Banned
Üyelik tarihi: Jul 2010
Mesajlar: 52
Tesekkür: 0
24 Mesajinıza toplam 59 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| paradigma değişimi Paradigma Değişimi Paradigmalar Nasıl Değişir? Frank Koch, Denizcilik Enstitüsü'ne ait bir dergide şu hadiseyi anlatır: "Eğitim filosuna bağlı iki savaş gemisi, günlerdir kötü hava şartlarında manevra yapıyordu. Ben en öndeki gemide vazifeliydim. Hava kararmıştı. Köprüde nöbet tutuyordum. Ara sıra yoğunlaşan sis sebebiyle görüş mesafesi kısaydı. Dolayısıyla komutan köprüde kalmış, bütün faaliyetleri denetliyordu. Karanlık çöktükten kısa bir süre sonra, iskele tarafındaki nöbetçinin sesi duyuldu: "Işık! Sancak tarafında." Komutan seslendi: "Düz mü gidiyor, kıça doğru mu?" Nöbetçi, "Düz ilerliyor komutanım" diye cevap verdi. Demek ki gemiyle tehlikeli bir çarpışma rotası üzerindeydik. Komutan emir verdi: Gemiye sinyal gönder! "Çarpışma rotasındayız. Rotanızı 20 derece değiştirmenizi öneriyoruz." Karşıdan şu sinyal geldi: "Rotanızı 20 derece değiştirmeniz önerilir." Komutan: Sinyal gönder: "Ben komutanım. Rotanızı 20 derece değiştirin" dedi. Karşıdaki, "Ben deniz onbaşıyım. Rotanızı 20 derece değiştirirseniz iyi olur" diye cevap verdi. Komutan iyice hiddetlenmişti. Hırsla emretti: Sinyal ver! "Ben bir savaş gemisiyim. Rotanızı 20 derece değiştirin." Karşıdan ışıklarla cevap geldi: "Ben bir deniz feneriyim." Rotamızı değiştirdik." (Covey, 1992: 33). Paradigmaları değiştirmek, rota değiştirmeye benzer. İnsan, eşya ve hadiseleri, zannettiği gibi değil de gerçek yüzleriyle idrak ettiği an, yaklaşımlarında, kanaatlerinde ve inançlarında değişim başlar. Vak'aları farklı bir perspektiften değerlendirir. Daha önce görmediklerini görür, anlamadıklarını anlar ve davranışlarını değiştirir. "Sünnetullah" diye tabir ettiğimiz evrensel gerçeklere ters hareket etmez. Deniz fenerine toslamadan yoluna devam eder. Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı adlı kitabın yazarı Stephen Covey, başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatır: "Bir pazar sabahı, New York'ta metroda başımdan geçen küçük çaplı bir paradigma değişimini hatırlıyorum. Herkes sessizce oturuyordu. Birtakım insanlar gazete okuyordu, bazıları düşüncelere dalmış, bazıları da gözlerini kapatmış, dinleniyorlardı. Sakin ve huzurlu bir ortamdı. Sonra birdenbire bir adam, çocuklarıyla metroya bindi. Çocuklar o kadar yaramaz ve gürültücüydü ki, bütün hava birdenbire değişiverdi. Adam, yanıma oturup gözlerini kapattı, durumla ilgilenmediği anlaşılıyordu. Çocuklar koşarak bağırıp çağırıyor, eşyaları fırlatıp atıyor ve hatta bazı yolcuların gazetelerini kapıyorlardı. Ancak yanımda oturan adam hiçbir şey yapmıyordu. Öfkelenmemek zordu. Adamın, çocukların böyle haylazca koşuşmalarına aldırmayacak, bu konuda hiçbir şey yapmayacak, hiçbir sorumluluk yüklenmeyecek kadar duygusuz olmasına inanamıyordum. Metroda herkesin sinirlendiği belliydi. Sonunda, olağanüstü bir sabırla ve kendimi tutarak adama dönüp: "Beyefendi, çocuklarınız insanları rahatsız ediyor, onlara biraz hakim olamaz mısınız?" dedim. Adam, durumu henüz fark ediyormuş gibi bana bakarak usulca, "Ah, çok haklısınız, bir şeyler yapsam iyi olacak. Hastahaneden geliyoruz. Anneleri bir saat önce öldü. Ne yapacağımı bilmiyorum. Galiba çocuklar da bu duruma nasıl katlanacaklarını bilemiyorlar," diye cevap verdi. O anda neler hissettiğimi düşünebiliyor musunuz? Paradigmam değişime uğradı. Birden bire her şeyi başka türlü gördüm. Başka türlü gördüğüm için de başka türlü düşünmeye, başka türlü hissetmeye ve başka türlü davranmaya başladım." (Covey, 1996: 26). Paradigma değişimi bu tür bir "intibah"la gerçekleşir. Farklı bir şeyi okumak, seyretmek, dinlemek, farklı bir mekânda bulunmak, hâl ehli bir insanla hasbihâl etmek, eğer gerekli şartlar mevcutsa, paradigmaları sarsar ve değiştirir. Bu, "niyet"e bağlı bir "nazar" değişimidir. Âdeta bir "şok"la bakış açısı değişmektedir. "Şefkat tokatları", paradigma değişimine sebep olan bu tür şoklardandır. Haritalar