Alıntı:
gökçe y. Nickli Üyeden Alıntı
Böyle dua ettiniz mi?
Her gün bir köşeye oturun. Hiçbir şey söylemeyin. Yalnız Allahı düşünün. Böyle yaparsanız dimağınızı Allaha açmış olursunuz.
2- Sonra basit cümlelerle sesli olarak dua etmeye başlayın. Kafanızda olan herhangi bir şeyi yaradana söyleyin. Allahla kendi günlük dilinizle konuşun, o sizi anlayacaktır.
3- Her gün işe giderken, trende veya otobüste dua edin. Dua ederken gözlerinizi kapayın, dünyayla ilişkinizi kesip yalnızca Allahın varlığını hissedin. Bunu her gün yaptıkça Allah'ın varlığını daha iyi hissedeceksiniz.
4- Dua ederken Allah'tan her gün bir şeyler istemeyin, onun yerine bize bahşettiği nimetler ve yaptığı yardımlar için teşekkür edin.
5- Dua ederken dualarınızın sevdiklerinize ulaşacağına, Allah'ın da onları sevip koruyacağına inanarak dua edin.
6- Dua ederken aklınıza hiçbir olumsuz düşünce getirmeyin. Yalnız olumlu düşüncelerle ilgili dualar etkili olur, bunu aklınızdan çıkarmayın.
7- Daima Allah'ın sizin için yapacaklarını kabul edeceğinizi belirtin. Allah'a isteklerinizi de belirtin, fakat Allah ne yaparsa onu kabul edeceğinizi de ifade edin. Onun sizin için yaptıkları, sizin isteklerinizden her zaman daha iyi olur. Bunu da sakın unutmayın.
8- Herşeyi Allah'ın ellerine bıraktığınızı belirtin. Allah'tan size en iyi şeyleri yapma yeteneği vermesini isteyin. Hareketlerinizin her türlü sonucunu Allah'ın kararına bırakacağınızı belirtin.
9- Sevmediğiniz ve size kötü davranan insanlar için de dua edin. Gücenme, manevi gücün ortaya çıkmasında en büyük engeldir.
ALINTIDIR. |
güzel ama 4. şık yanlış.Allah tan hergün bişey istemeyin diyor.Bu çok yanlış.Her anımızda her dakikamızda isteyebilsek ne kadar güzel olur.Peygamber Efendimiz sürekli dua etmiyormuydu?.Evden çıkarken,girerken,misafirliğe giderken,su içerken,aynaya bakarken vs...Peygamberimiz her an dua ederken hergün dua etmemeliyiz gibi bir yazıyı dikkate almak yanlış olur.Aşağıdaki yazıyı bir siteden alıntı yaptım okuyun çok güzel bir yazı :)..
Hz. Enes (r.a) Rasulüllah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İhtiyaç duyduğunuz her şey için, Allah'a dua edin. Hatta ayakkabınızın bağı dahi kopsa!" (Tirmizi) . Yani insanın muktedir olduğunu sandığı basit işler için bile, tedbir olmak üzere Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah'ın yardımı olmaksızın, bizim tedbirimiz bir yarar sağlamaz. Tedbirden önce dua etmenin anlamı, kulun kendi acizliğini anlaması ve Allah'ın kudretini idrak etmesidir.
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim'de “Bana dua edin size cevap vereyim.” (mü’min, 40/60) buyurmaktadır. Bazıları bu ayet-i kerimeyi öne sürerek şöyle demektedirler: Madem Allah “Bana dua edin bende kabul edeyim” demiştir; neden çokça dua ettiğimiz halde bazıları kabul edilmiyor. Bu hususta alimlerimiz ittifakla bu ayette Allah “cevap veririm” demektedir, “kabul ederim” dememektedir. Nasıl ki, sen bir hekime gitsen ve desen “Ey hekim bana şu ilacı ver” elbette hekim sana cevap verir ve “Buyurun” diye cevap verir. Fakat istediğin şey ya hikmetsiz, ya faydasız veya sana zararlı bir ilaç ise, onu değil de daha güzelini sana verir.
Aynen onun gibi, mutlak hikmet sahibi Cenab-ı Hak bize ve dualarımıza cevap verir. Ama kabul etmek hikmetine tabi olduğundan bazen istenen şeyin aynısı bazen de daha güzelini bazen de zararlı olduğunu bildiği için hiç vermez.
Bu kısa açıklamadan sonra duaların kabul şartlarına geçelim:
Evvela, dua kabul çerçevesi dahilinde olacak. Sonra, samimi ve günahsız bir ağızla olacaktır. Mümkünse abdestli ve helal lokma alınmak suretiyle bereketlenecektir. Mübarek mevkilerde özellikle mescit ve camilerde, mübarek zamanlarda özellikle ramazan ayı ve kadir gecesi, berat gecesi gibi mübarek gecelerde, namazlardan sonra özellikle sabah namazından sonra dua edilmesi kabule karin olması hikmet-i ilahiye ve rahmet-i ilahiyece matluptur.
Bu şartlardan uzaklaşıldığı taktirde de duanın tesiri azalacaktır