. Kuantum olumlamalar işe yarar mı? Kesinlikle evet, ama burada eksik olan bir şey var. Bilnçaltınız siz daha 0-6 yaş aralığındayken sizi hayatta tutmak adına çevrenizden (kesinlikle doğru yanlış sorgulaması yapmadan) hayatla ilgili çıkarımlar yapıp inançlarınızı oluşturduktan sonra bunları yüksek savunma siztemleriyle donatır. Aslına bakarsanız fobiler dışında genelde bütün olumsuz davranış problemlerinin temelinde değersizlik duygusu yatar. Bilinçaltı tuhaf bir şekilde çok saçma gibi görünen şeylerden çok saçma yargılara vararak tüm hayatınızı ve kişiliğinizi bunun üzerine oturtur. Örneğin küçükken çok ağladığınızda size kızdılar ya da kahkahalarla gülerken çok ayıp diye susturdular. Bilinçaltınız "duyguların gizlenmesi gerekir" sonucuna varabilir. Küçükken daha bardağı tam kavrayamıyorken suyu üzerinize döktünüz ve anneniz size kızdı. Bilinçaltı şöyle bir sonuca varabilir: "ben yetersizim". Ya da ayakkabılarınızı bağlayamıyorsunuz anneniz hemen müdahale edip "çekil şuradan" deyip kendisi bağladı. Sonuç: "ben yetersizim". İş bu noktadan sonra daha ilginç bir hal alır, bilinçaltı bu yargıyı inanca dönüştürür ve bütün hayatta kalma mekanizmanızı buna oturtur. Onun değiştirilmesi ona göre hayati bir tehdittir. Duyguların saklanması gerekir inancı gereği ben yetersizim/ değersizim inancını sizden bile gizler. Etrafına korku, utanç, çaresizlik gibi duygularla kocaman bir savunma hattı örer. Bu duyguların değersizlikle ne ilgisi var diyebilirsiniz. Bu başlı başına bir konu olduğu için şimdi burada değinmeyeceğim ama inanın doğrudan var. İşte olumlamaların geçersizliği bu noktada ortaya çıkar. "Hiçbir olumlama bu savunma hattını geçemez". Siz istediğiniz kadar olumlama yapın belli bir süre kendinizi iyi hissedersiniz ama sonra mutlaka ama mutlaka başladığınız noktaya geri dönersiniz. Çünkü irade bilinçaltından zayıftır.
EFT bu noktada devreye girer. Bilinçaltınızdaki bu inançlar ve savunma hattı gücünü işte o bedeninizde hissettiğiniz hislerden, duygulardan alır. EFT bu duyguları boşaltmaya yarar. Bunları sağlıklı bir şekilde boşalttığınızda bundan güç alan inançlar geçerliliğini kaybeder. Savunma hattı zayıflar ve daha sonra düşer. Bu noktadan itibaren artık olumlamalar işe yarar hale gelir. EFT yaparken olumsuz ifadelerin kullanılması (ki duruma göre zaman zaman olumlu ifadeler de kullanılır) bilincinizi üzerinde çalışmak istediğiniz soruna odaklayarak bedeninizde o hissi tekrar oluşturmak ve bilinçaltınızla iletişime geçmektir. Ancak o zaman duygu titreşime geçer, boşaltılır ve sorun ortadan kalkar. Duygular boşaltılmadan yapılacak olan olumlama kesinlikle ters tepecektir.
Dilim döndüğünce durumu açıklamaya çalıştım, dilerim açıklayıcı olmuştur. Eksik anlattığım bir yer olduysa sorabilirsiniz. Elimden geldiğince anlatmaya çalışırım. Eft yi en azından 1 kez mutlaka denemelisiniz. Sonucu sizi gerçekten şaşırtabilir :)