Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Geliştiren Yazılar

Uyarılar

VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

Serbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar VAKİTSİZ AÇILAN KOZA Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti. Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Ve adam, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi

VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-05-2012, 07:02 PM   #1 (permalink)
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu
küçük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti.

Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu.

Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla
ilerleyemiyordu.

Ve adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Eline bir makas aldı ve
kozayı keserek deliği büyüttü. Kelebek kolayca dışarı çıktı. Fakat

bedeni kocaman ve kanatları kuru ve buruşuktu. Adam, kelebeği
izlemeye devam etti, çünkü zamanla kanatlarının büyüyüp bedenini
taşıyabilecek kadar genişleyebileceğini umut ediyordu. Fakat bu
olmadı!

Gerçekte, kelebek ömrünün geri kalanını o kocaman bedeni ve kuru,
buruşuk kanatları ile etrafta sürünerek geçirdi. Uçmayı hiç
başaramadı.

Adamın bu aceleci iyiliği içinde anlayamadığı, bu kısıtlayıcı kozanın
ve kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği
mücadelenin, kelebek için gerekli olduğuydu, çünkü bu,,
yaşam sıvısının kelebeğin bedeninden kanatlarına doğru akmasını
sağlamak için bulduğu yoldu, böylece kelebek kozadan kurtulduğu anda
uçmaya hazır olabilecekti.

Bazen mücadeleler, hayatımızda tam olarak gerek duyduğumuz şeylerdir.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 21-05-2012, 08:33 PM   #2 (permalink)
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart Cevap: VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

