Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2010
Mesajlar: 996
Tesekkür: 1,234
980 Mesajinıza toplam 4,011 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Niçin Okuyoruz? Niçin Okuyoruz?
Öğrenim yaşamımızda, uğraşı alanlarımızda ve zevk için
okumada, okumanın önemli bir nedeni zihnin yetenek ve gücünü,
kuvvetli düşüncelere karşı kullanmak suretiyle geliştirmektir. Sürekli
olarak bilinçli ve düzenli bir okuma uygulaması ile değişik düşünceleri
yargılamada; bunlar üzerinde kurulmuş mantık ve muhakemeyi tespit
etmede yetenek kazanılmış olacaktır. Dünyaya bakışımızı okumayla
genişletiriz, bilgilerimizi, doğadaki güzelliklerin inceliğini, düşünce
çabukluğunu okumayla artırırız. Kültürlü bir insan olmanın en etkili
yolu okumaktır. Bireyleri gerçek anlamda okuyan toplumlar ileri, uygar
toplum olurlar. “Bilgi çağı” denilen çağa uyum sağlama şansları artar.
Her meslek sahibinin, okuduğu ve işittiği düşünceleri tespit etmek ve
değerlendirmek için okumada sürekli uygulama yapması gerekir.
Çünkü bilgilerimizin % 80’ini okuyarak elde ediyoruz. İnsan zihni bir
izlenim deposudur. Bu depo eğitim, öğretim, okuma, gözlem,
düşünme ve hayal kurma ile elde ettiğimiz malzeme ile doludur. “Boş
çuval dik durmaz.” demiş atalarımız. Bilgi dağarcığı boş, düşünce ve
duygu dünyası kısır, hayal ufku dar olan bir insan, bir konu üzerine ne
kadar düşünürse düşünsün bir buluş yapamaz.
Kısaca okuma:
a. Düşünceyi besleyen, geliştiren ana kaynaklardan birisidir.
b. Bilgi dağarcığımızı zenginleştirme yollarından birisidir.
c. Anlama gücümüzü geliştirmede yararlıdır.
Her türlü yazıyı aynı amaçla okumadığımız gibi, aynı tür yazıları
da değişik zamanlarda farklı amaçlarla okuyabiliriz. Amacımıza göre,
okumanın biçimi değişir:
a. Bilgi edinmek ve öğrenmek için okumak.
b. Düşünce ufkumuzu genişletmek için okumak.
c. Genel kültürümüzü artırmak için okumak.
ç. Daha önce öğrenilen bilgileri yinelemek için okumak.
d. Boş zamanlarımızı değerlendirmek ve zevk almak için okumak.
e. İşimizle ilgili veya herhangi bir konuda araştırma, geliştirme
çalışmaları yapmak için okumak.
f. Güzel Türkçemizi daha güzel konuşmak için okumak.
Bir de daha önemli olanı, “bilgi çağı” dediğimiz çağa uyum
sağlayabilmek için okumamız şarttır. Yukarıda sayılan okuma
amaçlarını üç kümede özetlersek:
1) Günlük yaşantıdan kopmamak için okumak (kültürel ve
magazin türü okumalar).
2) Okuma zevkimizi karşılamak için okumak (roman, öykü, tutku
alanımıza giren okumalar).
3) Mesleğimizle veya okulumuzla ilgili okumalar (ders kitapları,
raporlar, araştırma, geliştirme türü okumalar). Okumaya Güdüleme
Genç okuyucu, okumanın önemini anladığı için değil daha çok
kişiliğine ve zihinsel düzeyine uygun güdüler ve ilgiler nedeniyle okur.
Bu güdü ve ilgilerin kavranması, öğretmenlerin öğrencilere
doğru okuma materyalleri sunarak başarılı genç okuyucular yetiştirme
görevini hafifletir. Böylece de başarı yalnızca iyi okuma becerisini
değil aynı zamanda okuma ilgisini ömür boyu geliştirmeyi de kapsar. Okuyucu Türleri
Okuma güdü ve ilgileri yalnızca çeşitli yaş grupları ile değil
belirli okuyucu türlerine göre de değişir. Sınıflandırma, okuma
tekniklerine ve eğilimlerine ya da belli bir malzeme türünün tercihine
göre yapılır. Bu sonuçlar, okumayı güdüleme ve bu alanda alışkanlık
oluşturma açısından önem taşıyan yeni bir araştırma alanı olarak
kabul edilebilir.
