HAZIR MISINIZ?
Bugün hayatınız ile ilgili hayallerinizi düşünün. Evrenle bağlantınızda neler talep edeceğinizi gözden geçirin. Gelecek hedeflerinizi, arzularınızı hatırlayın. Peki sizi bu hayallerinize ve arzularınıza götürecek yol ne durumda? Yolunuzun üzerindeki engelleri temizlediniz mi? Tüm hayal, arzu ve isteklerinizin gerçekleşmesi için gereken herşeyi yapmaya hazır mısınız? Peki başarma arzunuz yeterli mi? Ya yetenekleriniz?
Hayallerimizi ve hedeflerimizi belirlerken, son derece açık ve net olmalıyız. Gerçekten ne istediğinizi iyi tespit etmelisiniz. Eğer artık eminseniz, bunu bir arkadaşınızla paylaşabilir ya da bir deftere yazabilirsiniz. Arkadaşınızla paylaşırken ya da deftere yazarken kendinizi gözlemleyin.
İsteğinizi ifade ederken hissetiklerinizin farkına varmak son derece önemlidir. Güven, endişe, huzursuzluk, mutluluk, korku, öfke, isteksizlik ya da başka birçok hisle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu duyguları tanımlarken bir yandan da kendi içinizde bunu gerçekten isteyip istemediğinizi tartın. Gerçekten bu arzunuzun oluşması için gerekli her adımı atmaya istekli, işbirliği yapmaya hazır ve gerekli yeteneğe sahip misiniz? Bu soruyu kendinize tekrar tekrar sorun. Taa ki emin olana kadar.
İstek ve arzularınızı dile getirirken onlara eşlik eden duygular; onlara sahip olmak isteyip istemediğinizi, hatta buna inanıp inanmadığınızı açıkça ortaya koyar. Eğer sahip olacağınıza inanmıyorsanız, duygularınızla istekleriniz arasında muhakkak uyumsuzluk olacaktır. Ve inanın neredeyse her zaman duygular galip gelir. Çünkü beynimiz işleyiş sürecinde sadece duygulara itaat eder. İsteğimiz ile paralel yürüyen duygular, her zaman, güven, mutluluk, çoşku gibi olurlar. Bu yüzden onları ayırt etmek kolaydır.
Evrenden istediklerinizi elde edebilmek için öncelikle duygularınızı yönetmeyi öğrenmeli, endişe, huzursuzluk, korku, öfke, isteksizlik gibi duyguları nasıl kontrol altına alabileceğinizi öğrenmelisiniz.
Bu çalışma önemli, çünkü bununla önemli bir blokajı ortadan kaldıracaksınız:
İsteklerinizi ifade ederken ya da onları düşünürken ya da imgelemeye çalışırken beraberinde ortaya çıkan bu duygularınızı yakalayın ve onları bir kenara not edin.
Şimdi bu duygularınızın hayatınızda bıraktığı izlerini tespit etmek için yaşamınızın içinde geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmalısınız.
Tekrar defterinizi kaleminizi elinize alın. Sayfanın başına bu duyguyu ( eğer birkaç farklı duygu varsa her birini teker teker ele almalısınız) yazın.
Ardından, sayfanın devamına bugünden geriye doğru giderek, taa bebekliğinize kadar bu duygunun size hangi anıları çağrıştırdığını sıralayın.
Bu çalışma metodu bazen biraz zorlayıcı olabiliyor, fakat çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Kendinize dürüst olun. Bazen kendimize bile itiraf edemediğimiz anılarımız, deneyimlerimiz vardır. Onlarla yüzleşmek ve varlıklarını kabul etmek, onları etksiz hale getirmenin en iyi yoludur.
Tüm geçmiş deneyimlerinizi sıraladıktan sonra, size bu deneyimi yaşatan kişileri ve kendinizi affettiğinizi kendinize tekrarlayın. Her fırsatta, aklınıza her geldiğinde bu çalışmayı yapın, taa ki içinizde gerçekten affettiğinizi hissedene kadar. Bu süreç bazen çok kısa olabildiği gibi bazen uzun sürebiliyor.
İkinci aşamada, blokaj yaratan duygunuzun zıttı olan bir duyguyu yeni bir sayfanın başına yazın. Bu yeni duyguyu içinizde hissedin. Ardından yazmış olduğunuz tüm o geçmiş deneyimleri içinizdeki bu yeni güzel duyguyla ele alarak tekrar defterinize yazın. Bitirdikten sonra tüm yazdıklarınızı okuyun ve ilk sayfanız ile arasındaki farkı gözlemleyin. Bazen bir kerede başarıya ulaşılabilse de, bazen bu çalışmayı birkaç kez tekrarlamak ya da profesyonel yardım almak gerekebiliyor.
Eğer metni okuduğunuzda içinizde o yeni pozitif duyguyu hissedebiliyorsanız, artık isteğinize geri dönebilirsiniz.
Şimdi yeniden isteğinize odaklanın.En başta olduğu gibi duygularınızı tartın, eğer içinizde bir kıpırtı hissetmeye başladıysanız. Keni kendinize güçlü bir ifadeyle tekrar edin: “ Evet! İhtiyacım olan ve hayalini kurduğum .... ‘ya sahip olmak için hazır ve istekliyim. Bunun için gerekli tüm yeteneklere sahibim!”
Unutmayın isteklerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmek için, içinize dönüp bazı çalışmalar yapmalı ve isteğinizin ne kadar gerçek olduğunu keşfetmelisiniz.
Planlarınız hakkında konuşurken, hayallerinizi çevrenize anlatırken, ne kadar ikna edicisiniz??? Unutmayın her konuşmanızı çevrenizle birlikte siz de dinliyorusunuz.
Nasıl ki arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde onların beden dilleri ve duyguları söyledikleri cümlelerin gerçek anlamlarını oluşturuyorsa ve biz de değerlendirmemizi bu bütün içinde yapıyorsak; aynı durum kendi konuşmalarımız içinde geçerli.
Beynimiz kendi söylediklerimizi dinlerken bize ayrıcalık tanımaz, bizi bir yabancı gibi dinler. Eğer ikna edemezseniz “hadi canım sende! Şimdi böyle diyor ama bak gör başaramayacak” der ve başarısızlığı uygulamaya koyar.
Hayallerinizden bahsederken ikna edici olun, çevreniz ikna oldukça beden dillerinden alacağınız olumlu sinyaller ile sizin de kendinize olan güveniniz artacaktır.
alıntıdır
kaynakça için
buraya tıklayabilirsiniz