21-08-2009, 12:55 AM
|
#16 (permalink)
|
Teğmen
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 4
Tesekkür: 100
4 Mesajinıza toplam 16 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: FARE VE HAŞERE KORKUSU Fare korkusu aslında çoğumuzda olan ve çocukluktan gelen bir korkudur. Tabi değişkendir. Genellikle çevremizdeki insanların korkularının varlığıyla bizimde bilinçaltımıza bu korku işler. Örneğin CİN. Cin dediğimizde hepimizin içinde ürperti oluşur. Peki sebebi? Kaç kişi cin gördü daha önce? Gördüğün iddia eden çok insanla karşılaştım ve iddialarını detaylı bir şekilde inceleyip sorguladığımızda , aslında bu iddiaların birer halüsinasyon, sanrı, kurgu, yalan yada yoğun hayal olarak açığa çıkması kaçınılmaz oluyordu. (Piyasadaki cinlerle konuştuğunu iddia eden medyumlar yada şifa dağıttığını söyleyen üfürükçülerde işin cabası. Ayrıca başlı başına bir konudur.) Ancak hayatında hiç cin ile ilgili bir deneyim yaşamamış olan kişilerde kaygı duymaktadır? Bunun asıl sebebi ise çevremizdeki insanlardan kaynaklıdır. Fare korkusu da çoğumuzda böyledir. Neden korkarız? Çünkü farelerin siz gece uyurken kulağınızı, burnunuzu ve ayak parmaklarınızı kemirdiğini ve bunu yaparken hissetmeyeceğinizi bildiğiniz için. Bu durum, bizlerin "huylanma" hali diye nitelendirdiğimiz davranış şekliyle başlayan ve korkuya evrilen bir durumdur. Neden korkarız? Çünkü farelerin lağımda yaşadığını bildiğimizden ve binlerce hastalığın taşıyıcısı olabilme ve bulaşabilme gerçeğini bildiğimizden. Geçmişte fare ile temas ettiği için hayatını kaybeden insanların haberlerini duymak, hatta tarihte veba hastalığının da fareler aracılığıyla insanların ölümlerine sebep olduğunu bildiğimizden... Ve tüm bunların yanında sizlere kötü bir haber :) Fareler her yerde. Apartman boşluklarında, duvar aralarında, çatılarda, borularda, çöplerde, kanalizasyonlarda, yemekhanelerde, fırınlarda, alışveriş merkezlerinde, lokantalarda, mutfağınızda vb... siz ne yaparsanız yapın her yerdeler.... Her an karşılaşabileceğiniz bir hayvan. Ve dünyada insanların sayısından çok daha fazladır. İşin kötü tarafı siz nereye giderseniz gidin fare ordadır. Çünkü fareler, insanın olmadığı yerde asla yaşayamaz! Bir ortak özelliğimizde aynı organik yapıya ve metabolizmaya sahip olmamızdır. Dikkat ederseniz bilim adamları ilaçlar ile ilgili deneylerini özellikle fareler üzerinde kullanır. Sizce neden papağan değil? Neden kedi değil? Neden kurbağa değil? Farelerin bu olumsuz özellikleri bireyin bu korkusunu yenmesine engel olmaktadır. Küçükken evlerde fare çıkınca annelerimizin, halalarımızın yada ninelerimizin saniyelik bir hızla masalara sıçraması bile, bizlerin bilinçaltında şöyle bir sonuç oluşturur: Demek ki bu fareden korkmak gerek. Oysaki dünya'da fare yüzünden ölen insanların sayısı, trafik kazalarından ölen insan sayısından çok daha azdır. Kanser hastalığıyla ölenlerden daha azdır. Cinayete kurban gidenlerden daha azdır. Yolda giderken kafanıza gök taşının düşmesi sonucu ölmeniz ihtimali ile fare tarafından (taşıdığı mikrobun size bulaşması sebebiyle) öldürülme ihtimaliniz neredeyse aynıdır. Tüm bunları sorguladıktan sonra "korku nedir" diye yeni bir soru ortaya çıkıyor. Özellikle sorgulanmayı hakeden bir soru! Gök taşı ile fare arasında tekrar bir kıyaslama yaparsak eğer; kafanıza gök taşının düşme ihtimali varsa, göktaşı sizden kaçmak, korkmak gibi bilince sahip değilken, fareler kendinden fiziki olarak 1000 kat güçlü bir insandan korkacak bilince sahiptir. Daha önce tavuktan korkan bir arkadaşım vardı. Öyle böyle değil çok fazla korkar, tavuk yiyemez hatta resmine bakamazdı. Adı geçince bile tüyleri diken diken olurdu. Sonra bir gün psikiyatriste gitti. Bir kaç defa daha gidişinden sonra doktor sorunu çözdü. Daha 2 yaşındayken köyünde tavuklarla oynuyormuş ve bir horozun saldırısına uğramış :) Ama bunu hatırlamıyordu. Sebebini bilmediği için çözemiyordu. Ta ki doktora gidene kadar... |
Offline
| |