a. Romantik tip: Büyüleyiciyi tercih eder. Bu tip çoğunlukla
başka çocukların çevresi ile ilgili öykülere ve edebî olmayan eserlere
duyarlı olan 9 - 11 yaş çocukları arasında özellikle göze çarpar.
b. Gerçekçi tip: Her şeyden önce hayalî kitap adı verilen “Alis
Harikalar Ülkesinde”, “Don Kişot”, benzerlerini reddetmesi ile
tanınabilir. Peri masalları ve hayalî macera romanlarını sevmez. Bu
tür kişiler özellikle ikinci ve dördüncü okuma aşamasının istisnaları
olarak belirginleşir.
c. Entelektüel tip: Nedenleri araştırır. Her şeyin anlatılmasını
ister. Öğretici malzemeden çok hoşlanır. Bu öykünün verdiği dersi
veya uygulamadaki yararını arar. Bu nedenle edebî olmayan eserleri
tercih eder ve daha erken yaşta öğrenmek ister. Her şeyin ötesinde
dördüncü ve beşinci okuma döneminde orta düzeydeki okuyucu
arasında kendini gösterir.
ç. Estetik tip: Sözcüklerin seslerinden, ritminden ve kafiyesinden,
özellikle de şiirden hoşlanır. Şiirleri ezberlemeyi sever. Kitapların “güzel
kısımlarını” kopyalar. Çoğu zaman kitapları tekrar okur. Sıklıkla olmasa
da her yaş grubunda bulunur.
Bu tipler seyrek olarak “saf” biçimde ortaya çıkarlar.
Uygulamada şu veya bu eğitimin egemen olduğu “karışık” tipler yer
alır.
Bir araştırma projesi, okuma başarısı ve okuma alışkanlıklarının
geliştirilmesinde sırasıyla aşağıdaki etkenlerin rolü olduğunu ortaya
koymuştur.
1) Çocuğun gördüğü kitapların sayısı,
2) Dil gelişiminin düzeyi,
3) Zekâsı,
4) Sosyoekonomik durumu. Güdünün Göstergesi Olarak Başlıca Okuma Tipleri
Okuyucu türleri okuma güdüleri ile yakından ilişkilidir. Egemen
olan güdüye veya okuma amacına göre bu tipler:
a. Bilgi verici okuma: Bu yalnızca yetişkinler için geçerlidir.
Bilgi verici okumanın başlıca güdüsü yaşama ve dünyaya uyum
sağlama ihtiyacıdır.
b. Gerçeklerden kaçış okuması: Bu okumanın esası isteklerin
gerçekleştirilmesi ihtiyacıdır. Bu tür okuma özellikle çocuklarda
yaygındır.
c. Edebî okuma: Gerçeğin ötesinde bir arayıştır. “İyi okuyucu”yu
düşündüğümüzde, okumayı estetik bir deneyim olarak nitelendiren
edebî okuyucu aklımıza gelir.
ç. Kavrayıcı okuma: Felsefe ile aynı güdüye sahiptir; bu güdü
insanın kendisi, başkaları ve dünya hakkında bilgi edinme ve onları
anlama arzusudur. “Kavrayıcı okuma, temelde, büyük ölçüde
okuyucunun zihinsel faaliyetlerini, eleştirici açık fikirliliğini ve alma
yeteneğini gerektiren soruşturucu okumadır.” Bununla birlikte,
kavrayıcı okuma yalnızca felsefe ile sınırlı değildir. Bilimsel kaynaklar,
dinî materyal ve yakın edebiyat kadar bir gazetedeki bilgi de
düşünmeye yol açabilir. Okuma Zevki ve Kişilik
Çok okuyarak deneyim kazanırsak, zihindeki bilgi yapıları
çeşitlenir ve esnekleşir, elimize aldığımız kitabı kolay anlarız.
Söylenenleri ve okunanları kolayca yorumlamayı, anlamayı, daha
önce edindiğimiz bilgilere dayanarak sağlarız. Okuma ilk başlarda
insanı sıksa bile, yavaş yavaş anlamaya çalışırsak isteğimiz artar.