ve Araziler Paradigmalar, haritalara benzer. Bu haritaların işaret ettikleri coğrafî şekiller ise, ilişki içinde olduğumuz nesneler ve hadiselerdir. Elimizdeki haritaya bakarak nerede olduğumuza karar verir, yönümüzü belirler ve yol alırız. Harita ne kadar netse, tespitlerimiz o kadar doğru olur ve yolculuğumuz o kadar emin geçer. Harita ne kadar karışık, anlaşılmaz ve eski püsküyse, o kadar çok hatalar yapar, yolumuzu kaybeder ve tehlikelere düşeriz. Hele bir de harita fersudeleştiği halde, kendisinin gizemli olduğu, gizli definelerin esrarlı işaretlerini taşıdığı iddia ediliyorsa, tam bir bilmeceyle karşılaşırız. "Paradigma'nın enigmaya dönüşümü"ne şahit oluruz (Can, 1996: 38). Değişerek gelişmek, kendini yenilemekle gerçekleşir. Bu ağır, külfetli ve zahmetli bir süreçtir. Meşakkatli şartların presinden geçmeden, risklere atılmadan, zora talip olmadan değişmek, gelişmek, yenilenmek mümkün değildir. Sorumluluk almadan verimli olunamaz. "Elif"in Hikayesi "Elif" olmak kolay değildir. "Elif"in bir değeri, bir istikrarı, sağlam bir karakteri vardır. Âdeta bir nokta, iradesini kullanarak doğrulmuş, bir "elif" haline gelmiştir. Bu zahmet sürecini geçirmeyip eğri büğrü bir şekil alanlar ise, kullanıldıkları yerlerde, mânâları ve hesapları altüst ederler. Elif, bir'in, birliğin, doğruluğun bükülmemenin sembolüdür. Düşünmeyen, kendilerini yenileyemeyen insanlar, er geç pörsürler. "Bunlar, her zaman kısır, bereketsiz, durgun ve kokuşmaya açık birer su birikintisine benzerler. Öyle ki, hayatiyet adına birşey ifade etmeleri şöyle dursun, zamanla çevrelerini tehdit eden bir virüs yumağı ve mikrop yuvası haline gelmeleri kaçınılmazdır." (Gülen, 1997: 2). Aşınmış paradigmalarını yenileyerek kıyam eden elifler ise, şehadet parmakları kadar anlamlı, minareler kadar mehip ve vakarlıdır. Bu elifler omuz omuza verdikleri zaman, "kendi güçlerini, hatta mensup oldukları cemaatin gücünü" aşarlar. Elif olamamışlar, kesirli sayılar gibi, çarptıklarını küçültür, yan yana geldiklerini parça parça ederler. Ahenkli bir sistem, ancak "elif" olabilmişlerle kurulur. Buz Parçası Olabilmek Buz parçasının hikâyesi de elifinkine benzer. Su donduğu zaman, belli bir kalıba girer, değişik bir karakter kazanır. Suyun, bir buz parçası haline gelebilmesi için ortamın buna müsait olması gerekir. Isı, yani enerji transferiyle su, buz olur. Su, etrafından bir şeyler alarak değişime uğrar. Sonra bu buz parçası, kendisini havuza atarak aldıklarını verir, kendi gücünü aşar, büyük bir havuza kavuşur. Havuzun suyu, içinde eriyen o yeni buz parçasıyla daha bir tatlı, daha bir serin, daha bir asude görünüm sergiler. Donmamış, kendi halinde kaldığı için saflığını yitirmiş sular ise, havuzu kirletmekten başka bir işe yaramazlar. Bu sular, ortamdan istifade ederek donacak olsalar bile havuza katılmak istemedikleri için dışarıda kalır, eriyip giderler. Vermek için almak, erimek için donmak kolay değildir. Saf su çabuk donar, ama saflaşmak için de imbikten geçmek gerekir. Esas Maksadımız Nedir? Hayatımızı şekillendiren paradigmaları, hangi faktörlere göre inşa ediyoruz acaba? Ömrümüz eş, aile, para, iş, mülkiyet, zevk, dost, düşman merkezli paradigmaların yönlendirmesiyle mi gelip geçiyor? Yoksa bu tür değişken ve fani maksatların ötesinde bir ana davamız mı var? Esas maksadımızın O'nun (cc) münezzeh tebessümü olduğunu iddia ediyorsak eğer, eninde sonunda imbikten geçeceğiz. Zaten badireler yaşanmadan, gerçek niyetler tezahür etmez. İnsanlar, çoğu zaman yapmacık davranışlarla idare-i maslahat edebilir, ancak iş başa düştüğü an, olduğundan farklı görünmek fayda etmez. Piyanist, bediî zevkleri gelişmiş kişilerin huzurunda bir resital vermedikçe, virtüöz olduğunu ispatlayamaz. Yıldız böceği, ne zamana kadar yıldız taklidi yapabilir ki? Gelin deniz fenerlerine çarpmadan rotamızı değiştirelim. Hüküm vermeden önce, anlamaya çalışalım. Elif olmanın yollarını arayalım. Önce, şahsiyetli bir buz parçası olalım. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |