| ||||||||||
|
Serbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar VAKİTSİZ AÇILAN KOZA Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti. Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Ve adam, ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi
![]() |
![]() ![]() | LinkBack | Seçenekler | Stil |
![]() | #1 (permalink) |
Binbaşı ![]() Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti. Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Ve adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Eline bir makas aldı ve kozayı keserek deliği büyüttü. Kelebek kolayca dışarı çıktı. Fakat bedeni kocaman ve kanatları kuru ve buruşuktu. Adam, kelebeği izlemeye devam etti, çünkü zamanla kanatlarının büyüyüp bedenini taşıyabilecek kadar genişleyebileceğini umut ediyordu. Fakat bu olmadı! Gerçekte, kelebek ömrünün geri kalanını o kocaman bedeni ve kuru, buruşuk kanatları ile etrafta sürünerek geçirdi. Uçmayı hiç başaramadı. Adamın bu aceleci iyiliği içinde anlayamadığı, bu kısıtlayıcı kozanın ve kelebeğin o küçücük delikten dışarı çıkmak için verdiği mücadelenin, kelebek için gerekli olduğuydu, çünkü bu,, yaşam sıvısının kelebeğin bedeninden kanatlarına doğru akmasını sağlamak için bulduğu yoldu, böylece kelebek kozadan kurtulduğu anda uçmaya hazır olabilecekti. Bazen mücadeleler, hayatımızda tam olarak gerek duyduğumuz şeylerdir.
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |
![]() | ![]() |
![]() | #2 (permalink) |
Binbaşı ![]() Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() BÜYÜ DÜKKANI Uzak diyarlardan birinde bir ülkede, yemyesil tepelerin arasinda, kisin bembeyaz bir kar örtüsü ile, baharda rengarenk kir cicekleri ile kaplanan bir vadi vardi.Ortasindan küçük bir irmagin gectigi bu vadi "Buyulu Vadi" olarak anilirdi. Ona bu adi veren ise,vadideki ilginç bir dukkan ile, bu dukkanda yasananlardi.Ünü ülkenin dort bir yanina yayilmis olandukkanin adi "Büyü Dükkani" idi.Buyu Dukkani'nin sahibi, ak sacli,aksakalli bir ihtiyardi. Burasi, ayni zamanda onun yasadigi yerdi. Bu nedenle, dukkanin disaridan goruntusu tipki bir ev gibiydi. Uc tarafinda da yesil cerceveli pencerelerin oldugu, tamami ahsaptan yapilmis olan bu binaya, bir verandadan giriliyordu. Iceri girer girmez, ilginc esyalarla donanmis oldukca genis bir oda ile karsilasiyordunuz. Buyuk bir kütüphane, uzerlerinde cok sayida esyanin bulundugu raflar, masa ve konsollar dukkanin dort bir tarafini kapliyordu. Ancak bu kalabalik goruntu icinde cok etkileyici bir duzen goze carpiyordu. Butun esyalar, belli bir estetik icinde duruyor ve bu estetik hicbir zaman bozulmuyordu. Buyu Dukkanini cevreleyen pencereler, icerdeyken bile gunun aydinligina ve vadinin güzelligine hakim olmaniza izin veriyordu. Dukkanin icinde, arka taraftaki bolmeye acilan bir kapi vardi. Bu bolmede mutfak, banyo ve yatak odasi bulunuyordu. Dukkana gelen musteriler,arka tarafa acilan kapiyi daima kapali gorurlerdi.Her insanin, yasaminda cok istedigi ancak sahip olamadigi birseyler vardir. Ya da sahip olup kaybettigi seyler.. Bazen de sahip oldugu ancak kurtulmak istedigi seyler... Iste butun bunlar, o ulkede yasayan insanlarin bir kismi icin, Büyü Dükkani'na gelme nedeniydi. Bu dükkanda, isteklerinizisinirlamak zorunda degildiniz. Müsteriler,hayaledebildikleri herseyi isteme ve alma hakkina sahiptiler. Tabii,bedelini ödedikleri takdirde...Her yerde oldugu gibi bu dükkanda da almak istediginiz seyin bir bedeli vardi. Bu bedelin ne olacagi,dükkan sahibiyle yaptiginiz pazarlik sonucunda ortaya çikardi. Ancak, Büyü Dükkani'nda maddi bedellerin hiç bir hükmü yoktu. Bazi müsteriler birseye sahip olmak için denebilecek tek bedelin para olabilecegi düsüncesiyle, cepleri kabarik gelirlerdi. Oysa burada yapilan pazarliklar, günlükyasamdakilerden biraz farkli olur ve pek çok müsteriyi sasirtirdi.Dükkan sahibi yasli adam, her sabah gün agarirken kalkar, kendine büyük bir fincan kahve yapar ve bir insanin isteyebilecegi her seyin var oldugu dükkaniyla gurur duyarak kahvesini yudumlardi.Kahvenin ardindan gelen zevkli bir kahvaltidan sonra da pencerelerinin perdelerini sonuna kadar açarak,sallanan koltuguna oturur ve içeri dolan gün isiginin yardimiyla okumaya baslardi. Büyü Dükkan'inda satici olmak bilgelik isterdi.O güne kadar dükkana gelen hiçbir müsteriyi geri çevirmemisti dükkan sahibi. Herkes,çok istedigi bir seye sahip olmak ugruna onca yolu göze alarak gelir ve mutlaka alabilecegi en iyi seyi almis olarak çikardi.Ama genellikle aldigi sey istedigi seyden çok farkli olurdu.. Yasli adam ara sira, okudugu kitaptan basini kaldirir, yolu gören pencereye bir göz atardi. Eger bir müsteri geliyorsa, onu ta uzaktan yakalayip,dükkana yaklasana kadar izlemeyi severdi.Bu, onun için zihinsel bir hazirlik süreciydi.Bu süre içinde zihnini, biraz sonra gelecek olan müsteriyi iyi anlayabilmek için bosaltirdi.Sabah disari baktiginda, yagan karin yolu iyice kapattigini gördü. Bu havada gelen giden olmaz diye düsünüp, hüzünlendi. Büyü Dükkani, hemen hergün bir müsteri agirlardi.Ancak,yilda birkaç kere de olsa kimsenin ugramadigi günler olurdu. Yasli adam, o gününde bunlardan biri olmasindan korktu. Nedense issizlik içini ürpertmisti. Tam o sirada uzakta bir kararti gördü.Kar beyazinin kamastirdigi gözlerini kirpistirip tekrar baktiginda, bunun yaklasmakta olan bir insan oldugunu anladi. Içini bir sevinç kapladi.Gidip sobasina bir odun atti ve tam pencerenin karsisindaki sallanan koltuga oturup,müsterisini beklemeye koyuldu. Kis mevsiminin bu soguk gününde epeyce üsümüs,yorgun düsmüs olmaliydi. Kapinin önüne gelinceye kadar,gözlerini hiç ayirmadan izledi onu. Iyice kulak kabartti. Üç basamakla çikilan, ahsap zeminli verandadaki ayak seslerini ve onlara eslik eden gicirtiyi duymaktan çok hoslanirdi. Bekledigi kisinin ayak sesleri ikinci basamakta kesildi.Müsteri çalmadan, kapiyi açmamayi prensip edinmisti yasli adam. Çünkü, hemen herkes o kapinin önünde durup, bir kez daha düsünürdü. Kapiyi çalmaktan vazgeçip dönenler,az da olsa olmustu. O gün de ayni seyi yapti. Sonunda kapi çalindi. Açtiginda, karsisinda soguktan kizarmis elleriyle atkisini çikarmaya çalisan bir erkek gördü."Iyi sabahlar, girebilir miyim?" diye sordu müsteri.Dükkan sahibi, müsterisini içeri aldiktan sonra,isinmasi için ona bir kahve ikram etti.Sessizce kahvesini içerken etrafi seyreden adam,karsisinda oturan yasli saticinin ikna edilmesi pek güç olmayan biri oldugunu düsündü.Herhalde o da müsterisini anlar, onun hakli istegini geri çevirmek istemezdi.Acaba Büyü Dükkani'ndan çikarken istedigi gibi bir alisveris yapmis olacak miydi? Bir süre söze nasil baslayacagini bilemedi. Belki de dükkan sahibinin bir seyler söylemesi gerekirdi. Ancak karsisinda, sabirli bir ifade ile müsterisinin gözlerinin içine bakarak oturan saticinin, alisverisi baslatmaya niyetli olmadigini anladi. Bu sabirli bekleyis, onda hem cesaret hem de yumusak bir etki yaratti. Anlasilan, baslangiç sözleri kendisinden bekleniyordu.Sonunda, fazla düsünmeden aklindan ilk geçeni söyleyiverdi."Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkip geldim buraya... Istedigim seyi, bir tek sizin dükkaninizda bulabilecegimi söylediler. Karsiliginda ne isterseniz vermeye hazirim." "Istediginiz seyin ne oldugunu ögrenebilir miyim ?" "Bakin, ben elli bes yasindayim. Yani yolun yarisini geçeli çok oldu. Söylemeye dili varmiyor ama yolun sonuna yaklastim galiba. Bu gerçege tahammülüm yok. Ben bugüne kadarki hayatimi geri istiyorum. Mümkün mü ?" "Elbette mümkün. Biliyorsunuz, dükkanimda her sey mevcut. Ancak tam olarak ne istediginizi anlayabilmem için, bana geri istediginizhayatinizi biraz anlatabilir misiniz?" Dükkan sahibinin sordugu soru, müsteriyi iç dünyasina döndürmüstü. Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi yasamina ait oldugunu kabul etmek için kendini zorluyordu. Bütün görüntüler, bir kargasa ve telas içinde birbirlerine karisarak geçip gittiler ve geride yalnizca issiz bir hüzün biraktilar.Hüznünün yüzüne yansimasina engel olamayan müsteri, yasli saticinin sorusu karsisinda ancak sunlari söyleyebildi: "Geçmis yasamimda birçok hata yaptim. Bunlar için pismanlik duyuyorum... Yanlis kararlar verdim, kayiplara ugradim. Zamani hovardaca harcadim. Bir gün bir de baktim ki,hayat yanimdan geçip gidiyor.Panige kapildim ve bir çare aramaya basladim. Dostlarimla konusmayi denedim. Beni teselli edip derdimi unutturmaya çalisanlar da oldu, yardim etmeye çalisanlar da. Ama hiçbiri kar etmedi. Kendimi çok mutsuz hissediyordum. Derken,bir gün birisi bana sizden ve Büyü Dükkani'ndan söz etti. Bunu uyar duymaz sanki içimde bir isik yandi. Büyük bir umutla hemen yollara düsüp size geldim. Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Lütfen elli bes yilimi bana geri verin." "Yani, siz pismanlik duydugunuz hayatinizi yeniden yasamak mi istiyorsunuz?" "Elbette hayir. Söylemek istedigim bu degil. Ben yalnizca kaybettigim yillarimi geri istiyorum. Eger bir sansim daha olursa ayni hatalari tekrarlamayacagim." "Herhalde bunu çok istiyorsunuz." "Evet, hem de her seyimi verecek kadar." "Peki, benim size verecegim elli bes yilin karsiliginda siz bana ne verebilirsiniz?" "Ne isterseniz?" "Sanki bunun için herseyden vazgeçmeye hazir gibisiniz." "Hiç kuskunuz olmasin. Su anda sahip oldugum herseyden vazgeçebilirim. Yeter ki geride biraktigim yillarimi bana geri verin." Yasli adam, ellerini sakallarinda dolastirirken,kendini sallanan koltugunun devinimlerine birakmisti. Bir süre düsündü.Müsterisinin, sabirsizlikla, pazarligin bitmesini beklediginden emindi. Büyü dükkanina gelen kisiler, genellikle bir an önce istediklerini alip gitmek için acele ederlerdi. Bu nedenle, yasli adam,pazarligin basindaki düsünce yolculuklarinda yalniz kalirdi. Su anda da, sessizligin yalnizca kendi isine yaradigini biliyordu. Koltugu ile birlikte öne dogru egilerek müsterisinin gözlerinin içine bakti ve agir agir konusmaya basladi:"Beyefendi, her ne kadar siz elli bes yil karsiliginda bana herseyinizi vermeye hazir olsaniz da, ben sizden bir tek sey isteyecegim.""Dileyin benden ne dilerseniz." "Belleginizi..." "Anlamadim?" "Belleginizi dedim...Elli bes yilin yasantisini içinde barindiran belleginizi istiyorum." "Ah evet