BÜYÜ DÜKKANI

Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyesil tepelerin arasinda, kisin bembeyaz bir kar örtüsü ile, baharda rengarenk kir cicekleri ile kaplanan bir vadi vardi.Ortasindan küçük bir irmagin gectigi bu vadi "Buyulu
Vadi" olarak anilirdi. Ona bu adi veren ise,vadideki ilginç bir dukkan ile, bu dukkanda yasananlardi.Ünü ülkenin dort bir yanina yayilmis olandukkanin adi "Büyü Dükkani" idi.Buyu Dukkani'nin sahibi, ak
sacli,aksakalli bir ihtiyardi. Burasi, ayni zamanda onun yasadigi yerdi. Bu nedenle, dukkanin disaridan goruntusu tipki bir ev gibiydi. Uc tarafinda da yesil cerceveli pencerelerin oldugu, tamami ahsaptan yapilmis olan bu binaya, bir verandadan giriliyordu. Iceri girer girmez, ilginc esyalarla donanmis oldukca genis bir oda ile karsilasiyordunuz. Buyuk bir kütüphane, uzerlerinde cok sayida esyanin bulundugu raflar, masa ve konsollar
dukkanin dort bir tarafini kapliyordu. Ancak bu kalabalik goruntu icinde cok etkileyici bir duzen goze carpiyordu. Butun esyalar, belli bir estetik icinde duruyor ve bu estetik hicbir zaman bozulmuyordu. Buyu Dukkanini cevreleyen pencereler, icerdeyken bile gunun aydinligina ve vadinin
güzelligine hakim olmaniza izin veriyordu. Dukkanin icinde, arka taraftaki bolmeye acilan bir kapi vardi. Bu bolmede mutfak, banyo ve yatak odasi bulunuyordu. Dukkana gelen musteriler,arka tarafa acilan
kapiyi daima kapali gorurlerdi.Her insanin, yasaminda cok istedigi ancak sahip
olamadigi birseyler vardir. Ya da sahip olup kaybettigi seyler.. Bazen de sahip oldugu ancak kurtulmak istedigi seyler... Iste butun bunlar, o ulkede yasayan insanlarin bir kismi icin, Büyü Dükkani'na gelme nedeniydi. Bu
dükkanda, isteklerinizisinirlamak zorunda degildiniz. Müsteriler,hayaledebildikleri herseyi isteme ve alma hakkina sahiptiler.
Tabii,bedelini ödedikleri takdirde...Her yerde oldugu gibi bu dükkanda da almak
istediginiz seyin bir bedeli vardi. Bu bedelin ne olacagi,dükkan sahibiyle
yaptiginiz pazarlik sonucunda ortaya çikardi. Ancak, Büyü Dükkani'nda maddi bedellerin hiç bir hükmü yoktu. Bazi müsteriler birseye sahip olmak için denebilecek
tek bedelin para olabilecegi düsüncesiyle, cepleri kabarik gelirlerdi.
Oysa burada yapilan pazarliklar, günlükyasamdakilerden biraz farkli olur ve
pek çok müsteriyi sasirtirdi.Dükkan sahibi yasli adam, her sabah gün agarirken
kalkar, kendine büyük bir fincan kahve yapar ve bir insanin isteyebilecegi
her seyin var oldugu dükkaniyla gurur duyarak kahvesini yudumlardi.Kahvenin
ardindan gelen zevkli bir kahvaltidan sonra da pencerelerinin perdelerini
sonuna kadar açarak,sallanan koltuguna oturur ve içeri dolan gün isiginin yardimiyla okumaya baslardi. Büyü Dükkan'inda satici olmak bilgelik isterdi.O güne kadar dükkana gelen hiçbir müsteriyi geri çevirmemisti
dükkan sahibi. Herkes,çok istedigi bir seye sahip olmak ugruna onca yolu göze
alarak gelir ve mutlaka alabilecegi en iyi seyi almis olarak çikardi.Ama genellikle aldigi sey istedigi seyden çok farkli olurdu.. Yasli adam ara sira, okudugu kitaptan basini kaldirir, yolu gören pencereye bir göz atardi. Eger bir müsteri geliyorsa, onu ta uzaktan yakalayip,dükkana yaklasana kadar izlemeyi severdi.Bu, onun için zihinsel bir hazirlik süreciydi.Bu süre
içinde zihnini, biraz sonra gelecek olan müsteriyi iyi anlayabilmek
için bosaltirdi.Sabah disari baktiginda, yagan karin yolu iyice kapattigini
gördü. Bu havada gelen giden olmaz diye düsünüp, hüzünlendi. Büyü
Dükkani, hemen hergün bir müsteri agirlardi.Ancak,yilda birkaç kere de olsa
kimsenin ugramadigi günler olurdu. Yasli adam, o gününde bunlardan biri
olmasindan korktu. Nedense issizlik içini ürpertmisti. Tam o sirada uzakta bir
kararti gördü.Kar beyazinin kamastirdigi gözlerini kirpistirip tekrar
baktiginda, bunun yaklasmakta olan bir insan oldugunu anladi. Içini bir sevinç
kapladi.Gidip sobasina bir odun atti ve tam pencerenin karsisindaki
sallanan koltuga oturup,müsterisini beklemeye koyuldu. Kis mevsiminin bu soguk
gününde epeyce üsümüs,yorgun düsmüs olmaliydi. Kapinin önüne gelinceye
kadar,gözlerini hiç ayirmadan izledi onu. Iyice kulak kabartti. Üç basamakla çikilan, ahsap zeminli verandadaki ayak seslerini ve onlara eslik eden gicirtiyi duymaktan çok hoslanirdi. Bekledigi kisinin ayak sesleri
ikinci basamakta kesildi.Müsteri çalmadan, kapiyi açmamayi prensip edinmisti
yasli adam. Çünkü, hemen herkes o kapinin önünde durup, bir kez daha
düsünürdü. Kapiyi çalmaktan vazgeçip dönenler,az da olsa olmustu. O
gün de ayni seyi yapti. Sonunda kapi çalindi.
Açtiginda, karsisinda soguktan kizarmis elleriyle atkisini çikarmaya
çalisan bir erkek gördü."Iyi sabahlar, girebilir miyim?" diye sordu
müsteri.Dükkan sahibi, müsterisini içeri aldiktan sonra,isinmasi için
ona bir kahve ikram etti.Sessizce kahvesini içerken etrafi seyreden
adam,karsisinda oturan yasli saticinin ikna edilmesi pek güç olmayan biri oldugunu düsündü.Herhalde o da müsterisini anlar, onun hakli istegini geri çevirmek istemezdi.Acaba Büyü Dükkani'ndan çikarken istedigi gibi bir alisveris yapmis olacak miydi? Bir süre söze nasil baslayacagini bilemedi. Belki de dükkan
sahibinin bir seyler söylemesi gerekirdi. Ancak karsisinda, sabirli bir ifade ile
müsterisinin gözlerinin içine bakarak oturan saticinin, alisverisi baslatmaya niyetli olmadigini anladi. Bu sabirli bekleyis, onda hem cesaret hem de yumusak bir etki yaratti. Anlasilan, baslangiç sözleri
kendisinden bekleniyordu.Sonunda, fazla düsünmeden aklindan ilk geçeni
söyleyiverdi."Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkip geldim buraya... Istedigim seyi, bir tek sizin dükkaninizda bulabilecegimi
söylediler. Karsiliginda ne isterseniz vermeye hazirim."
"Istediginiz seyin ne oldugunu ögrenebilir miyim ?"
"Bakin, ben elli bes yasindayim. Yani yolun yarisini
geçeli çok oldu. Söylemeye dili varmiyor ama yolun sonuna yaklastim
galiba.
Bu gerçege tahammülüm yok. Ben bugüne kadarki hayatimi geri istiyorum.
Mümkün mü ?" "Elbette mümkün. Biliyorsunuz, dükkanimda her sey
mevcut. Ancak tam olarak ne istediginizi anlayabilmem için, bana geri
istediginizhayatinizi biraz anlatabilir misiniz?"
Dükkan sahibinin sordugu soru, müsteriyi iç dünyasina
döndürmüstü. Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi yasamina ait
oldugunu
kabul etmek için kendini zorluyordu. Bütün görüntüler, bir kargasa ve
telas
içinde birbirlerine karisarak geçip gittiler ve geride yalnizca issiz
bir hüzün biraktilar.Hüznünün yüzüne yansimasina engel olamayan
müsteri,
yasli saticinin sorusu karsisinda ancak sunlari söyleyebildi:
"Geçmis yasamimda birçok hata yaptim. Bunlar için pismanlik
duyuyorum...
Yanlis kararlar verdim, kayiplara ugradim. Zamani hovardaca harcadim.
Bir
gün bir de baktim ki,hayat yanimdan geçip gidiyor.Panige kapildim ve
bir
çare aramaya basladim. Dostlarimla konusmayi denedim. Beni teselli edip
derdimi unutturmaya çalisanlar da oldu, yardim etmeye çalisanlar da.
Ama
hiçbiri kar etmedi. Kendimi çok mutsuz hissediyordum. Derken,bir gün
birisi
bana sizden ve Büyü Dükkani'ndan söz etti. Bunu uyar duymaz sanki
içimde
bir isik yandi. Büyük bir umutla hemen yollara düsüp size geldim.
Kendimi
çok çaresiz hissediyorum. Lütfen elli bes yilimi bana geri verin."
"Yani, siz pismanlik duydugunuz hayatinizi yeniden yasamak mi
istiyorsunuz?"
"Elbette hayir. Söylemek istedigim bu degil. Ben yalnizca kaybettigim
yillarimi geri istiyorum. Eger bir sansim daha olursa ayni hatalari
tekrarlamayacagim." "Herhalde bunu çok istiyorsunuz."
"Evet, hem de her seyimi verecek kadar." "Peki, benim size verecegim
elli
bes yilin karsiliginda siz bana ne verebilirsiniz?"
"Ne isterseniz?" "Sanki bunun için herseyden vazgeçmeye hazir
gibisiniz."
"Hiç kuskunuz olmasin. Su anda sahip oldugum herseyden vazgeçebilirim.
Yeter
ki geride biraktigim yillarimi bana geri verin." Yasli adam, ellerini
sakallarinda dolastirirken,kendini sallanan koltugunun devinimlerine
birakmisti. Bir süre düsündü.Müsterisinin, sabirsizlikla,
pazarligin bitmesini beklediginden emindi. Büyü dükkanina gelen
kisiler,
genellikle bir an önce istediklerini alip gitmek için acele ederlerdi.
Bu
nedenle, yasli adam,pazarligin basindaki düsünce yolculuklarinda yalniz
kalirdi. Su anda da, sessizligin yalnizca kendi isine yaradigini
biliyordu.
Koltugu ile birlikte öne dogru egilerek müsterisinin gözlerinin içine
bakti
ve agir agir konusmaya basladi:"Beyefendi, her ne kadar siz elli bes
yil
karsiliginda bana herseyinizi vermeye hazir olsaniz da, ben sizden bir
tek
sey isteyecegim.""Dileyin benden ne dilerseniz." "Belleginizi..."
"Anlamadim?" "Belleginizi dedim...Elli bes yilin yasantisini içinde
barindiran belleginizi istiyorum." "Ah evet anladim. Ilginç bir
bedel...
Kabul ediyorum.Tamam alin bellegimi.""Emin misiniz?" "Neden olmayayim?
Elli
bes yil kazanacagim." "Belleginizi, içindeki her seyle birlikte bu
dükkanda
birakip gideceksiniz. Elli bes yilin tek bir anini hatirlamayacaksiniz.
Buraya neden geldiginizi bile ..." "Daha iyi ya! Her seye yeniden
baslayacagim. Zaten geçmisi hatirlamak istemiyorum ki!" "O halde,
korkarim
elli bes yil sonra buraya tekrar gelirsiniz. Tabii o zaman benim
yerime,bir
baskasi size yardimci olur." "Hayir hayir... Emin olun ki, su dakika
bellegimi size birakip elli bes yilimi geri alacagim ve dükkaninizi,
bir
daha dönmemek üzere terk edecegim. Ve yine söz veriyorum, su ana kadar
yaptigim hatalarin hiç birini tekrar
etmeyecegim.""Isterseniz baska sözler vermeyin. Çünkü, az sonra,
belleginizle birlikte bütün hepsini burada birakip gideceksiniz."
Yasli adamin son sözleri, müsterinin duraklamasina neden olmustu. Bu
sözlerin anlamini kavrayabilmek için birkaç saniye düsünmek zorunda
kaldi.
"Nasil yani? Buradan çiktigimda hiçbir sey hatirlamayacak miyim?
Sizinle
konustuklarimizi bile, öyle mi?"
..................................
"Yani hiçbir seyi mi ? Buraya neden geldigimi, sizin kim oldugunuzu ve
hatta...!""Ne yazik ki!"
Yasli adam, su anda pazarligin sonuna geldiklerini hissediyordu.
Karsisinda
oturan müsterinin yüzünde gördügü aydinlanma,pazarlik sahnelerinin en
hoslandigi görüntüsüydü. Son sözleri müsterisinin söylemesini istedigi
için
bir süre sessiz kaldi ve bekledi. Bu seferki sessizligin,müsterisinin
isine
yaradigindan emindi. Onun aydinlanan yüzünün ortasinda parlayan
gözbebekleri, yasli satici için, sessizligin içinden çikacak sesli bir
coskunun habercisi gibiydi.Gerçekten de, konusmaya baslayan müsterisi
onu
yaniltmadi:"Sanirim ne demek istediginizi simdi anliyorum. Eger ellibes
yilin bedeli bu ise, pes ediyorum. Bellegimden vazgeçemem. Bu neye
benziyor
biliyor musunuz? Bir kadinin, çok istedigi bir tokayi, saçlari
karsiliginda satin almasina...Çok ilginç bir insansiniz. Bana,Büyü
Dükkani'ndan almak istedigimden çok farkli bir seyle çikacagimi
söylemislerdi de inanmamistim. Ben, bugüne kadar ki yasamimi almak için
gelmistim, ancak bugünden sonraki yasamimi alip gidiyorum. Size tesekkür ederim.""Bir sey degil. Güzel bir pazarlikti. Hosça kalin." Yasli adam, müsterisini gözden kaybolana dek gülümseyerek
izlerken,aklindanSantayana'nin
bir sözü geçiyordu:
"Geçmisi hatirlamayanlar, onu bir kez daha yasamak zorunda kalirlar"
__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 19-06-2012, 02:23 AM   #3 (permalink)
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart Cevap: VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

'Ne kadar tatsız olursa olsunlar,
başımıza gelenler, ne öğrenmemiz gerektiğini öğrenmemiz açısından gereklidirler.''

Richard Bach
__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 01-07-2012, 10:29 PM   #4 (permalink)
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart Cevap: VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

‎"Eminim şöyle bir şey yaşamışsınızdır: Bir sorununuz var ve bunun hakkında düşünüyorsunuz, bunu tartışıyor, bunun hakkında kaygılanıyorsunuz. Bunu anlamak için düşünce sınırlarınızın içinde her türlü olasılığa başvuruyorsunuz. Sonunda 'artık yapamıyorum' diyorsunuz. Bunu anlamanıza yardım edebilecek hiç kimse yok, hiç bir kitap yok. Sorunla baş başa kaldınız ve hiç bir çıkış yolu yok. Sorunu bütün gücünüzü kullanarak sorgular, nihayetinde onu bir yana bırakırsınız. Zihniniz artık bu sorundan dolayı kaygılı ve hırpalanmış değildir. Artık 'bir yanıt bulmalıyım' demeyi kesmiştir ve böylece sessizleşmiştir. İşte bu sessizlik içinde yanıtı bulursunuz.

Bu olağanüstü bir şey değildir. Büyük matematikçiler, bilim adamları bunu yaşarlar. Sizler de bunu arada sırada günlük yaşamınızda deneyimlersiniz. Bu ne anlama gelir? Zihin düşünce gücünü son noktasına kadar işletmiş ve bir yanıt bulamadan bütün düşüncelerin sonuna gelmiştir; dolayısıyla sessizleşmiştir. Bıkkınlıktan yorgunluktan dolayı değil, 'sessiz olacağım ve böylece yanıtı bulacağım' dediği için değil. Yanıtı bulmak için olası her şeyi yaptığından, zihin kendiliğinden sessizleşir. Bu sessizlikte bütün sorunlarımızı çözecek bir algılama hali gizlidir. ''

Krishnamurti
__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-01-2013, 11:34 AM   #5 (permalink)
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart Cevap: VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

APTAL PUMA SENDROMU
Pumayı bilirsiniz. Hani vahşi kedilerin uzak atalarından. Yaklaşık iki metre uzunluğundaki
benekli yırtıcı. Bir çok özelliği ile ünlüdür bu ormanların harika kedisi. Ama en çok ta hızlı ve
kıvrak koşusu ile tanınır. Avının peşine düştüğü andan itibaren giderek hızlanan ve
vücudunun tüm eklem ve kaslarını ortaya koyan hareketlerini seyretmek bir zevktir.
Bu ölüm koşusu bazen pumanın, bazen ise hayatı için koşan kurbanın zaferi ile sonuçlanır.
Peki, bir puma avının peşinden ne kadar koşar? İşte ormanların vahşi avcısını uygarlıkların
kurucusu insana örnek yapacak olan da pumanın bu özelliğidir.
Puma avının peşinden sürdürdüğü "ölüm koşusunu" her zaman avının cüssesine göre ayarlar.
Yani bir ceylan ele geçirmek için koştuğu süre ile bir tavşanın peşinden geçirdiği süre asla
aynı değildir. Çünkü puma akıllı bir hayvandır ve koşarken harcadığı enerji miktarı, avdan
elde edeceği potansiyel enerji miktarını aştığı anda puma koşmaktan vazgeçer. Yenilgiyi
kabul edip başka av arar. Bu nedenle ceylanın peşinden fazla, tavsanın peşinden çok daha az
koşar.
İşte "aptal puma sendromu" bunun tersini yapan insanların ruh halini ifade etmek için, yani
bir tavşanın peşinden yıllarca koşan, sonra da yakaladığı avı bir öğünde bitiren akılsızlar için
kullanılır.
Başarının sırrı pumalıktan, yani harcanan emek, ulaşılan sonuç ilişkisindeki dengeyi iyi
saptamaktan geçiyor.
Şimdi söyleyin bakalım sizin yıllardır peşinde koştuğunuz tavşan mı yoksa ceylan mı?
__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


VAKİTSİZ AÇILAN KOZA

Serbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar VAKİTSİZ AÇILAN KOZA Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti. Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Ve adam, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:30 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.