Aurora borealis (kuzey ışıkları) ve aurora australis (güney ışıkları) =
güneşteki fırtınalar sonucu meydana gelip kutuplarda geceleri görülen renkli ve hareket eden ışıklar-, insanoğlunu her zaman büyülemiş, ve insanlar bu olağanüstü doğa olayını görmek için binlerce kilometre yol kat etmeyi göze almışlar. Kuzey manyetik kutbu çevreleyen aurora borealis ve güney manyetik kutbu çevreleyen aurora australis, solar rüzgarlarla gelen hayli yüksek oranlarda yüklü elektronların dünya atmosferindeki elementlerle etkileşime girmesiyle oluşur. Solar rüzgarlar, güneşten yaklaşık saatte 1 milyon mil hızla uzaklaşırlar. Ve güneşten ayrıldıktan şöyle böyle 40 saat sonra, yeryüzü çekirdeğinin ürettiği manyetik güç çizgilerini izleyerek manyetosfere girerler. Burası gözyaşı damlası (söbe) biçiminde ve oldukça yüksek oranlarda yüklü elektrik ve manyetik alanlar bölgesidir.
Elektronlar yeryüzünün en üst atmosferine girdiklerinde, yerkabuğu yüzeyinden 20 ila 200 mil yukarıdaki yüksekliklerde oksijen ve nitrojen atomlarıyla karşılaşırlar. Aurora’nın rengi, hangi atomla çarpıştığına ve karşı karşıya geldikleri yüksekliğe bağlıdır.
Tüm manyetik ve elektriksel güçler, sürekli kayan kombinasyonlarda birbirleriyle etkileşirler. Bu kaymalar ve akışlar, 50,000 voltta 20,000,000 ampere kadar ulaşabilen atmosferik akımlar boyunca aurora’nın (ışığın) “dansı” şeklinde görülebilir. Bunun tersine evlerimizde, akımın akışı 120 voltta 15-30 amperi aştığında akım kesiciler tarafından kesilir.
• Yeşil - oksijen, 150 mil yüksekliğe kadar
• Kırmızı – oksijen, 150 mil yüksekliğin üstü
• Mavi – nitrojen, 60 mil yüksekliğe kadar
• Mor/eflatun – nitrojen, 60 mil üstündeki yükseklikler
Aurora’lar (renkli ışıklar) genellikle, coğrafi kutuplarda değil de manyetik kutuplarda merkezlenen ve kabaca kuzey kutup (arktik) dairesi ve güney kutup (antarktik) dairesine denk gelen yerlerde, “ışık söbeleri” boyunca meydana gelirler. Ancak, bolca güneş lekelerinin olduğu zamanlarda, bu ışıkların biraz daha güneye kaydıkları görülür.
Bu ışıklarla ilintili olarak seslerin de oluştuğuna dair pek çok hikaye üretilmişse de, bu yönde kaydedilmiş bir veri yoktur. Bilim adamlarının, sesleri neyin yaratabileceği konusunda ortak bir görüşü bulunmuyor.