Anlama zevki okumanın anahtarıdır. Anladıkça, okudukça okuma
deneyimi artar. Sözcük dağarcığı zenginleşir, ufkumuz genişler,
dikkatimiz yoğunlaşır. Bilgiler çoğaldıkça, çeşitlendikçe ve
yapılandıkça düşünceler de esnekleşir, bildiklerimize dayanarak yeni
okunanlardan sonuç çıkarma yeteneğimiz artar. Türkçeyi güzel
konuşmak her Türk’ün görevi olmalıdır. Akıcı ve etkili konuşmanın
ana unsurlarından birisi de etkili ve iyi okuma sanatını bilmektir.
İnsanları, bilgisizliğin ve yanlış inançların pençesinden ancak okuma
gücü kurtarır. Okuma; davranışlarımızı, duygu ve düşüncelerimizi
geniş ölçüde etkiler. Kişiyi günlük yaşamın boğucu ve renksiz
havasından uzaklaştırır. Yeni ufuklara yönlendirir. Kültürlü bir insan
olmanın, öğrenmenin, en etkili yolu okumaktır. Okuma, insanlığı yüce
ülkülere ulaştırmayı sağlayan bir araçtır. Okuma işlemi ile zihinsel
eksikliklerimizi ortadan kaldırma şansımız vardır. Türlerine göre ayrım
yapacak olursak:
- Tarih, insanı bilge kılar.
- Şiir, iç zenginliğimizi artırır.
- Matematik, titizlik kazandırır.
- Doğal bilimler, derinlik kazandırır.
- Mantık, söz söyleme sanatını kavrayışı, ayırımları görme
yeteneğini geliştirir.
- Hukuk, bir konuyu aydınlatmada, başka bir konunun
delillerinden yararlanmayı öğretir. Okumanın Kuralları ve Okuma ile İlgili Öğütler
Hepimizin kendine göre okuma alışkanlıkları vardır. Ancak iyi bir
okuyucu olmak için bu alışkanlıklarımızın gözden geçirilmesi
gereklidir. Çağımızda yeni eğitimin temel amaçlarından birisi,
gençlere bu sanatı öğretmektir.
André Maurois, gençler için yazılmış en güzel kitaplardan birisi
olan “Yaşama Sanatı” adlı o güzel kitabının bir bölümünü okuma
sanatına ayırmıştır. Maurois’ya göre genelde üç tip okuyucu vardır.
Birinci tip okuyucular, durmadan okuyan, ne bulursa okuyanlardır:
“Bunlar okumakta ne düşünce ne gerçekleri ararlar, ancak dünyayı ve
ruhlarını maskeleyen o sözcükler dizisinin peşindedirler. Okuduklarının
özünden, ana düşüncesinden pek azını akıllarında tutarlar; bilgi
kaynakları arasında hiçbir değerlendirme yapmazlar. Onların yaptığı
okuma, tamamen edilgendir; sadece yazılara boyun eğerler,
okuduklarını yorumlamazlar, akıllarında bunlara yer açmazlar, bunları
sindirmezler.”
İkinci tip okuyucular, zevk için okuyanlardır. Bu daha aktif bir
okumadır. “Bu tür okuma meraklısı romanları, güzel ifadeleri ya kendi
duygularının uyanışını ve heyecana gelmesini ya da yaşamda
bulamadığı serüvenleri aradığı için yani zevki için okur.” İnsan
dertlerinin yüzyıllardır aynı kaldığını görmek onu rahatlatır. Bu tür,
zevk için okuma, sağlıklı bir okumadır.
Üçüncü tip okuma, iş için okumadır. “Bu, bir kitapta belirli
bilgileri, ana hatlarını tasarladığı hâlde zihinde bir yapıyı
tamamlayabilmek için gereken ham maddeleri bulmak için okuyan
adamın okumasıdır.” Bu tip okumaya girişenlerin mutlaka not tutması
gerekir.
Maurois’ya göre her çalışma gibi, okumanın da kuralları vardır.
Bu kurallar, kışın soğuktan korunmak için giydiğimiz kalın kumaştan
yapılmış paltolar gibi canımızı sıkabilir; ancak yararlıdır.
Birinci kural: Birkaç yazarı ve birkaç konuyu eksiksiz bilmek,
birçok yazarı ve birçok konuyu üstünkörü bilmekten daha iyidir: “Bir
eserin güzellikleri ilk okuyuşta hiçbir zaman tam olarak anlaşılamaz.
Gençlikte, tıpkı yaşamda olduğu gibi, kitapların arasında dost aramak
için dolaşmalıdır; ama bu dostlar bulunup seçilip benimsenince
onlarla baş başa kalmak gerekir. Montaigne, “Saint - Simon’un,
Retz’in, Balzac’ın veya Proust’un yakını olmak, bir yaşamı
zenginleştirmeye yeter.” der.
İkinci kural: Yaşam, yeterince kısa olduğu ve bütün eserleri
okuma imkânı bulunmadığı için eleştiri süzgecinden geçmiş olan baş
yapıtları, şaheserleri öncelikle okumak; “Şaheserlerin sayısı zaten o
kadar çoktur ki hepsini tanımamıza asla imkân olmayacaktır. Biz de
yüzyılların yaptığı seçime güvenelim. Bir insan yanılabilir, bir kuşak
yanılabilir, insanlık yanılmaz.” Bu görüşten, sanat kitaplarının
seçiminde de bilim kitaplarının seçiminde de yararlanabiliriz.
Üçüncü kural: Size seslenen yazarları bulunuz. Sizin
yazarlarınızın kimler olduğunu tanımayı öğreniniz. Sizin yazarlarınızın
dostlarınızın yazarlarından farklı olduğunu göreceksiniz. Maurois, bu
konuda “Edebiyatta da aşkta olduğu gibi başkalarının seçimi insanı
şaşırtır.” diyor. Size uygun gelen yazarları bir defa bulduktan sonra,
onları kendinize birer düşünce merkezi yapın.
Dördüncü kural: “Fırsat buldukça okumamızı güzel bir
konserin, soylu bir törenin saygılı ve sessiz havasına büründürmeliyiz.
Bir sayfaya göz atmak, telefona yanıt vermek, sonra, aklı başka
yerdeyken kitabı tekrar eline almak, sonra ertesi güne kadar bir yere
bırakmak, okumak değildir. Gerçek okuyucu, kendisine uzun, yalnızlık
içinde akşamlar hazırlar; çok sevdiği şu yazara, bir kış pazarının
öğleden sonrasını ayırır…”
Beşinci kural: Kendinizi büyük kitaplara layık hâle getiriniz.
“Çünkü, diyor Maurois, onların okunması da tıpkı İspanyol hanları ve
aşk gibidir: İnsan ancak kendi getirdiğini bulabilir.” Bugün
anlamadığımız bir kitabı pekâlâ, yaşam ve okuma tecrübemiz
arttıktan sonra anlayabiliriz.
Konuyu yine Maurois’nın şu cümlesiyle bitirelim: “Okuma sanatı,
her şeyden önce, yaşamı kitaplarda bulmak ve kitaplar sayesinde onu
daha iyi anlamak sanatıdır.”
- Sözcükler için değil, düşünceler için okuyun.
- Bir amaç için ve öncelikle ana düşünceyi yakalamak için
okuyun.
- Yüksek sesle okumayı, dudak kıpırdatmayı, içten seslendirmeyi
ve mırıltıları, geri dönüşleri, ayrıntılarla uğraşmayı bırakın.
- Tüm dikkatinizi anlamak için yoğunlaştırmaya yöneltin.
- Yazının iskeletini ya da düzenlenişini tespit edin, yazarın asıl
amacını anlamaya çalışın.
- Alışılmadık ve anlamı kesinlikle bilinmeyen sözcükleri, önce
anlamaya çalışın ve sonra sözlükten bulun, sözlük anlamını yazdıktan
sonra okuyun. Bu arada yeni öğrendiğiniz sözcüğü, yüksek sesle
tekrarlayıp, bir cümlede ve konuşmalarınızda kullanın.
- Çizelge, grafik, resim, istatistik tablosu ve haritaları sakın
atlamayın.
- Yazarla uyum ve uyumsuzluğa düştüğünüz noktaları belirleyin.
- Öğrendikleriniz üzerinde düşünün, yorum yapın, konuşun ve
onları uygulamaya çalışın.
- Okurken göz sağlığınıza dikkat edin. Okuma Yanlışları
- Sesli okuma (dudak kıpırdatma, ses tellerini titretme ve içimizden
her sözcüğü, hatta her heceyi seslendirme).
- Sözcükleri teker teker okuyarak ilerleme.
- Geri dönüşler yapma, ayrıntılara takılma.
- Edilgen okuma.
- “Hızlı okursam anlayamam.” diye şartlanma.
- Göz eğitimsizliği (aktif görme alanından yararlanamama).
- Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği.
- Dil bilgisi ve sözcük dağarcığı yetersizliği.
- Kendini okuduğu yazıya yeterince verememe. İyi Okuma Konusunda Bazı Öneriler
- Göz sağlığınıza dikkat edin. Okuyacağınız yazı ile gözleriniz
arasında 30 - 35 cm aralık olsun ve sayfayı kuş bakışı egemen
olabileceğiniz bir açı ile tutun.
- Işık gözlerinize değil, doğrudan okuduğunuz yazıya gelsin.
Parlak kâğıtlardaki yazıları loş, mat kâğıtlardaki yazıları parlak ışıkta
okuyun.
- Sırtüstü yatarak, yüzüstü uzanarak okumayın. Okuma işlemini
dinamik bir oturuşla yapın.
- Belleğinizi geliştirmek için bol bol beyin fırtınası yapın.
- Kavrama ve anlama yeteneklerinizi geliştirmek için söz
dağarcığınızı, bilgi ve kültür düzeyinizi geliştirin.
- Zihin ve beden olarak son derece uyanık ve dinamik olarak
okuyun. Bütün duygularınızla, okunan yazıya yönelin. Asla dalgın
biçimde okumayın.
- Elden geldiğince hızlı kavramanın, en iyi kavrama olduğunu
aklınızdan çıkarmayın.
- Okumalarınızda esnek olun. Her yazıyı aynı hızla okumayın,
koşullara göre okuma hızınızda, “esnek okuma, görme, görme / duyma
ağırlıklı okuma hızları” uygulayın.
- Okuma alıştırmalarınızda, önce kısa ve kolay metinler, sonra
zor ve uzun metinlerde uygulamalar yapın.
- Okuma olayının, aynı zamanda düşünmek olduğunu unutmayın.
- Öğrenme ağırlıklı okuma yaparken dinlenme gereksinimi duyar
duymaz, okuma hızınızı düşürün; çünkü, bu durumda ilgi azalacak,
aklınız işlevini yerine getiremeyecektir. Bu tür yazıları uygun
koşullarda, dingin bir kafayla okuyun.
- Ön yargılarınızı atın. Kendi düşüncelerinizi yitirmeksizin,
başkalarının düşüncelerine açık olun. Düşüncelerinize ters gelen
veya düşüncelerinizi zorlayan metinleri yılmadan, mutlaka bir şeyler
öğreneceğim diye okuyun.
- İyi okuyucu etkin olarak okur, ipoteksiz, ön yargısız bir beyinle
duruca düşünür.
- Okuyacağınız her türlü yazıyı, önce ön okuma ile okuyun. Ana
düşünceyi, yazım biçimini, içeriğini, yazarın yazma amacını alın ve
zihni canlı, okuma amacını net bir biçimde belirleyerek ve neyi nerede
arayacağınızı bilerek okumaya başlayın.
- Yazıyı içerik ve dil akıcılığı yönünden, size zor veya kolay
gelişine göre, esnek okumayla “göz – akıl” uyumunu sağlayarak
okuyun.
- Zaman zaman ara verin, okuduklarınızı aklınızdan özetleyin ve
tekrar okumaya devam edin. Verilen aralarda, zihninizde kıyaslar ve
yorumlar yaparak bilgileri özümlemeye çalışın.
- Önemli yerlerin altını çizin, sayfa kenarlarına notlar alın veya
kendi yönteminizle hatırlatmalar çıkarın.
- Önemli yerlerin önce, ayrıntıların sonra geldiğini unutmayın.
- Anlamını bilmediğiniz sözcüklerin, deyimlerin, güçlük çektiğiniz
sayı vb. kavramların altını, dikkat çekecek türde çizin; sözlükten,
anlamlarını yazacaklarınızı yazın ve okumaya öyle başlayın.
- Her okunanı ezberlemeye kalkmayın.
- Okuma işlemi bittiği zaman, mutlaka yazılanlarla uyum ya da
çelişkide olduğunuz yerleri net olarak belirlemeye çalışın. Kısa kısa
notlar alın. KAYNAK: T.C. GENELKURMAY BAŞKANLIĞI Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |