CARPE DİEM / ANI YAKALASerbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar CARPE DİEM / ANI YAKALA Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Önce evlendiğimizde hayatin daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacağına.
Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra, ergenlik ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi | |
|
22-12-2012, 06:35 PM
|
#51 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA Önce evlendiğimizde hayatin daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacağına.
Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra, ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz. Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı, yeni bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca, emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz.
Gerçek ise şu andan daha iyi bir zaman olmadığıdır. Eğer şimdi değil ise ne zaman?... Hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacak. En iyisi bunu kabul edip her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir. En sevdiğim sözlerden biri Alfred D. Souza' ya aittir. Der ki;
"Uzun zamandan beridir hayatın -gerçek hayatın- başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel,öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim hayatımdı."
Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi. Mutluluk yoldur, öyleyse sahip olduğunuz her anın kıymetini bilin ve mutluluğu, vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylaştığınız için, ona daha fazla değer verin. Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez. Öyleyse;
Okulu bitirene kadar, 100 milyar kazanana kadar, çocuklarınız olana kadar, çocuklarınız evden ayrılana kadar, işe başlayana kadar, evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahına kadar, yeni bir araba, ya da ev alana kadar, borçları ödeyene kadar, İlkbahara kadar, Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kışa kadar, Maaş gününe kadar, şarkınız söylenene kadar, emekli olana kadar, ölene kadar.....
“MUTLU OLMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUGUNUZ 'AN'DAN DAHA İYİ BİR ZAMAN OLDUĞUNA KARAR VERMEK İÇİN BEKLEMEKTEN VAZGEÇİN. MUTLULUK BİR VARIŞ DEĞIL, BİR YOLCULUKTUR. "PEK ÇOKLARI MUTLULUĞU İNSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR, BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA. OYSA MUTLULUK İNSANIN BOYU HİZASINDADIR."
Unutmayın "YARIN KİMSEYE VAAD EDİLMEMİŞTİR”
MURATHAN MUNGAN Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
29-12-2012, 07:15 PM
|
#52 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA çinde af olmayan mutluluk yoktur
Eski yazılarımdan birini okurken fark ettim ki, yıllar geçiyor ama insana dair gerçekler daima geçerli oluyor.
İki tip insanın mutsuzluğa mahkum olacağından bahsetmiştim: Birincisi, mutluluğunu gelecekte yaşayacaklarına endeksleyen insanlardır. Bu insanlar mutlu olabilmek için sürekli olarak bir takım şartların yerine gelmesini beklerler. Farkında olmadan yaşamı ertelerler. Mutluluklarını şartlara bağlamışlardır. Adeta gelecekleri bugünlerine ipotek koymuştur.
Mutluluğumuzu engelleyecek olan şey, ancak beklentilerimizin doyumuna ulaştıktan sonra mutlu olabileceğimize inanmaktır.
İkincisi, geçmişte yaşayanlardır. Geçmişte yaşadıkları bir dönem veya olayın sorgulamalarıyla günlerini geçirirler. Kafalarından geçen düşünceler, geçmişe yönelik "eğer"ler ve "keşke"lerle başlıyordur. Eskinin muhasebesinin içinde boğulurlar. Kendilerine acıma eğilimleri vardır. Kaderleriyle uğraşırlar. Şansızlıklarını anlatır veya uğradıkları bir haksızlığın hayatlarına nasıl bedeller getirdiğine yakınarak yaşarlar. Bu tip insanlar geçmişte yaşadıkları için bugünü ıskalarlar. Mutluluk ise yaşanılan andadır. Geçmişten çıkıp bugüne gelemeyenler için mutluluk yaşanabilir bir duygu olamaz.
Geçmiş yüklerle doludur. Herbirimizin yükü bir diğerinden farklıdır.
Kimimiz eşine, kimimiz bir arkadaşına, kimimiz bir akrabasına kırgın.
Kimimizin yükü, işyerinde yaşadığımız güç savaşlarına bağlı sürtüşmelerden doğar. Birisine kızmışızdır. İlişkimiz gergindir. Kafamızda bu kişiyle verdiğimiz savaş enerjimizden çalar. Kafamızdaki savaş için strateji üretmeye çalışmaktan verimliliğimizi kaybederiz.
