NASIL POZİTİFLENEBİLİRİZ?
Çünkü pozitiflenmezsek mutsuz oluruz. Mutsuzluk negatif bir olaydır ve beraberinde hastalıkları getirir.
Sabahları yataktan
fırlayarak kalkmayın çünkü kan birden bacaklarda göllenir. Yavaşça ve birazda yatakta hareketler yaparak kalkın. Eğer birden fırlarsanız, baş dönmeleri tansiyon iniş çıkışları yaşarsınız.
Bırakın kan akımınız gibi enerjinizde vücudunuza dağılsın ve öyle kalkın.
Banyoya gittiniz. Hemen aynaya bakın, eğer şişmiş gözlerinizi,dağılmış saçlarınızı beğenebiliyorsanız siz o gün kendinizle barışık ve her şeyin üstesinden gelebileceksiniz demektir.
Kendinize gülümseyerek GÜNAYDIN deyin ve gününüzün çok güzel geçeceğini, enerjiyle dolu olup her şeyin olumlu olacağını kendinize yüksek sesle söyleyin ve hatta bir de
kahkaha atın..Buna inanın ve deneyin , göreceksiniz sihirli bir el değmiş gibi o gün neler oluyor.
Lütfen bunu her sabah yapın.
Evinizde, arabanızda, iş yerinizde
fonda hep sevdiğiniz bir müzik çalsın. Enerjinizin az olduğu günlerde biraz hareketli müzik çalın ki size canlılık versin. İş yerinizde çok bunaldığınızda kapınızı kapatın, ayaklarınızı uzatın ve gözlerinizi kapatarak 10 dakika hiçbir şey düşünmemeye çalışarak hafif bir müzik dinleyin. Bu size saatler sürecek bir pozitif enerji sağlayacaktır. Kaynakwh webhatti.com:
SU negatif enerjiyi atmanız için en güzel araçtır. İster yüzün, ister duş yapın hiçbir şeyin size bu kadar iyi gelmediğini göreceksiniz.
Günün herhangi bir saati sizin için önemli değilse duşunuzu gece yapmanızı tavsiye ederim. Çünkü günün yorgunluğu, stresi üzerinize öyle bir negatif enerji yüklemiştir ki bu enerjiyi bütün gece üzerinizde tutmayın ki iç organlarınıza kadar inemesinler. Birde size tavsiyem duş yaparken kafanıza, omuzlarınıza ve göğsünüze biraz
elma sirkesi dökün. Elma sirkesinin negatifi yok etme özelliği vardır. İlerleyen sayılarımızda elma sirkesinin mucizelerinden size bahsedeceğim…
Pozitiflenmek için en önemli olaylardan biri de GÜLMEK . Kahkaha atan insanların bağışıklık sistemlerinin daha sağlam olduğunu ve kahkaha atan insanların daha uzun yaşadıklarını tespit etmişler. Halk arasında bir söz vardır BİR KAHKAHA İKİ PİRZOLA diye.
Çocukken çok saçma bulurdum ama kahkahanın bir enerji gıdası olduğunu sonradan öğrendim. USA’de yapılan araştırmalarda: 6 yaş civarı çocukların değişik şekillerde günde 400 kez güldüklerini, yetişkinlerin ise en fazla 7-15 kez güldüklerini hiç olmazsa günde 15 kez dolu dolu gülmenin sinir sisteminin kimyasını değiştirdiğini, kalp ve damarlarla solunum sistemine egzersiz yaptırdığını gözlemlemişlerdir. Ayrıca yapılan çalışmalarda : Gülmenin, uyku ve sindirim sistemini de iyileştirdiğini ve de gülümseyerek korku ve paranoyalardan uzaklaşabileceğimizi bildirmişlerdir. Genelde hep gülen, sürekli hastalık ve dertlerden bahsetmeyen insanlarla beraber olmak en doğrusu tabi.. Düşünün bütün gün iş yerinde stres ve sıkıntıyla uğraşan bir insanın tek huzur bulacağı yer neresidir, tabi ki evidir. Ama evdeki eşte güler yüz yok, hep surat ve dır dır varsa . O insan nerede huzurlu ve mutlu olacak. Herkes oturup kendini bir irdelesin. Eğer evliliğinizde bir problem varsa ilk önce kendinizi bir incelemeye alın. Karşınızdakindense insanın kendini düzeltmesi daha kolaydır. Hele siz biraz daha anlayışlı ve güler yüzlü olun, daha bir huzur verin. Göreceksiniz karşınızdaki size neler yapacak.
Evdeki kavgalar, küfürlü konuşmalar hem evin pozitifini yok eder hem de evinizin bereketini kaçırır.
Bahçeniz varsa
bol bol toprakla ve bitkilerle uğraşmaya çalışın göreceksiniz negatifiniz nasıl gidiyor.
NAZAR: Din kitaplarında değişik tarzlarda ifade edilen nazarı bilimsel olarak da izah etmişlerdir.
İki türlü incelemek daha doğru olur diye düşünüyorum. Birincisi, insanın kendi kendine veya çocuğu gibi sevdiklerine hiçbir kötü amaç taşımadan ürettiği negatif enerjidir. Düşünün çocuğunuz birkaç gün yemek yemez, üzülürsünüz, sonra bir gün çok güzel yer sevinip anlatırsınız (öyle güzel yedi ki bugün ) diye arkanızı bir dönersiniz çocuk kusmuş. Eyvah nazarım değdi dersiniz. Anne çocuğuna kötü gözle bakar mı? Tabiî ki hayır. Bunun böyle olmaması için Allah’tan beynimizde çocukluğumuzdan beri sürekli kodlanan bir kelime vardır .
MAAŞALLAH . Bu kelime söylendiği anda nazar değmeyeceğine beynimizi şartlandırdıysak ( veya başka bir kelime de olabilir ama toplumumuzda genelde hep bu kelime kullanılır) beyin bu kelimeyi duyduğunda negatif enerji üretimini yapamamaktadır. Bu arada gerçekten nazara inanmayan kişilerde böyle bir enerji üretilmeyeceği için onların ne nazarları değer nede onlara nazar değer.
İkincisi: Bir insanın başkasına nazar etmesi, beyin kıskançlık duygusu ile hareket ettiğinde yine negatif enerji üretmeye başlar.
Özellikle pesimist, haset ,kıskanç hep olumsuz düşünen kişilerin nazarı daha çok değer. Rusya’dayken bir takım deneylere katıldım.
Mesela, gözlerini bir noktaya teksif edip bütün enerjilerini bu noktaya kanalize edebilen insanların çok kalın cam bloklarını parçaladıklarını gördüm. Bu enerjinin dalga boyutu ölçüldüğünde lazerle eşdeğer çıktı. Düşünün lazer paslanmaz çeliği bile delip geçebilir ki böyle bir insanın hasetle size baktığı zaman vücudunuza yapabileceği hasarı düşünmek bile istemezsiniz. Onun için
hep mavi bir nazar boncuğu takın size baktıklarında gözleri ona kaysın ki size nazarları değmesin derler ama siz hala yakanızın altına veya ceketinizin içine takmaya devam edersiniz. Tabi onun da psikolojik etkisi vardır ama mavinin negatifi toplama özelliğini de yabana atmayalım.
Gelecek sayımızda daha güzel ve enteresan konularda buluşmak üzere hepinize bol pozitif enerjili günler diliyorum.
PROF. DR. YILDIZ BATIRBAYGİL -
haydi bir deneyelim ....