Aksamdan kalma adam, büyük bir baş ağrısı ile sabah
uyanmış
Zorlukla gözlerini açıp, yerinden dogrularak, şöyle
bir etrafına
bakınmıs.Komodinin üstünde bir bardak su ve iki
aspirin duruyormuş.
Yatagın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve
ütülenmis.
Aspirileri içerken, komodindeki not dikkatini çekmis;
"Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben
alısverise çıkıyorum,
erken dönerim. Seni seviyorum".
Kalkıp, giyinmis ve kahvaltı için mutfaga gitmis.
Bakmıs oglu oturmus,
kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri
duruyor.
Oturmus, kahvaltısına baslamıs ve ogluna sormus;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
- Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu, sarhos olarak eve
geldiginde.
Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından
kustun, daha sonra da
Odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam, sasırmıs vaziyette:
- Anlayamadım. O zaman niye hersey temiz, kahvaltı
hazır ve gazetem alınmıs?
Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak
odasınagötürüp,pantalonunu
çıkarmaya çalıstıgında,
"Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım"
dedin.
Sevgi, Sadakat, Aşk budur..
Olay İngiltere'de geçiyor:
Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir
linin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler. Yaşlı bey huzursuzlanmış, 'acelesi olduğunu ve röntgen çektirmek için beklemek istemediğini' söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuş. Adamcağız da 'karım huzur evinde kalıyor her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim,geç kalmak istemiyorum' demiş. 'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde' demiş hemşire. Adam üzgün bir ifade ile 'ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor' demiş. Hemşireler hayretle 'madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden hergün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz' demişler.
Adam buruk bir sesle 'ama ben onun kim olduğunu biliyorum' ....