Kimimizin yükü yaşadığı bir ilişkidir. İlişki çoktan bitmiştir. Verdiğimiz emeğin, yaptığımız sevgi yatırımının haksızlığa uğradığını düşünmüşüzdür. Kırgın ve öfkeliyizdir. Bu yaşantımızın izleri daha sonraki ilişkilerimizde de kendini hissettirir.
Kimimize çocukluğumuzda alamadığımız sevgi, yük olmuştur. Ebeveynlerimiz tarafından seçilmediğimizi düşünmüşüzdür. Hatta bu yükün etkisiyle bugünümüzde seçilmek ve sevilmek için o kadar çok çaba vermeye kalkışırız ki, sevmeyi unutan sevilme uğraşında biri olur çıkarız.
Yükle yaşayan insanlar yorulurlar. Genel bir hoşgörü kaybı oluşmaya başlar. Niye olduğunu da bilemeyiz. Hırçınlaşmaya başlarız. Kendi yakınımızda aslında hiçbir problemimiz olmayacak sevdiğimiz insanlara karşı toleranssız davranmaya başlar hatta onları yok yere kırar sonrada üzülürüz.
Yaşantımızın bir sonraki perdesinin bir öncekinin gölgesinde yaşanmasını istemiyorsak, yaşadığımız her ilişkiye hakkını vermek istiyorsak mutlaka bu yüklerden kurtulmamız gerekir.
Şimdi bu bölüme dikkat edin;
1. Mutlu olabilmeniz, bugününüzü yaşayabilmenize bağlıdır.
2. Bugününüzü yaşayabilmek ise üzerinizdeki yüklerden kurtulmanıza bağlıdır,
3. Üzerinizdeki yüklerden kurtulmanız, onları affetmenize bağlıdır.
Bu hafta sonu herkesi affedin, kendiniz dahil! Hesabınızı bitirin onlarla. Onların da, sizin de, insani zaafları olabileceğini görün. Onlarla paylaştıklarınızın içinde hoşluklar olduğunu da hatırlayın. Yaşadığınız en kötü deneyimin dahi sizi güçlendiren izler bıraktığını bilin. Affettikleriniz içinde mutlaka kendiniz de olmalısınız bunu da sakın atlamayın.
Affettikçe hafifleyeceksiniz. Hırslardan ve kavgalardan arınmaya başlayacaksınız. Enerjinizi kendiniz için verimli alanlara kullanabilecek ve başarılarınızın arttığını göreceksiniz.
Affetmek ruhu detoks eder yani ruhu temizler. Herkesin ihtiyacı var buna... Bir kez düşünün...
İyi haftalar...
Yazan : Dr. Ümit Yazman
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
01-02-2013, 08:49 PM
|
#53 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA Uzun uzun yıllar evveldi....
Uzak sahillerin, nemi yaprağı üzerinde, yemyeşil ormanlarında
güzeller güzeli bir kız yaşarmış.......
Adı yokmuş..
Bir isme de, ihtiyacı yokmuş zaten.
Duyamaz ve konuşamazmış, O......
Tüm gün topladığı deniz kabuklarıyla uğraşırmış sadece.....
Her sabah uyandığında,
“acaba bugün, hangi deniz kabukları bulma şansına sahibim” diye merak duyarmış.....
Kime sorsanız, tüm deniz kabuklarının birbirine benzediği o uzun sahillerde, o aylardır yıllardır hep mutlu ve
her günü ayrı bir umut ve güzellik içinde, heyecanla yaşamaktaymış.....
Çünkü O
zamanın,
sevenler için sonsuz olduğuna inanırmış......
Çünkü O,
zamanın,
sevinenler için kısa
üzülenler için çok uzun,
korkanlar için çok hızlı ,
bekleyenler içinse çok yavaş olduğunu, bilirmiş......
O, sonsuzu seçen, seven , ama çok seven bir yüreğe sahipmiş......
Topladığı ve dokunduğu her deniz kabuğu ile, yüreğine bir parça daha sevgi biriktirmekteymiş......
O, deniz kabuklarında, kulaklarıyla duyamadığı, bilinmez nice sesleri dinlemekteymiş aslında......
Yüreğinin kumsalları ve suları, ona hiç gitmediği, hiç görmediği kıyıların, nice hikayelerini anlatır durularmış......
Dünya, onun yüreğinde atarmış...
Dünya, onun yüreğinde ses verirmiş evrene......
O, dünyayı yüreğinden işitir, bilir ve yaşarmış......
Bazen işittiklerimiz, yeter sanırız...bildiklerimiz gerçek sanırız.......
Ve bunlar mutlu etmez bizi.....
Çünkü mutluluk;
duyamadıklarımızda, gidemediklerimizde,
fark edemediklerimizdedir....
Oysa, görebildiklerimizden, daha fazlasıdır gerçekler........
Günlük döngüler içinde, Sevdiklerimizle ve kendimizle paylaşabileceğimiz şeylerden uzak kalarak yaşıyoruz hayatlarımızı maalesef.....
Hayat bu olmamalı.. Işler hiç bir zaman durulmayacaktır ki, hep yoğun, hep çok olacaktır......
Ama sular bile durulur.
Durulur ve durulanır o zaman su; sedeflenir, sakinliğin, dinginliğin tatlı huzuru , derinliği aks olur kumsallarda.....
Bu hayattır işte.. Hayat oradadır...
Dinlerken, beklerken, izlerken, durulanırken..
Hayat orada yaşanır gerçel anlamda..
Oysa bizler mekanik ve elektronik bir dünyaya hapis vaziyette şuursuz yaşıyoruz, “hayat, bu” diye.....
Yaşamımızı, hayata ve kendimize endeksleyebilmeliyiz...
Ggerçekle, doğru arasındaki farkı görebilmeliyiz......
Hepimiz ....
Gerçekten mutlu olmak,
sadece yüreğin işidir...
Yüreklerimize fırsat vermeliyiz.....
Her yeni güne başlarken,
hangi deniz kabuğuna dokunarak,
bilinmedik hangi yaşama katılacağımız şansına gülümseyerek,
umutla uyanmalıyız......
Var olmanın güzelliği bu olsa gerek...
Acaba, bugüne kadar,
yüreğinizde kaç deniz kabuğu biriktirmişsinizdir ?
Sen...,
bugün hangi deniz kabuğunu dinledin,
ve bugün kaç deniz kabuğu topladın?
Insanın yüreği, belki de, deniz kabuklarından örülü olmalı.
Her yürek, bir kumsal olmalı belki de......
Kumsal gibi sonsuz olmalı.....
Kum tanelerinin kristallerinde, nice deniz çiçekleri, sedefleri açtırmalı her gün için..
Ve, her mevsimde ebruli olmalı o kumsal,
her koşulda kumsalda olmalı varlığımız.
Mesela, yazı, kumsal mevsimi biliriz sadece. Fakat, kışın da, oradayızdır.. Insanlar nedense, kumsalları, sadece yazın fark ederler......
Ne talihsizlik.!
Tıpkı, yüreklerimizi de, aynı talihsizliklerle fark edemediğimiz gibi
Belki de, maviyi görmek değildir önemli olan..
Belki, bakışlarımız gökyüzüne yöneldiğinde,
Önce, uçurtmayı görebilmeli gözlerimiz..
Önce uçurtmayı görebilirsek, mavileri de yakalarız zaten......
Uçurtma, mavidedir nihayetinde....
Eğer her gün, yeni bir var olma çiçeği açıyorsa gözlerimizde ve
Yüreğimizin ebruli kumsallarından, yepyeni deniz kabukları, sedefler toplayabiliyorsak,
Yokluk yok demektir, değil mi?
VE, her sabah ya da akşam üstleri,
Sulanmalı mutlak o var oluş çiçeklerimiz.......
Güne ya da akşama başlarken
Yürek su ister......Çiy ister... Şebnem ister......
Insanın en yalnız olduğu zaman dilimlerdir, sabahın eri ve akşamüstleri.......
Insanın en çok kendi olduğu, kendinde ve kendiyle olduğu vakitlerdir onlar.
Doğrularımızdan, gerçeğe yönelik yolculuğun başladığı vakitlerdir.
Sonsuza uzanan, uzanması gereken yürekler yollarını çiçeklendirme ve deniz kabuklarını sevgilendirme vakitleridir.
Doğrularınıza sahip çıkın. Kendinizi yakalayın.
Sonsuzluğu, kendinizden esirgemeyin.
Bakın, dinleyin, dokunun, deniz kabuklarının size söyleyecekleri var..
Yüreğinizin, ebruli kumsalından ayrılmayın.
alıntıdır..