anladim. Ilginç bir bedel... Kabul ediyorum.Tamam alin bellegimi.""Emin misiniz?" "Neden olmayayim? Elli bes yil kazanacagim." "Belleginizi, içindeki her seyle birlikte bu dükkanda birakip gideceksiniz. Elli bes yilin tek bir anini hatirlamayacaksiniz. Buraya neden geldiginizi bile ..." "Daha iyi ya! Her seye yeniden baslayacagim. Zaten geçmisi hatirlamak istemiyorum ki!" "O halde, korkarim elli bes yil sonra buraya tekrar gelirsiniz. Tabii o zaman benim yerime,bir baskasi size yardimci olur." "Hayir hayir... Emin olun ki, su dakika bellegimi size birakip elli bes yilimi geri alacagim ve dükkaninizi, bir daha dönmemek üzere terk edecegim. Ve yine söz veriyorum, su ana kadar yaptigim hatalarin hiç birini tekrar etmeyecegim.""Isterseniz baska sözler vermeyin. Çünkü, az sonra, belleginizle birlikte bütün hepsini burada birakip gideceksiniz." Yasli adamin son sözleri, müsterinin duraklamasina neden olmustu. Bu sözlerin anlamini kavrayabilmek için birkaç saniye düsünmek zorunda kaldi. "Nasil yani? Buradan çiktigimda hiçbir sey hatirlamayacak miyim? Sizinle konustuklarimizi bile, öyle mi?" .................................. "Yani hiçbir seyi mi ? Buraya neden geldigimi, sizin kim oldugunuzu ve hatta...!""Ne yazik ki!" Yasli adam, su anda pazarligin sonuna geldiklerini hissediyordu. Karsisinda oturan müsterinin yüzünde gördügü aydinlanma,pazarlik sahnelerinin en hoslandigi görüntüsüydü. Son sözleri müsterisinin söylemesini istedigi için bir süre sessiz kaldi ve bekledi. Bu seferki sessizligin,müsterisinin isine yaradigindan emindi. Onun aydinlanan yüzünün ortasinda parlayan gözbebekleri, yasli satici için, sessizligin içinden çikacak sesli bir coskunun habercisi gibiydi.Gerçekten de, konusmaya baslayan müsterisi onu yaniltmadi:"Sanirim ne demek istediginizi simdi anliyorum. Eger ellibes yilin bedeli bu ise, pes ediyorum. Bellegimden vazgeçemem. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir kadinin, çok istedigi bir tokayi, saçlari karsiliginda satin almasina...Çok ilginç bir insansiniz. Bana,Büyü Dükkani'ndan almak istedigimden çok farkli bir seyle çikacagimi söylemislerdi de inanmamistim. Ben, bugüne kadar ki yasamimi almak için gelmistim, ancak bugünden sonraki yasamimi alip gidiyorum. Size tesekkür ederim.""Bir sey degil. Güzel bir pazarlikti. Hosça kalin." Yasli adam, müsterisini gözden kaybolana dek gülümseyerek izlerken,aklindanSantayana'nin bir sözü geçiyordu: "Geçmisi hatirlamayanlar, onu bir kez daha yasamak zorunda kalirlar"
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |
![]() | ![]() |
![]() | #3 (permalink) |
Binbaşı ![]() Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() 'Ne kadar tatsız olursa olsunlar, başımıza gelenler, ne öğrenmemiz gerektiğini öğrenmemiz açısından gereklidirler.'' Richard Bach
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |
![]() | ![]() |
![]() | #4 (permalink) |
Binbaşı ![]() Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() "Eminim şöyle bir şey yaşamışsınızdır: Bir sorununuz var ve bunun hakkında düşünüyorsunuz, bunu tartışıyor, bunun hakkında kaygılanıyorsunuz. Bunu anlamak için düşünce sınırlarınızın içinde her türlü olasılığa başvuruyorsunuz. Sonunda 'artık yapamıyorum' diyorsunuz. Bunu anlamanıza yardım edebilecek hiç kimse yok, hiç bir kitap yok. Sorunla baş başa kaldınız ve hiç bir çıkış yolu yok. Sorunu bütün gücünüzü kullanarak sorgular, nihayetinde onu bir yana bırakırsınız. Zihniniz artık bu sorundan dolayı kaygılı ve hırpalanmış değildir. Artık 'bir yanıt bulmalıyım' demeyi kesmiştir ve böylece sessizleşmiştir. İşte bu sessizlik içinde yanıtı bulursunuz. Bu olağanüstü bir şey değildir. Büyük matematikçiler, bilim adamları bunu yaşarlar. Sizler de bunu arada sırada günlük yaşamınızda deneyimlersiniz. Bu ne anlama gelir? Zihin düşünce gücünü son noktasına kadar işletmiş ve bir yanıt bulamadan bütün düşüncelerin sonuna gelmiştir; dolayısıyla sessizleşmiştir. Bıkkınlıktan yorgunluktan dolayı değil, 'sessiz olacağım ve böylece yanıtı bulacağım' dediği için değil. Yanıtı bulmak için olası her şeyi yaptığından, zihin kendiliğinden sessizleşir. Bu sessizlikte bütün sorunlarımızı çözecek bir algılama hali gizlidir. '' Krishnamurti
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |
![]() | ![]() |
![]() | #5 (permalink) |
Binbaşı ![]() Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
![]() ![]() ![]() ![]() | ![]() APTAL PUMA SENDROMU Pumayı bilirsiniz. Hani vahşi kedilerin uzak atalarından. Yaklaşık iki metre uzunluğundaki benekli yırtıcı. Bir çok özelliği ile ünlüdür bu ormanların harika kedisi. Ama en çok ta hızlı ve kıvrak koşusu ile tanınır. Avının peşine düştüğü andan itibaren giderek hızlanan ve vücudunun tüm eklem ve kaslarını ortaya koyan hareketlerini seyretmek bir zevktir. Bu ölüm koşusu bazen pumanın, bazen ise hayatı için koşan kurbanın zaferi ile sonuçlanır. Peki, bir puma avının peşinden ne kadar koşar? İşte ormanların vahşi avcısını uygarlıkların kurucusu insana örnek yapacak olan da pumanın bu özelliğidir. Puma avının peşinden sürdürdüğü "ölüm koşusunu" her zaman avının cüssesine göre ayarlar. Yani bir ceylan ele geçirmek için koştuğu süre ile bir tavşanın peşinden geçirdiği süre asla aynı değildir. Çünkü puma akıllı bir hayvandır ve koşarken harcadığı enerji miktarı, avdan elde edeceği potansiyel enerji miktarını aştığı anda puma koşmaktan vazgeçer. Yenilgiyi kabul edip başka av arar. Bu nedenle ceylanın peşinden fazla, tavsanın peşinden çok daha az koşar. İşte "aptal puma sendromu" bunun tersini yapan insanların ruh halini ifade etmek için, yani bir tavşanın peşinden yıllarca koşan, sonra da yakaladığı avı bir öğünde bitiren akılsızlar için kullanılır. Başarının sırrı pumalıktan, yani harcanan emek, ulaşılan sonuç ilişkisindeki dengeyi iyi saptamaktan geçiyor. Şimdi söyleyin bakalım sizin yıllardır peşinde koştuğunuz tavşan mı yoksa ceylan mı?
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |
![]() | ![]() |
![]() |
Bookmarks |
| |
Serbest Kürsü ve Geliştiren Yazılar VAKİTSİZ AÇILAN KOZA Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Bir gün, bir kozada küçük bir delik açıldı ve bir adam bedenini bu küçük delikten çıkarmaya çalışan kelebeği saatlerce seyretti. Sonra, kelebek sanki daha fazla ilerlemek istemiyormuş gibi durdu. Sanki, ilerleyebileceği kadar ilerlemişti ve artık daha fazla ilerleyemiyordu. Ve adam, ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Geliştiren Yazılar telkin cd indir izle İstanbul Geliştiren Yazılar nerededir kimdir Geliştiren Yazılar çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Geliştiren Yazılar hipnoz Geliştiren Yazılar olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Geliştiren Yazılar hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Geliştiren Yazılar kuantum düşünce kitap haberi