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
02-02-2013, 01:04 PM
|
#54 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA Kendi kararından dönmediğin zamanları hatırla, tasarladığın gibi geçen bir avuç günü hatırla, kendine sahip çıktığın zamanları hatırla; ne zaman yüz ifaden değişmedi, cesaretin azalmadı; böylesine uzun bir yaşam boyunca neler başardın; kaç kişi, sen ne yitirdiğini fark etmeden yaşamını çaldı senden, önemsiz bir üzüntü, aptalca bir sevinç, içini kemiren bir utku, çıkara dayalı bir ahbaplık sana ne kadar zamana mal oldu; Sana ait olanlardan geriye ne kadar az şey kaldığını hatırla: Zamanından önce öldüğünü anlayacaksın!"
Sanki hep yaşayacakmış gibi yaşıyorsunuz, kırılgan olduğunuz aklınızın köşesinden geçmiyor, akıp gitmiş olan onca zamanı hiç dikkate almıyorsunuz; sanki tükenmez kaynaklarınız varmışçasına har vurup harman savuruyorsunuz, oysa belki de falanca adama ya da filanca işe ayırdığınız şu gün son gününüzdür. Bütün korkularınız ölümlülerin duyduğu korkular; ama bütün arzularınız ölümsüzlerin arzuları.
Yaşamın Kısalığı Üzerine - Seneca .. Cogito Dergisi
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
06-02-2013, 07:56 PM
|
#55 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA çocukluğumdan, beni çok etkileyen bir masal..
bir zamanlar genç bir çiftçi varmış ve bu çiftçi sevgilisi ile buluşacakmış. çok sabırsız biriymiş ve buluşacakları yere çok erken gelmiş. üstelik beklemeyi de bilmiyormuş. ne güneş ışığını, ne ilkbaharı, ne de çiçeklerin güzelliğini görüyormuş. sabırsızca bir ağacın altına yatmış, kendisi ve dünyayla kavgaya tutuşmuş.
birdenbire önünde gri renkte elbiseler giymiş olan bir adam belirmiş ve şöyle demiş: sıkıntının ne olduğunu biliyorum. bu düğmeyi al ve cepkenine dik. herhangi bir şey beklemek zorunda olduğunda ve zaman sana geçmiyormuş gibi geldiğinde, düğmeyi sağa doğru çevirmen yetecek ve sen zamanı istediğin kadar ileri alabileceksin.
bu tam da genç erkeğin istediği gibi bir şeymiş. büyülü düğmeyi tutup bir deneme yapmak için çevirmiş: o anda karşısına kendisine gülümseyen sevgilisi dikilmiş. bu iyi hoş da şu an düğünümüz olsa daha çok sevinirdim diye düşünmüş ve tekrar çevirmiş: sevgilisiyle düğün yemeğinde oturuyor, etrafında flütler ve kemanlar çalıyormuş. o an genç karısının gözlerinin içine bakmış: keşke yalnız kalmış olsak diye düşünmüş. düğmeyi tekrar gizlice çevirdiğinde gece çökerek isteği gerçekleşmiş.
sonra planları hakkında konuşmaya başlamış, "yeni evimiz bittiğinde demiş" ve yeniden düğmeyi çevirmiş: birden yaz mevsimi gelmiş, yeni, geniş ve boş evleri onları kucaklamaya hazırmış. şimdi çocuklarımız noksan demiş ve yine bekleyememiş. çabucak düğmeyi çevirmiş: artık yaşlanmış ve çocukları dizlerinde oturuyormuş. aklında yeni düşünceler varmış, yine bekleyememiş. çevirmiş, çevirmiş hayatı önünden akıp gitmiş ve o anlayamadan yaşlanmış ve ölüm döşeğinde yatıyormuş. artık çevirmesini gerektiren bir şeyi kalmamış ve geçip giden hayatına şöyle bir bakmış. hayatını kötü yönlendirdiğini anlamış. beklemek yerine yalnızca arzularının gerçekleşmesinden duyacağı mutluluğu tatmak istemişti, tıpkı kekin içinden yalnızca üzümleri ayıklayıp yemek gibi. hayatı akıp gidince, beklemenin de bir değeri olduğunu anlamış. zamanı biraz geri almak için neler vermezdim diye hayıflanmış! titreyerek düğmeyi sola çevirmeye çalışmış. o anda sarsıntı gibi bir şey olmuş, uyanmış ve hala çiçek açan ağacın altında yatarak sevgilisini beklemekte olduğunu görmüş. artık beklemeyi öğrenmiştir; tüm acelesinden ve sabırsızlıklarından kurtulmuştur; rahat rahat mavi gökyüzüne bakar, kuşları dinler ve çimenlerdeki böceklerle oynar. beklemekte olduğu için sevinç bile duyar...
ve yine çok sevdiğim bir söz..
“Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir. “John Lennon
yaşadığımız her anın tadını çıkaracağımız farkında olup tadını çıkaracağımız AN lar diliyorum hepimize..
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
06-02-2013, 10:14 PM
|
#56 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2010
Mesajlar: 996
Tesekkür: 1,234
980 Mesajinıza toplam 4,011 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA Çok güzelmişşşşş | Offline
| |
11-02-2013, 11:18 AM
|
#57 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA "Her zaman bir kitabın sonuna yaklaşır gibi yaşa..
Lunaparkta kaybolmuş gibi yaşa..
Oyuncak dükkanında kaybolmuş çocuğun iştahıyla yaşa..
Kaybolmuşluğu unut, etrafına bak!
Yüzmek gibi yaşa, boğulmak gibi değil..
Uçmak gibi yaşa, düşmek gibi değil..
Kuş sesleriyle bir ağacın gölgesinde uzanır gibi yaşa..
Kaşık kaşık çikolata yeyip, ellerini beyaz tişörtüne silen çocuk gibi yaşa..
Saatlere bakmadan ...yaşa..
Beklemeden yaşa..
Yorulmadan yaşa..
Bir tırtılın kelebek olma hayali vardır,
Senin de bir hayalin olsun..
Öyle yaşa işte!
Boynu bükük soru işaretlerini boşver.. Dik ünlemlerin var.
Noktaları at çöpe, kucak dolusu virgül getirdim sana..
Allah'ın sana uzattığı beyaz kağıdı geri çevirme...
Yani diyorum ki;
Yaşa da,
Nasıl yaşarsan yaşa!"
Mornie Menel
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
11-02-2013, 11:24 AM
|
#58 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA bir zehri içer gibi yaşamak gerek..derim her zaman.. içtiğin her neyse.. çünkü zehri yudumlamak her anın farkında olmak demek.. ve kendimiz olmalıyız zehirimiz belki de.. ya da ne??
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| |
11-02-2013, 12:20 PM
|
#59 (permalink)
| Super Moderator
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesajlar: 2,480
Tesekkür: 2,848
1,792 Mesajinıza toplam 3,354 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA Teşekkürler paylaşımlarınız için... sevgimle... | Offline
| |
03-03-2013, 01:01 PM
|
#60 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA “Tam Düne Alışmışken Yine Bugün Oldu” cümlesi de bugün karşıma çıkan “günün cümlesiydi”
Evet, “Tam Düne Alışmışken Yine Bugün Oldu”. Dün, öğrenilmişti, artık tanıdıktı, kolaydı, bakalım bugün neler getirecek beraberinde, hadi bakalım. Tanımadığı tanıdık hale getirdiğimiz bir yolculuk, tam bir gün süren, adı bugün.
Bu, hayatımızdaki değişiklikleri de fark etmemizi sağlıyor, sahi diyoruz, dün şöyleydi böyleydi, iyisiyle kötüsüyle, ama ben dünü çözümlemiştim, öyle ya da böyle. Bugün, işlenecek, yıkanıp paklanıp, belki de kirletilip dün haline gelecek, uğraş dur bakalım bugünü dün yapacağım diye.
İş, bugünün düne benzemeyeceğini kabul etmekle başlıyor. Aslında düne benzeyen bugünler ne de sıkıcı olurdu, öyle değil mi?
Her şey miyadını doldurur, hiçbir şey yerinde aynı kalmaz, kaldığını sansanız bile, devamlı değişir. O yüzden her yeni gün yeni bir hayattır ve zaten bu hep böyle olagelmiştir. Bugün, düne hiç benzemez. Benzetmemek lazım, alışmamak lazım.
Bir gün öyle bir bugün gelir ki, dünden söker alır sizi ve henüz bahsi bile geçmemiş olan yarınlara fırlatıverir. Aslında insanların hayatlarında dün ve yarın yoktur, bugün vardır.
Yapabilene ise her gün, dün, bugün ve yarındır
alıntı
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | CARPE DİEM / ANI YAKALASerbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar CARPE DİEM / ANI YAKALA Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Önce evlendiğimizde hayatin daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatin daha iyi olacağına.
Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra, ergenlik ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 12:21 AM.
|